Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/589 E. 2022/699 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/589
KARAR NO: 2022/699

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/326 D.İŞ
KARAR NO : 2021/326 D.İŞ
TALEP TARİHİ : 24/09/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2021
İTİRAZ TARİHİ : 25/10/2021
ARA KARAR TARİHİ : 24/11/2021
TAVZİH TALEBİ : 31/12/2021
EK KARAR TARİHİ : 14/02/2022
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 12.05.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 03.06.2022

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.02.2022 tarih ve 2021/326 D.iş, 2021/326 D.iş Karar sayılı ek kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin ihtiyati tedbir talep eden avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 31.03.2022 tarih ve 2022/574 Esas, 2022/551 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
İhtiyati tedbir talebinde bulunan vekilinin 24/09/2021 tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kuaför işletmesinin sahibi olduğu, müvekkili tarafından iş yerinin yenilenmesi, bir kısım tadilat faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi istenildiği ve bu kapsamda … ile görüşme yaptığı, müvekkili ile … arasında gerçekleştirilen görüşme neticesinde taraflar müvekkilinin iş yerinde kullanılmak üzere müvekkilinin eşi tarafından hazırlanan projeye uygun olarak bir kısım siparişler verildiği ve anahtar teslim tarihinin en geç 20.05.2021 tarihinde teslim edilecek şekilde gerçekleştirildiği, bunun karşısında müvekkili tarafından …’e toplam 195.000,00 TL’lik ödeme yapılması hususunda anlaşıldığı, karşı taraflarca anlaşma gereği teslim edilen yukarıda sayılı ürünlerde aşağıdaki ayıplar ve benzeri başkaca gizli ayıplar meydana geldiği, Bu ayıplara ilişkin derhal bildirimde bulunulduğu, karşı taraf … tarafından da bu ayıplar kabul edilmiş ve hatta ayıpların giderilmesi amacıyla onarım için başkaca firmalar ile karşı tarafla birlikte görüşmeye dahi gidildiği, karşı tarafça gerçekleştirilen işbu ayıplı hizmet nedeniyle keşideci müvekkil müşteri ve prestij kaybına uğramış, yine karşı tarafça projeye ve anlaşmaya aykırı, ayıplı şekilde gerçekleştirilen hizmet sebebiyle keşideci müvekkil bir kısım ürünleri bizzat kendisi satın alarak yenilemek durumunda kaldığını, Müvekkilin tüm çaba ve şifahi görüşmeleri sonuçsuz kaldığını, Bu süreçte karşı taraf ile şifahi görüşmelerden sonuç alınamayacağını anlayan müvekkil adına önce Bornova 2. Noterliği aracılığıyla 13.08.2021 tarihinde 16795 yev. Numaralı ihtarname gönderilerek ayıplı ifa sebebiyle henüz ödenmeyen senetlerin bedelsiz kaldığı bildirilmiş ve iade edilmesi ihtar edilmiş; daha sonra da 19.08.2021 tarihinde İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/124 D.İş numaralı dosyası üzerinden delil tespiti talebinde bulunulmuş ancak mahkeme hakiminin izinli olması ev yerine bakan hakimin de iş yoğunluğu sebebiyle keşif ancak 07.09.2021 tarihinde gerçekleştirildiğini, müvekkiline karşı başlatılan icra takibi neticesinde müvekkilin icrai işlemlerle karşı karşıya kalması, zaten onca emek, zaman ve para ayırarak gerçekleştirdiği tadilat ve mobilyaların ayıplı olması sebebiyle hak kaybına uğrayan müvekkilin bir de prestij kaybı ile ek maddi kaybına yol açacak, telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracağını beyan ederek karşı tarafça müvekkil aleyhine başlatılan İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2021/9174 E. Sayılı dosyasının teminat karşılığı ya da teminatsız olarak durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 27.09.2021 tarih ve 2021/326 D.iş, 2021/326 Karar sayılı kararında özetle; “…1-İcra ve İflas Kanunu’muzun 72/2 maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’muzun 390/1 maddesi, 392.maddesi uyarınca isteme konu edilen 30/09/2021 vadeli 14.500,00-TL bedelli senedin, senet bedelinin %15’i tutarında teminat mukabilinde istemin kabulüyle, isteme konu edilen senede müstenit yapılacak icra takiplerinin DURDURULMASINA,
2-Hukuk Mahkemeleri Kanunu 397/1 maddesi gereğince esas hakkında dava açılmaması ya da süresinde dava açılmaması durumunda verilen ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının ihtarına,
3-İlerde haksız çıkacak tarafa yükletilmek üzere Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince talepe eden alacaklı lehine 910,00-TL vekalet ücreti takdirine,…” şeklinde karar verilmiştir.
