Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/802 E. 2022/1190 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/802
KARAR NO : 2022/1190

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/542
KARAR NO : 2021/245
DAVA TARİHİ : 06.10.2020
KARAR TARİHİ : 04.03.2021
EK KARAR TARİHİ : 13.12.2021
DAVA : Hakem Tayini
KARAR TARİHİ : 28.09.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 06.10.2022

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.12.2021 tarih ve 2020/542 Esas, 2021/245 Karar sayılı ek kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin taraf avukatları tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 27.05.2015 tarihli ‘Taşeron Sözleşmesi’ akdedildiğini, sözleşmenin 4. Maddesi ile belirlenen sözleşme kapsamındaki konularda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığını, davalı tarafça sözleşmenin haksız olarak feshedilerek, deneme sürecinde kiralanan makineler ve çalıştırılan personel sebebiyle masraf yapıldığını, sözleşmenin akdedilmesi nedeni ile kaçırılan diğer iş imkanları gibi sebeplerle davacının zararına sebebiyet verildiğini, anlaşmazlıklar konusunda ve zararların giderilmesi amacıyla tahkim yoluna başvuru zarureti doğduğunu, sözleşmenin 22. Maddesinde ‘Bu sözleşme ile ilgili olarak Müteahhit ve Taşeron arasında ortaya çıkabilecek herhangi bir anlaşmazlık sulhen halledilmediği takdirde bu anlaşmazlıklar Türkiye’deki tahkim mevzuatına göre yapılacak tahkim yolu ile halledilecektir. Hakem heyetinin toplantı yeri İzmir’dir. Hakem kararı, tahkim masraflarını kimin tarafından ödeneceğini de içerecektir.’ düzenlemesinin HMK Madde 415 maddesinde ” -Hakem sayısı;(1) Taraflar, hakemin sayısını belirlemekte serbesttir. Ancak, bu sayı tek olmalıdır.(2) Hakemlerin sayısı taraflarca kararlaştırılmamışsa üç hakem seçilir.” düzenlemesinin, ” HMK Madde 416 maddesinde “-Hakemlerin seçimi; (1) Taraflar, hakem veya hakemlerin seçim usulünü kararlaştırmakta serbesttir. Taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa hakem seçiminde aşağıdaki usul uygulanır: c) Üç hakem seçilecek ise taraflardan her biri bir hakem seçer; bu şekilde seçilen iki hakem üçüncü hakemi belirler. Taraflardan biri, diğer tarafın bu yoldaki talebinin kendisine ulaşmasından itibaren bir ay içinde hakemini seçmezse veya tarafların seçtiği iki hakem seçilmelerinden sonraki bir ay içinde üçüncü hakemi belirlemezlerse, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından hakem seçimi yapılır. Üçüncü hakem, başkan olarak görev yapar.’ ” düzenlemesinin bulunduğunu ,ilgili sözleşme ve kanun maddeleri birarada değerlendirildiğinde, sözleşmede taraflarca tahkim şartı kabul edilmekle birlikte, hakem sayısı kararlaştırılmadığından HMK md. 416/1-c bendi uyarınca davacı tarafından seçilen hakemin … olarak belirlenip İzmir 6. Noterliği’nin 15.05.2020 tarih ve 03249 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile karşı tarafa bildirildiğini ve HMK md. 416/1-c bendi ikinci cümlesi uyarınca, ihtarın tebliğinden itibaren bir ay içerisinde hakem seçmesi gerektiğini, aksi takdirde tanınan bir aylık süre içerisinde hakem seçilmemesi halinde mahkeme tarafından hakem seçimi konusunda karar verilmesi amacıyla yasal yollara başvurulacağı hususunun ifade edildiğini, ihtarın karşı yana 20.05.2020’de tebliğ edildiğini, tanınan bir aylık süre içerisinde ihtarnameye cevap verilmediğini, bunun üzerine davacı tarafça 26.06.2020 tarihinde İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/296 E. sayılı dosyası üzerinden hakem tayini talebinde bulunulduğunu ancak yerel mahkemenin; “anılan ihtarnamelerin