Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/334 E. 2022/440 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/334
KARAR NO : 2022/440

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/1122
KARAR NO : 2021/738
DAVA TARİHİ : 11/11/2020
KARAR TARİHİ : 06/11/2021
EK KARAR TARİHİ : 31/12/2021
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 24.03.2022
KARAR YAZ. TARİHİ : 15.04.2022
Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31.12.2021 tarih ve 2021/1122 Esas, 2021/738 Karar sayılı ek kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin, davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, Dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirketten olan alacağı sebebi ile davalı şirket aleyhine Yatağan İcra Müdürlüğünün 2019/1100 E. Sayılı dosyasından başlatılan takibe davalı tarafın itiraz etmesi sebebi ile takibin durduğunu, müvekkili tarafından taraflar arasındaki anlaşmaya istinaden yapılan işlerin davalıya teslim edildiğini, ancak davalı tarafça bakiye borçların ödenmediğini, davalı taraf itirazlarının haksız olduğunu belirterek davalının haksız itirazlarının iptaline, takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
YANIT:
Davalı avukatı tarafından verilen dava dilekçesine yanıt dilekçesinde özetle; Dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıkladıkları üzere, davanın öncelikle hakdüşürü sürenin geçmiş olması nedeniyle usulden, kabul edilmediği takdirde gerekli yargılamanın yapılarak esastan reddine, mahkeme masrafları %20 kötüniyet tazminatı ve vekalet ücretlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 06.11.2021 tarih ve 2021/1122 Esas, 2021/738 Karar sayılı kararında özetle; ”…Asliye Ticaret Mahkemelerinin kuruluşuna dair özel bir yasa bulunmaması, görevlerinin 5235 Sayılı Yasada genel mahkemeler kapsamında belirlenmesi, 08 Temmuz 2021 tarih ve 31535 Sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 Sayılı kararında 4787 Sayılı Yasa’da belirtildiği şekilde davaların devredileceğine dair bir düzenleme bulunmadığı gibi 5235 Sayılı Yasada da Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı sınırları dışında sonradan faaliyete geçen Asliye Ticaret Mahkemesi bulunması halinde davaların devredileceğine dair bir düzenleme bulunmadığı, bir mahkemenin kurulmasından veya faaliyete geçmesinden önce açılan davalara yeni mahkeme tarafından bakılmasının ancak yasal düzenleme ile mümkün olduğu, nitekim benzer şekilde 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanununun geçici 1.maddesinin 3. fıkrasında “Başka mahkemelerin görev alanına girerken bu Kanunla iş mahkemelerinin görev alanına dâhil edilen dava ve işler, iş mahkemelerine devredilmez; kesinleşinceye kadar ilgili mahkemeler tarafından görülmeye devam olunur.” şeklinde düzenleme yapıldığı, Fikri ve Sınai Haklar Mahkemelerinin kurulması ile ilgili Sınai Mülkiyet Kanunun geçici 6. Maddesinde, infaz hakimliği kanununun geçici 2. Maddesinde ve 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 26/son maddesinde de benzer şekilde özel mahkemelerin kurulmasından veya faaliyete geçirilmesinden önce açılan davalara ne şekilde bakılacağının yasal olarak düzenlendiği, 6100 Sayılı HMK’ nun 1. Maddesinde mahkemelerin görevlerinin ancak yasa ile belirleneceği ve geçici 1. Maddesinde de bu yasanın yargı yolunun ve göreve ilişkin kurallarının yasanan yürürlüğe girmesinden önce açılan davalara uygulanmayacağının yine yasal olarak hükme bağlandığı, görüldüğü üzere tüm özel mahkemelerde ve genel olarak hangi tarihte açılan davalara hangi mahkemede bakılacağının yasal olarak düzenlendiği kurul kararı ile mahkemenin görevinin değiştirilemeyeceği, dolayısıyla Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemelerinin ayrı mahkemeler olmaması ve ticari davalara bakma görevinin de Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olması sebebi ile Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı sınırlarının Muğla İlinin Mülki sınırları olarak belirlenmesinin, kararın geçerli olduğu 01.09.2021 tarihinden önce açılmış davalarda görevsizlik veya yasada bulunmayan devir kararı verilmesine dayanak oluşturamayacağı, HSK tarafından belirlenen yargı sınırları esas alınmak sureti ile belirlenmesi halinde Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı sınırlarının İl mülki sınırlarından Asliye Hukuk Mahkemesi Yargı sınırları veya Ağır Ceza Mahkemesi Yargı sınırları olarak yeniden belirlenmesi halinde dava dosyalarında yeniden görevsizlik-devir veya gönderme kararları verilmesi sonucunun meydana gelebileceği bu durumunda gerek tabi hakim ilkesinin gerekse hukuka güven ilkesinin açık ihlaline neden olacağı dolayısıyla 01.09.2021 tarihinden önce açılmış davalarda Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olamayacağı kanaatine varıldığından (SAMSUN BAM 3. HD 2021/1511E-2021/1353K SAYILI, 02.11.2021 TARİHLİ İLAMI) ve 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olması, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerektiğinden, HMK 320/1. Maddesi hükümleri uyarınca ayrıca duruşma açılmasına da gerek görülmeyerek 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle, 6100 sayılı HMK.nun 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine, 6100 sayılı HMK’nun 21/1-c maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemenin Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna” dair karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin 