Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/816 E. 2023/1957 K. 27.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1475
KARAR NO : 2023/1836

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/510
KARAR NO : 2022/483
DAVA TARİHİ : 03.08.2021
KARAR TARİHİ : 10.05.2022
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 13.12.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 14.12.2023

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.05.2022 tarih ve 2021/510 Esas, 2022/483 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 05.10.2022 tarih ve 2022/1883 Esas, 2022/1866 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından verilen 03.08.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı arasında beton parlatma hizmet-işçilik konusunda anlaşma yapıldığı, davalının sözleşmenin gerektiği şekilde işi ifa etmediği, eksik ve ayıplar bulunduğu, yapılan işin ayıplı olduğunu, kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin sözleşmeden dönmekte haklı olduğunu, işin tekrar yapılmak zorunda kaldığını, işin yapılması için tekrar 118.000-TL ödeme yapıldığını, ayrıca diğer masraflar ile birlikte ödemelerin 339.996,85-TL’ye ulaştığını, kira kayıplarının bulunduğunu, kira ve kar kaybına uğradıklarını belirterek davalıya yapılan ödemenin işin tekrar yapılması için yapılan ödemenin kira zararının ve ciro ve kar kaybına ilişkin alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunarak davalının esnaf olduğunu, tacir olmadığını, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, arabuluculuk şartının yerine getirilmediğini, yetki itirazında bulunarak Denizli Mahkemelerinin yetkili olduğunu, derdestlik itirazında bulunarak İzmir 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/345 Esas sayılı dosyası ile derdestlik oluştuğunu, derdestlik nedeniyle davanın reddinin talep edildiğini, esasa ilişkin olarak müvekkilinin sözleşme gereği edimini yerine getirdiğini, davacının yapmış olduğu ödeme miktarının 34.000-TL olduğunu, iş yapılan faturanın eski olduğunu, sözleşmeden dönülemeyeceğini, müvekkilinin boya yapma mükellefinin bulunmadığını, kira kaybı iddiasının yerinde olmadığını, ciro ve kar kaybı zararının bulunmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 10.05.2022 tarih ve 2021/510 Esas, 2022/483 Karar sayılı kararında özetle; davacı vekili, açmış olduğu davada, davanın İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/354 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiş ise de, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.09.2021 tarih ve 2021/354 Esas, 2021/678 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı vererek Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu belirtmiş olduğu, verilen kararın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 2021/1521 Esas, 2021/1447 Karar sayılı karar ile onanmak suretiyle kesin olarak karar verildiği, bu dosyanın Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosunun tevzisi ile İzmir 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edildiği, mahkemesince yetki itirazı yerinde görülerek 18.12.2021 tarihli karar ile Denizli Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğunu belirtmiş olduğu, bu sebeple iş bu mahkemede açılan davanın İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.09.2021 tarih ve 2021/354 Esas, 2021/678 Karar sayılı dosyası ile birleştirilmesinin mümkün olmadığı, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.09.2021 tarih ve 2021/354 Esas, 2021/678 Karar sayılı kararı ile verilen görevsizlik kararının İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 2021/1521 Esas, 2021/1447 Karar sayılı kararı ile onanmış olduğu, her iki dosyanın dava konusunun aynı olduğu, davalının tacir olmadığı sabit olduğundan iş bu dosya yönünden de dava ticari dava niteliğinde bulunmadığından, 6102 sayılı Kanun’un 4. ve 5. maddesine göre dava ticari dava niteliğinde bulunmadığından mahkemenin görevsiz olduğu anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c, 115/2 ve 138/1 maddeleri gereğince davacının dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili tarafından verilen 30.06.2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının “beton parlatma hizmeti/işçilği” konusunda anlaştıklarını, beton parlatma hizmetinin yapılacağı taşınmazın … Organize Sanayi Bölgesi Mahallesi, … Yolu Sokak Numara:… …/ … adresinde olup, beton parlatma işleminin yapılacağı yüzeyin 5100 m2 olduğunu, müvekkili şirket tarafından iş bu hizmet karşılığında davalıya muhtelif tarihlerde toplamda 92.386,00 TL ifa edildiğini, beton parlatma hizmetinin, davalı tarafından gereği gibi ifa edilmediğini, yüzeyin aşınma direncini arttıran yüzey sertleştirici lityum silikat isimli kimyasal maddenin sözleşme konusu beton parlatma işçiliğinde 250 gram kullanılması gerekirken 25 gram kullanıldığını, yine beton yüzeyin alt tarafının boş bırakıldığını, betonun içindeki gözeneklerin doldurulmadığını, betonun geçirimsizleşmesinin sağlanmadığını, iş bu betonun yüzeyde delikleri bulunup, beton yüzeyinin boşluksuz bir yapıya sahip olmadığını, bir başka ifade ile betonun yüzeyde hava kabarcıklarının boşuklarının ve gözeneklerinin olduğunu, yine parlatma yapılan yüzeyde seviye farkının mevcut olup, bu seviye farklarının da test edilmediğini, 5100 m2 alanda işlem görmemiş alanların mevcut olduğunu, ayrıca beton yüzeyde duvar, kolon diplerinde silim yapılmadığını, davalı tarafından bu iş için 218.890,00 TL tutarlı, 12.04.2021 tarihli GIB2021000000005 numaralı faturanın düzenlendiğini, bu faturadan kaynaklı davalının talep ettiği miktarın kısmi ödemelerden sonra 184.890,00 TL tutarında olduğunu, bu faturanın müvekkiline 20.04.