tebliği edildiği tarihe denk gelen 22.03.2020-15.06.2020 tarihleri arasında sürelerin durduğundan bahisle davanın açıldığı tarih itibariyle henüz ihtara cevap verme süresinin dolmadığından bu nedenle zamansız açıldığından bahisle davamızın usulden reddine” karar verdiğini, karar usul ve yasaya uygun olduğundan İstinaf kanun yoluna başvuru hakkından feragat edildiğini, kararın karşı tarafa tebliğ edildiğini, karşı tarafça da İstinaf başvurusu yapılmadığından kararın kesinleştiğini ,hakem seçiminin yapılarak, hakem heyeti oluşturulmasına ve tahkim sürecinin başlatılmasının sağlanmasına karar verilmesini talep etme zorunluluğu doğduğunu belirtmiş, mahkeme tarafından taraflar arasındaki uyuşmazlıkta görev yapacak hakem seçimi hususunda karar verilmesine ve hakem heyeti oluşturularak, tahkim sürecinin başlatılmasının sağlanmasına, bu doğrultuda, Dr. … ve …’ın hakem heyeti oluşturulması hususunda karar verilirken Mahkeme tarafından değerlendirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalı … A.Ş ile talepte bulunan arasında, 27.05.2015 tarihli taşeron sözleşmesi imzalandığını, 04.08.2015 tarihinde ise sözleşmenin davalı şirket tarafından haklı sebeple feshedildiğini, taraflar arasında bu sözleşme kapsamında hukuki ilişki bulunduğunu ancak talepte bulunanın gerek ihtarname gerekse dava dilekçesinde belirttiği gibi; sözleşmenin haksız olarak değil aksine haklı olarak feshedildiğini ,27.05.2015 tarihinde imzalanan Taşeron Sözleşmesinin, Karşıyaka 5. Noterliği’nin 21389 yevmiye ve 04.08.2015 tarihli fesih ihbarnamesi ile haklı olarak sona erdirildiğini, bu kapsamda; davanın açılmasında ve hakem tayini talebinde; talepte bulunan tarafın hukuki yararı bulunmadığını, davanın ve taleplerin hukuki yarar yönünden reddi gerektiğini, sözleşme ve fesih tarihinin 2015 yılında olması sebebiyle de zamanaşımı yönünden davanın usulden reddi gerektiğini, ayrıca talepte bulunanın, davalı açısından bu şekilde hakem tayini talebinin de mümkün olmadığından davanın husumet yönünden de reddi gerektiğini, talepte bulunanın dilekçesinde 2 hakem bildirdiğini, öncelikle bu iki hakem seçimine itiraz edildiğini, HMK ve ilgili mevzuat gereği, tarafların birer hakem seçmesi gerektiğini, karşı tarafın öncelikle ihtarnamede başka bir hakem belirttiğini, daha sonra dava dilekçesinde 2 farklı hakem daha belirttiğini, uyuşmazlık iddiası ile 3 kişinin hakem olarak mahkemeye karşı tarafça bildirildiğini, tarafların birer hakem bildirme hakkı olmasına rağmen karşı tarafça toplam 3 hakem bildirilerek Mahkemeyi yönlendirme amacı taşımasının da kabul edilmediğini, karşı tarafça seçilen hakemlerin İnşaat Mühendisliği bölümü mezunları olup; Taşeron Sözleşmesi gereği hukuki uyuşmazlıkta hakem olmalarının mümkün olmadığını, seçilen hakemlerin Hukuk Fakültesi Bölümü mezunu olmasının sözleşme ilişkisini incelemesi açısından hukuka uygun olan yöntem olacağını, kaldı ki, seçilen hakemlerin gerekirse uyuşmazlık noktasında teknik açıdan bilirkişi raporu isteyebileceklerini, bu sebeple de karşı tarafça seçilen hakemlerin hukuka uygun olmadığını, davalı tarafça da hakem bildirilmesi gerekirse de; Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Bölümünde “İnşaat Sözleşmesinde Yüklenicinin Temerrüdü” konulu doktora tezi bulunan; Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalında; İnşaat Hukuku alanında uzman Doç. Dr. … hakem olarak Mahkemeye bildirildiğini belirtmiş, zamanaşımı, husumet ve hukuki yarar yönlerinden noksan olan işbu talebin öncelikli olarak usulden reddine; aksi halde esasına girilmesi halinde, Doç. Dr….’