Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/937 E. 2022/1065 K. 06.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/937
KARAR NO : 2022/1065

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/911
KARAR NO : 2018/1200
DAVA TARİHİ : 30.09.2015
KARAR TARİHİ : 01.11.2018

DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali

KARAR TARİHİ : 06.09.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 14.09.2022

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen 01.11.2018 tarih ve 2015/911 Esas, 2018/1200 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın Dairemize gönderildiği ve Dairemizin 18.05.2021 tarih ve 2019/1155 Esas, 2021/632 Karar sayılı kararı ile dosyada temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildiği ve taraf avukatları tarafından temyiz yolun yoluna başvurulduğu, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 07.04.2022 tarih ve 2021/4222 Esas, 2022/1989 Karar sayılı bozma kararı uyarınca yeniden inceleme yapılmak üzere Dairemize gönderildiği ve Dairemizin 2022/937 Esas sırasına kaydının yapıldığı, Dairemizin 06.09.2022 tarih ve 2022/937 Esas, 2022/1065 Karar sayılı kararı ile duruşmalı olarak son verilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 30.09.2015 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 19.06.2015 tarihinde taşeron sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre müvekkilinin Aydın Çine yolu üzerindeki …. inşaatının, …. ilçesindeki huzurevi inşaatının, …. otopark inşaatlarının doğrama ve dış cephe giydirme işlerini üstlendiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10.maddesinde sözleşme bedeli ve ödeme şeklinin düzenlendiğini, buna göre toplam 480.000,00 TL’ye yapılacak iş bedeline mahsuben 30.08.2015 tarihinde 100.000,00 TL nakit ödeme yapılacağı, ayrıca 30/09/2015 tarihinde 50.000,00 TL bedelli çek ödeneceği, 30/10/2015 tarihinde 100.000,00 TL bedelli çek ödeneceği, 30/11/2015 tarihinde 100.000,00 TL bedelli çek ödeneceği belirtilerek …. ‘a ait 3 adet çekin teslim edildiğini, bakiye kalan iş bedelinin ise yine çek düzenlenerek 31/12/2015 tarihinde ödeneceğinin taahhüt edildiğini, davacı firma olarak üstlendiği işlerden …. inşaatına ait imalatların tamamlandığını, ancak Aydın’daki …. inşaatı ile …. otopark inşaatı çalışmalarının istenilen seviyeye getirilemediğini, davalı firmanın 30/08/2015 tarihinde ödemesi gereken 100.000,00 TL peşinatı hiçbir gerekçe göstermeden ödemediğini, bu peşinat için İzmir 6.İcra Müdürlüğünün 2015/12840 Esas sayılı takip dosyası üzerinden takip başlattıklarını ve ayrıca davalı tarafa Aydın 1.Noterliği’nin 02/09/2015 tarihli ve 20774 yevmiye nolu ihtarnameyi gönderdiklerini, davalının İzmir 6.İcra Müdürlüğünün 2015/12840 Esas sayılı takip dosyasına itiraz ettiklerini, davalının itirazının haksız olduğunu, bu nedenlerle İzmir 6.İcra Müdürlüğünün 2015/12840 Esas sayılı takibe itirazının iptaline, takibin devamına ve % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı avukatı tarafından verilen yanıt dilekçesinde özetle; davanın itirazın iptali davası olduğunu, davanın dayanağı olan takibin kesinleşmediğini, taraflar arasındaki taşeron sözleşmesinin İzmir 27.Noterliğinden keşide ettikleri 14/09/2015 tarihli ve 19093 yevmiyeli ihtarname ile feshedildiğini, bu zamana kadar edimlerin sözleşmeye uygun şekilde tamamlanmadığını, bu edimlerin yerine getirilmediğinin Bergama 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/194 D.İş dosyası, Aydın 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/138 D.