Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/603 E. 2022/777 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/603
KARAR NO: 2022/777

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/716
KARAR NO : 2022/86
DAVA TARİHİ : 16/10/2017
KARAR TARİHİ: 08/02/2022
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 25.05.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 25.05.2022
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.02.2022 tarih ve 2020/716 Esas, 2022/86 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, Dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2011 yılında davalı … ‘a plastik doğrama yaptırdığını, karşılığında 7.000,00 TL bono verdiğini, bilahare borcunu iki taksit şeklinde ödediğini, alacaklıdan bono istediğini fakat bulamadığını bahane ederek senedin iade edilmediğini, müvekkiline 2016 yılında İzmir 17. İcra Müdürlüğü’nden ödeme emri tebliğ edildiğinde durumu araştırdığını ve …’a verdiği senedin 70.00,00 TL olarak tanzim edildiği ve icraya başvurulduğunun anlaşıldığını, her iki davalının birlikte hareket ettiklerini düşündüklerini, davalı … hakkında bir çok senet iptali davası ve savcılık dosyası mevcut olduğunu, tüm bonoların tahrifat edilerek boşa alıp hilafı hakikat doldurulara işlem yapılmaya çalışıldığını, bono alacaklısının … olarak yazıldığını, bono arkasında …’un diğer davalı … lehine cirosu olduğunu, davalı …’in davaya konu bononun işyerinden çalındığını ifade ettiğini, aslında böyle bir alacak borç ilişkisi olmadığını, takibe konu yapılan bono incelendiğinde bazı garip tespitler yapmak da mümkün olduğunu, bononun tanzim tarihinin 10/06/2014 tarihi olduğunu, ödeme tarihinin ise 27/08/2015 olduğunu, arada 16 ay olduğunu ve bunun pek gerçekçi olmadığını, bunun yanında senet alacaklısının Banaz ilçesinde oturduğunu, iş yaptığını, yine keza senet borçlusu olarak görünün kişinin de Banaz’a bağlı Kızılhissar mköyünde ikamet ettiğini, hal böyle iken bono da yetki yerinin İzmir yazılı olduğunu belirterek, davanın kabulü ile olumsuz saptama yoluyla müvekkilinin borcunun olmadığının tespitine, davaya ve takibe konu bononun iptaline, %20 kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; Dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nde karara bağlanmış 2016/188 E sayılı dosya ile işbu davanın taraflarının ve konusunun aynı olduğunu, kesin hüküm itirazları bulunduğunu,müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla İzmir 17. İcra Müdürlüğü’nün 2016/1386 E sayılı dosyası ile davacı borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, takip dayanağının 10/06/2014 keşide 27/08/2015 ödeme tarhili 70.000,00 TL bedelli senet olduğunu, senet üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmadığını, senet üzerinde bedelin gerek yazı ile gerekse de rakamla yazılı kısmında hiçbir tahrifata söz konusu olmadığını, senetin bedelinin yetmiş bi lira olduğunun gayet açık olduğunu, icraya dayanak senedin tüm unsurları tamamlanmış bir şekilde diğer davalı tarafından müvekkiline teslim edildiğini, takibe konu senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğinden davacının bu yöndeki beyanlarının hukuki dayanağı yoktur, senedin müvekkiline ciro yolu ile devredildiğini, davaya konu senetlerin kambiyo senedi niteliğinde olup soyut kıymetli evrak olduğunu, senedin temel borç ilişkisinden soyutlanmmış, bağımsız bir valık kazandığını, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, borcunu ödedmediği gibi borca itiraz ettiğini belirterek, davanın reddine, borçlu aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 08.02.2022 tarih ve 2020/716 Esas, 2022/86 Karar sayılı kararı ile özetle; ”…Dava dilekçesinin içeriğinden, ev hanımı olan davacının, köydeki evine, PVC yaptırmak üzere, dava konusu edilen bonoyu işi yapan, davalı …’a 7.000,00 TL olarak verdiği, dosya içerisinde incelenen, 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/188 esas sayılı dosyası içerisindeki 11/02/2016 tarihli davacı … davalı … ve … imzalı beyanımdır yazılı belgede, davalının davacıya yapmış olduğu, PVC demir doğrama işi nedeniyle, kendisi ile 2011 yılında 7.000,00 TL ye anlaştığı yazılı ve imzalı bono aldığını belirtmekle, bononun nitelik itibariyle, tüketici senedi olduğu ve bu haliyle taraflar arasındaki hukuki ilişki de değerlendirildiğinde, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun kapsamında kaldığı ve görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu, dikkate