ın hakem olarak tayinine, karşı tarafın seçtiği hakemlerin iddia olunan uyuşmazlık noktasında hakem olamayacağı gözetilerek mahkeme tarafından seçilecek diğer hakemler ile hakem heyeti oluşturulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 04.03.2021 tarih ve 2020/542 Esas, 2021/245 Karar sayılı kararı ile özetle; ”…Davacı tarafça taraflar arasında imza altına alınan 27/05/2015 tarihli Taşeron Sözleşmesi ‘ ndeki ihtilafların halli için hakem seçilmesine yönelik olarak davalı hakkında Mahkememize dava açıldığı ve talepte bulunulduğu, taraflar arasında imza altına alınan 27/05/2015 tarihli Taşeron Sözleşmesi ‘nin 22. Maddesinde sözleşme ile ilgili olarak taraflar arasında ortaya çıkabilecek herhangi bir anlaşmazlığın sulhen halledilmediği takdirde bu anlaşmazlıkların Türkiye’deki tahkim mevzuatına göre yapılacak tahkim yolu ile halledilebileceğinin belirtildiği, davalı tarafça sözleşme ve sözleşmenin fesih tarihi 2015 yılı olduğundan talebin zamanaşımı sebebiyle reddinin gerektiğinin belirtildiği ancak zamanaşımı definin hakem yargılaması aşamasında ileri sürüleceği bu aşamada zamanaşımı defi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığı, sözleşmede hakem seçiminin yöntemi ile ilgili herhangi bir düzenleme yapılmadığı, hakem seçiminin HMK 415 ve 416. Maddeleri hükümleri doğrultusunda yapılmasının gerektiği, HMK’nun 415. Maddesinde “(1) Taraflar, hakemin sayısını belirlemekte serbesttir. Ancak, bu sayı tek olmalıdır.
(2) Hakemlerin sayısı taraflarca kararlaştırılmamışsa üç hakem seçilir. ” 416/1 maddesinde de ” (1) Taraflar, hakem veya hakemlerin seçim usulünü kararlaştırmakta serbesttir. Taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa hakem seçiminde aşağıdaki usul uygulanır:
a) Ancak gerçek kişiler hakem seçilebilir.
b) Tek hakem seçilecek ise ve taraflar hakem seçiminde anlaşamazlarsa hakem, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından seçilir.
c) Üç hakem seçilecek ise taraflardan her biri bir hakem seçer; bu şekilde seçilen iki hakem üçüncü hakemi belirler. Taraflardan biri, diğer tarafın bu yoldaki talebinin kendisine ulaşmasından itibaren bir ay içinde hakemini seçmezse veya tarafların seçtiği iki hakem seçilmelerinden sonraki bir ay içinde üçüncü hakemi belirlemezlerse, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından hakem seçimi yapılır. Üçüncü hakem, başkan olarak görev yapar.
ç) Üçten fazla hakem seçilecek ise son hakemi seçecek olan hakemler yukarıdaki bentte belirtilen usule göre taraflarca eşit sayıda belirlenir.
d) Hakemin birden fazla kişiden oluşması hâlinde en az birinin kendi alanında beş yıl ve daha fazla kıdeme sahip bir hukukçu olması şarttır. ” düzenlemelerinin bulunduğu, söz konusu düzenlemeler doğrultusunda davacı tarafça hakem olarak …’ın seçildiği ve bu hususun davalı tarafa İzmir 6. Noterliğinin 15/05/2020 tarih 03249 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiği, ihtarnamenin davalı tarafa 20/05/2020 tarihinde tebliğ edildiği ancak davalı tarafça HMK 416/1-c bendinde belirtilen 1 aylık süre içerisinde hakem seçimi konusunda herhangi bir beyanda bulunulmadığı, davacı tarafça diğer iki hakemin seçimi için Mahkememizden talepte bulunulduğu incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, taraflar seçilecek hakemlerin isimleri konusunda uzlaşamadıklarından HMK 416. Maddesi hükümleri doğrultusunda hakem heyetinin davacı tarafça seçilen hakem … ile Mahkememizce seçilen ve işin niteliği göz önüne alınarak belirlenen İnşaat Mühendisi … ile yine HMK 416/1-d Maddesi gereğince belirlenen Hukukçu Prof. Dr. …’dan oluşturulmasına” dair karar verilmiştir.
