Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/635 E. 2022/755 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/635
KARAR NO : 2022/755

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/1002
DAVA TARİHİ : 30.12.2021
ARA KARAR TARİHİ: 14.03.2022
TALEP : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 25.05.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 01.06.2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/1002 Esas sayılı dosyasından verilen 14.03.2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 30.12.2021 tarihli ihtiyati haciz istemli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Antalya’da faaliyet gösteren otel inşaatı, perlitli sıva, her türlü malzeme işçilik işlerinin tüm şartnameleri ile projeler doğrultusunda işverenin beğeni ve kabulüne tabi olacak şekilde, tüm geçici iş ve tesisleri ile birlikte yüklenici tarafından sabit fiyatlarla yapılması için dava dışı … A.Ş. ile anlaştığını, 01.06.2021 tarihli Ürün Satış Sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme gereğince müvekkili şirket tarafından davalıya 2.342.251,05-TL ödeme yapıldığını, ancak davalı tarafından yeterli miktarda ürün gönderilmediği gibi gönderilen ürünlerin bir kısmının ayıplı çıktığını, dava dışı … şirketinin yaşanan sıkıntıları çözmek adına davalı ile bir çok defa yazışmalar yaparak çaba sarf ettiğini, sözleşme konusu edimleri yerine getirmeyen davalıya müvekkili tarafından Antalya 5. Noterliği’nin 22895 yevmiye numaralı 09.09.2021 tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini ayıplı malların iade alınması belirtilerek sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiğini, ayrıca yapılan ödemelerin avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesi gerektiğinin de belirtildiğini, ayrıca … şirketi tarafından da davalı borçluya ihtarname gönderilerek yaşanan sıkıntıların sonuçlarının belirtildiğini, davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine Bergama İcra Müdürlüğünün 2021/2031 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını, davalının gönderdiği ürünlerin fatura bedelinin 625.068,64-TL olduğunu, takibe itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, yapılan harici araştırmalarda davalının haksız kazanç elde ettiğini, piyasaya çok fazla borcunun bulunduğunu, ticari ilişkide bulunduğu başka firmalara da edimlerini yerine getirmediğinin öğrenildiğini, müvekkilinin alacağının yüksek miktarda olduğunu, borçlunun mallarını kaçırma ihtimaline karşı, girişilen icra takibinin de sonuçsuz kalmaması açısından, alacak meblağının yüksekliği de nazara alınarak hakkaniyet gereği % 10 teminat karşılığında alacağının tahsilini teminen karşı tarafın menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarda ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 08.03.2022 tarihli dilekçesi ile 3. kez ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 2021/1002 Esas sayılı dosyasından verilen 14.03.2022 tarihli ara kararında özetle; Davacı vekilinin ihtiyati haciz istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 01.04.2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; kararın haksız olduğunu, yaklaşık haklılıklarını ispatladıklarını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinafa başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davası, istem ise mahkemenin 14.03.2022 tarihli ara kararının istinafen incelenmesi talebidir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258. maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265. maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Somut olayda; Davacı vekili mahkemeye sunduğu 08.03.2022 tarihli dilekçesinde, mahkememizce 06.01.2022 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz taleplerinin yargılamayı gerektirdiği ve henüz delil toplanmadığından bahisle reddedildiğini, gelinen aşamada bir takım delillerin toplandığını, davalı tarafça davaya cevap verildiğini, taraflarınca cevaba cevap verildiğini ve tensiple tesis edilen müzekkere cevaplarının da dosyaya geldiğini, bu nedenle ihtiyati haciz taleplerini yineleme gereğinin hasıl olduğunu, ihtiyati haciz kararının tesisinde yaklaşık ispat koşulunun geçerli olduğunu, dosyada da yaklaşık ispat koşulu başta olmak üzere ihtiyati haczin tüm şartlarının sağlandığını, davalı tarafın cevap dilekçesinde davacı tarafından kendilerine toplam 1.324.950,00 TL ödeme yapıldığı iddia edilmekte olduğunu, ancak dekontlar ve cari hesap ekstresi ile sabit olduğu üzere davalıya toplam 2.342.251,05 TL ödeme yapıldığını, davalı müvekkili tarafından yapılan ödemleri kabul etmekte olup, ayrıca davalının iddialarını kabul etmemekle birlikte davalının çeşitli asılsız iddia ve gerekçelerle taahhüt ettikleri ürünlerin teslimini yapmadıklarını ikrar ettiğini, davalının yapılan ödemelere herhangi bir itirazı olmadığı gibi sözleşme konusu ürünlerin teslim edildiğine dair iddiaları dahi bulunmadığını, bu hususta tarafların mutabık kaldığı davalının açık kabulü ile sabit hale geldiğini, sonuç olarak İİK 257. maddesi gereği ihtiyati haciz kararı verilebilmesini sağlayan yaklaşık ispat şartının sağlandığını ileri sürerek, % 10 teminat karşılığında alacağının tahsilini teminen karşı tarafın menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarda ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme “…davacının dava dilekçesi ile ihtiyati haciz talebinde bulunduğu, mahkememizce 06.01.2022 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, davacı vekilince ihtiyati haciz talebi yinelenmekle, mahkememizce 09.03.2022 tarihli ara karar ile ikinci defa ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının ihtiyati haciz talebi hakkında 06.01.2022 tarihinde ve 09.03.2022 tarihinde ara karar tesis edilerek ihtiyati haciz talebi hakkında karar verildiği dikkate alınarak, davacının ihtiyati haciz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir…” ifadelerini içeren gerekçelerle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” dair 14.03.2022 tarihli ara kararını vermiş ve bu ara kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Mahkeme daha önce iki kez ihtiyati haciz isteminin reddine karar vermiş ve davacı vekili yeniden ihtiyati haciz talebi ile başvurunca bu kez 14.03.2022 tarihli ara kararı ile ihtiyati haciz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair ara kararı kurmuştur. Kuşkusuz ki davacı vekilinin kaç talebi olursa olsun ilk derece mahkemesi bu talepler hakkında olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapmak zorundadır. Karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması yeni bir talebin değerlendirilmesi değildir. Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin İ.D.T reddine ilişkin ilk ihtiyati haciz isteminin reddine dair ara kararına yapılan istinaf istemi dairemizin 16.03.2022 tarihli ara kararı ile esastan reddedilmiştir. Alacak yargılamayı gerektirmektedir. Kesinleşmiş ve vadesi gelmiş bir alacak yoktur. İ.İ.K 257. maddenin gerektirdiği şartlar olayda mevcut değildir. Davalı şirketin mal kaçırma kastı da ortaya konmuş değildir. Bu sebeple davacı vekilinin üçüncü kez tekrarlayan ihtiyati haciz talebinin de reddine karar verilmesi gerekir. İlk derece mahkemesinin 14.03.2022 tarihli ihtiyati haciz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair ara kararının bu nedenle HMK 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca kaldırılarak davacı vekilinin ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine dairemiz tarafından ulaşılmıştır.
HMK’nın 353/(1)-b-2.maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında …” duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin ara kararının, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesi gereğince kaldırılarak, yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarda gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davacı avukatının istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-b-2. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
2-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/1002 Esas sayılı dosyasından verilen 14.03.2022 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA,
3-Davacı avukatının ihtiyati haciz talebinin REDDİNE,
4-Davacı avukatının istinaf isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf maktu karar harcının, talebi halinde yatırana geri verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 258/3 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/(1)-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 25.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.