Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1482 E. 2022/1379 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1482
KARAR NO : 2022/1379

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/536
TALEP TARİHİ: 13/06/2022
ARA KARAR TARİHİ: 01/07/2022
DAVA : Eser Sözleşmesinden Ayıplı ve Eksik Yapılmasından ve
Geç Teslimden Kaynaklanan Alacak Ve Tazminat
TALEP : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 26.10.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 27.10.2022

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/536 Esas sayılı dosyasından verilen 01.07.2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, Dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından verilen ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket “… Mah. … Cad. No:… …/….” adresindeki … projesi için davalı … Şirketi ile anlaştığını, taraflar arasında 24.09.2021 tarihli eser sözleşmesi düzenlenerek yüklenici firmanın yapacağı işler ve ödeme planı belirlenmiş, iş teslim tarihi olarak ise 07.11.2021 tarihi kararlaştırılarak sözleşme imza altına alındığını, taraflar 25 kalem ürün üzerinden anlaştığını, müvekkili şirket, yükleniciye 2 adet 100.000,00-TL’lik çek, 2 adet 150.000,00-TL’lik çek, 300.000,00-TL nakit olmak üzere toplamda 800.000,00-TL ödeme yapmayı taahhüt ettiğini, tüm ödemeler belirlenen tarihlerde yapıldığını, işin eksik ve ayıplı yapıldığı ve teslim tarihinin aşıldığı hususları müvekkili, davalı şirket yetkilisine mesaj ve telefon konuşmaları ve Karşıyaka 5. Noterliği’nin 04380 Yevmiye numaralı ihtarnamesiyle bildirildiğini, davalı şirket haksız şekilde çekleri tahsil ettiğini ve sebepsiz zenginleştiğini, müvekkili şirket mali açıdan ciddi zarara uğradığını, davalı yandan tazminat taleplerinin olduğunu, müvekkil şirket tarafından yüklenici firmaya eksikliklerin ve ayıpların giderilmesi için son olarak 05.02.2022 tarihine kadar ek süre tanındığını ancak hiç bir eksiklik ve ayıbın giderilmediğini, 11.02.2022 tarihinde İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/27 D. İş sayılı dosyasında delil tespiti talep edildiğini, delil tespitiyle hem sözleşmedeki iş teslim tarihine aykırı davranıldığı hem de davalı tarafından yüklenilen işin ayıplı ve eksik yapıldığı ispatlandığını, raporun 14.03.2022 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı şirketin hiçbir itirazda bulunmadığını, müvekkili şirket eksikliklerin bir kısmını başka firmalara tamamlatmak zorunda kaldığını, davalı şirket yetkilisi müvekkiline karşı husumet beslediğini ve alacağının tahsil edilmesinin imkansızlaştırdığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava, talep ve ıslah haklarının saklı kalmak kaydıyla; Davanın kabulü ile, uzman bilirkişiler tarafından güncel piyasa değeri hesaplandığında arttırılmak üzere, şimdilik 229.750,00-TL’nin 800.000,00-TL’lik bedelden indirilerek yüklenicinin temerrüde düştüğü tarih olan 07.11.2021 tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, uzman bilirkişiler tarafından müvekkilin yoksun kaldığı kar ve uğradığı zarar tam olarak hesaplandığında arttırılmak üzere, şimdilik 5.000,00-TL tazminatın, yüklenicinin temerrüde düştüğü tarih olan 07.11.2021 tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, müvekkili tarafından davalı yana gönderilen ihtarnameye ilişkin masraflar ile müvekkilin uğradığı hak kaybı ve sözleşme teslim tarihine aykırı davranıldığı gibi hususların tespit ve ispat edilebilmesi için zorunlu olarak yapılan delil tespitine ilişkin masraflar olmak üzere toplam 3.775,19-TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, uygun görülecek teminat karşılığında, borçlunun, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati hacze, tüm yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 2022/536 Esas sayılı dosyasından verilen 01.07.2022 tarihli ara kararı ile özetle; ”…Talep eden davacı vekilinin dilekçesi ekine davalı ile karşılıklı imzaladıkları