İTİRAZ:
İhtiyati tedbire itiraz eden vekili Av. …’ın 25.10.2021 tarihli dilekçesinde; Mahkememiz dosyasında 30.09.2021 tarihli 14500 TL bedelli senede dair ihtiyatı tedbir kararı verildiği, bu tedbir kararı ise HMK md. 397/1 hükmü uyarınca dava açılmaması ya da süresinde dava açılmaması durumunda kendiliğinden kalkacağı bildirildiği, bu süre içerisinde karşı yanın dava açmadığı, dosya kapsamında yapmış olduğukları incelemede de dava açıldığına dair evrakı da dosyaya ibraz etmediği anlaşıldığı, anılan nedenle ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkmış olup ihtiyati tedbirin kalktığının ve avukatlık ücreti ve yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakıldığının tespiti hususunda ara karar kurulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 24.11.2021 tarih ve 2021/326 D.iş, sayılı ara kararında özetle; “…Dosya kapsamı ve eki dilekçeler incelendiğinde; 27.09.2021 tarihinde verilen değişik iş kararının 2 nolu kararında esas hakkında dava açılmaması durumunda ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkacağının ihtar edildiği, davacı tarafın süresinde davasını açmadığı, bu haliyle ayrıca bir ara karara gerek kalmaksızın ihtiyati tedbirin kendiliğinden ortadan kalktığının tespit olunduğu, bu bağlamda ortada bir ihtiyati tedbir bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyatı tedbire itiraz eden tarafça yapılmış bulunan İTİRAZIN KABULÜNE,
-6100 sayılı yasanın 397/1 maddesi uyarınca yasal süresi içerisinde menfi tespit davasının açılmadığı anlaşılmakla 27.09.2021 tarihli Değişik İş kararının 2 nolu kararında dava açılmaması durumunda ihtiyati tedbirin durumuna dair ihtarat yapıldığından bahisle ayrıca bir KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,…” dair karar verilmiş, verilen ara karara karşı itiraz eden vekili tarafından hükmün vekalet ücreti yönünden tavzihi talebinde bulunulmuş ve aynı zamanda da tavzih talebinin reddedilmesi halinde istinaf talebi başlıklı dilekçe sunulmuş olup, mahkemece muhtıra tebliğine rağmen istinaf harçlarının yatırılmadığından bahisle istinaf isteminin reddine dair 26.01.2022 tarihinde ek karar yazılmıştır.
TAVZİH TALEBİ:
İhtiyati tedbire itiraz eden vekili tarafından verilen 31.12.2021 tarihli tavzih dilekçesinde özetle; 6100 Sayılı HMK md. 305 uyarınca hüküm yeterince açık olmaması, icrasının tereddüt oluşturacak olması nedeniyle davalı … vekili olarak lehlerine Avukatlık Kanunu md 164 ve HMK md. 305/A uyarınca hükmün tavzihi ile vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 14.02.2022 tarih ve 2021/326 D.iş, 2021/326 Karar sayılı kararında özetle; “…İhtiyati tedbire itiraz eden vekilince 25.10.2021 tarihli dilekçesinde talep ve sonuç kısmında vekalet ücreti isteminde bulunduğu, mahkememizce değişik iş kararı ve itiraz üzerine yapılan duruşmada verilen itirazın incelenmesine ilişkin kararda vekalet ücreti konusunda bir karar verilmediği, bunun üzerine itiraz eden vekilince 6100 sayılı yasanın 305/a maddesi gereğince hükmün tamamlanması isteminde bulunduğu yine 6100 sayılı yasanın 306.maddesi gereğince tamamlama talebinin karşı tarafa tebliğ edildiği ve kendisine makul cevap süresinin verildiği anlaşılmakla 6100 sayılı yasanın 306/2 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, İtiraz eden vekilinin talebinin kabulü ile, hükmün 24/11/2021 tarihli değişik iş ara kararının 6100 sayılı yasanın 305/A maddesi gereğince tamamlanmasına, aşağıda yer alan vekalet ücretine ilişkin olan kısmın ara karara eklenmesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ihtiyati tedbir kararına itiraz eden … lehine 910,00-TL vekalet ücreti takdirine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Talep eden vekili tarafından 14.02.2022 tarihli ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Talep eden avukatı tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; ”…Huzurdaki, değişik iş dosyası tarafımızca, müvekkilin davalı tarafın müvekkilin işyerine imal edeceği eserlerle alakalı ödeme yöntemi olarak düzenlenen senetlere Karşı Yan’ın ayıplı imalatları dolayısıyla ihtiyati tedbir almak, akabinde de menfi tespit davası ile ayıplı imallerden kaynaklı olarak müvekkilin borçlu olmadığını tespit ettirmek saiki ile ikame edilmiştir.
