Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1585 E. 2022/1493 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1585
KARAR NO : 2022/1493

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/1068
DAVA TARİHİ : 19/09/2022
ARA KARAR TARİHİ : 19/09/2022
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTEM : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 10.11.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 11.11.2022

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1068 Esas,19/09/2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: “Davalı şirketin, Dalaman İlçesi alt yapı, yol, kaldırım, içme suyu şebeke hattı yenileme yapım işlerini ihale ile aldığını, davacı ile de bu işe dair bazı işlerin yapılması ile ilgili taşeronluk sözleşmesi yapıldığını, davacının edimini yerine getirdiğini, ancak ödeme yapılmadığını, alacaklı olduğunu, icra takibi yaptığını, itiraz edildiğini” ifade ederek, itirazın iptaline, ayrıca davalı malları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: “Davanın hak düşürücü ve zamanaşımı süreleri içinde açılmadığını, esasen de haksız olduğunu” savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İHTİYATİ HACZİN REDDİNE DAİR ARA KARAR:
Mahkemece; 19/09/2022 tarihli ara kararı gereğince; “dosyaya malın teslimine ilişkin fatura ve veresiye fişleri, sevk irsaliyeleri ile dava dışı … Büyükşehir Belediyesi ile davacı arasında yapılan sözleşme ibraz edildiği belirtilmiş ise de; taraflar arasında yapılan ve dava konusu edimlerin ne olduğu hususundaki asıl sözleşmenin sunulmadığı, sevk irsaliyelerinin üzerinde herhangi bir bedel yazılı olmadığı, fatura ve irsaliyelerin tek başına alacağın varlığını ispata yarar delil niteliğinde olmadığı, muaccel bir alacağın var olup olmadığı hususunun yargılamayı gerektirdiği, davacı tarafından bu aşamada, yaklaşık ispatın yerine getirilemediği, alacak iddiasının dayanağı olan faturalara konu malların/hizmetin teslimine ilişkin aranan ölçüde ispat sağlanamadığı ve borçlunun mallarını kaçırma girişiminde olduğuna dair de delil ibraz edilmediği” gerekçesi ile ihtiyati haciz isteğinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı istinafa başvuru dilekçesinde özetle: “yaklaşık ispatın bulunduğunu” bildirerek usul ve yasaya aykırı olarak verilen ara kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DEĞERLENDİRME:
İlk derece mahkemesince verilen “ihtiyati haciz isteğinin reddi” kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Davacı taraf “davalı şirketin; Dalaman İlçesi alt yapı, yol, kaldırım, içme suyu, şebeke hattı, yenileme yapım işlerini ihale ile aldığını, bu iş kapsamındaki bazı işlerin yapılması ile ilgili olarak da kendisi ile taşeronluk sözleşmesi yapıldığını, edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, ancak karşı tarafça ödeme yapılmadığını, alacağı için başlattığı icra takibine ise itiraz edildiğini” iddia etmektedir.
Davalı taraf ise “davanın reddini” savunmaktadır.
İlk derece mahkemesince; davacı tarafın ihtiyati haciz isteğinin “yaklaşık ispat koşullarının yerine getirilmediği” gerekçesi ile reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258. maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265. maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olaya gelince:
Eldeki davada; taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince alacak iddiası söz konusu olup, ortada henüz vadesi gelmiş ya da muacceliyet kesbetmiş bir alacak söz konusu değildir. İddia olunan alacak yargılamayı gerektirdiğinden, İİK.’nın 257 ve devamı maddelerindeki yasal koşullar oluşmamıştır.
Bu nedenlerle; ilk derece mahkemesinin “ihtiyati haciz isteğinin reddi” yönündeki kararı usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusu yerinde olmadığından, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1068 Esas,19/09/2022 tarihli ara kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, davacı vekili tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf maktu harcın kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı vekili tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 10.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.