Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/250 E. 2022/424 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/250
KARAR NO : 2022/424

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/74 D.İş
KARAR NO : 2021/74 D.İş
İSTEK TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 07/09/2021
İSTEK : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 22.03.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 18.04.2022
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07.09.2021 tarih ve 2021/74 D.İş Esas 2021/74 Karar sayılı kararının istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 27.01.2022 tarih ve 2021/1663 Esas 2022/134 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya incelendi dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 06.09.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilli ile borçlu taraf arasında yapılan 15/06/2021 tarihli sözleşmeye göre, müvekkili ile “…” adresindeki işyerine detayları ve kalite standartları sözleşmede yazılı olan pergole ve sair sistemin kurulması (montajı dahil) için toplam 40.000 EURO bedel için anlaşma gerçekleştirildiğini, müvekkilinin imzalanan sözleşmeye uygun olarak borçlu şirketin hesabına sözleşme bedeli olan 40.000 EURO’yu aynı tarihte ödediğini, aynı zamanda borçlu şirket tarafınca 26/05/2021 tarihinde müvekkiline ait işyerinde işe başlanılacağını ve 28/06/2021 tarihinde ise montaj dahil tüm işlerin bitirileceğinin taahhüt edildiğini, söz konusu taahhüde rağmen borçlu şirket tarafınca işe başlanmamış olmakla birlikte borçlu tarafa bilinen tüm iletişim kanalları vasıtasıyla da ulaşılamadığını, bu ulaşılamama nedeniyle borçlu tarafın işyeri adresine gidildiğini, ancak iş yerinin de terk edilmiş bir halde olduğunun görüldüğünü, hal böyleyken borçlu tarafın üstlendiği edimin ifasının mümkün olmadığının ortada olduğunu, müvekkili ile borçlu taraf arasında imzalanan sözleşmede de açık hüküm olarak “işin zamanında tamamlanmaması durumunda her gün için 1.000 TL cezai şart ve işin tamamlanmasının geciktirilmesinden doğacak zararların ödeneceği” ne dair hüküm bulunduğunu, borçlular tarafınca 28/06/2021 tarihinde sözleşmenin ifa edilmediğini ve bunun üzerine taraflarınca 12/07/2021 tarihinde Bursa 13.Noterliği’nin 18175 yevmiye numaralı sözleşmeden dönme ihtarnamesi keşide edilerek borçlulara gönderildiğini, noterlik tarafınca alınan tebliğ şerhlerinde görüldüğü üzere gönderilen ihtarnamenin muhatap … A.Ş. adresinin sürekli kapalı ve boş olduğu gerekçesiyle 14/07/2021 tarihinde bila tebliğ olduğunu, muhataplardan …’ın taşındığı gerekçesiyle 14/07/2021 tarihinde bila tebliğ olduğunu, muhataplardan …’e 14/07/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, muhataplardan …’a (ölü) ise 17/07/2021 tarihinde T.K. 21/2′ e göre muhtara tebliğ olduğunu, ihtarnamede verilen 3 günlük süre içerisinde müvekkilince ödenen 40.000 Euro bedel ve ferilerinin ödenmediğini, borçlu taraflardan …’ın Ticaret Sicil Gazetesi’nde açıkça görüleceği üzere; İzmir 3.Noterliği’nin 16/06/2021 tarih 5624 sayı ile tasdikli, 10/06/2021 tarih ve 4 sayılı yönetim kurulu kararı ve 10/06/2021 tarihli genel kurul kararı ile tescil edildiği şekilde yönetim kurulu üyeliğinin sona ermiş olmasına rağmen 15/06/2021 tarihinde müvekkili ile borçlu şirket a hüküm gereğince şahsi sorumluluğu bulunduğunu, borçluların borcu ödememek niyetinde olduğunu, zira, uzun süredir borçlulara bilinen adreslerinde ulaşamadıkları gibi, ticaret sicilinde aktif olarak gözüken şirket merkezi terkedilmiş vaziyette olup borçluların telefonlarından da ulaşılamadığını, borçluya yakın çevreden alınan duyumlar neticesinde bir borçlunun hakkında birçok icra takibinin açıldığını, bu nedenle borçlunun yakın bir zamanda adres değiştirdiğini, borçtan kurtulmak için hacze kabil mallarını kaçırmakta olduklarını öğrendiklerini, rehinle ya da ipotekle de teminat altına alınmamış olan alacak için İİK’nun 257.maddesi’nin aradığı şartların gerçekleştiğini bildirerek talebin kabulü ile, müvekkilinin 40.000 Euro’nun (Merkez Bankası’nın 06/09/2021 tarihli güncel alış kuru 9.81 üzerinden karşılığı olan 392.400,00 TL kur bilgisine dair ekran alıntısı) alacağı karşılığında borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları dahil olmak üzere bugünkü kurdan düşük olmamak üzere fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden öncelikle teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına, aksi kararda ise teminat karşılığı ihtiyati haciz konulmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 07.09.2021 tarih ve 2021/74 D.İş Esas 2021/74 Karar sayılı kararında özetle; ihtiyati haciz talep eden vekilinin dilekçe ekinde sunmuş olduğu 15/06/2021 tarihli iş sözleşmesinde karşı taraf borçlulardan … ve …’ün ismini yer almakta ise de sözleşmenin altında sadece isimlerinin yer aldığı, söz konusu şahıslar ile ilgili sözleşmede herhangi bir yükümlülük yüklenmediği işin yüklenicisinin … Şirketi olduğu, söz konusu şahısların yetkisiz temsil nedeni ile şahsi sorumluluğuna ilişkin hükümlerin ise yargılamayı gerektirdiği, karşı taraf borçlu … Şirketi yönünden ise talep dilekçesine ekli belgelerin incelenmesinde davacının iddiasının yargılamaya muhtaç olduğu, talep eden tarafından karşı tarafça yapılması gereken işlere yönelik herhangi bir tespitin yaptırıldığına dair herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, ihtarname ve nereye ait olduğu bilinmeyen resimler sunulduğu bu itibarla yaklaşık ispat koşulunun da gerçekleşmediği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen ihtiyati haciz isteminin reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 14.09.2021 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; İİK.257.maddesinde belirtilen yasal koşulların gerçekleştiğini, yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin İDM kararının hatalı olduğunu, Karşıyaka Asliye Tiacaret Mahallesinin 2021/74 D.İş dosyasında ihtiyati haciz reddine ilişkin kararının kaldırılmasını, öncelikle teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına, aksi kararda ise teminat karşılığı ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK.nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257.maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258.maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265.maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
İİK’nın 257 ve devamı maddelerindeki düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafın davaya konu ettiği alacağının varlığı için yargılama yapılması gerekli olup davacının alacağını, miktarını ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığını ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektirir biçimde delillendirdiği söylenemez.Başka bir anlatımla davacı ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gerekli olan “yaklaşık ispat” yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.İİK.257.maddede belirtilen yasal koşullar somut olayda gerçekleşmemiştir. Bu nedenle İDM’nin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararı dairemizce usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
Her ne kadar davacı vekili istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiş ise de, mahkemenin karar gerekçesine göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ihtiyati haciz talebinin talebinin reddine dair ilk derece mahkemesi ek kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07.09.2021 tarih ve 2021/74 D.İş Esas 2021/74 D.İş Karar sayılı dosyasından verilen kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin olarak karşılandığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı avukatının istinaf kanun yoluna başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 2004 sayılı İİK’nın 258/(3) ve 6100 sayılı HMK’nın 362/(1)-f.maddesi gereğince kesin olmak üzere 22.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.