Hakem Prof. Dr. … tarafından verilen 20/09/2021 tarihli dilekçesinde özetle; davacı … tarafından gereksiz yere atılan mail mesajları nedeniyle 2020/542 Esas sayılı dosyası ile oluşturulan ve başhakem olarak görev yapmakta olduğu hakem heyetinden gördüğü lüzum üzerine istifa ettiğini belirtmiş, bu hususta gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
Davacı … tarafından verilen 22/11/2021 tarihli dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından başhakem …’nun HMK 420/1 maddesinde belirtilen şekilde çekilerek istifasına ilişkin yapılan tebligatın tarafına 11/11/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, başhakem …’nun 20/09/2021 tarihinde HMK Madde 420 – (1) ” Bir hakem, hukuki veya fiili sebeplerle görevini hiç yada zamanında yerine getiremediği takdirde hakemlik görevi, çekilme suretiyle sona erer ” Atıflarında haiz olduğu üzere istifa ederek çekilmesi ve görevinin sona ermesi, davacı … olarak bilgilendirme beyanı yaptığını, …’nun 20/09/2021 tarihinde HMK Madde 420 -(1) atfınca talepleri üzerine kapalı olan dosyaya beyanda bulunarak istifa etmesinin tarafınca yerinde bulunduğunu, uygun görüldüğünü ve muvafakat ettiğini, başhakem …’nun 20/09/2021 tarihinde ” davacı … tarafından gereksiz yere atılan mail mesajları nedeniyle ” açıklamasını yaparak çekilerek istifa etmesi ve davacı … olarak; 13/04/2021 tarihinde üstlendiği başhakemlik görevinin kesinleşmesine rağmen yaklaşık 5 ayı geçen süre boyunca hakem heyetini toparlamayıp yargılamaya başlamaması davalı taraf lehine yarar sağlayacak şekilde hareket etmiş olmasına rağmen ve kendi aleyhine yönelik gerçeğe aykırı atıflarla beyanlarda bulunarak yanılgı oluşturmaya çalışan baş hakem …’nun atıflarına karşı bilgilendirme olarak cevap verme hakkının kendisine verildiğini, baş hakem …’nun üslendiği görevin 13/04/2021 tarihinde kesinleşmesinin üzerinden yaklaşık 4 ay sonra 30/07/2021 tarihinde ilk önce davacı olarak kendisini … nolu GSM numarasından arayarak taraf hakemi … ‘ın iletişim bilgilerini talep ettiğini ve … üzerinden … ‘ın elinde bulunan numaralarını tarafına mesaj olarak gönderdiğini ve taraf hakeminin başka iletişim bilgileri var ise tarafından talep ettiğini, kendisinde baş hakemin talebi üzerine aynı gün taraf hakemi … ‘ın elinde bulunan iletişim bilgilerini … üzerinden paylaştığını, görüldüğü üzere tarafını arayarak ilk olarak mesaj gönderen istifa ederek çekilen baş hakemin kendisi olduğunu, gereksiz ve yersiz olarak beyan ettiği mesaj içeriklerinde görüleceği üzere alacak davasına ilişkin olduğunu, HMK Md. 416/1 uyarınca Mahkemeye başvurmadan kendi iradesi ile münhasıran tarafına ait olan kanuni hakkı olarak 12/08/2021 tarihinde istifa ederek çekilen taraf hakemi … ‘ın yerine Prof. Dr. … ‘yı taraf hakemi olarak seçtiğini bilgilendirme olarak Mahkeme dosyasında bulunan 20/08/2021 tarihli dilekçe ile gönderdiğini, akabinde de İzmir Karşıyaka 5 Noterliği 23421 yevmiye numaralı resmi belge ile davalı taraf … Şti ‘yi ilgili noter marifeti ile bilgilendirerek ve tahkim davasının hakem heyetinin toplanmadığı, sekreteryasının kurulmadığı, iletişim bilgilerinin belirlenmediği ve yargılamaya başlanmadığı içinde zorunlu olarak 20/08/2021 tarihinde … üzerinden de baş hakem …’ya davaya ilişkin noter belgesinin fotoğrafını ekleyerek taraf hakemi olarak Prof. Dr. …’yı seçtiğini ilgili taraflara