31.12.2021 tarih ve 2021/1122 Esas, 2021/738 Karar sayılı ek kararında özetle; ”… Mahkememizden verilen gerekçeli karar, davacı vekiline ve davalı vekiline 30/11/2021 tarihinde tebliğ olunmuş, “Tarafların Kararı İstinaf Etmemesi Üzerine Kesinleşme” ile hükmün, 15/12/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK.nun 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurmayarak kararın kesinleştiği 15/12/2021 tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmediği anlaşıldığından davanın açılmamış sayılmasına” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davacı avukatı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı avukatı tarafından verilen 11.01.2022 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğini, dosyanın Muğla Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiğini ve Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı da kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğini, bu halde olumsuz görev uyuşmazlığı ortaya çıktığını, bu halde davaya bakacak olan görevli mahkemenin tayini için yargı yeri belirlenmesi yoluna başvurulması, görevli Mahkemenin belirlenmesi için dosyanın ilgilisine göre Bölge Adliye Mahkemesi’ne veya Yargıtay’a gönderilmesi gerekirken Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ek kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, olumsuz görev uyuşmazlığının ortaya çıkması halinde davaya bakacak olan görevli mahkemenin tayini için Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından resen dosyanın ilgilisine göre Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay’a gönderilmesinin gerektiğini, mahkemece olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın ilgilisine göre Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay’a gönderilmesi gerekirken, dosyanın ilk görevsizlik kararı verilen mahkemeye gönderilmesi için süresi içerisinde tahrik dilekçesi verilmediği gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, HMK’nun 21. ve 22. maddesinin son derece açık olduğunu, ancak Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından kanuna aykırı bir karar verildiğini, nitekim dilekçelerinde belirttikleri Yargıtay kararlarının da iddia ve taleplerini doğrular nitelikte olduğunu, iş bu somut olay bakımından görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekirken ek kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle; istinaf taleplerinin kabulü ile, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin usul ve yasaya aykırı 2021/1122 Esas 2021/738 Karar sayılı 31.12.2021 tarihli ek kararının kaldırılarak, olumsuz görev uyuşmazlığının ortaya çıkmış olması nedeni ile davaya bakacak olan görevli mahkemenin belirlenmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı avukatı tarafından verilen 17.01.2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesine yanıt dilekçesi ile özetle; Dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıkladıkları üzere, açıklamaları kapsamında davacının kötü niyetli ve mesnetsiz iddialarının reddi ile kanuna ve emsal Yargıtay kararlarına uygun Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/1122 Esas ve 2021/738 Karar sayılı ek kararının onanmasına, ek kararın usul ve yasaya uygun bulunması nedeniyle istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazon iptalı davasıdır.
Öncelikle davacı vekili istinaf dilekçesiyle, her ne kadar Muğla Asliye Ticaret ve Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıftayla) arasında görev uyuşmazlığı oluştuğunu beyan etmiş ise de, Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından dosyada verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmamaktadır. Bu nedenle iki mahkeme arasında olumsuz bir görev uyuşmazlığı da bulunmadığı kabul edilmiştir.
Görevsizlik kararına ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır. Açıklanan nedenlerle eldeki dava 11.11.2020 tarihinde açılmakla, ilk derece mahkemesinin (Muğla Asliye ticaret mahkemesi) görevsizlik kararı yerindedir. Ancak yerel mahkemece verilen 06.11.2021 tarihli karar taraf vekillerine 30.11.2021 tarihinde tebliğ edilmiş, tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine hükmü 15.12.2021 tarihinde kesinleştiği; bu kararın üerine kararın kesinleştiği 15.12.2021 tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde tarafların dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi nedeniyle bu kez 31.12.2021 tarihinde ek kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu karara karşı davacı vekilinin istinaf yasa yoluna başvuruğu görülmektedir.
Davacı vekili mahkemeler arasında görev uyuşmazlığı oluştuğunu, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın ilgili istinaf dairesine gönderilmedi gerekirken hatalı değerlendirme ile ek kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması gerektiğini savunmuştur. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen karar gönderme (devir) kararı olup, ortada bu haliyle bir görev uyuşmazlığı da bulunmamaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmakla, davacı vekilinin istinaf taleplerinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31.12.2021 tarih ve 2021/1122 Esas, 2021/738 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin harç ile karşılandığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/(1)-c maddesi uyarınca kesin olmak üzere 24.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.