alınmış bu konuda Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2021/1606 esas 2021/1199 karar sayılı ilamından da yararlanılmış ayrıca, senedin mahkememizdeki incelemesinde tüketici Senedi olarak değerlendirilmesi gerekmekle, Davanın mahkememizin görevsiz olması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine, HMK’nın 20.maddesi gereğince karar verildiği anda kesinse bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurulduğunda dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne Gönderilmesine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davacı avukatı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı avukatı tarafından verilen 15.02.2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile özetle; davalarının ilk önce İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2017/478 esas sayısı ile menfi tespit suretiyle bono iptali şeklinde açıldığını ve yargılama sonu davanın reddine karar verildiğini, istinaf inceleme sonucu dava ve dosyaya bakmaya Ticaret Mahkemesinin bakması gerektiğini, bunun içinde kararın kaldırılarak dosyanın İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi nin dosya No:2020/1809 Esas, 2020/989 Karar sayılı bu kararının 05.11.2020 tarihli ve kesin olduğunu, bu kesin karara rağmen dosyanın Tüketici Mahkemesine gönderilmesi kararının hukuka aykırı olduğunu, bu hususun mahkemenin gözünden kaçtığını ve hatalı karar verildiğini, bu hukuka aykırı kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesince neticelendirilmesinin gerektiğini, bu nedenlerle, yerel mahkemenin vermiş olduğu görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava, kambiyo senetlerine mahsus takibe karşı menfi tespit isteğine ilişkin olup, İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26.12.2019 tarih ve 2017/478 Esas, 2019/569 Karar sayılı ilamıyla davanın reddine karar vermiş, anılan kararın istinaf edilmesi üzerine dosyanın İzmir BAM 11. Hukuk Dairesi’nin 05.11.2020 tarih ve 2020/1809 Esas, 2020/989 Karar numaralı ilamı ile davanın ticari dava sayılacağından mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru olmadığından bahisle, ilk derece mahkemesi kararının görev yönünden kaldırma kararı vermiş, bunun üzerine, İzmir 11. Asliye Hukuk mahkemesi dosyanın görevli İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi dair karar vermiş, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi ise 28.02.2022 tarih ve 2020/716 Esas, 2022/86 Karar numaralı ilamı ile davanın tüketici mahkemesinin görev alalına girdiğinden bahisle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermiş, anılan kararı davacı vekilinin istinaf ettiği görülmüştür.
Her ne kadar İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesi’nin görev alanında kaldığından bahisle davanın usulden reddine karar vermiş ise de, İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yukarıda bahsedilen şekilde esastan verdiği kararı ”İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi davanın ticari dav olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararını görev yönünden kaldırmış olup, bunun üzerine İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi görevsizlik kararı vererek dosyayı Asliye Ticaret Mahkemesi’ne göndermiş olup, İzmir BAM 11. Hukuk Dairesi’nin görev yönünden vermiş olduğu karar HMK’nın 362/1-c maddesi uyarınca kesin nitelikte olup, ilk derece mahkemelerini bağlar.
İzmir BAM 11. Hukuk Dairesi’nin kesin nitelikteki kararına rağmen, bu karar hiç dikkate alınmaksızın İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davaya bakmanın tüketici mahkemesinin görev kapsamından kaldığından bahisle, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin davaya bakma görevinin kendisinde olmasına rağmen görevsizlik kararı vermesi doğru olmamıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle, davacı avukatının istinaf kanun yoluna başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-3. maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı avukatının istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.02.2022 tarih ve 2020/716 Esas, 2022/86 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Verilen kararın niteliği gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf peşin karar harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/(1)-c maddesi gereğince, kesin olmak üzere, 25.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.