Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/899 E. 2022/1120 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/899
KARAR NO : 2022/1120

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/806
KARAR NO : 2020/178
DAVA TARİHİ : 26/02/2015
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARAR YAZ. TARİHİ : 16.09.2022

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/03/2020 tarih ve 2018/806 Esas 2020/178 Karar sayılı kararının istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen dava dilekçesinde özetle;davalılar …. – …. adi ortaklığının …. nin İzmir …. , …. ve …. İkmal İşi İnşaatını üstlenen yüklenici olduğunu, davalıların …. nden müteahhit firma olarak üstlenmiş olduğu …., …. ve …. İkmal İşine ait havalandırma, mekanik, tesisat, imalat ve montajlarını kapsayan mekanik işleri taşeron firma olarak müvekkili şirket tarafından yapıldığını, müvekkili şirketin davalılar ile yapmış olduğu sözleşme uyarınca tamamladığı işlerin faturalarını düzenleyerek teslim ettiğini, müvekkilinin ilk kısım işin tamamlanması ile hak ediş bedeli olan 252.246,24 TL’yi 11/06/2014 tarihinde 8759 Nolu fatura düzenleyerek teslim ettiğini, söz konusu fatura bedelinin ödenmemesi üzerine tarafların 18/07/2014 tarihli protokol ile …. Bank 28/10/2014 vadeli 100.000,00 TL bedelli çek ve ödemesi davalının tüm mekanik işlerin hak ediş bedeli olan 5.969.721,02 TL’nin …. nce ödenmesine bağlanan müvekkiline teslim edilmeyen vadesi belirtilmeyen …. Bank 152.000,00 TL bedelli çekin düzenlenerek fotokopisinin protokole eklendiğini, davalıların keşide ettikleri 28/10/2014 tarihli 100.000,00 TL’lik çeki ödemediklerini, protokolde belirtilen 152.000,00 TL’lik çekin müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin son kısım mekanik işlere ait 209.263,76 TL bedelli 25/12/2014 tarihli hak ediş faturasını düzenleyerek davalılara gönderdiğini, söz konusu faturanın davalılara tebliğ edilip iade edilmediğini, …. nce müvekkilinin hak ediş alacağının da bulunduğu mekanik işlere ait 5.969.721,02 TL’nin davalılara ödendiğini, bu nedenle 18/07/2014 tarihli protokole dayanan 11/06/2014 tarihli ilk faturadan kaynaklanan 152.000,00 TL’nin ödenmesi için davalılara ihtar gönderildiğini, davalı …. ‘nin hak edişin ödenmediğinden bahisle itiraz ettiğini, oysaki 5.969.721,02 TL ‘yi …. nden davalıların tahsil ettiğini, söz konusu bedelde dava konusu yapılan müvekkilinin taşeron olarak yapmış olduğu havalandırma, mekanik, tesisat, yangın, imalat ve montaj işinin hak edişini kapsadığını, idarenin mekanik tesisatı kapsayan hak ediş bedelini ödemesinin işin mekanik yönünden müvekkilinin tamamladığının delili olduğunu, davalıların hak ediş bedeli olan 11/06/2014-25/12/2014 tarihli faturalardan kaynaklanan 461.510,00 TL hak ediş alacağının sadece 100.000,00 TL’sinin ödendiğini, kalan 361.510,00 TL hak edişin ihtarlara rağmen ödenmemesi nedeniyle İzmir 17 İcra Müdürlüğünün 2015/1510 sayılı dosyası ile yapılan icra takibine borçluların gerçek dışı beyanlarla itiraz edip takibi durdurduğunu, mekanik tesisat işinin eksizsiz tamamlanıp davalılara teslim edildiğini, idarenin davalılara baskısı ile müvekkiline 18/07/2014 tarihli protokolde belirtilen ilk faturadan kaynaklı 03/03/2015 tarihli çeki teslim ettiklerini, ancak ikinci faturadan kaynaklanan ödemeyi yapamayacaklarını, maddi sıkıntı yaşadıklarını belirttiklerini, bu nedenle takip dosyasında belirtilen ilk faturadan kaynaklanan 152.000,00 TL alacak ve işlemiş faiz düşülerek ikinci faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için bu davanın açıldığını bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 211.397,71 TL alacağın tahsilini teminen davalıların itirazlarının iptaline % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT :