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, iş bu faturaya karşı taraflarınca Kayseri 13. Noterliği’nin 10036 yevmiye numarasına haiz 22.04.2021 tarihli ihtarnamesi ile yasal süresi içinde itiraz edildiğini, malın ayıplı olduğu, müvekkili tarafından ödenen bedellerin iade edilmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, yine taraflarınca Kemalpaşa Sulh Hukuk Mahkemesi’ne delil tespiti talebinde bulunulduğunu, Kemalpaşa Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/30 D.iş sayılı dosyası arasına sunulan 28.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda, beton parlatma iş ve işlemlerinde ayıpların ve kusurların mevcut olduğu kanaatine varıldığını, davalının yapımını üstlendiği eseri teknik kurallara ve amaca uygun olarak imal edip müvekkiline teslim etmediğinden dolayı müvekkilinin fatura bedelini ödemekten imtina edip faturaya itiraz edince davalı tarafından Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün 2021/293 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bu takibe ilişkin ödeme emrinin müvekkili şirketin UETS hesabına gönderildiğinden müvekkilinin takipten ve ödeme emrinden itiraz süresi geçtikten sonra banka hesapları ile araçlara haciz konulması ile haberinin olduğunu, taraflarınca davalı tarafça yapılan beton parlatma işleminde söz konusu ayıpların beton yüzeyden beklenen faydaları ortadan kaldıran nitelikte olduğu, iş bu edimin teknik özelliklere, sözleşmeye ve amaca uygun biçimde yapılmadığının sabit olduğundan, müvekkilinin davalıya ödediği bedelin iadesini ve imalatın hatalı yapılması yüzünden müvekkili şirketin uğradığı zararın tahsili talebiyle dava açıldığını, ilk derece mahkemesince görevsizlik nedeniyle usulden ret kararı verildiğini, eksik inceleme ile tesis edilen ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira ilk derece mahkemesince tensip tutanağı ile muhtelif ara kararlar kurulmuş olup, 10.08.2021 tarihli tensip tutanağındaki ara kararlara rağmen ilgili yerlere müzekkere yazılmadığını, bu hususun 18.11.2021 tarihli duruşma tutanağı ile de sabit olduğunu, dosya kapsamında müvekkili şirketin tüzel kişiliğe haiz tacir olduğunun açık olduğunu, yine mahkemece müzekkere yazılmış olması halinde davalının işletme defteri tuttuğunun da açığa çıkmış olacağını, ancak mahkemece ne ticaret siciline, ne Esnaf Ve Sanatkarlar Odasına ne de vergi dairesine müzekkere yazılmadığını, ilk derece mahkemesince tacirlik araştırmasının yapılmadığını, işletme defterine göre kayıtlarını tutan davalının ikinci sınıf tüccar olduğunu, bu nedenle tarafların tacir olduğu ve uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olduğunun sabit olduğunu, tüm bu nedenlerle, istinaf başvurularının kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, istinaf yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve yapılan ödemenin iadesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, dosyanın görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Somut olayda, davacı iş sahibi şirket vekili davalı yüklenici ile davacı arasında beton parlatma işi konusunda anlaşma yapıldığını, parlatma yapılacak yüzeyin 5100 m2 olduğunu, davalının ayıplı ve kabul edilemez nitelikte iş yaptığını davalının bu iş için 218.890,00 TL’lik fatura düzenlediğini, kısmi ödemelerden sonra da 184.890,00 TL tutarlı fatura düzenlendiğini, bu faturaya itiraz ettiklerini, davalıya sözleşmeden döndüklerine dair ihtar da çektiklerini belirterek, yapılan iş için ödenen 34.000,00 TL’nin işin ayıplı olması nedeniyle iadesi ile işin başkasına yaptırıldığı , ayıplı iş nedeniyle daha fazla süre kira ödenmek zorunda kalındığı ve kar kaybına uğranıldığı iddialarıyla tazminat ve İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/354 Esas sayılı davasıyla birleştirme talepli olarak eldeki dava açılmıştır.
Davacı tarafça birleştirme talebinde bulunulan İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/354 Esas sayılı dosyası mahkemece eldeki dosya arasına alınarak incelenmiştir. İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/354 Esas sayılı dosyasının tarafları ile eldeki davanın taraflarının aynı olduğu, anılan dosyada davacı şirketin, dava konusu eser sözleşmesine ilişkin olarak, davalı tarafça başlatılan icra takibine süresi içinde itiraz edemediklerini belirterek, davalının başlattığı icra takibinden ötürü borçlu olunmadığının tespiti için dava açtığı, anılan dosyada mahkemece, davanın, görev yönünden usulden reddine ve karar kesinleştiğinde dosyanın İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gelen dava dosyasına ilişkin olarak, dairemizin 2021/1521 Esas, 2021/ 1447 Karar sayılı kararıyla davacı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dairemizin 2021/1521 Esas, 2021/ 1447 Karar sayılı kaldırma kararında da belirtildiği üzere, davalının işletme defteri tuttuğu, ticaret sicilinde ya da esnaf ve sanatkarlar odasında kaydı bulunmadığı, vergi dairesinden gelen yazı cevabına göre, 2021 gelir gider tablosuna göre belirlenen sınırın üstünde gelir elde etmediği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında daha önce görülmekte olan menfi tespit davasında, tacirlik araştırması yapılarak verilen görev yönünden usulden ret kararı dairemizce usul ve yasaya uygun bulunduğundan, tarafları aynı olan ve aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan eldeki ödemenin iadesi ve tazminat davası yönünden de göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olup, davacı vekilinin istinaf itirazları isabetli görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.05.2022 tarih ve 2021/510 Esas, 2022/483 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 269,85 TL harçtan peşin alının 80,70 TL istinaf maktu karar harcının mahsubu ile kalan 189,15 TL harç bedelinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 13.12.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.