Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/811 E. 2022/883 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/811
KARAR NO : 2022/883

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/864
DAVA TARİHİ : 10/12/2021
ARA KARAR TARİHİ: 15/12/2021
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTEM : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 16.06.2022
KARAR YAZ. TARİHİ : 01.07.2022

İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/864 Esas sayılı dosyasından verilen 15.12.2021 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin, davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, Dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıların mal kaçırma ihtimalinin bulunması nedeniyle davalının tespit edilecek mal varlıkları üzerine dava sonuçlanana kadar ihtiyati haciz konulması talep etmiştir.
YANIT:
Davalı yanca davacının ihtiyati haciz istemine karşı herhangi bir cevap verilmediği dosya ve UYAP kapsamından anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 2021/864 Esas sayılı dosyasından verilen 15.12.2021 tarihli ara kararı ile özetle; ”…2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde düzenlendiği üzere rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için talep konusu alacağın varlığına dair yaklaşık ispat koşulunun sağlanması gerektiği, davanın terditli olarak ikame edildiği, asıl talebin davalı tarafça sözleşme ile yüklenilen edim yükümlülüğünün yerine getirilerek marka ve model yönünden karar tarihi esas alınarak muadil sıfır kilometre dizaynlı aracın teslimi ve davalı tarafça sözleşme hükümlerine aykırı davranılması, aracın taahhüt edilen tarihte teslim edilmemesi nedeniyle davacı şirketin uğramış olduğu zararlara mahsuben şimdilik 5.000,00-TL’nin ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, asıl talep olan muadil sıfır kilometre dizaynlı aracın teslimi talebi açısından para alacağının bulunmadığı, aracın taahhüt edilen tarihte teslim edilmemesi nedeniyle davacı şirketin uğramış olduğu zararların tahsili talebi açısından ise davacı şirketin zarar uğrayıp uğramadığı ve uğramış ise zarar miktarının belirlenmesi hususlarının yargılamaya muhtaç olduğu göz önünde bulundurularak, ihtiyati haciz kararı verilmesine yönelik koşulların vuku bulmadığı anlaşılmakla, yargılamaya muhtaç olduğu göz önünde bulundurularak yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları gereğince davalının malvarlığı üzerine dava değeri miktarınca ihtiyati haciz konulmasına ilişkin yasal koşulları oluşmayan talebin bu aşamada reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından verilen 26.12.2021 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesiyle; ”…Müvekkil şirket ile davalılar arasında düzenlenen “Sipariş ve İş Emri” başlıklı satış sözleşmesi uyarınca; Fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydı ile davalıların sözleşme ile yüklenilen edim yükümlülüğünün yerine getirilerek marka ve model yönünden karar tarihi esas alınarak muadil sıfır kilometre dizaynlı araç teslimi, bunun mümkün olmaması halinde yine marka ve model yönünden muadil sıfır kilometre dizaynlı araç rayiç bedelinin tahsili ve sözleşme hükümlerine aykırı davranılması nedeniyle müvekkilin uğramış olduğu ticari kazanç kaybı zararının tahsili zımnında ikame edilen davada, ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş olup talebi inceleyen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 15.12.2020 tarihli ara karar ile “2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde düzenlendiği üzere rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için talep konusu alacağın varlığına dair yaklaşık ispat koşulunun sağlanması gerektiği, davanın terditli olarak ikame edildiği, asıl talebin davalı tarafça sözleşme ile yüklenilen edim yükümlülüğünün yerine getirilerek marka ve model yönünden karar tarihi esas alınarak muadil sıfır kilometre dizaynlı aracın teslimi ve davalı tarafça sözleşme hükümlerine aykırı davranılması, aracın taahhüt edilen tarihte teslim edilmemesi nedeniyle davacı şirketin uğramış olduğu zararlara mahsuben şimdilik 5.000,00-TL’nin ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, asıl talep olan muadil sıfır kilometre dizaynlı aracın teslimi talebi açısından para alacağının bulunmadığı, aracın taahhüt edilen tarihte teslim edilmemesi nedeniyle davacı şirketin uğramış olduğu zararların tahsili talebi açısından ise davacı şirketin zarar uğrayıp uğramadığı ve uğramış ise zarar miktarının belirlenmesi hususlarının yargılamaya muhtaç olduğu göz önünde bulundurularak, ihtiyati haciz kararı verilmesine yönelik koşulların vuku bulmadığı anlaşılmakla, yargılamaya muhtaç olduğu göz önünde bulundurularak” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebimiz haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olarak reddedilmiştir. İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ihtiyati haciz talebimizin reddine ilişkin tesis etmiş olduğu kararın kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekmektedir. Şöyle ki;