Huzurdaki değişik iş dosyası kapsamında, ilk derece mahkemesi tarafından, 27.09.2021 tarihinde,
”İcra İflas Kanunu’nun 72’2 maddesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 390/1 maddesi 392. Maddesi uyarınca isteme konu edile 30.09.2021 vadeli 14.500 TL bedelli senedin senet bedelinin %15i tutarında teminat mukabilinde istemin kabulü ile isteme konu edilen senede müstenit yapılacak icra takiplerinin durdurulmasına,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 397/1 maddesi gereğince esas hakkında dava açılmaması ya da süresinde dava açılmaması durumunda verilen ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının ihtarına
İleride haksız çıkacak tarafa yükletilmek üzere Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince talep eden alacaklı lehine 910,00 TL vekalet ücreti takdirine Şeklinde karar verilmiştir.
Karar kapsamında tarafımızca her ne kadar zamanında dava açılmamışsa da, yine menfi tespit süresi içerisinde müvekkilin iş karşılığı karşı tarafa vermiş olduğu 30.09.2021 30.10.2021 30.11.2021 30.12.2021 30.01.2022 30.02.2022 vadeli 14.500,00 TL değerindeki senetleri ihtiyati tedbir ile icrasının durdurulması ve müvekkil ile karşı taraf arasında yer alan eser sözleşmesi kapsamında davalının ayıplı ifaları neticesinde menfii tespit davası izmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2021/766 esas sayılı dosyası ile ikame edilmiştir.
Bu süreçte davalı tarafından ne verilen ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz edilmiş, ne de dava açılması süresi içerisinde, dava açılmaması nedeniyle itiraz edilmiştir. Davalı tarafça ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkmasından 1 ay sonra İhtiyati Tedbire itiraz edilmiş, İlk Derece Mahkemesi söz konusu itirazı değerlendirmek üzere duruşma günü vermiştir. Duruşma sırasında, haklı olarak ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalktığı bu sebeple karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmiş, ve dosya kapatılmıştır.
Yine ilk derece mahkemesinin değişik iş ara kararı incelendiğinde,
Dosya kapsamı ve eki dilekçeler incelendiğinde, 27.09.2021 tarihinde verilen değişik iş 2 nolu kararında esas hakkında dava açılmaması durumunda ihtiyati tedbirin nden kalkacağının ihtar edildiği, davacı tarafın süresinde davasını açmadığı, bu haliyle ayrıca bir ara karara gerek kalmaksızın ihtiyati tedbirin kendiliğinden ortadan kalktığının tespit olunduğu, bu bağlamda ortada bir ihtiyati tedbir bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
6100 sayılı yasanın 397/1 maddesi uyarınca yasal süresi içerisinde menfii tespit davasının açılmadığı anlaşılmakla 27.09.2021 tarihlİ Değişik iş Kararının 2 nolu kararında dava açılmaması durumunda ihtiyati tedbirin durumuna dair ihtarat yapıldığından bahisle ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığına yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına” şeklinde karar verilmiştir.
Akabinde Karşı yan ilgili kararı tavzih veya istinaf dilekçesi talebi ile İlk derece mahkemesinin kararında Vekalet Ücretine hükmetmemesine karşı dilekçe vermiş, vekalet ücretine karşı taleplerin tavzih kurumu ile mümkün olmayacağından istinafa cevap dilekçesi başlığı ile itiraz edilmiş ise de
Akabinde ise İlk derece Mahkemesi tarafından, 14.02.2022 tarihinde, Karşı yan’ın vekalet ücretine ilişkin talepleri istinaf olarak değerlendirilmemiş ve tavzih kapsamında değerlendirilerek ek karar verilmiştir.