sözleşme fiyat teklifi fotokopisi, çek fotokopileri, ihtarname sureti, delil tespiti bilirkişi raporunu sunduğu, davanın eser sözleşmesinden kaynaklandığı bu nedenle ibraz edilen belgeler ile davacının alacağının varlığı ve muacceliyeti konusundaki iddiasını bu aşamada yaklaşık ispat kuralı gereği ispatlayamadığı, iddianın ve alacağın varlığının yargılama neticesinde ortaya çıkacağı anlaşıldığından talebin reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF EBEPLERİ: Davacı vekili tarafından verilen 19.07.2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile; ”…1-Sayın Yerel Mahkeme, 13.06.2022 tarihli dava dilekçemizde yer alan ihtiyati haciz talebimizi 01.07.2022 tarihli kararıyla reddetmiş olduğundan süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurmaktayız. Yerel Mahkeme ret kararının gerekçesinde; “… talep eden davacı vekilinin dilekçesi ekine davalı ile karşılıklı imzaladıkları sözleşme fiyat teklifi fotokopisi, çek fotokopileri, ihtarname sureti, delil tespiti bilirkişi raporu sunduğu, davanın eser sözleşmesinden kaynaklandığı, bu nedenle ibraz edilen belgeler ile davacının alacağının varlığı ve muacceliyeti konusundaki iddiasını bu aşamada yaklaşık ispat kuralı gereği ispatlayamadığı, iddianın ve alacağının varlığının yargılama neticesinde ortaya çıkacağı anlaşıldığından …” diyerek ihtiyati haciz talebimizi reddetmiştir.
2-Yerel Mahkemenin gerekçesinin kabulü mümkün değildir. Tarafımızca dava dilekçemiz ekinde sunulan belge sadece bir fiyat teklifinden ibaret değildir. Nitekim öyle olsaydı taraflarca imza altına alınmasına lüzum görülmezdi. Yerel Mahkeme sadece konu kısmında yazılan fiyat teklifi ibaresi nedeniyle yeterli inceleme ve değerlendirme yapmadan karar vermiştir. Söz konusu fiyat teklifinin devamında iş teslim tarihi belirlenmiş, arka sayfasında yapılacak işler 25 kalem halinde yazılmış, ödenecek toplam ücret kararlaştırılmış ve taraflarca imza altına alınmıştır. Söz konusu sözleşmesinin içeriğinden eser sözleşmesi olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Nitekim Türk Borçlar Kanunu uyarınca eser sözleşmesi herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp taraflarca diledikleri şekilde oluşturulabilecektir. TBK m. 470’de; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.
” denilmekle birlikte bir sözleşmenin eser sözleşmesi olup olmadığı içeriğinden anlaşılacaktır. Ancak Yerel Mahkeme sanki sadece fiyat teklifi sunulmuş gibi değerlendirme yaparak haksız şekilde talebimizi reddetmiştir.
3-Müvekkil şirket “… Mah. … Cad. No:… …/İZMİR” adresindeki … projesi için davalı …. Şirketi ile anlaşmıştır. Taraflar arasında 24.09.2021 tarihli eser sözleşmesi düzenlenerek yüklenici firmanın yapacağı işler ve ödeme planı belirlenmiş, iş teslim tarihi olarak ise 07.11.2021 tarihi kararlaştırılarak sözleşme imza altına alınmıştır. Taraflar 25 kalem ürün üzerinden anlaşmış olup söz konusu ürünler; totem (1 adet), dış cephe giydirme (1 adet), goril (1 adet), akordiyon dış kapı (1 adet), DJ kabini (1 adet), bar masif panel (1 adet), fiber flamingo (10 adet), 500*300 cm duvar giydirmesi (1 adet), 120 cm tavan eskitme ayna (11 adet), WC lavabo ve ayna (2 adet), 80*80 cm masif meşe (18 adet), 80*120 cm masif meşe (13 adet), 80*140 cm masif meşe (28 adet), 80*240 cm masif meşe (1 adet), 80*120 kompakt (10 adet), maya sandalye (116 adet), boncuk sandalye (40 adet), paris sandalye (16 adet), berjer (24 adet), ahşap kutu sedir (14 adet), alçak oturum + podes (13 mt.), sedir (21 mt.), TV ünitesi (çift taraflı) (1 adet), Loca orta sehpa (2 adet), yüksek oturum sandalye (20 adet)’dir. Sözleşmenin yapıldığı 24.09.2021 tarihi itibariyle işbu 25 kalem ürün için yüklenici tarafından 800.000,00-TL bedel talep edilmiştir. Sözleşmede “proje kapsamında kullanılan tüm ürünler birinci kalite malzemeler baz alınarak teklife eklenmiştir.” denilerek işin birinci kalitede yapılacağı hususu da karar altına alınmıştır.
