Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1497 E. 2022/1456 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1497
KARAR NO : 2022/1456

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/815
DAVA TARİHİ : 24.06.2022
ARA KARAR TARİHİ: 10.08.2022
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
TALEP : İhtiyati Haciz ve İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 04.11.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 07.11.2022
Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/815 Esas sayılı dosyasından verilen 10.08.2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 08.08.2022 tarihli ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz istemli dilekçesinde özetle; davada davalı tarafça davaya cevap dahi verilmediğini, haricen edinilen bilgiye göre davalı tarafça dava sonucunda çıkacak alacağın tahsilini önlemek için işyerinin devri ve malvarlıklarının tasfiyesi ile mal kaçırma ve alacağın tahsilini güçleştirmeye yönelik işlemlere başlandığını, alacağın rehinle temin edilmediğini, davalı adına kayıtlı malvarlıkları üzerine başkasına devrini önleyici öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bu talebin kabul edilmemesi halinde aynı şekilde davalı adına kayıtlı malvarlıkları üzerine ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 2022/815 Esas sayılı dosyasından verilen 10.08.2022 tarihli ara kararında özetle; “…Açıklanan nedenlerle, tüm dosya kapsamında bulunan delil ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklı alacak iddiası nedeniyle iş bu dava açılmış ve ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz talep edilmiş ise de ihtiyati tedbir yalnızca davanın konusu hakkında konulabileceğinden, iş bu davanın konusu para alacağı olduğundan ihtiyati tedbir talebi reddedilmiştir. Diğer yandan her ne kadar ihtiyati haciz de talep edilmiş ise de eser sözleşmesinden kaynaklı iş bu davada alacağın varlığı yargılamayı gerektirmektedir. Her ne kadar delil tespiti dosyasındaki tespitlere dayanılmış ise de davalı taraf, tespit raporuna itirazda bulunmuş ve bir takım iddialar ileri sürmüştür. Buna göre yargılamayı gerektiren alacak hakkında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinden şartları oluşmayan taleplerin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 18.08.2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “…Dosya içeriğinde bulunan eser sözleşmesi ve ekli iş listesi ile birlikte davalı tarafa gönderilen ihtarname ve işbu davadan önce Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesinde yaptırılan 2022/33 Değ iş sayılı delil tespit dosyası ve içeriğindeki bilirkişi raporundan görüleceği üzere yapılması kararlaştırılan ve anlaşılan işler iş teslim tarihi olan 01/03/2022 tarihindeki davalı yüklenici tarafça eksiksiz olarak zamanında bitirilip tamamlanarak müvekkile teslim edilmemiş , bu suretle tespit tarihi itibariyle davalı yüklenici tarafından hiç yapılmayan işler ile eksik ve ayıplı yapılan işlerin var olduğu ve bu işlerin yeniden yapılıp düzeltilmesi ve tamamlattırılması gerektiği, Bu eksik ve ayıplı işlerin bedellerinin de ne kadar olduğu , bu suretle davalı taraftan müvekkilin alacaklı olduğu bilirkişi raporu ile yaklaşık olarak ispatlanmıştır. Bu süreçte tarafımızdan arabuluculuk yoluna da başvurulmuş ise de arabuluculuk sürecinde anlaşılamamış ve tarafımızdan Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinde 2022/815 E sayılı işbu dava açılmak zorunda kalınmıştır. Akabinde davalı yüklenici tarafa gönderilen dava dilekçesi davalı tarafça tebliğ alınmış ise de bu süreçte davaya cevap verilip iddialara ve taleplere karşı herhangi bir itirazda yada karşı beyanda da bulunulmadığı gibi aksine, davalı tarafça şu aşamada ileride lehimize hükmedilecek alacakların tahsili engellenmek üzere mal kaçırma işlemlerine geçilmiş olup, bu çerçevede dosya kapsamı itibariyle davalı tarafça 01/03/2022 tarihinde yapılması kararlaştırılan işler tam olarak zamanında teslim edilmediği gibi, davalı yüklenicin yapmadığı eksik ve ayıplı işler olduğu ve bunların 3. Kişilere bedeli karşılığında yaptırılması gerektiği ve ayrıca müvekkilce bu süreçte davalı tarafa yaptığı işten daha fazla yapıları ve davalı tarafça müvekkile geri iadesi gereken ödemelerin olduğu vs. gibi hususlar gerek sunulan belgeler gerekse de