Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1911 E. 2022/1821 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1911
KARAR NO : 2022 1821

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/199 D.İş
DAVA TARİHİ : 02/08/2022
ARA KARAR TARİHİ : 10/08/2022
İH. TED. İTİRAZ TARİHİ : 16/08/2022
ARA KARAR TARİHİ : 13/09/2022

TALEP : İhtiyati Tedbir Kararının Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 29.12.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 29.12.2022

Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/199 D.iş sayılı dosyasından verilen 13/09/2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: “tespit ile birlikte derhal dava konusu teknenin kestane ağacından imal edilip güneşin altında açma yapmaması ve daha fazla zarar görmemesi için ve davacının ticari olarak mağduriyeti de dikkate alınarak telafisi mümkün olmayan zararların doğmaması ve aynı zamanda teknenin tamir edilip biran önce suya indirilmesi için bu aşamada teknenin tedbiren davacıya teslim edilmesini” iddiasına ilişkin olup tedbiren davacıya teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “davanın reddini” savunmuştur.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI:
Mahkemece; “davaya konu … seri numaralı … isimli 01/01/2021 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile teknenin sahibi olan … tarafından davacı … kiralanan teknenin 17.500,00 TL teminat mukabilinde davacıya tedbiren teslimine” karar verilmiştir.
TEDBİRE İTİRAZ:
Davalı vekili sunduğu itirazlarında özetle; “ilk derece mahkemesince verilen ihtiyatı tedbir kararının kaldırılmasına” karar verilmesini talep etmiştir.
TEDBİRE İTİRAZIN DEĞERLENDİRİLMESİ KARARI:
İtiraz üzerine açılan duruşmada, ilk derece mahkemesince özetle; “kanunen gerekli yaklaşık ispata yarar herhangi bir delil ibraz etmemiş olduğu görülmekle bu yöndeki itirazları da yerinde görülmemiş ve itirazın reddi” karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle: dava konusu teknenin hak sahibi olmayan bir kişiye teslim edilmesinin hatalı olduğunu, usul ve yasaya aykırı olan mahkeme ara kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DEĞERLENDİRME:
İlk derece mahkemesince verilen “ihtiyati tedbirin kaldırılması isteğinin reddi” kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, dairemizce yapılan incelemede aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
İstek; taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince karşı taraf şirket tarafından onarımı kararlaştırılan teknenin tedbiren istek sahibine teslimine ilişkindir.
Geçici hukuki korumaya ilişkin uyuşmazlık; “mahkemece verilen ihtiyati tedbir ve tedbire itirazın reddi kararının, taraflarca sunulan deliller çerçevesinde HMK.’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen yasal koşullara ve usule uygun olup olmadığı” hakkındadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. Maddesinde: “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Hükmü düzenlenmiştir.
Aynı kanunun 392/1. Maddesinde ise: “İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmi belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Adli yardımdan yararlananın teminat göstermesi gerekmez.” Hükmü düzenlenmiştir.
Yine aynı kanunun 397/1. Maddesinde: “ihtiyati tedbir kararı dava açılmasından önce verilmişse, tedbir talep eden, bu kararın uygulanmasını talep ettiği tarihten itibaren iki hafta içinde esas hakkındaki davasını açmak ve dava açtığına ilişkin evrakı, kararı uygulayan memura ibrazla dosyaya koydurtmak ve karşılığında bir belge almak zorundadır. Aksi halde tedbir kendiliğinden kalkar.” Hükmü düzenlenmiştir.
Anılan yasal düzenlemelere göre; hukuki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce ya da dava sırasında geçici hukuki koruma olarak istenen ihtiyati tedbir kararının yasal koşulları olarak; “hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle ciddi bir zarar doğması” olasılıkları belirtilmiştir.
