Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/275 E. 2022/500 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/275
KARAR NO : 2022/500

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/115 D.İş
KARAR NO : 2021/115 D.İş
DAVA TARİHİ : 12.11.2021
KARAR TARİHİ : 22.11.2021
EK KARAR TARİHİ : 13.12.2021
İSTEM : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 31.03.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 22.04.2022
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.12.2021 tarih ve 2021/115 D.İş Esas, 2021/115 D.İş Karar sayılı ek kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 07.01.2022 tarih ve 2021/2480 Esas, 2022/33 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
İhtiyati tedbir talep eden vekili tarafından verilen 12/11/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Şirketi ile … Şirketi arasında 28.03.2018 tarihinde “… Fabrikası İnşaat İşleri Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme uyarınca müvekkili şirket, … ili, … ilçesi, … köyü, … mevkiinde inşa edilecek olan 6000 TPD klinker üretim kapasitesine sahip … Fabrikası kapsamında sözleşmede belirtilen inşaat işlerinin yapımını üstlendiğini, sözleşme kapsamında fabrika içerisinde yapılacak olan inşaat işleri, müvekkili tarafından tamamlanmış olup sözleşme uyarınca üstlenilen edim ve sorumluluklar eksiksiz bir şekilde yerine getirildiğini, sözleşme konusu birtakım inşaat işleri müvekkil şirket tarafından tamamlanarak ilgili işe ilişkin geçici ve kesin kabuller yapıldığını, davalı şirket tarafından geçici kabul belgesi ile kesin kabul belgesi müvekkili şirkete teslim edildiğini, sözleşme uyarınca, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan borç ve yükümlülüklerin ifa edilmemesi ya da sözleşmeye aykırı bir şekilde ifa edilmesi rizikosuna karşı, lehtar müvekkili şirket, muhatap ise karşı taraf (iş sahibi şirket) olmak üzere, Türkiye … Bankası Anonim Şirketi’nin 750.000 TL bedelli, 28.03.2019 vade tarihli, 1588353 mektup numaralı kesin teminat mektubu düzenlendiğini, söz konusu teminat mektubunun 375.000 TL tutarı bakımından, 15.12.2020 tarihli vade uzatım yazısı ile 15.12.2021 tarihine kadar vade uzatıldığını, kalan miktar bakımından teminat mektubu yerine geçmek üzere keşidecisi müvekkili şirket, muhatap davalı taraf olmak üzere, 10.08.2020 düzenleme tarihli, 375.000 TL bedelli, 11 no’lu teminat senedin davalı tarafa teslim edildiğini, müvekkil şirket tarafından sözleşme konusu iş tamamlanıp geçici ve kesin kabul yapılmasına, sözleşmenin ilgili hükmü uyarınca SGK’dan borcu yoktur belgesinin alınmasına rağmen, davalı tarafa teslim edilen teminat mektubu yüklenici müvekkilu şirkete sözleşmeye aykırı bir şekilde iade edilmediğini öncelikle Hukuk Muhakemeleri Kanunu 389 vd. maddeleri uyarınca, lehtar müvekkili şirkete, muhatap ise karşı taraf olmak üzere, Türkiye … Bankası Anonim Şirketi’nin 1588353 mektup numaralı, 375.000 TL bedelli, 15.12.2021 vade tarihli (uzatma işlemi sonrası) kesin teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesine ilişkin teminatsız olarak, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda gösterilecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı yanca bu aşamada ihtiyati tedbir istemine karşı herhangi bir yanıt dilekçesi sunulmadığı dosya ve UYAP kapsamından anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 22.11.2021 tarih ve 2021/115 D.İş Esas, 2021/115 D.İş Karar sayılı kararı ile özetle; ”…Dosyaya sunulan mevcut deliller ve yukarıda belirtilen ihtiyati tedbir sebepleri ve ihtiyati tedbir şartları kapsamında yapılan inceleme sonucunda, davacı yüklenicinin eseri tamamlayarak, davalı iş sahibine teslim ettiğini, işin geçici ve kesin kabullerinin yapıldığını ancak davalının ileride çıkabilecek işçilik alacakları gibi herhangi bir alacak bahane edilerek teminat mektubunun iadesinin gerçekleşmediğini iddia ettiği, teminat mektuplarının bu aşamada paraya çevrilmesi halinde, davacı yönünden gecikmesinde sakınca bulunan ve telafisi mümkün olmayan ekonomik zararların ortaya çıkabileceği ve yerleşmiş Yargıtay içtihatları uyarınca, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerçekleşmesi gereken yaklaşık olarak haklılığın, somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından talebin kabulü ile davalıya verildiği anlaşılan teminat mektubunun teminat karşılığında, paraya çevrilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine” dair karar verilmiştir.