İş dosyası ile tespit edildiğini, bu tespit dosyalarında davacının alacağının toplamda yaptığı iş bakımından 81.056,05 TL olduğunu, davacıya verilen 30/09/2015 vadeli 50.000,00 TL’lik çekin davacı tarafından tahsil edildiğini, daha sonradan davacı tarafça 30/10/2015 vadeli ve 100.000,00 TL bedelli çekin tahsil edildiğini, kendilerinin davacıdan alacaklı duruma geldiklerini, bu nedenle davanın reddine ve % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 01.11.2018 tarih 2015/911 Esas 2018/1200 Karar sayılı kararında özetle; “…taraflar arasındaki taşeron sözleşmesi uyarınca celp edilen tespit dosyaları da dikkate alındığında, Aydın …. inşaatı yapım işi ile ilgili olarak davacının hak edişinin 4.976,00 TL olduğu, …. katlı otopark yapım işi ile ilgili olarak yapılan işlere göre hak ediş tutarının 36.080,05 TL olduğu, Aydın ili …. ilçesi huzurevi inşaatının tamamlanmış olup hakediş tutarının 40.000,00 TL olduğu, buna göre taşeron firmanın yani davacının 3 işten toplam alacağının 81.056,05 TL olduğu, davalı tarafça davacıya verilen 50.000,00 TL ve 100.000,00 TL bedelli çeklerin …. hesabına ödendiği, bu hususun …. Bankası İzmir 4. Sanayi Sitesi banka şubesinin verilen cevabında 50.000,00 TL tutarlı Türkiye …. Bankasına ait çekin 24/06/2015 tarihli çek tevdi bordrosu ile şubelerine ibraz edildiği ve aynı tarihte takas sistemine alındığı, çekin keşide tarihi olan 30/09/2015 tarihinde takas sisteminden tahsil edilerek …. hesabına ödendiği, yine keşidecisi davalı …. ’nin …. Salihli Şubesine ait 100.000,00 TL çekle ilgili verilen banka cevabında da davacı …. ’in 14/08/2015 tarihinde tahsile verdiği 100.000,00 TL bedelli çekin takasta işlem görerek davacı …. hesabına ödendiği, dolayısıyla toplamda 150.000,00 TL’nin davacıya ödenmiş olduğu, davacının yaptığı edimlere göre daha fazla bir alacağının kalmadığının anlaşıldığı, davacının ayrıca ticari kazanç kaybından bahsederek rapora itiraz ettiği anlaşılmış ise de takip konusunun hak ediş bedeli olduğu, hak ediş bedelini ise davalının verdiği çeklerle tahsil ettiği anlaşılmış olmakla davanın reddine…” dair karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının davacı avukatı tarafından verilen 01.02.2019 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesi kapsamında yapılan inceleme sonucunda, Dairemizin 18.05.2021 tarih ve 2019/1155 Esas, 2021/632 Karar sayılı kararında özetle;
“…Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Sözleşme konusu işin değeri olan 480.000,00 TL dikkate alındığında davacı …. ‘in tacir, yapılan işin ticari iş olduğu, ticari davanın söz konusu olduğu, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli mahkeme olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı ile davalı arasında 19.06.2015 tarihinde taşeron sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye göre davacının Aydın-Çine yolu üzerindeki …. inşaatı, …. ilçesindeki huzurevi inşaatı ile …. otopark inşaatlarının doğrama ve dış cephe giydirme işlerini üstlendiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10.maddesinde sözleşme bedeli ve ödeme şeklinin düzenlendiği, sözleşmeye konu iş bedelinin 480.000,00 TL olduğu, yapılacak iş bedeline mahsuben 30.08.2015 tarihinde 100.000,00 TL nakit ödeme yapılacağı, ayrıca 30/09/2015 tarihinde 50.000,00 TL bedelli çek ödeneceği, 30/10/2015 tarihinde 100.000,00 TL bedelli çek ödeneceği, 30/11/2015 tarihinde 100.000,00 TL bedelli çek ödeneceği belirtilerek …. ‘a ait 3 adet çekin teslim edildiği, bakiye kalan iş bedelinin ise yine çek ile 31/12/2015 tarihinde ödeneceğinin taahhüt edildiği, işe 22/06/2015 tarihinde başlanacağı, 10/08/2015 günü bitirilerek teslim edileceği, davalı tarafça yapılan delil tespiti işleminde davacı tarafın işi yarım bıraktığı, tamamlamadığı, inşaat alanını terk ettiği, yapılan iş miktarının 81.056,05 TL olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın bu tespite bir itirazının bulunmadığı, her ne kadar İDM’ce keşif yapılmadan karar verilmiş ise de, taraflarca işin tamamının yapıldığı, eksik ve ayıplı iş, ilave iş yapıldığı iddiası ileri sürülmediğinden istinaf edenin taraf sıfatına göre davacı tarafın talebinin sözleşmede 30/08/2015 günü ödeneceği belirtilen 100.000,00 TL’lık peşinata ilişkin olduğu, bu nedenle icra takibine girişildiği görülmekle dairemizce keşif eksiklik olarak görülmemiş, ödenmesi gereken miktarın 81.056,05 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
…. Bankası İzmir 4.Sanayi Sitesi Banka şubesinin verilen cevabında 50.000,00 TL tutarlı Türkiye …. Bankasına ait çekin 24/06/2015 tarihli çek tevdi bordrosu ile şubelerine ibraz edildiği, 30/09/2015 tarihinde takas sisteminden tahsil edilerek …. hesabına ödendiği, yine keşidecisi davalı …. ’nin …. Salihli Şubesine ait 100.000,00 TL çekin takasta işlem görerek davacı …. hesabına ödendiği, dolayısıyla toplamda 150.000,00 TL’nin davacıya ödenmiş olduğu, ödemelerin dava tarihinden sonra yapıldığı, icra takibine konusu 100,000,00 TL’den ödenmesi gereken 81.056,05 TL yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
81.056,05 TL’lık alacak talebi yönünden yapılan incelemede, bu alacağın likit olmadığı, hesaplamayı gerektirdiği anlaşıldığından davacı yararına % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmemiş, icra takibine kötüniyetli olarak girişildiği kanıtlanamadığından ve yasal koşulları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, davacı tarafın sözleşmedeki edimlerini yerine getirdikten sonra 100.000,00 TL’nin ödeneceği, işin süresi içinde tamamlanmaması nedeniyle davalı tarafın sözleşmeyi feshinde haklı olduğu, fesih haklı olduğundan davacı tarafın yaptığı imalat miktarı olan 81.056,05 TL’yi talep edebileceği, davacı tarafın edimlerini tam olarak yerine getirmemiş olması nedeniyle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı kanaatine dairemizce varılmıştır.
HMK’nın 353/(1)-b-2.maddesinde,”Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında …”duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı avukatının istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2.maddesi gereğince kaldırılarak, esas hakkında yeniden karar…” verilmiştir.
Dairemizin 18.05.2021 tarih ve 2019/1155 Esas, 2021/632 Karar sayılı kararının taraf avukatları tarafından temyizi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 07.04.2022 tarih ve 2021/4222 Esas, 2022/1989 Karar sayılı bozma kararında özetle; “…Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve özellikle davacının talebinin nakit işbedelinin ödenmesine yönelik olduğunun anlaşılmasına göre verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Davalı vekilinin itirazlarına gelince;
Taraflar arasında akdedilen 19.06.2015 tarihli taşeron sözleşmesinde davacı taşeronun Aydın-Çine yolu üzerindeki …. merkezi inşaatı, …. ilçesindeki huzurevi inşaatı ile … otopark inşaatlarının doğrama ve dış cephe giydirme işlerini üstlendiği, sözleşmenin 10. maddesinde sözleşme bedeli ve ödeme şeklinin düzenlendiği, sözleşmeye konu iş bedelinin 480.000,00 TL olduğu, yapılacak iş bedeline mahsuben 30.08.2015 tarihinde 100.000,00 TL nakit ödeme yapılacağı, 30/09/2015 tarihinde 50.000,00 TL bedelli çek ödeneceği, 30/10/2015 tarihinde 100.000,00 TL bedelli çek ödeneceği, 30/11/2015 tarihinde 100.000,00 TL bedelli çek ödeneceği belirtilerek …. ‘a ait 3 adet çekin teslim edildiği, bakiye kalan iş bedelinin ise yine çek ile 31/12/2015 tarihinde ödeneceğinin taahhüt edildiği, işe 22/06/2015 tarihinde başlanacağı, 10/08/2015 günü bitirilerek teslim edileceği kararlaştırılmıştır.