sorumlu olarak bilgilendirme yaptığının ortada olduğunu, 13/04/2021 tarihinde kesin olarak teşekkül eden hakem heyetinin 4 ayı geçen süre zarfında toplanıp sekreteryasını kurarak gerekli yargılamanın başlatılmasının haklı menfaati zarara uğradığından dolayı öğrendiği iletişim bilgilerinden alacak davası konusu olarak ilgili belgeleri görevli kişilere ulaştırıp yargılamaya geçilmesi için süreci hızlandırmaya çalışmasından başka bir şey olmadığını, iş bu dava konusu ile hakeminin baş hakemin kendisi tarafından talep edilerek iletişim bilgilerini iletmiş olması ve istifa ederek çekilen taraf hakemi yerine seçtiği yeni taraf hakeminin kendisine … üzerinden alacak davası ile ilgili olan mesajların gereksiz ve yersiz olarak beyan edilmesi kendisi hakkında aleyhine baş hakem …’nun yanılgı oluşturmaya çalışmasının abesle iştigalden başka bir şey olmadığını, gereksiz ve yersiz olarak tarafına mail göndermesi ifadesini kullanarak Mahkemede aleyhine beyanda bulunan baş hakem …’nun gereksiz olarak gördüğü mail içeriğinin Tahkimde Hakemler olarak 13/04/2021 tarihinde kesinleşen üstlendikleri görevlerine 5 ayı geçkin bir süre boyunca toplanarak başlamamaları aleyhine işleyen sürelerden dolayı zarara uğradığı yönünde haklı neden ve sebepleri ile 17/09/2021 tarihinde davacı olarak hakem heyetinin toplanarak yargılamaya başlamalarını talep eden ilk mailinin olduğunu, …’nun 5 ayı geçkin süre boyunca görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle davacı olarak tarafının mağduriyetine neden olarak ve davalı tarafa haksız olarak menfaat sağlayarak tarafına zarar verdiği ve bu da yetmezmiş gibi ” Davacı … tarafından gereksiz yere atılan mail adresleri nedeniyle ” atıfında bulunarak vakıaları çarpıtarak istifa ederek çekilen …’nun şu anda 7 ayı geçkin olarak alacak davasını olumsuz olarak etkiliğinin ortada olduğunu, bu konunun başka bir dava konusu olduğunu belirtmiştir.
İlk derece mahkemesinin 13.12.2021 tarih ve 2020/542 Esas, 2021/245 Karar sayılı ek kararı ile özetle; ”…Davacı tarafça taraflar arasında imza altına alınan 27/05/2015 tarihli taşeron sözleşmesindeki ihtilafların halli için hakem seçilmesine yönelik olarak davalı hakkında Mahkememizde dava açıldığı, Mahkememizce 04/03/2021 tarihinde talebin kabulü ile taraflar arasında imza altına alınan 27/05/2015 tarihli taşeron sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümüne yönelik hakem heyetinin …, … ve Prof. Dr. …’dan oluşturulmasına karar verildiği, davacı taraf hakemi … ‘ın Mahkememize verdiği 12/08/2021 tarihli dilekçesi ile hakemlikten çekilme talebinde bulunduğu, Mahkememizce … ‘ın davacı … tarafından seçilen taraf hakemi konumunda olduğu ve onun hakemlikten seçilmesi ile boşalan hakemlik görevinin de HMK 421/1 maddesi hükmü gereği HMK 416. Maddesindeki usul uygulanarak doldurulmasının gerektiğinden bahisle 13/09/2021 tarihinde … ‘ın talebi ile Mahkememizce karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği , Mahkememizin 04/03/2021 tarihli kararı ile hakem heyetine seçilen Prof Dr. …’nun baş hakemlik görevinden istifa ettiği, hakemin istifası sebebiyle boşalan hakemlik görevinin de HMK 421/1 maddesi hükmü gereği, HMK 416. Maddesindeki usul uygulanarak Mahkememizce doldurulmasının gerektiği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, istifanın kabulü ile … ‘in hakem olarak atanmasına” dair ek karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN; Taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; Ek kararı kabul etmeyerek mahkemenin sanki kendi talepleri varmışcasına ek kararla istifa talebinin kabulü ile hakem heyeti değişikliği yoluna gidildiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiş,