Hak iddia eden kişinin, bu olasılıkları ifade ederek geçici hukuki koruma istemesi halinde, iddia ettiği vakıaları tam olarak kanıtlaması kendisinden beklenmez. Çünkü, adı üstünde; “geçici hukuki koruma ve olasılık” bunu gerektirir. İstek sahibinin, iddialarını yaklaşık olarak kanıtlaması, bunun için en azından iddiaya ilişkin bazı verileri mahkemeye sunması gerekir. Bu durumda mahkemece, iddiacı hak sahibinin muhtemel zararlarını önlemek adına tedbir kararı verilmelidir. Uygulamada genellikle tedbir istekleri mahkemelerce olumlu karşılanmakta olup, yerleşik yargı kararlarında da bunun için yaklaşık ispatın yeterli olduğu yaklaşımı mevcuttur.
Ancak; tedbir kararı verilirken, dava sonunda haksız olunduğu takdirde karşı tarafın veya üçüncü kişilerin uğraması olası zararların da mahkemece dikkate alınarak, istek sahibinden uygun bir teminat göstermesi istenmelidir. Kural bu olmakla birlikte, istisnaen bazı özel durumlarda hâkim takdiri ile teminat aranmayabilir. Teminatın niteliği ve miktarı da hâkim tarafından, taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve hakkaniyet dengesine göre uygun ve makul bir şekilde takdir edilmesi gerekir.
Ayrıca; ihtiyati tedbirin esasa ilişkin uyuşmazlığı çözümleyecek ve kesinleşmiş bir mahkeme kararının infazını engelleyecek şekilde verilmemesi gerekmektedir.
İhtiyati tedbir kararı verildikten ve uygulandıktan itibaren iki haftalık yasal süre içinde esas hakkındaki dava açılmadığı takdirde, verilen ihtiyati tedbir kendiliğinden kalkmakta ve herhangi bir hükmü kalmamaktadır.
Yukarıdaki yasal ilkeler doğrultusunda somut olay incelendiğinde:
Mahkemece “sözleşme konusu teknenin istek sahibine tedbiren teslimi” konusunda, esas hakkındaki dava açılmadan önce değişik işten 10/08/2022 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiği, itiraz üzerine ise 13/09/2022 tarihinde “itirazın reddi” kararının verildiği, aradan geçen yaklaşık 1 aydan fazla olan bu zaman içerisinde ise esasa ilişkin bir dava açıldığına dair dosyaya herhangi bir bilgi yansımadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda; HMK.’nın 397/1. Maddesi gereğince, dava açılmadan önce mahkemeden tedbir kararı alan istek sahibinin bu tedbirin uygulanmasından itibaren iki hafta içinde dava açtığına dair belgeyi dosyaya ibraz etme zorunluluğu olup, teknenin tedbiren istek sahibine teslim edildiği de anlaşıldığına göre, itiraz değerlendirmesinin yapıldığı 13/06/2022 tarihinde ihtiyati tedbirin yasal olarak kendiliğinden ortadan kalktığı belirlenmiştir.
Bu nedenlerle; ilk derece mahkemesinin “itirazın reddi” yönündeki kararı usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerekmektedir.
Buna göre; davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesi gereğince kaldırılarak, dairemizce “itirazın reddi kararının kaldırılması ve ihtiyati tedbirin yasa gereği kendiliğinden kalkmış sayıldığının tespiti” yönünde yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile;
2-Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/199 D.İş. Esas sayılı dosyasından verilen 10/08/2022 tarihli ve 13/09/2022 tarihli ara kararlarının 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-İlk derece mahkemesince 10/08/2022 tarihli karar ile verilen ihtiyati tedbirin HMK.’nın 397/1. maddesi gereğince kendiliğinden kalkmış sayıldığının tespitine,
4-İhtiyati tedbir için yatırılan teminatın istek halinde davacı tarafa iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
5-Verilen kararın niteliği gereği istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına ve davalı vekili tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf maktu karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
6-Davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf kanun yolu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada hüküm altına alınmasına,
7-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca, kesin olmak üzere 29.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.