Davalı …. vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını, müvekkili firmanın davacı taraf ile imzaladığı sözleşmeye konu işlerin yapımı hususunda daha önce …. firması ile anlaştığını, ancak söz konusu firma ile yapılan sözleşmenin feshedildiğini, bundan sonra …. firmasından kalan işlerle ilgili davacı taraf ile sözleşme imzalandığını, davacının …. firmasının müvekkili firma ile ilgili sözleşmesel bütün yükümlülüklerinden sorumlu olduğuna ilişkin taahhütname verdiğini, …. firmasının yaptığı işlerle ilgili 2.573.04 TL borçlu bulunduğunu, davacının bu borçtan sorumlu olduğunu, davacı tarafın alacak hakkının doğmasının 14/02/2014 tarihli sözleşme ve bu sözleşmeye bağlı 18/07/2014 tarihli protokol hükümlerine göre sözkonusu işlerin tamamının bitirilip teslim edilmesi, kabulünün yapılması, kesin hesapların yapılıp onaylatılması ve kesin hesapların idarece onaylanması şartlarına bağlı olduğunu, kesin hesapların idarece onaylanmadığını, davacı tarafın kalan işlerle ilgili alacağına ilişkin yapılan protokolde belirtilen işleri tamamlaması şartı ile 252.000,00 TL alacağı öngörülerek işler tamamlanmamış olmasına rağmen 100.000,00 TL ve 152.000,00 TL’lik çeklerle ödeme yapıldığını, protokolde belirtilen kesin hesapların idarece onaylanması koşulunun henüz gerçekleşmediğini, ayrıca sözleşme gereği hak edişlerden % 5 kesinti yapması gerekirken bu kesintiler yapılmadan karşı tarafa fazla ödeme yapıldığını, bu ödemelerle ilgili dava ve faiz talep haklarını saklı tuttuklarını bildirerek davanın reddine, % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresinin İzmir Karşıyaka olduğunu, yetkili mahkemenin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, esasa ilişkin olarak ise, müvekkili firmanın davacı taraf ile imzaladığı sözleşmeye konu işlerin yapımı konusunda …. ile anlaşıldığını, …. firmasının sözleşmenin iptal edilmesine ilişkin dilekçesine istinaden …. ile yapılan sözleşmenin feshedilmesinden sonra kalan işlerle ilgili davacı taraf ile sözleşme imzalandığını ve davacı yanın …. firmasının müvekkili firma ile ilgili sözleşmesel bütün yükümlülüklerinden sorumlu olduğuna dair taahhütname verdiğini, söz konusu firmanın 2.573.04 TL borçlu bulunduğunu, davacının da 14/02/2014 tarihli taahhütnamesi gereği bu borçtan sorumlu olduğunu, davacının alacak hakkının henüz doğmadığını, alacak hakkının doğmasının 14/02/2014 tarihli sözleşme ve bu sözleşmeye bağlı 18/07/2014 tarihli protokol hükümlerine göre sözkonusu işlerin tamamının bitirilip teslim edilmesi, kabulünün yapılması, kesin hesapların yapılıp onaylatılması ve kesin hesapların idarece onaylanması şartlarına bağlı olduğunu, kesin hesapların idarece onaylanmadığını, …. Mühendisliğin …. firmasından kalan işlerle igili alacağına istinaden yapılan protokolde belirtilen işlerin tamamlanması şartı ile 252.000,00 TL alacağı öngörülerek işler tamamlanmamış olmasına rağmen 100.000,00 TL ve 152.000,00 TL’lik çeklerle ödeme yapıldığını, protokolde belirtilen kesin hesapların idarece onaylanması koşulunun henüz gerçekleşmediğini, ayrıca sözleşme gereği hak edişlerden % 5 kesinti yapması gerekirken bu kesintiler yapılmadan karşı tarafa fazla ödeme yapıldığını, bu ödemelerle ilgili dava ve faiz talep haklarını saklı tuttuklarını bildirerek davanın reddine, % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (KALDIRMA ÖNCESİ):