2-Davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile özetle; Ek kararın kendilerine tebliğ edilmediğini beyanla ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
İzmir 2. ATM’nin 2020/296 Esas 2020/374 Karar sayılı dosyasının incelemesinde; hakem seçiminde bulunan davacının …, davalının … Şti, davanın hakem tayini talebi davası olduğu, mahkemece 02/07/2020 tarihinde zamansız açılan davanın usulden reddine karar verildiği, kararın 22/09/2020 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Taraflar arasında imza altına alınan 27/05/2015 tarihli “Taşeron Sözleşmesi” nin incelemesinde; sözleşmenin 22. Maddesinde; ” Bu sözleşme ile ilgili olarak müteahhide ve taşeron arasında ortaya çıkabilecek herhangi bir anlaşmazlık sulhen halledilmediği takdirde bu anlaşmazlıklar Türkiye’deki tahkim mevzuatına göre yapılacak tahkim yolu ile halledilecektir. Hakem heyetinin toplantı yeri İzmir’dir. Hakem kararı tahkim masraflarının kimin tarafından ödeneceğini de içerecektir. Tahkim süresince taşeron sözleşme altındaki yükümlülüklerini yerine getirmeye devam edecektir. Tahkim yolu ile çözülemeyen durumlarda ve her türlü anlaşmazlık halinde İzmir Merkez Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olacaktır. ” düzenlemesinin bulunduğu belirlenmiştir.
İzmir 6. Noterliğinin 15/05/2020 tarih 03249 yevmiye numaralı ihtarnamesinin incelemesinde; keşidecinin …, muhatabın … Şti, ihtarname konusunun hakem seçimi hakkında bilgilendirme ve muhataba kendi hakemini seçme konusunda süre verilmesi talebi olduğu, ihtarnamenin muhatabına 20/05/2020 tarihinde tebliğ edildiği belirlenmiştir.
Mahkemece; Talebin kabulü ile, taraflar arasında imza altına alınan 27/05/2015 tarihli taşeron sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümüne yönelik hakem heyetinin …, … ve Prof. Dr. …’dan oluşturulmasına karar verilmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça, taraflar arasında imza altına alınan 27/05/2015 tarihli Taşeron Sözleşmesi’ndeki ihtilafların halli için hakem seçilmesine yönelik olarak davalı hakkında dava açıldığı ve talepte bulunulduğu, taraflar arasında imza altına alınan 27/05/2015 tarihli Taşeron Sözleşmesi’nin 22. Maddesinde sözleşme ile ilgili olarak taraflar arasında ortaya çıkabilecek herhangi bir anlaşmazlığın sulhen halledilmediği takdirde bu anlaşmazlıkların Türkiye’deki tahkim mevzuatına göre yapılacak tahkim yolu ile halledilebileceğinin belirtildiği, davalı tarafça sözleşme ve sözleşmenin fesih tarihi 2015 yılı olduğundan talebin zamanaşımı sebebiyle reddinin gerektiğinin belirtildiği ancak zamanaşımı definin hakem yargılaması aşamasında ileri sürüleceği bu aşamada zamanaşımı defi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığı, sözleşmede hakem seçiminin yöntemi ile ilgili herhangi bir düzenleme yapılmadığı, hakem seçiminin HMK 415 ve 416. Maddeleri hükümleri doğrultusunda yapılmasının gerektiği, HMK’nun 415. Maddesinde “(1) Taraflar, hakemin sayısını belirlemekte serbesttir. Ancak, bu sayı tek olmalıdır.
