Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/873 E. 2022/954 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/873
KARAR NO : 2022/954

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/130
DAVA TARİHİ : 10.02.2022
ARA KARAR TARİHİ: 16.02.2022
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTEM : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 24.06.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 24.06.2022

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/130 Esas sayılı dosyasından verilen 16.02.2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 12.05.2022 tarih ve 2022/765 Esas, 2022/800 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 10.02.2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında İzmir Hafif Raylı Sistemi 4. Aşama F.Altay-Narlıdere Kaymaklık Arası Yapım İşi Kapsamındaki CCTV (Kapalı Devre Televizyon Sistemi) ve İletim Sistemi İşleri ile Mevcut HTS İşletmesinde Kullanılan CCTV Sisteminin Yenilenmesi işi Alt Yüklenici sözleşmesi akdedildiğini, yapılan iş ve teslim edilen mallara ilişkin müvekkili şirket tarafından hakedişler düzenlendiğini ve davalı şirkete mail ile gönderildiğini, buna istinaden 13 istasyon için yapılan hakediş tutarı 45.284,18 USD olduğunu, davalı yan tarafından verilen yanıtta gerçek hakedişin, neredeyse yarısı tutarında hakediş hesaplandığı, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete fatura , ancak bu faturanın müvekkili şirkete ulaşmadığını, akabinde İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün 2021/4853 E sayılı dosyası ile müvekkilinin şirket aleyhine ilgili faturaya istinaden takip yapıldığını, müvekkilinin MERSİS adresinin bir sanal ofis olduğunu, müvekkilinin yasal adresine tebligat yapılmadığını, TK 35. maddesine göre tebligat yapıldığını, müvekkili E-Tebligat mükellefi olduğunu, yasa gereği de elektronik yolla tebligat yapılması gerektiğini, buna istinaden taraflarınca İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/467 E sayılı dosyası ile de usulsüz tebligata ilişkin dava açıldığını, açılan davanın dosya üzerinden karar verilmediğini, Bu aşamada müvekkilinin Düzce’de bulunan işyerine hacze gidilip muhafaza işlemi yapıldığını, Bu nedenle baskı ve haciz tehditi altından kalan müvekkilinin davalı yan ile anlaşmak zorunda kaldığını, Bunun üzerine de herbiri 605.000,00 TL bedelli … Bankası 30.03.2021 keşide tarihli 5255303 – 5255304 – 5255305 seri nolu 3 adet çeki davalı yana teslim ettiğini ve nakden de 110.000 TL ödediğini, müvekkilinin ödeme tarihleri itibariyle borcunu ödediğini, ancak sonradan haksız yere düzenlenen fatura nedeniyle ağır bir borç yükü altına sokulmak istendiğini beyan ile, … Bankası 30/03/2021 keşide tarihli, 5255303-5255304-5255305 seri nolu 3 adet çekin, davalı ve üçüncü kişilere ödenmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün 2021/4853 Esas sayılı takibe konu fatura ve bu takibe istinaden verilen her biri 605.000,00-TL bedelli, … Bankası 30.03/2021 keşide tarihli, 5255303-5255304-5255305 seri nolu 3 adet çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, davalının haksız ve kötü niyetli takibi nedeni ile dava değerinin %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 2022/130 Esas sayılı dosyasından verilen 16.02.2022 tarihli ara kararında özetle; “…Dava dilekçesi ve eklindeki belge içeriklerine göre dava konusu 30/03/2021 keşide tarihli üç adet çek bedelinin, davalı ve üçüncü şahıslara ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiş ise de, davacı tarafında kabulünde olduğu