… AŞ vekili tarafından verilen ihtiyati tedbire itiraz dilekçesi ile özetle; Yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili şirketin adresinin Ankara olduğunu, ihtiyati tedbir talep eden davacının beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkili … A.Ş. ile talep eden … A.Ş. arasında 28.03.2018 tarihli eser sözleşmesi akt edildiğini, müvekkili firmanın … ili, … İlçesinde kain … Fabrikasında sözleşme ile sabit inşaat işlerinin yapılması konusunda anlaşma sağlandığını, …. A.Ş. Tarafından yapılan işlerin bir kısmı sözleşmeye uygun olmayıp ayıplı/gizli ayıplı ifa edildiğini, davalı talep eden de bu husus hakkında müvekkili firmaya İzmir 21. Noterliği’ nin 02.11.2021 tarihli 44264 yevmiye sayılı ihtarname gönderdiğini, imalat ve uygulama hatasından ileri gelen bu çökme sebebi ile hali hazırda müvekkili firmaya ait … Fabrikası çalışmaz durumda olup söz konusu yığının tehlike arz ettiğini, davacı/talep eden yana Ankara 30. Noterliği’ nin 08.11.2021 tarihli 9798 yevmiye sayılı ihtarnamesi gönderdiklerini, tüm eksik hususları bildirdiklerini, davacının eksik ve ayıplı imalatlarını gizlediği ve imalatlarını garanti için verdiği teminat mektubunun haksız şekilde müvekkili firmada bulunduğu yönünde gerçeğe uygun olmayan beyanlarda bulunduğunu, tüm bu iddia ve beyanlara itiraz ettiklerini, müvekkili firmanın açık zararı söz konusu iken davacı talep edenin hatalı ayıplı imalatlarını tazmin etmemek için kötüniyetle başvurduğu tedbir kararının kabul edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı talep edenin kötüniyetli korunduğunu belirterek 22.11.2021 tarihli haksız ve hukuka aykırı ihtiyati tedbir kararına itirazlarının kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, mektubun son süresinin 15.12.2021 tarihi olması sebebi ile itirazlarının değerlendirilerek yargılama giderleri ile ücreti vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İlk derece mahkemesinin 13.12.2021 tarih ve 2021/115 D.İş Esas, 2021/115 D.İş Karar sayılı ek kararı ile özetle; ”…Mahkememizce 22/11/2021 tarihinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş olup, davalı taraf süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde mahkememizin yetkisine itiraz etmiştir.
HMK 390/1 maddesinde “..ihtiyati tedbir dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden,dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.”
6100 Sayılı Yasa’nın 17. Maddesi’nde tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabileceği taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadeci sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılır düzenlemesi karşısında davalının tacir olduğu, taraflar arasında imzalanan 28/03/2018 tarihli sözleşme gereğince uyuşmazlığın çözümünde Ankara Mahkemelerinin yetkili kılındığı, yetkinin kesin olduğu anlaşıldığından tedbire itirazın kabulü ile mahkememizin 22/11/2021 tarihinde vermiş olduğu tedbir kararının kaldırılmasına” dair ek karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davacı …. A.Ş vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı …. A.Ş vekili tarafından verilen 14.12.2021 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile; ”…1- Müvekkil ile davalı arasında 28.03.2018 tarihinde “… Fabrikası İnşaat İşleri Sözleşmesi” imzalanmıştır. İlgili sözleşme uyarınca müvekkil şirket, … ili, … ilçesi, … köyü, … mevkiinde inşa edilecek olan 6000 TPD klinker üretim kapasitesine sahip … Fabrikası kapsamında sözleşmede belirtilen inşaat işlerinin yapımını üstlenmiştir. Sözleşme kapsamında fabrika içerisinde yapılacak olan inşaat işleri, müvekkil tarafından tamamlanmış olup sözleşme uyarınca üstlenilen edim ve sorumluluklar eksiksiz bir şekilde yerine getirilmiştir. Sözleşme konusu birtakım inşaat işleri müvekkil şirket tarafından tamamlanarak ilgili işe ilişkin geçici ve kesin kabuller yapılmış, davalı şirket tarafından geçici kabul belgesi ile kesin kabul belgesi müvekkil şirkete teslim edilmiştir.