işbu davadan önce yaptırılan delil tespiti dosyası ile alacaklarımız sabit olmakla alacağımızın varlığı yaklaşık olarak ispatı da gerçekleşmiş, Alacağımız rehinle temin edilmemiş olmakla, Davalı tarafça mal kaçırma işlemine başlanmış olup; Bu çerçevede alacak davasına bakmakta olan yerel mahkemeden; Davalı adına kayıtlı malvarlıkları üzerine başkasına devrini önleyici öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Bu talebimizin kabul edilmemesi halinde aynı şekilde davalı adına kayıtlı malvarlıkları üzerine ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kararı verilmesini, Bu talebimizin de kabul edilmemesi halinde davalı adına kayıtlı malvarlıkları hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini, talep edilmiş ise de yerel mahkemece Alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğinden bahisle taleplerimizin ayrı ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Verilen bu karar usul ve yasalara aykırı olup, karşımızda davaya cevap dahi vermeyen ve iddialara herhangi bir itirazı ve savunması olmayan davalı mal kaçırmaya çalışmaktadır. Bu aşamada ileride yapılacak yargılama sonucunda delil tespiti davasındaki rakamdan daha fazla alacağımızın ortaya çıkacağı da şu aşamada dahi dosyanın bu halinden anlaşılmaktadır. Yine ileride yerel mahkemece ne kadar bir alacağa hükmedilirse hükmedilsin davalı taraftan tahsil imkanı kalmadığı sürece lehimize verilen bir kararın ne anlamı kalacaktır. Alacağımızın varlığını gösterir yeterli delil dosya kapsamı itibariyle vardır….
…Şeklindeki emsal kararlardan görüleceği üzere dosya kapsamında alacağımızın varlığı konusunda yaklaşık ispat şartı gerçekleşmiş olup, ihtiyati tedbir talebimizin reddine karar verilse dahi en kötü ihtiyati haciz talebimizin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.
Sonuç Ve İstem : Yukarıda açıklanan nedenler ve re’sen görülen nedenlerle, işbu yerel mahkemenin 10/08/2022 tarihli ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerimizin ayrı ayrı reddi kararının kaldırılarak, Bu çerçevede ivedilikle ve dosya üzerinden teminatsız olarak,
-Öncelikle davalı adına kayıtlı malvarlıkları üzerine başkasına devrini önleyici öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini,
-Bu talebimizin kabul edilmemesi halinde aynı şekilde davalı adına kayıtlı malvarlıkları üzerine irtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kararı verilmesini ;
-Bu Talebimizin de kabul edilmemesi halinde davalı adına kayıtlı malvarlıkları hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi şeklinde yeni hüküm kurulması…” istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Dava ile birlikte sonradan ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talep edilmiştir. İlk derece mahkemesi taleplerin reddine karar vermiştir.
Davacı avukatı tarafından; değişik iş dosyasında tespitlerin olduğu, davalının mal kaçırma ihtimalinin olduğu gerekçeleriyle istinaf etmiştir.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 389.maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258. maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265. maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olup, dava açıldıktan sonra davacı vekili ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talep etmiş, mahkemece her iki talebin de reddine karar verilmiş, kamu düzenine ilişkin herhangi bir eksiklik görülmemiş, davacı belli bir miktar alacağının tahsilini talep ettiğinden, talep konusu da yargılama sonucunda kesinleşeceğinden alacak muaccel olmadığından, her iki talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı avukatının istinaf kanun yoluna başvurusunun esastan reddine karar verilmesi kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi ara kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/815 Esas sayılı dosyasından verilen 10.08.2022 tarihli ara karar, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı avukatının bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle,. alınması gerekli 133,00 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 52,30 TL harç bedelinin davacıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 2004 sayılı İİK’nın 258/(3) ve 6100 sayılı HMK’nın 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 04.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.