üzere, tedbir talebi istenen dava konusu çeklerin, davacı tarafından, dava dilekçesine ekli 19/44/2021 tarihli protokol uyarınca verildiği ve tarafların, iş bu protokol uyarınca haksız olarak başlatıldığı iddia olunan takip dosyası alacağı yönünden ibralaştıkları. Davacı tarafça davalının iş bu protokol şartlarını yerine getirmediğine dair iddia ve kanıt sunmadığı, borçlu olmadığı halde icra baskısı altında yapılan protokol gereğince verilen çeklerden dolayı borçlu olmadığı iddiası hususu yargılamayı gerektirmekte ise de mevcut iddia ve delil durumuna göre, tedbir kararı verilemesini gerektirir şartlar oluşmadığı gibi, davanın tarafı olmayan üçüncü şahısların haklarını engeller mahiyette tedbir kararı verilemeyeceğinden, şartları bulunmayan tedbir talebinin reddine….” ifadelerini içeren gerekçelerle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 10.03.2022 ve 17.03.2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “…Müvekkilim aleyhine İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün 2021/4853 E. sayılı icra dosyası ile takip başlatılmıştır. Müvekkil ile davalı şirket arasında İzmir Hafif Raylı Sistemi 4. Aşama F.Altay-Narlıdere Kaymaklık Arası Yapım İşi Kapsamındaki CCTV (Kapalı Devre Televizyon Sistemi) ve İletim Sistemi İşleri ile Mevcut HTS İşletmesinde Kullanılan CCTV Sisteminin Yenilenmesi İşi Alt Yüklenici sözleşmesi akdedilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği yapılacak olan iş ve işlemler belirlenmiştir. Yapılan iş ve teslim edilen mallara ilişkin müvekkil şirket tarafından hakedişler düzenlenmiş ve davalı şirkete mail ile gönderilmiştir. Buna istinaden 13 istasyon için yapılan hakediş tutarı 45.284,18 USD’dir. Davalı yan tarafından verilen yanıtta ise gerçek hakedişin neredeyse yarısı tutarında hakediş hesaplandığı belirtilmiştir. Bu aşamadan sonra davalı şirket tarafından müvekkil şirkete fatura düzenlenmiş ancak bu fatura müvekkil şirkete ulaşmamıştır. Akabinde İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün 2021/4853 E sayılı dosyası ile müvekkilim şirket aleyhine ilgili faturaya istinaden takip yapılmıştır. Müvekkilimin MERSİS adresi bir sanal ofistir. Her ne kadar sanal ofisler doğası gereği tebligatların alınması ve iritibat kurulması amacıyla kurulmuş olsa da müvekkilimin yasal adresine tebligat yapılmamış, TK 35. maddesine göre tebligat yapılmıştır. Kaldı ki müvekkil E Tebligat mükellefi olup yasa gereği de elektronik yolla tebligat yapılması gerekmektedir. Buna istinaden tarafımıza İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/467 E sayılı dosyası ile de usulsüz tebligata ilişkin dava açılmıştır. Açılan davada dosya üzerinden karar verilmemiştir. Bu aşamada müvekkilin Düzce’de bulunan işyerine hacze gidilip muhafaza işlemi yapılmıştır. Bu nedenle baskı ve haciz tehditi altından kalan müvekkilim davalı yan ile anlaşmak zorunda kalmıştır. Bunun üzerine de herbiri 605.000,00 TL bedelli … Bankası 30.03.2021 keşide tarihli 5255303 – 5255304 – 5255305 seri nolu 3 adet çeki davalı yana teslim etmiş ve nakden de 110.000 TL ödemiştir. Protokol dosyada sunuludur. Yerel mahkeme ise bu protokolün iradi olarak imzalanması nedeniyle ibralaşıldığı gerekçesiyle tedbir talebimizi reddetmiştir. Ancak yukarıda da izah edildiği üzere yapılan protokol iradi olarak değil, haciz baskısı ve tüm iş ve işleyişinin aksaması nedeniyle imzalanmak zorunda kalınmıştır. Müvekkilim ödeme tarihleri itibariyle borcunu ödemiş ancak sonradan haksız yere düzenlenen fatura nedeniyle ağır bir borç yükü altına sokulmak istenmiştir.