2-İlgili sözleşme uyarınca, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan borç ve yükümlülüklerin ifa edilmemesi ya da sözleşmeye aykırı bir şekilde ifa edilmesi rizikosuna karşı, lehtar müvekkil şirket, muhatap ise karşı taraf (iş sahibi şirket) olmak üzere, Türkiye … Bankası Anonim Şirketi’nin 750.000 TL bedelli, 28.03.2019 vade tarihli, 1588353 mektup numaralı kesin teminat mektubu düzenlenmiştir. Söz konusu teminat mektubunun 375.000 TL tutarı bakımından, 15.12.2020 tarihli vade uzatım yazısı ile 15.12.2021 tarihine kadar vade uzatılmıştır. Ayrıca, kalan miktar bakımından teminat mektubu yerine geçmek üzere keşidecisi müvekkil şirket, muhatap davalı taraf olmak üzere, 10.08.2020 düzenleme tarihli, 375.000 TL bedelli, 11 no’lu teminat senedi davalı tarafa teslim edilmiştir.
3-Müvekkil şirket tarafından sözleşme konusu iş tamamlanıp geçici ve kesin kabul yapılmasına, sözleşmenin ilgili hükmü uyarınca SGK’dan borcu yoktur belgesinin alınmasına rağmen, davalı tarafa teslim edilen teminat mektubu yüklenici müvekkil şirkete sözleşmeye aykırı bir şekilde iade edilmemektedir. Sözleşmenin 6.6. maddesinde düzenlendiği üzere, “İşbu teminat mektubu kesin kabulün yapılmasına ve SGK borcu yoktur belgesinin alınmasına müteakip Yüklenici’ye iade edilecektir.” Buna rağmen, davalı tarafça ileride çıkabilecek işçilik alacağı gibi herhangi bir alacak bahane edilerek teminat mektubu iadesi gerçekleştirilmemekte ve yapılan görüşmelerde davalı taraf söz konusu teminat mektubunu iade etmeyeceğini açıkça belirterek müvekkil şirketi tehdit etmektedir. Bu nedenle, müvekkil şirket söz konusu teminat mektubunun iade edilmemesi ve hatta paraya çevrilmesi riski ile karşı karşıyadır.
4-Davalı şirketin elinde bulunan teminat mektubuna dayanarak hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde bankaya karşı bir ödeme talebinde bulunması tehlikesi ve … sözleşmesinin lehtarı konumunda olan ve bankayla karşılık ilişkisinin tarafı olan müvekkil şirket için daha sonra telafisi güç olacak zararların doğma ihtimali mevcuttur. Bu bedellerin haksız yere işleme alınması halinde, müvekkil şirket ve şirket ortakları finansal sıkıntıya girebileceklerdir. Bu durumda teminat mektuplarının haksız bir ödeme talebiyle bankaya sunulmasının engellenmesi gerekmektedir. Müvekkil şirkete iade edilmeyen teminat mektubu nedeniyle oluşan bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halleri” şeklinde belirtilmiş olan ihtiyati tedbir şartlarını sağlamaktadır.
5-Davalı tarafça her ne kadar ihtiyati tedbir talebinin sözleşmede düzenlenen yetkili mahkemeden talep edilmediği iddia edilmişse de müvekkil şirket tarafından teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesi amacıyla ivedi olarak ve müvekkil şirketin herhangi bir hak kaybına uğramaması amacıyla en yakın mahkeme olan Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nden ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılamada da müvekkil şirket haklı bulunmuş, ancak taraflar arasındaki sözleşmede yetkili mahkemenin belirlenmiş olması nedeniyle tedbire ilişkin usulden ret kararı verilmiştir.
