Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1793 E. 2022/1664 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1793
KARAR NO : 2022/1664

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/825
TALEP TARİHİ : 10/10/2022
ARA KARAR TARİHİ : 18/10/2022
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTEM : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 08.12.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 09.12.2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/825 Esas sayılı dosyasından verilen 18.10.2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
Yapılan inceleme sonucunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: “Taraflar arasında Güneş Enerjisi Santrali Kurulması yönünde eser sözleşmesi olup, davacı yüklenicinin edimini yerine getirdiğini, ancak hakedişini alamadığını” iddia ederek, bu konuda yapılan icra takibine itirazın iptalini ve ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir..
YANIT :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: “davanın reddine” karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; 18/10/2022 tarihli ara kararı gereğince; “talep konusu alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi sebebiyle yasal şartlar oluşmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı istinafa başvuru dilekçesinde özetle: “Yaklaşık ispatın yeterli olduğunu” ifade ederek ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
DEĞERLENDİRME:
İlk derece mahkemesince verilen “ihtiyati haciz isteğinin reddi” kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Davacı taraf; “Güneş enerjisi santrali kurulması ile ilgili sözleşmedeki edimini yerine getirdiği halde hakedişini alamadığını” iddia etmektedir.
Davalı taraf ise “davanın reddini” savunmaktadır.
Davacının ihtiyati haciz isteğinin “yaklaşık ispat koşulları oluşmadığı” gerekçesi ile reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından bu red kararının istinaf kanun yoluna taşındığı anlaşılmıştır.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258. maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265. maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olaya gelince:
Eldeki davada; taraflar arasındaki Güneş Enerjisi Santrali Kurulması İşi ile ilgili eser sözleşmesi gereğince hakediş alacağının bulunduğu iddia edilmekle, söz konusu alacağın yargılamayı gerektirmesine göre, ortada henüz muaccel bir alacak bulunmamaktadır.
Buna göre İİK.’nun 257 ve devamı maddelerindeki “öncelikle muaccel alacak bulunması” şeklindeki ihtiyati haciz koşullarının somut olayda gerçekleşmediği görülmekle, ilk derece mahkemesinin “ihtiyati haciz isteğinin reddi” yönündeki kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusu yerinde olmadığından, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/825 Esas sayılı dosyasından verilen 18.10.2022 tarihli ara kararının, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurularının, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurularının reddine karar verilmiş olması nedeniyle, davacı tarafından yatırılması gereken 133,00 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile kalan 52,30 TL’nin bu davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3), 394/(5) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere, 08.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.