İlk derece mahkemesi 14/03/2017 tarih ve 2015/236 esas, 2017/223 karar sayılı kararında özetle; “12/02/2014 tarihli sözleşmeye bağlı olarak işverenin idare ile yapmış olduğu sözleşme eki proje, teknik şartnamede belirlenmiş olan tüm mekanik, tesisat imalatlarında sistemlerin test edilerek işletmeye alınması ve idareye teslim edilmesi karşılığında taşeronun söz konusu sözleşmeye ait alacağında 100.000,00 TL tutarındaki adi ortaklığa ait 28/10/2014 tarihli çekin taşerona teslim edileceği, söz konusu işe ait mekanik keşfinin 5.969.721,02 TL olarak kesinleşmesi sonucunda taşeronun hakedişi ve bu işe ait yapılan ödemeler ile cari hesap sonucunda bakiye alacağı olan 252.000,00 TL’nin 100.000,00 TL’lik çekin düşülmesi ile kalan 152.000,00 TL karşılığındaki 28/10/2014 tarihli çekin söz konusu işlerin tamamının bitirilip teslim edilmesi, kabulünün yapılması ve kesin hesaplarının yapılıp onaylatılması ve toplam keşif bedeli olan 5.969.721,02 TL’nin idare hakedişine konularak onaydan geçmesine müteakip taşerona teslim edileceğinin düzenlendiği, yapılan icra takibinin 25/12/2014 tarihli 209.263,00 TL ve 11/06/2014 tarihli 152.246,24 TL bedelli faturalara ilişkin olarak yapıldığı, davalı kayıtlarında ise takip konusu edilen 209.263,76 TL bedelli faturanın kayıtlı olmadığı, davacı tarafın takip tarihi itibariyle 326.928,12 TL alacağının bulunduğunun tespit edildiği, belediyece verilen yazı cevabına göre kesin hakediş çalışmalarının devam ettiği, kesin hesabın yapılmadığı, davacı ve davalı arasında imzalanan 18/07/2014 tarihli protokol hükümlerinin tarafları bağlamayacağı belirtilerek davanın reddine..” dair karar verilmiştir.
KALDIRMA KARARI:
İlk derece mahkemesi kararından sonra, davacı vekili tarafından istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen ve dairemizin 04/04/2018 tarih ve 2017/894 E. 2018/406 K. Sayılı kararında özetle; 6100 Sayılı HMK.nun 353/1-(a)-6. maddesi, ”Mahkemece, tarafların davanın esası ile ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” durumunda, Bölge Adliye Mahkemesi’nin esası incelemeden kararı kaldırarak davanın yeniden görülmesi için dosyayı kararı veren mahkemeye göndereceği ve bu kararın duruşma yapılmadan verilmesi gerekli kesin karar niteliğinde bulunduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda yapılan değerlendirmeler ve açıklamalar ışığında, mahkemece esasa ilişkin deliller gereği gibi toplanıp, değerlendirilmeden karar verilmiş olduğundan davacı avukatının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına,” dair karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (KALDIRMA SONRASI):
Dairemizin kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesinin 10/03/2020 tarih ve 2018/806 Esas, 2020/178 Karar Sayılı kararında özetle,””Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre konunun yeterince aydınlandığı, bilirkişi raporu ile tüm hakedişlerin değerlendirilerek ek rapor düzenlendiği ve rapora göre davacının davasının subut bulmadığı, bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olup bildirilen kanaatin mahkememiz kanaati ile aynı doğrultuda oluştuğu saptanmış ve buna göre davanın reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili tarafından verilen 30/03/2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; 18/07/2017 tarihli protokol konusuz kalmış olmasına rağmen diğer fatura alacağının o protokolle bağlantılıymış gbi mahkemece uyuşmazlık konusu haline getirildiğini, 209.263,76 TL’ lık yeni faturaya ilişkin fatura ekinde ve içeriğinde hangi işlere istinaden bu faturanın