Kambiyo senedi niteliğindeki çek bir ödeme aracı olup, kural olarak mevcut borcun tediyesi için verildiğinin kabulü gerekir, aksini iddia eden tarafın aynı ölçüde delille ispat etmesi gerekir. Sözleşmenin hakediş ödemesine ilişkin düzenlemesinde de açıkça işbedelinin 380.000,00 TL’lik kısmının sıralı şekilde çeklerle ödeneceği ve 100.000,00 TL tutarında nakit ödeme yapılacağı kararlaştırılmıştır. Ödeme aracı olan çekin verilmesiyle ödemenin gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Çekin henüz tahsil edilmemiş olması ödeme karinesini geçersiz kılmaz. Kaldı ki sözleşme gereğince yapılacak ödeme kapsamında davacıya verilen çeklerden iki tanesi yargılama aşamasında davacıya ödenmiştir. Bu durumda davacı taşeronun talep ettiği iş bedeli davalı yüklenici tarafından daha öncesinde ödenmiş olduğundan davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile bölge adliye mahkemesi kararının temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA,…” dair oyçokluğu ile karar verilmiştir.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 6 .Hukuk Dairesi’nin 07.04.2022 tarih ve 2021/4222 Esas, 2022/1989 karar sayılı bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; …. nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Dairemizin 18.05.2021 tarih ve 2019/1155 Esas, 2021/632 Karar sayılı kararında; “… Sözleşme konusu işin değeri olan 480.000,00 TL dikkate alındığında davacı …. ‘in tacir, yapılan işin ticari iş olduğu, ticari davanın söz konusu olduğu, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli mahkeme olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı ile davalı arasında 19.06.2015 tarihinde taşeron sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye göre davacının Aydın-Çine yolu üzerindeki …. inşaatı, …. ilçesindeki huzurevi inşaatı ile …. otopark inşaatlarının doğrama ve dış cephe giydirme işlerini üstlendiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10.maddesinde sözleşme bedeli ve ödeme şeklinin düzenlendiği, sözleşmeye konu iş bedelinin 480.000,00 TL olduğu, yapılacak iş bedeline mahsuben 30.08.2015 tarihinde 100.000,00 TL nakit ödeme yapılacağı, ayrıca 30/09/2015 tarihinde 50.000,00 TL bedelli çek ödeneceği, 30/10/2015 tarihinde 100.000,00 TL bedelli çek ödeneceği, 30/11/2015 tarihinde 100.000,00 TL bedelli çek ödeneceği belirtilerek …. ‘a ait 3 adet çekin teslim edildiği, bakiye kalan iş bedelinin ise yine çek ile 31/12/2015 tarihinde ödeneceğinin taahhüt edildiği, işe 22/06/2015 tarihinde başlanacağı, 10/08/2015 günü bitirilerek teslim edileceği, davalı tarafça yapılan delil tespiti işleminde davacı tarafın işi yarım bıraktığı, tamamlamadığı, inşaat alanını terk ettiği, yapılan iş miktarının 81.056,05 TL olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın bu tespite bir itirazının bulunmadığı, her ne kadar ilk derece mahkemesince keşif yapılmadan karar verilmiş ise de, taraflarca işin tamamının yapıldığı, eksik ve ayıplı iş, ilave iş yapıldığı iddiası ileri sürülmediğinden istinaf edenin taraf sıfatına göre davacı tarafın talebinin sözleşmede 30/08/2015 günü ödeneceği belirtilen 100.000,00 TL’lik peşinata ilişkin olduğu, bu nedenle icra takibine girişildiği görülmekle dairemizce keşif eksiklik olarak görülmemiş, ödenmesi gereken miktarın 81.056,05 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
…. Bankası İzmir 4.Sanayi Sitesi Banka şubesinin verilen cevabında 50.000,00 TL tutarlı Türkiye …. Bankasına ait çekin 24/06/2015 tarihli çek tevdi bordrosu ile şubelerine ibraz edildiği, 30/09/2015 tarihinde takas sisteminden tahsil edilerek …. hesabına ödendiği, yine keşidecisi davalı …. ’nin …. Salihli Şubesine ait 100.000,00 TL çekin takasta işlem görerek davacı …. hesabına ödendiği, dolayısıyla toplamda 150.000,00 TL’nin davacıya ödenmiş olduğu, ödemelerin dava tarihinden sonra yapıldığı, icra takibine konusu 100,000,00 TL’den ödenmesi gereken 81.056,05 TL yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