6-Müvekkil şirket 16.12.2020 tarihinde kesin kabulü yapılmış ve tamamen bitmiş bir iş için yaklaşık bir yıldır sözleşme kapsamında verilen teminat mektubunu ve teminat senedini iade alamamaktadır. Davalı tarafça her ne kadar müvekkil şirket tarafından üstlenilen işlerin ayıplı ifa edildiği, sözleşme konusu farin silosu içerisindeki betonarme kubbenin 27.10.2021 tarihinde çöktüğü, çökme nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekti iddia edilmişse de kesin kabul tarihinin üzerinden yaklaşık bir yıl sonra ortaya çıkan hasar ya da ayıplardan müvekkil şirketin sorumlu tutulması için davalı tarafça buna ilişkin bir ayıp ihbarı gönderilmeli ve ayrı bir dava konusu yapılarak eğer müvekkil şirketin oluşan hasardan ya da iddia edilen ayıptan sorumlu olduğu tespit edilirse müvekkil şirketten zararlarının tazmini talep edilmelidir. Müvekkil şirkete karşı açılmış herhangi bir tazminat davası bulunmamaktadır. Ancak önemle belirtmek gerekir ki, müvekkil şirketin sözleşme kapsamında verdiği teminat mektubu ve teminat senedinin sözleşmede düzenlenen iade şartları somut olayda oluşmuş, ancak davalı taraf kötü niyetli olarak ileride doğabilecek alacaklarının tahsili amacıyla teminat senedi ve teminat mektubunu elinde tutmak istemektedir. Bu nedenle, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yönünde ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
Yukarıda açıkladığımız ve mahkemece re’sen gözetilecek diğer gerekçelerle; istinaf başvurumuz ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden tehir-i icra talebimizin kabulüne, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/115 D.İş sayılı dosyasının 10.12.2021 tarihli ihtiyati tedbire itirazın kabulüne ilişkin verilen kararın kaldırılmasına, dava konusu teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararının devamına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı avukatı tarafından verilen 17.12.2021 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesine yanıt dilekçesi ile özetle; Dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıkladıkları üzere, davacı yanın haksız ve hukuka istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.

DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (6100 sayılı HMK madde 389/1).
Mahkemece değişik iş dosyası üzerinden açılan tedbir talebinin ;’….Dosyaya sunulan mevcut deliller ve yukarıda belirtilen ihtiyati tedbir sebepleri ve ihtiyati tedbir şartları kapsamında yapılan inceleme sonucunda, davacı yüklenicinin eseri tamamlayarak, davalı iş sahibine teslim ettiğini, işin geçici ve kesin kabullerinin yapıldığını ancak davalının ileride çıkabilecek işçilik alacakları gibi herhangi bir alacak bahane edilerek teminat mektubunun iadesinin gerçekleşmediğini iddia ettiği, teminat mektuplarının bu aşamada paraya çevrilmesi halinde, davacı yönünden gecikmesinde sakınca bulunan ve telafisi mümkün olmayan ekonomik zararların ortaya çıkabileceği ve yerleşmiş Yargıtay içtihatları uyarınca, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerçekleşmesi gereken yaklaşık olarak haklılığın, somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından talebin kabulü ile davalıya verildiği anlaşılan teminat mektubunun teminat karşılığında, paraya çevrilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine’..’ şeklinde karar verildiği, bu karara karşı aleyhine tedbir verilen tarafın süresi içinde itiraz ederek aynı zamanda yetki itirazında bulunduğu; Mahkemece bu kez ek ara kararla;’… taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadeci sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılır düzenlemesi karşısında davalının tacir olduğu, taraflar arasında imzalanan 28/03/2018 tarihli sözleşme gereğince uyuşmazlığın çözümünde Ankara Mahkemelerinin yetkili kılındığı, yetkinin kesin olduğu anlaşıldığından tedbire itirazın kabulü ile mahkememizin 22/11/2021 tarihinde vermiş olduğu tedbir kararının kaldırılmasına….’ şeklinde karar verildiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK.’nın 390/I. maddesinde “….İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.” hükmü yer almaktadır. Aynı kanununu17. maddesinde ise ‘Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır…” düzenlemesine haizdir. Taraflar tacir olup taraflar arasında imzalanan 28/03/2018 tarihli sözleşme gereğince uyuşmazlığın çözümünde Ankara Mahkemelerinin yetkili kılındığı sabittir. Bu haliyle tedbir kararının değişik iş dosyası ile yetkisiz mahkemeden talep edildiği ve verildiği, sonrasında istinafa konu ek kararla kaldırıldığı anlaşılmakla dosya kapsamı, mahkeme gerekçesi ve yapılan değerlendirmeye göre; mahkemece verilen ek karar usul ve yasaya uygun olup, davacı …. A.Ş avukatının istinaf kanun yoluna başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.12.2021 tarih ve 2021/115 D.İş Esas, 2021/115 D.İş Karar sayılı ek kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı …. A.Ş avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı …. A.Ş avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 133,00 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile kalan 73,70 TL harç bedelinin davacı …. A.Ş’den alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı …. A.Ş tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere, 31.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.