Yukarıda izah olunan nedenler ve re’sen gözetilecek hususlar doğrultusunda,
1)Yerel mahkeme tarafından verilen usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmak suretiyle davanın … Bankası 30.03.2021 keşide tarihli 5255303 – 5255304 – 5255305 seri nolu 3 adet çekin davalı ve üçüncü kişilere ödenmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine,
3)Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline,…
…Müvekkilim aleyhine İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün 2021/4853 E. sayılı icra dosyası ile takip başlatılmıştır. Müvekkil ile davalı şirket arasında İzmir Hafif Raylı Sistemi 4. Aşama F.Altay-Narlıdere Kaymaklık Arası Yapım İşi Kapsamındaki CCTV (Kapalı Devre Televizyon Sistemi) ve İletim Sistemi İşleri ile Mevcut HTS İşletmesinde Kullanılan CCTV Sisteminin Yenilenmesi İşi Alt Yüklenici sözleşmesi akdedilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği yapılacak olan iş ve işlemler belirlenmiştir. Yapılan iş ve teslim edilen mallara ilişkin müvekkil şirket tarafından hakedişler düzenlenmiş ve davalı şirkete mail ile gönderilmiştir. Buna istinaden 13 istasyon için yapılan hakediş tutarı 45.284,18 USD’dir. Davalı yan tarafından verilen yanıtta ise gerçek hakedişin neredeyse yarısı tutarında hakediş hesaplandığı belirtilmiştir. Bu aşamadan sonra davalı şirket tarafından müvekkil şirkete fatura düzenlenmiş ancak bu fatura müvekkil şirkete ulaşmamıştır. Akabinde İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün 2021/4853 E sayılı dosyası ile müvekkilim şirket aleyhine ilgili faturaya istinaden takip yapılmıştır. Müvekkilimin MERSİS adresi bir sanal ofistir. Her ne kadar sanal ofisler doğası gereği tebligatların alınması ve iritibat kurulması amacıyla kurulmuş olsa da müvekkilimin yasal adresine tebligat yapılmamış, TK 35. maddesine göre tebligat yapılmıştır. Kaldı ki müvekkil E Tebligat mükellefi olup yasa gereği de elektronik yolla tebligat yapılması gerekmektedir. Buna istinaden tarafımıza İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/467 E sayılı dosyası ile de usulsüz tebligata ilişkin dava açılmıştır. Açılan davada dosya üzerinden karar verilmemiştir. Bu aşamada müvekkilin Düzce’de bulunan işyerine hacze gidilip muhafaza işlemi yapılmıştır. Bu nedenle baskı ve haciz tehditi altından kalan müvekkilim davalı yan ile anlaşmak zorunda kalmıştır. Bunun üzerine de herbiri 605.000,00 TL bedelli … Bankası 30.03.2021 keşide tarihli 5255303 – 5255304 – 5255305 seri nolu 3 adet çeki davalı yana teslim etmiş ve nakden de 110.000 TL ödemiştir. Protokol dosyada sunuludur. Yukarıda da izah edildiği üzere yapılan protokol iradi olarak değil, müvekkilin Düzce’de bulunan işletmesinde yapılan fiili haciz nedeniyle, haciz baskısı ve tüm iş ve işleyişinin aksaması nedeniyle imzalanmak zorunda kalınmıştır. Müvekkilim ödeme tarihleri itibariyle borcunu ödemiş ancak sonradan haksız yere düzenlenen fatura nedeniyle ağır bir borç yükü altına sokulmak istenmiştir.