kesildiğine dair hakediş ve benzeri sunulmadığından faturanın alacağı kanıtlanmadığının iddia edildiğini, bozma kararı sonrası mahkemece çözümlenmesi gereken uyuşmazlık noktalarının çözümlenmediğini, bozma kararında; davacının takip konusu yaptığı alacaktan ödenmeyen kısmın belirlenmesi, bilirkişi raporunda toplam bedelin ne kadar olması gerektiğine ilişkin bir değerlendirme yapılması gerektiği ifade edilerek karar bozulmuşsa da bozmadan sonra alınan bilirkişi raporunda da buna ilişkin tam bir bedel belirlemesi yapılmadığını, bilirkişi kök raporunda; dava dışı idarenin müzekkere cevapları ile de sabit olmak üzere müvekkil şirketin üstelenmiş olduğu işi eksiksiz ve ayıpsız tamamladığı ve davalılardan 209.510 TL alacaklı olduğu hususu tespit edildiği, dava dışı idare metro inşaatının bitiği ve ve metronun faaliyete geçtiğini belirttiğini, tüm bu nedenlerle işin eksiksiz ve ayıpsız olarak tamamlanmış olması, alacağın hakediş dosyaları(43-44-45-46 No’lu) ile varlığı sabit olmasına rağmen davanın salt hukuk aykırı bilirkişi raporu baz alınarak ve birebir rapora göre mahkemece değerlendirme yapılmadan reddi usul ve yasaya aykırı olup, yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi isteği ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İSTİNAFA YANIT :
Davalılar vekili tarafından istinafa verilen cevap dilekçesinde özetle, alacak ve borç ilişkisi 18/07/2014 tarihli protokol ile tasfiye edildiğini, teknik olarak kesin hesabın yapılmadığı anlaşıldığından protokole göre ödeme yapılamayacağı kanaatine ulaşıldığını, bu işe ait yapılan ödemeler ile cari hesap sonucunda bakiye alacağı olacak yaklaşık 252.000,00 TL’ olarak belirlendiğini, bu bedelin ödenmesi ile davacı tarafın başkaca alacağı kalmadığını, davacı tarafın davada dayandığı fatura alacağını ispat edemediğini, gelen kayıtlara göre bir borcu bulunmadığını, davacı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak iddiasına dayalı itirazın iptali isteğine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince verilen 14/03/2017 tarih ve 2015/236 Esas, 2017/223 Karar sayılı kararın dairemizin 04/04/2018 tarih ve 2017/894 Esas 2018/406 Karar sayılı kararı ile “sözleşmenin 2. maddesinin götürü bedel belirlenmediği, raporda da bu yönde bir tespit olmadığı göz önüne alınarak, önce taraflardan HMK 31. Maddesi gereğince toplam iş bedeli sorularak, sözleşme ve protokol hükümleri de dikkate alınmak suretiyle toplam bedelin belirlenmesi, sonra ödeme belgelerine göre ne miktarda ödenmeyen bedel olduğunun tespit edilmesi, idare tarafından davalılara verilecek toplam 5.969.721,02 TL miktarındaki hak edişin onaylanıp onaylanmadığının sorulması, 46 nolu hak edişe ilişkin kayıtlar da hesaba dahil edilerek tarafların alacak borç durumları konusunda buna göre bir sonuca ulaşılması gerektiği” nedeniyle kaldırıldığı, kaldırma üzerine mahkemece; idare ile yazışma yapılarak 06/11/2019 tarihli bilirkişi ek raporu alınmak ve bu rapor hükme esas tutularak davanın reddi yönünde karar verildiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince her ne kadar, dairemiz kaldırma kararı doğrultusunda idare ile yazışmalar yapılmış ve sonuca ilişkin bir ek rapor alınmış ise de, söz konusu yazışma ve hükme esas tutulan raporun kaldırma kararındaki eksikleri giderir nitelikte olmadığı görülmüştür.
Şöyle ki:
1-Kaldırma kararı sonrası; davacı yüklenicinin yaptığı işin toplam bedeli (toplam hak ediş) belirlenmemiştir. Gerek taraf vekillerinin yazılı beyanlarında, gerekse sözleşme ve protokol hükümlerinde bu husus açıklığa kavuşturulmamıştır.