“İhtiyati tedbire itiraz eden vekilince 25.10.2021 tarihli dilekçesinde talep ve sonuç kısmında vekalet ücreti isteminde bulunduğu, mahkememizce değişik iş kararı ve itiraz üzerine yapılan duruşmada verilen itirazın incelenmesine ilişkin kararda vekalet ücreti konusunda bir karar verilmediği, bunun üzerine itiraz eden vekilince 6100 sayılı yasanın 305/a maddesi gereğince hükmün tamamlanması isteminde bulunduğu yine 6100 sayılı yasanın 306.maddesi gereğince tamamlama talebinin karşı tarafa tebliğ edildiği ve kendisine makul cevap süresinin verildiği anlaşılmakla 6100 sayılı yasanın 306/2 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” Şeklinde karar verilmiş ve
“1-İtiraz eden vekilinin talebinin kabulü ile, hükmün 24/11/2021 tarihli değişik iş ara kararının 6100 sayılı yasanın 305/A maddesi gereğince tamamlanmasına, aşağıda yer alan vekalet ücretine ilişkin olan kısmın ara karara eklenmesine,
2-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ihtiyati tedbir kararına itiraz eden … lehine 910,00-TL vekalet ücreti takdirine” denilerek hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir hakkında verdiği karar son derece açık ve net olup yoruma açık değildir. Bu hususun hükmün tamamlanması talebi ile değiştirilmesinin kanuna uygun olmadığı görüşündeyiz.
İlk derece mahkemesi ilk İhtiyati Tedbir Kararında ” İleride haksız çıkacak tarafa yükletilmek üzere Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince talep eden alacaklı lehine 910,00 TL vekalet ücreti takdirine” şeklinde hüküm kurmuştur. Yukarıda da bahsedildiği üzere, ilk derece mahkemesinin İhtiyati Tedbir Kararı neticesinde süresi içerisinde dava açılmamış olsa da tarafımızca 2021/766 esas numaralı dosyası ile menfii tespit davası ikame etilmiştir. Huzurdaki istinaf konusu İzmir 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin İhtiyati tedbir kararında da açıkça ihtiyati tedbire ilişkin olarak talepte bulunan tarafından süresinde dava açılmaz ise ihtiyati tedbir kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Hükmü sabittir. Bu kapsamda halihazırda kendiliğinden kalkan bir ihtiyati tedbir kararına yürürlükte olmamasına rağmen karşı yan tarafından itiraz edilmiş, bu itiraz ilk derece mahkemesince duruşma açılarak dinlenmiş, karar olarak ise zaten ortada bir ihtiyati tedbir kararı olmaması nedeniyle karar verilmeye yer olmadığına karar verilmiştir. Bu kapasamda karşı yan vekilinin haksız olduğu, yapılan bir işlem olmadığı ve olmayan bir karara itiraz neticesinde lehine vekalet ücreti hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Karşı Yan’ın lehine herhangi bir Vekalet ücretine hükmedilmesine yer yoktur. Zira davalı hiç bir itirazda bulunmamış, bulunduğu itirazda da ihtiyati tedbir kalkmış olduğundan itirazı yerinde görülmemiştir
AAÜT madde 3/1 düzenlemesini göz önünde bulunduracak ve vekalet ücreti hakkında genel bir yorumlama yapacak olursak,
”Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, ekli Tarifede yazılı miktardan az ve üç katından çok olamaz. Bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi niteliği ve davanın süresi göz önünde tutulur.” hükmü çerçevesinde bir değerlendirme yapıldığında, mahkeme ihtiyati tedbir kararını, süresinde dava açılmaması durumunda kendiliğinden kalkacağı şeklinde vermiştir. Akabinde tedbir kendiliğinden kalkmıştır ve mahkeme de haklı olarak Karşı Yan’ın tedbirin kaldırılması hakkındaki itirazını ortada zaten bir tedbir olmadığı gerekçesiyle itiraz hakkında karar verilmesine gerek olmadığı kararı vermiştir.
Tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde ikame edilen herhangi bir dava yahut haklı, haksız olarak nitelendirilebilecek bir taraf olmadığı neticesiyle, Karşı Yan’ın herhangi bir emeği ve çabası bulunmamaktadır. Dolayısıyla Sayın Mahkeme tarafından Karşı Yan lehine hükmedilen vekalet ücreti takdiri yerinde değildir.
Kararın verilmesi sonrası tarafımızca esas hakkında dava açılmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kendiliğinden kalkmış, ve bu kapsamda Davalı taraf ihtiyati tedbire konu senedi icra takibi marifeti ile tahsil etmiştir.
Davalı taraf ihtiyati tedbirin kalkması ile birlikte İzmir 25. İcra Dairesinde 2021/11742 esas sayılı dosyası ile işbu değşik iş dosyasının konusu 30.09.2021 vadeli senedi tahsil etmiştir.
Dolayısı ile davalı tarafın bir zararı da bulunmamaktadır.
Bu kapsamda geçici hukuki korumanın konusuz kalması nedeniyle ve esas hakkında bir inceleme yapılmaması nedeniyle, işbu değişik iş dosyası kapsamında herhangi bir Vekalet ücretine hükmedilmemesi gereklidir.