(2) Hakemlerin sayısı taraflarca kararlaştırılmamışsa üç hakem seçilir. ” , 416/1 maddesinde de ” (1) Taraflar, hakem veya hakemlerin seçim usulünü kararlaştırmakta serbesttir. Taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa hakem seçiminde aşağıdaki usul uygulanır:
a) Ancak gerçek kişiler hakem seçilebilir.
b) Tek hakem seçilecek ise ve taraflar hakem seçiminde anlaşamazlarsa hakem, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından seçilir.
c) Üç hakem seçilecek ise taraflardan her biri bir hakem seçer; bu şekilde seçilen iki hakem üçüncü hakemi belirler. Taraflardan biri, diğer tarafın bu yoldaki talebinin kendisine ulaşmasından itibaren bir ay içinde hakemini seçmezse veya tarafların seçtiği iki hakem seçilmelerinden sonraki bir ay içinde üçüncü hakemi belirlemezlerse, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından hakem seçimi yapılır. Üçüncü hakem, başkan olarak görev yapar.
ç) Üçten fazla hakem seçilecek ise son hakemi seçecek olan hakemler yukarıdaki bentte belirtilen usule göre taraflarca eşit sayıda belirlenir.
d) Hakemin birden fazla kişiden oluşması hâlinde en az birinin kendi alanında beş yıl ve daha fazla kıdeme sahip bir hukukçu olması şarttır.” düzenlemelerinin bulunduğu, söz konusu düzenlemeler doğrultusunda davacı tarafça hakem olarak …’ın seçildiği ve bu hususun davalı tarafa İzmir 6. Noterliğinin 15/05/2020 tarih 03249 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiği, ihtarnamenin davalı tarafa 20/05/2020 tarihinde tebliğ edildiği ancak davalı tarafça HMK 416/1-c bendinde belirtilen 1 aylık süre içerisinde hakem seçimi konusunda herhangi bir beyanda bulunulmadığı, davacı tarafça diğer iki hakemin seçimi için yerel mahkemeye talepte bulunulduğu incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, taraflar seçilecek hakemlerin isimleri konusunda uzlaşamadıklarından HMK 416. Maddesi hükümleri doğrultusunda hakem heyetinin davacı tarafça seçilen hakem … ile seçilen ve işin niteliği göz önüne alınarak belirlenen İnşaat Mühendisi … ile yine HMK 416/1-d Maddesi gereğince belirlenen Hukukçu Prof. Dr. …’dan oluşturulmasına karar verildiği görülmüşür.
Verilen bu kararın ardından hakemlerden birinin görevden çekilme ve istifa talebiyle ek karar verilmiştir.
Ek karara karşı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacı ek kararı kabul etmeyerek özetle mahkemenin sanki kendi talepleri varmışcasına ek kararla istifa talebinin kabulü ile hakem heyeti değişikliği yoluna gidildiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiş, davalı yan ise ek kararın kendilerine tebliğ edilmediğini beyanla ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Ek kararın taraflara tebliğ edildiği görülmüştür.
Davacı taraf hakemi … tarafından verilen 12/08/2021 tarihli dilekçesi ile hakemlikten çekilme talebinde bulunduğu, … ‘ın davacı … tarafından seçilen taraf hakemi konumunda olduğu ve onun hakemlikten seçilmesi ile boşalan hakemlik görevinin de HMK 421/1 maddesi hükmü gereği HMK 416. maddesindeki usul uygulanarak doldurulmasının gerektiğinden bahisle 13/09/2021 tarihinde …’ın talebi ile mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu kez 04/03/2021 tarihli kararı ile hakem heyetine seçilen Prof Dr. …’nun baş hakemlik görevinden istifa ettiği, hakemin istifası sebebiyle boşalan hakemlik görevinin de HMK 421/1 maddesi hükmü gereği, HMK 416. maddesindeki usul uygulanarak doldurulmasının gerektiği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmakla … ‘in hakem olarak atanmasına karar veren yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatiyle, taraf avukatlarının istinaf taleplerinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ayı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.12.2021 tarih ve 2020/542 Esas, 2021/245 Karar sayılı ek kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı ve davalı avukatlarının bu karara karşı yapmış oldukları istinaf kanun yoluna başvurularının, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurularının reddine karar verilmiş olması nedeniyle ayrı ayrı alınması gerekli 80,70’er TL istinaf karar ve ilam harcı peşin harç ile karşılandığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı ve davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı yatırılan 220,70’er TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 28.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.