2-…. Başkanlığı’nın 27/02/2019 tarihli yazısında; “davalının taahhüt ettiği mekanik işlerin tamamlandığı ve bedellerinin davalıya fiyat farkı dahil olmak üzere ödendiği ve kesin hesap hak edişine ait harcama talimatı ve ödeme emri belgelerinin ekte gönderildiği” bilgisinin verildiği, ancak toplam hak ediş ile ilgili olarak kesin hesap raporunun onaylanıp onaylanmadığı ile ilgili herhangi bir bilgi verilmediği anlaşılmıştır.
3-Bilirkişi raporlarında (kaldırma öncesi alınan kök ve ek raporlarda ve kaldırma sonrası alınan ek raporda) sadece ticari defter incelemelerine dayanıldığı, kök raporda 209.510 TL alacak tespit edildiği, protokole göre de 152.000 TL alacak görüldüğü, ancak bunun yaklaşık bir alacak olarak ifade edildiği, kaldı ki protokol gereği 152.000 TL’ nin ödendiği ve uyuşmazlık konusu olmadığının taraf vekillerince istinaf dilekçelerinde ifade edildiği, bu duruma göre; davacı tarafça iddia olunan alacağın varlığının ve miktarının tam olarak tespit edilmediği, ayrıca icra takibindeki faiz hesabının doğru olup olmadığının da raporlarda denetlenmediği görülmüştür.
4-Bilirkişi görevlendirilmesinin 2 kişi olarak yapıldığı, HMK 267.maddesine uygun bir görevlendirme olmadığı belirlenmiştir.
5-Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında hukuki değerlendirmeler yapıldığı ve mahkemece de buna göre karar verildiği anlaşılmıştır.
Açıklanan bütün bu hususlar gereğince; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olmadığı, dairemizin kaldırma kararındaki eksikliklerin de tamamlanmadığı, buna göre ilk derece mahkemesi kararının anılan eksiklikler giderilerek yeniden bir karar verilmek üzere kaldırılması gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş:
1-Öncelikle; …. Başkanlığı’na yeniden yazı yazılarak, “davalı tarafa ödenen toplam hak ediş miktarı ile ilgili olarak kesin hesap raporunun onaylanıp onaylanmadığının, onaylanmış olması halinde tarihinin” sorularak, kesin hesap onay tarihinin net bir şekilde belirlenmesi,
2-Taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacı yüklenici tarafından yapılan mekanik işlerin toplam hak ediş bedelinin belirlenmesi, sonra tüm ödeme ve hak ediş belgeleri incelenerek sözleşme ve protokol hükümleri de dikkate alınmak suretiyle iddia olunan alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesi bakımından, HMK’267.maddesine uygun oluşturulacak 3 kişilik konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla gerekirse yerinde keşif yapılarak rapor alınması,
3-Alınacak raporda; olası bakiye alacak belirlenmesi halinde, bu alacağın icra takip tarihi ve kesin hesap onay tarihi dikkate alınarak hangi tarihte var olduğunun irdelenmesi, buna göre mahkemece alacağın takip tarihinde muaccel olup olmadığının değerlendirilmesi,
4-Ayrıca; alacak tespiti halinde, düzenlenecek bilirkişi raporunda icra takibindeki faiz hesabının doğru yapılıp yapılmadığı da denetlenerek, uygun faiz hesabının da yapılması,
5-Bu açıklamalara göre düzenlenecek rapor değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi olmalıdır.
22/07/2020 tarihli ve 7251 Sayılı Yasa ile Değişik HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesinde ise; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” halinde HMK 353/(1)-a-6. bendi uyarınca bölge adliye mahkemesinin, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği yönünde düzenleme getirilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmadığından davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurularının KABULÜNE,
2-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/03/2020 tarih ve 2018/806 Esas 2020/178 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6.maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Verilen kararın niteliği gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davacı vekili tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf maktu karar harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a.maddesi gereğince, kesin olmak üzere, 15.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.