Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1598 E. 2022/1574 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1598
KARAR NO : 2022/1574

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/476
TALEP TARİHİ : 23.08.2022
ARA KARAR TARİHİ : 25.08.2022
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 24.11.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 25.11.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/476 Esas sayılı dosyasından verilen 25.08.2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 24.10.2022 tarih ve 2022/2740 Esas, 2022/2124 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 23.08.2022 tarihli ihtiyati tedbir istemli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 02.12.2021 tarihli Q211202-01 teklif numaralı ve GTIP NO : 8422300000 numaralı makinaların üretimine ve üretimin ardından teslime ilişkin sözleşme imzaladığını, sözleşme kapsamında davalı tarafça belirlenen “mini galeta çubuğun ( 7 cm boy çap 8 mm ) özel kutuların dolumu için mw 20-0.8 lt çok kefeli tam otomatık terazi besleme, galeta dağıtım ünitesi ve transpaletli terazi taşıyıcı” üretiminin gerçekleştirilmesi gerekirken süresi içerisinde üretim gerçekleştirilip makinanın teslim edilmediğini, müvekkilinin tüm iyi niyetine rağmen makinalar ve işleyişi sürdürmeye yarayan makina parçalarının müvekkiline teslim edilmediğini, hatta makinaların üretimi süresi içerisinde gerçekleştirilmemiş olup bu sebeple müvekkilinin büyük oranda mağdur edildiğini, taraflar arasında alacağın tahsiline ilişkin arabuluculuk toplantısı yapılmış olup anlaşma sağlanmadığını,sözleşme uyarınca müvekkili tarafından davalıya 02.10.2021 tarihinde internet yoluyla ödendiğini ve sorumluluğunu eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, karşı tarafın sözleşme süresi geçmesine rağmen edimini yerine getirmemesi üzerine müvekkilinin bakiye 14.000,00 USD bedelini ödemediğini ve Bakırköy 40. Noterliğinin 09.06.2022 tarihli 15420 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ödenen avans bedelinin iadesinin istendiği ve sözleşmenin fesh edildiği hususlarının karşı tarafa bildirildiğini, sonrasında 20.000,00 USD avans bedelinin tahsili için Karşayaka 1. İcra Müdürlüğünün 2022/3963 esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalının haksız şekilde takibe itiraz ettiğini, davalı tarafın alacağın tahsilini imkansız hale getirme amacıyla makinaları kaçırma ve 3. kişilere devretme ihtimalinin bulunduğunu, müvekkilinin harici olarak davalı şirket üzerine kayıtlı herhangi bir mal varlığı kaydı bulunmadığını öğrendiğini bildirerek icra takibine vaki itirazın iptali zımnında sözleşme konusu makinalar üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 2022/476 Esas sayılı dosyasından verilen 25.08.2022 tarihli ara kararında özetle; “…Eldeki davanın itirazın iptaline ( para alacağına ) ilişkin olmasına, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafından feshedildiğinin bildirilmesine, üzerine tedbir konulması istenilen makinaların aynının ihtilaflı bulunmamasına göre, HMK 389 vd. maddelerinde öngörülen şartları taşımayan, talep eden davacı vekilinin, makinalar üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 08.09.2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “…Yerel mahkeme istinafa konu olan ara kararı: ”Eldeki davanın itirazın iptaline (para alacağına ) ilişkin olmasına, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafından feshedildiğinin bildirilmesine, üzerine tedbir konulması istenilen makinaların aynının ihtilaflı bulunmamasına göre, HMK 389 vd. maddelerinde öngörülen şartları taşımayan, talep eden davacı vekilinin, makinalar üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.” şeklinde gerekçelendirmiştir. Ancak ihtiyati tedbir talebinin reddi için gösterilen gerekçeler bu talebin reddine temel oluşturmamakla birlikte, tüm bu bahsedilen hususlar ihtiyati tedbir kararının verilmesine engel teşkil etmemektedir. Taraflar arasında 02.12.2021 tarihli Q211202-01 teklif numaralı ve GTIP NO : 8422300000 numaralı makinaların üretimine ve üretimin ardından teslime ilişkin sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşme kapsamında davalı taraf belirlenen “Mini galeta çubuğun ( 7 cm boy çap 8 mm ) özel kutuların dolumu için mw 20-0.8 lt çok kefeli tam otomatık terazi besleme, galeta dağıtım ünitesi ve transpaletli terazi taşıyıcı” üretiminin gerçekleştirilmesi gerekirken süresi içerisinde üretim gerçekleştirilip makinalar teslim edilmemiştir. Müvekkil davalı tarafa sözleşmede belirlenen 20.000,00 USD avans bedelini 02.12.2022 tarihinde internet bankacılığı yolu ile ödemiş olup üzerine düşen tüm sorumluluğu eksiksiz bir şekilde yerine getirmiştir. Ancak davalı tarafın sözleşme ile belirlenen süre içerisinde, sözleşmeye uygun nitelikte makinaları üretmemiş ve davalı müvekkile teslim etmemiştir. Bunun üzerine müvekkil tarafından ödenen 20.000,00 USD avans bedelinin ilamsız icra yolu ile tahsilini talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur. Davalı taraf haksız ve hukuka aykırı olarak bu icra takibine itiraz ederek durdurmuş, tarafımızca itirazın iptali konulu dava ikame edilerek durdurulan bu takibin devamına karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı tarafın alacağımızın tahsilini imkansız hale getirme