81.056,05 TL’lık alacak talebi yönünden yapılan incelemede, bu alacağın likit olmadığı, hesaplamayı gerektirdiği anlaşıldığından davacı yararına % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmemiş, icra takibine kötüniyetli olarak girişildiği kanıtlanamadığından ve yasal koşulları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, davacı tarafın sözleşmedeki edimlerini yerine getirdikten sonra 100.000,00 TL’nin ödeneceği, işin süresi içinde tamamlanmaması nedeniyle davalı tarafın sözleşmeyi feshinde haklı olduğu, fesih haklı olduğundan davacı tarafın yaptığı imalat miktarı olan 81.056,05 TL’yi talep edebileceği, davacı tarafın edimlerini tam olarak yerine getirmemiş olması nedeniyle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı kanaatine dairemizce varılmıştır…” kanaatiyle kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş, 81.056,05 TL üzerinden dava konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, bakiye 18.943,95 TL yönüden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı her iki tarafta da temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi davacının temyiz talebinin reddine karar vermiş, davalının temyizini ise davacı taşeronun talep ettiği iş bedeli davalı yüklenici tarafından daha önceden ödenmiş olduğundan onun da davasının reddi gerekeceği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin bozma kararına yapılan duruşmada uyularak davacının temyiz talebi reddedildiğinden davacı yönünden kararın zaten kesinleştiği, davalı temyizi yönünden de Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma kararında gösterildiği üzere davalı yüklenici tarafından daha önceden, davacı taşeronun talep ettiği iş bedelinin ödendiği, davacının davalıdan bakiye alacağının kalmaması nedeniyle dairece anılan karar kesin olarak bozulmuş olmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Verilen karar gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 1.707,75 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 1.627,05 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya geri verilmesine, (mükerrer harç tahsilinin önlenmesi için ilk derece mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesi tarafından harç tahsil müzekkeresi yazılmış ise işlemsiz iadesinin istenmesine, harç tahsil edilmiş ise yatırana iadesine),
3-Davanın reddine karar verilmiş olmakla davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı ilk derece yargılamasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 13.450,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı istinaf yargılama aşamasında kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ikinci bölüm, 17. maddesinin “b” bendi gereğince belirlenen 5.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan, istinaf yargılama gideri ile temyiz giderlerinin verilen kararın niteliği gereğince davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 54,50 TL temyiz yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333/(1).maddesi gereğince karar kesinleştiğinde davacı tarafından yatırılan artan gider avansının davacıya, davalı tarafından yatırılan artan delil-gider avansının davalıya geri verilmesine,
9-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361/(1) maddesi gereğince, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 06.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.