DÜşünüldüğünde Geçici Hukuki Koruma talebi tarafımızca mahkemeye sunulmuştur. Karşı yanın işbu talepte bulunmamızda açık bir sorumluluğu vardır. Kendisinin yapmış olduğu ayıplı mallar sebebiyle senetlerin ödenmemesini isteyen taraf Müvekkil olmasına rağmen ortada olmayan bir ihtiyati tedbir kararına itiraz eden Karşı Yan lehine Vekalet Ücretine Hükmedilmesi kanuna ve yasaya aykırı olup, 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin ilgili değişik iş ek kararının kaldırılması gereklidir.
Sonuç ve talep:
1-İstinaf Taleplerimizin kabulüne,
2-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 2021/326 D-iş E. 2021/326 K. Nolu ek karar kapsamında müvekkil aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılmasına,
3-Yargılama ücreti ve vekalet ücretinin Karşı Yan üzerine bırakılmasına” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Karşı taraf … vekili tarafından verilen istinaf dilekçesine yanıt dilekçesi ile özetle; Dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıkladıkları üzere, istemde bulunan vekilinin istinaf başvurusunun reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Talep; eser sözleşmesi uyarınca davalıya iş bedeli karşılığında verilen çeke dayalı ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Taraflar arasında, davacıya ait … isimli işyerinin yenilenmesi, yeni mobilyaların yapılması ve tadilat işleri için sözleşme düzenlendiği ve bu sözleşmeye istinaden davalının davacıya ait … Mah. … Cd. No:… …/İzmir adresindeki yeni mobilyaların yapılması ve tadilat işlerini üstlendiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece İİK 72/2 ve 390/1, 392 maddesi uyarınca isteme konu edilen 30/09/2021 vadeli 14.500-TL bedelli senedin %15 i tutarında teminat mukabilinde istemin kabulü ile senede müstenit yapılacak icra takiplerinin durdurulmasına Hukuk Mahkemeleri Kanunu 397/1 maddesi gereğince esas hakkında dava açılmaması ya da süresinde dava açılmaması durumunda verilen ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının ihtarına karar verildiği; Akabinde 22.01.2022 tarihli İhtiyati tedbir kararına itiraz eden … vekilinin 27.01.2021 havale tarihli dilekçesine istinaden mahkemece değişik iş kararı ve itiraz üzerine yapılan duruşmada verilen itirazın incelenmesine ilişkin kararda vekalet ücreti konusunda bir karar verilmediği, Bunun üzerine itiraz eden vekilince 6100 sayılı Yasanın 305/a maddesi gereğince hükmün tamamlanması isteminde bulunduğu, yine 6100 sayılı yasanın 306.maddesi gereğince tamamlama talebinin karşı tarafa tebliğ edildiği ve kendisine makul cevap süresinin verildiği anlaşılmakla, 6100 sayılı yasanın 306/2 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda itiraz eden vekilinin talebinin kabulü ile, hükmün 24/11/2021 tarihli değişik iş ara kararının 6100 sayılı yasanın 305/A maddesi gereğince tamamlanmasına, aşağıda yer alan vekalet ücretine ilişkin olan kısmın ara karara eklenmesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ihtiyati tedbir kararına itiraz eden … lehine 910,00-TL vekalet ücreti takdirine şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İstinaf eden karşı taraf vekilince 14.02.2022 tarihli bu ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvrulmuştur.
Dava tarihinde ve karar tarihinde yürürlükte olan 6100 saylı HMK’nın 305. maddesinde ” (1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
22.07.2020 tarih 7251 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen HMK’nın 305/A maddesinde “(1) Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Değişik iş dosyası üzerinden tedbir talebinin 24/09/2021 tarihinde talep edildiği, istinafa konu ek karar tarihin 14.02.2022 olduğu, 22.07.2020 tarih 7251 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen HMK’nın 305/A maddesinde “(1) Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.” şeklindeki düzenleme karşısında bu ek karara talep eden vekilince bir ay içinde itiraz edilmesi de dikkate alındığında somut olayda yukarıda yapılan açıklamalar ışığında vekalet ücreti kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli hususlardan olduğundan yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, bu haliyle İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.02.2022 tarih ve 2021/326 D.İş Esas, 2021/326 D.iş Karar sayılı ek kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, ihtiyati tedbir talep eden avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruşmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.02.2022 tarih ve 2021/326 D.iş, 2021/326 D.iş Karar sayılı ek kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, talep eden avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Talep eden avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 133,00 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan toplam 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 52,30 TL harç bedelinin talep edenden alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Talep eden tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 12.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.