amacıyla makinaları kaçırma ve 3. kişilere devretme ihtimali bulunmaktadır. HMK madde 390/3’e göre: ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” Tarafımızca haklılığımız yaklaşık olarak ispat edildiğinden ihtiyati tedbirin şartlarından biri ve en önemlisi olan yaklaşık ispat kuralı yerine getirilmiştir. Ayrıca müvekkil harici olarak davalı şirket üzerine kayıtlı herhangi bir mal varlığı kaydı bulunmadığını öğrenmiş olduğundan dosyaya fotoğrafları sunulan makinalar üzerine ihtiyati tedbir konulması dava dilekçesiyle birlikte tarafımızca talep edilmiştir. Ancak sayın mahkemeniz tarafından makinalar üzerinde ihtiyati tedbir konulamayacağı yönünde karar verilmiş, şirketin mevcut mal varlığı araştırılıp bu mal varlığı üzerinde herhangi bir tedbir konulup konulamayacağı hususuna hiç değinilmemiştir. Ayrıntılı bir araştırmayla mahkemeniz tarafından da teyit edilebileceği üzere, tarafımızca davalı tarafın üzerine kayıtlı herhangi bir mal varlığı olmadığı bilgisine ulaşılmıştır. Huzurdaki davanın kabulüne karar verilmesi ve takibin kaldığı yerden devam etmesi durumunda, müvekkil şirket alacağını tahsil edebileceği herhangi bir mal varlığı değerinin bulunmaması riskiyle karşı karşıya kalabilecektir. Davalı tarafından makinaları kaçırma ve 3. kişilere devretme riski bulunmakla birlikte, her ne kadar uyuşmazlığın üzerine tedbir konulması istenen makinaların aynına ilişkin olmaması sebebiyle ihtiyati tedbir talebimiz reddedilmiş olsa da; davalı tarafın herhangi bir mal varlığı bulunmaması nedeniyle alacağın teminat altına alınması amacıyla bu makinaların üzerine tedbir konulabilecektir. Ayrıca Yargıtay’ın yakın tarihli kararlarında da belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı uyuşmazlık konusuyla doğrudan ilgili olan hususlarda da verilebilmektedir. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi
20.12.2012 Tarihli 2012/8142 E. 2012/9597
K. Sayılı İlamı:… …Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 2012/11124 E., 2012/9822 K. Sayılı İlamı:… Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında makina üretimi için anlaşma yapılmış, bu anlaşmanın gereği olarak müvekkil şirket tarafından davalı şirkete 20.000,00 USD avans ödemesi yapılmıştır. Davalı tarafın sözleşmeden doğan hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine müvekkil şirket tarafından ödenen bu avansın iadesi talebiyle icra takibi başlatılmıştır. Davalı tarafından bu icra takibinin durdurulması üzerine, ihtiyati tedbir talepli olarak itirazın iptali davası ikame edilmiştir. Yerel mahkeme tarafından her ne kadar ihtiyati tedbirin şartları oluşmadığından talebimizin reddine karar verilmiş olsa da, yukarıda ayrıntılı bir şekilde izah ettiğimiz sebepler ve davalı şirketin mal kaçırma ihtimali bulunduğundan, makinalar üzerinde ya da davalı şirketin başkaca herhangi bir mal varlığı bulunuyorsa bu mal varlığı üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmekteyiz.
Netice-i Talep : Yukarıda arz edilen ve re’sen dikkate alınacak diğer sebeplerle,
Yerel mahkemenin ihtiyati tedbirin reddine ilişkin 25.08.2022 tarihli ara kararının kaldırılarak öncelikle teminatsız olarak, Mahkemeniz aksi kanaatte ise %15 teminat bedeli karşılığında ya da mahkemenizin belirleyeceği herhangi bir teminat bedelininin yatırılması koşuluyla, makinalar üzerinde veya eğer var ise şirketin tespit edilecek diğer mal varlığı değerleri üzerinde ihtiyati tedbir uygulanmasına, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına…” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Davacı iş sahibi şirket davalı makine üretimi yapan yüklenici şirket ile eser sözleşmesi yaparak makine imalatı konusunda anlaştıkları, davacının bir kısım parayı ödediği, daha sonra ise sözleşmeyi feshederek ödediği paranını iadesi için icra takibine giriştiği, böylece davalının itirazı üzerine takibin durduğu, bunun üzerine davacı iş sahibinin itirazın iptali davası açtığı ve bu dava ile birlikte makinelere de tedbir konulmasını talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi makinenin mülkiyetinin belli olup, davalıda olduğu, davacının sözleşmeyi feshettiğinden bahisle tedbir talebinin reddine dair karar vermiştir.
Davacı avukatı tarafından bu ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuş ve, yaklaşık ispat kuralı gereğince ispat ettikleri dava konusuyla makinelerin doğrudan ilgili olduğundan bahisle makinelere ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş ise de, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Şöyle ki, dava, para alacağına ilişkin itirazın iptali takibine devamından ibarettir. Davacı makine alım veya yapımına ilişkin sözleşmeyi feshettiğini davalıya bildirmiştir. Makinenin mülkiyeti uyuşmazlık konusu değildir. HMK 389 maddesi gereğince uyuşmazlık konusu olmadığından davacı avukatının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi ara kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/476 Esas sayılı dosyasından verilen 25.08.2022 tarihli ara kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı avukatının bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 133,00 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 52,30 TL harç bedelinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere, 24.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.