Yukarıda izah olunan nedenler ve re’sen gözetilecek hususlar doğrultusunda,
Müvekkilin, İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün 2021/4853 E. takibe konu fatura ve bu takibe isinaden verilen herbiri 605.000,00 TL bedelli … Bankası 30.03.2021 keşide tarihli 5255303 – 5255304 – 5255305 seri nolu 3 adet çekin icra takibine konu edilmesini önlemek adına öncelikle teminatsız, mahkemeniz aksi kanaatte olursa uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir verilmesi ….” ifadelerini içeren gerekçelerle karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
YANIT:
Davalı avukatı tarafından verilen 15.03.2022 tarihli istinaf yanıt dilekçesinde özetle; “…Davacı Borçlu ile şirketimiz İzmir hafif raylı sistem 4. aşama F.Altay-Narlıdere Kaymakamlık arası Yapım işi konusunda anlaşılmış ve anlaşma gereği yapması gereken ödemeleri zamanında yapılmamıştır.Davacı Borçlu adına yapmış olduğumuz işler ve malzemeler karşılığında 17.04.2021 tarihli faturalar kesilmiş ve faturaların ödenmemesinden dolayı 10.05.2021 tarihinde İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2021/4853 E sayılı icra takip dosyası ile takip başlatılmıştır. Takip süreci devam ederken takip başlangıcından 6 ay sonra borçlu şirket ile 19.11..2021 tarihli protokol imza edilmiş ve protokole göre icra takibine mahsuben davaya konu 110 Bin TL (50şide edilerek yasal vekilimize tevdi edilmiştir. Tarafımız protokol esaslarına harfiyen uymuş ve protokolun gereğini yerine getirmiştir. Ancak Davacı Borçlu protokol şartlarına uymamış ve haksız ve yersiz olarak işbu davayı ikame etmiştir. Davacı Borçlu kötü niyetli olup medeni kanun 2. maddesinde düzenlendiği şekilde herkes haklarını kullanırken iyiniyetli olmalı ve dürüstlük kuralına uymak mecburiyetindedir. Şirketimiz tüm edimlerini yerine getirmiş ve bu hizmeti verirken üçüncü şahıs ve firmalara taahhüt altına girmiş ve Davacı Borçlu tarafından mağdur edilmiştir. İşbu nedenle haksız ve yersiz açılmış bulunan davanın reddi gerekmektedir. İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/130 E sayılı dosyasında 16.02.2022 tarihli ara kararı yerinde bir karardır. …”ifadelerini içeren gerekçelerle istinaf isteminin reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava menfi tespit davasıdır .
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 389.maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesince 16.02.2022 tarihli ara kararında dava dilekçesi ve eklindeki belge içeriklerine göre dava konusu 30/03/2021 keşide tarihli üç adet çek bedelinin, davalı ve üçüncü şahıslara ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiş ise de, davacı tarafında kabulünde olduğu üzere, tedbir talebi istenen dava konusu çeklerin, davacı tarafından, dava dilekçesine ekli 19/44/2021 tarihli protokol uyarınca verildiği ve tarafların, iş bu protokol uyarınca haksız olarak başlatıldığı iddia olunan takip dosyası alacağı yönünden ibralaştıkları. Davacı tarafça davalının iş bu protokol şartlarını yerine getirmediğine dair iddia ve kanıt sunmadığı, borçlu olmadığı halde icra baskısı altında yapılan protokol gereğince verilen çeklerden dolayı borçlu olmadığı iddiası hususu yargılamayı gerektirmekte ise de mevcut iddia ve delil durumuna göre,HMK 389. Madde uyarınca tedbir kararı verilemesini gerektirir şartlar oluşmadığı gibi, davanın tarafı olmayan üçüncü şahısların haklarını engeller mahiyette tedbir kararı verilemeyeceğinden, şartları bulunmayan tedbir talebinin reddi ile, dava konusu 30/03/2021 keşide tarihli 5255303-5255304-5255305 seri nolu çek bedellerinin, davalı ve üçüncü şahıslara ödenmesine dair tedbir talebinin reddine dair ilk derece mahkemesinin ara kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/130 Esas sayılı dosyasından verilen 16.02.2022 tarihli ara kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatı istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 133,00 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 52,30 TL harç bedelinin davacıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 24.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.