Her ne kadar tarafımızca ikame edilen davada ileri sürmüş olduğumuz talepler terditli olarak ileri sürülmüşse de; Muadil sıfır kilometre dizaynlı aracın teslimi talebimiz de para ile ölçülebilen bir malvarlığına ilişkin olduğu hususu su götürmez bir gerçektir. Bununla birlikte; İkame ettiğimiz dosyaya tarafımızca sunulan kayıtlar ve dava dışı … Sigorta A.Ş. Tarafından gönderilen kayıtların tetkiki neticesinde, müvekkil şirket tarafından sözleşmeye müstenit olarak yüklü miktarda ödeme yapıldığı hususu da tartışmadan uzaktır. Hal böyle iken salt “asıl talep olan muadil sıfır kilometre dizaynlı aracın teslimi talebi açısından para alacağının bulunmadığı” gerekçesi ile ihtiyati haciz taleplerimizin reddinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
İkame ettiğimiz dava yönünden ihtiyati haciz kararı tesis edilmesi büyük önem taşımaktadır. Zira, dava dilekçemizde de ayrıntılı olarak açıkladığımız üzere; Müvekkil şirket yetkilisi, davalılar tarafından iyi niyeti suistimal edilerek uzunca bir zaman oyalanmıştır. Gelinen son noktada ise faaliyet gösterdiği merkez ve şubelerini kapatmış (Bu hususta yapılacak tespit akabinde ticareti usulsüz terk sebebiyle suç duyurusunda bulunulması talep olunur.) ve telefonlarımıza dahi cevap vermemiştir. Zorunlu arabuluculuk kanun yolunda ise dosyaya atanan arabulucu tarafından davalılara ulaşılamamıştır.
İhtiyati haciz kararının tesisi için ilgili mevzuata bakıldığında; 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, ihtiyati haczin geçici bir tedbir olup alacaklının devam etmekte olan veya henüz başlamamış olan bir takip veya davasının sonunda alacağının ödenmesini güvence altına almak için borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması olduğu, ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olması gerektiği hususlarına dikkat edilmelidir.
Bununla birlikte, alacak ilişkisinin varlığının kesin bir şekilde tespit edilmesinin gerekli olmadığı, ihtiyati haciz kararının tesisi için alacağın varlığına kanaat getirilmiş olması gerekmektedir. Nitekim; Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 02.11.2007 tarih, 2007/9698 Esas ve 2007/9478 Karar sayılı ilamında da ihtiyati hacze karar verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının” yeterli olduğu, “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gerekenin alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmadığı, hükmü bağlanmıştır.
Yukarıda izah edilen ve Başkanlığınızca re’sen takdir edilecek sebeplerle; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından tesis edilen ihtiyati haciz talebimizin reddine ilişkin, haksız ve hukuka aykırı, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurma zorunluluğu hasıl olmuştur.
Yukarıda izah edilen ve Başkanlığınızca re’sen dikkate alınacak sebeplerle; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından tesis edilen ihtiyati haciz talebimizin reddine ilişkin kararın kaldırılarak ihtiyati haciz talebimizin kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257.maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258.maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265.maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Dava, ayıp nedeniyle muadil marka sıfır özel dizayn sıfır kilometre araç teslimi, olmadığı takdirde araç bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesiyle davalıların taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. Mahkemece talebin ara kararla yazılan gerekçeyle reddine karar verilmiş, ihtiyati haczin reddine ilişkin ara karar davacı vekilince istinafa taşınmıştır.
Dava terditli olarak ikame edilmiştir. Talebin davalı tarafça sözleşme ile yüklenilen edim yükümlülüğünün yerine getirilerek marka ve model yönünden karar tarihi esas alınarak muadil sıfır kilometre dizaynlı aracın teslimi ve davalı tarafça sözleşme hükümlerine aykırı davranılması, aracın taahhüt edilen tarihte teslim edilmemesi nedeniyle davacı şirketin uğramış olduğu zararlara mahsuben şimdilik 5.000,00-TL’nin ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu görülmektedir. Bu nedenle, asıl talep olan muadil sıfır kilometre dizaynlı aracın teslimi talebi açısından para alacağının bulunmadığı, aracın taahhüt edilen tarihte teslim edilmemesi nedeniyle davacı şirketin uğramış olduğu zararların tahsili talebi açısından ise davacı şirketin zarar uğrayıp uğramadığı ve uğramış ise zarar miktarının belirlenmesi hususlarının yargılamaya muhtaç olduğu, ihtiyati haciz kararı verilmesine yönelik koşulların vuku bulmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin davalıların taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması talebinin dosyada mevcut deliller ile dava dilekçesindeki talepler ve de tarafların haklılık durumları ve alacağın miktarının belirlenmesinin yargılamaya muhtaç olduğu dikkate alındığında talebin reddine ilişkin mahkeme ara kararı usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yukarıda belirtilen sebeplerle 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/864 Esas sayılı dosyasından verilen 15.12.2021 tarihli ara kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gereken 133,00 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile kalan 73,70 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı avukatı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 16.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.