4-İş teslim tarihi 07.11.2021 olmasına karşın işin büyük çoğunluğu tamamlanmadığından müvekkilin davalı yana eksikliklerin giderilmesi için 05.02.2022 tarihine kadar ek süre verdiği ve davalının bu sözleşmeyi imzalayarak eksiklikliklerin varlığını ikrar ettiği bir adet sözleşme daha imzalanmıştır. Dava dilekçemiz ekinde işbu sözleşme de sunulmuştur. Ancak tanınan ek süreye rağmen eksiklikler giderilmemiştir. Ardından eksikliklerin ne olduğunun tam olarak tespit edilebilmesi amacıyla tarafımızca İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/27 D. İş sayılı dosyasıyla delil tespiti yapılmıştır. Söz konusu delil tespiti dosyasında biri mobilya diğeri inşaat bilirkişisi olan iki bilirkişice inceleme yapılmış olup 08.03.2022 tarihli bilirkişi raporu hazırlanmıştır. Alınan raporda sözleşmeye aykırı olarak eksik veya hatalı yapılan ya da hiç yapılmayan ürün ve işlemler tespit edilmiş olup eksik ve kusurlu işlemlerin toplam maliyetinin 229.750,00-TL değerinde olduğu tespit edilmiştir. İşbu delil tespitiyle sözleşmeye aykırılık tespit edilmiş olup, bilirkişi raporu davalı yana usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesine ve rapora itiraz için süre verilmesine karşın davalı yan hiçbir itirazda bulunmamıştır. Bu durum dahi alacağın varlığını yaklaşık şekilde ispat etmektedir.
5-Dosyaya sunduğumuz belgelere ve yapılan delil tespitine rağmen Mahkemece yaklaşık ispatın dahi sağlanamadığının ifade edilmesi hakkaniyete ve hukuka aykırıdır. Yerel Mahkeme hiçbir şekilde yeterli inceleme ve değerlendirme yapmamış, sunulan sözleşmeyi sadece fiyat teklifi ihtiva ediyormuş gibi değerlendirmiş, belgelerin aslının dosyaya sunulmasını talep etmeden, delil tespiti dosyasını getirtmeden ve çeklerle ilgili gerekli incelemeyi yapmadan doğrudan talebimizi reddetmiştir.
6-Yerel Mahkeme, kararının gerekçesinde İİK m. 258/1’e değinmiş ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının yeterli olduğunu, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesinin gerekli olmadığını, yaklaşık ispat için delil sunulmasının yeterli olduğunu, zira ihtiyati hacizde amacın davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar vermek ve uyuşmazlığı esastan sona erdirmek olmadığını beyan etmiştir. Yerel mahkemenin gerekçesiyle vermiş olduğu ret kararı açıkça birbiriyle çelişmektedir. Tarafımızca dosyaya sunulmuş olan deliller doğrudan alacağın varlığına işaret etmekteyken mahkemece yaklaşık ispatı bile sağlayamadığının beyan edilmesi anlaşılır değildir. Nitekim ihtiyati haciz kararının verilmesi için alacağın varlığının ve muaccel olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesine gerek olmadığı Mahkemece de ifade edilmiştir. Dava dilekçesi ekinde sunulmuş olan sözleşmeler, çek suretleri, ihtarname ve delil tespiti dosyası gibi birçok delile rağmen alacağın varlığının yaklaşık olarak ispat edilemediği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebimizin reddedilmesinin tarafımızca kabulü mümkün değildir.
7-Son olarak, dava dilekçemizde de beyan ettiğimiz üzere davalı yan müvekkile husumet beslemekte olduğundan, alacağı imkansızlaştırmak amacıyla mal kaçırma ihtimali oldukça yüksektir. İhtiyati haciz kararı verilmesi müvekkilin ileride hak kaybına uğramaması için elzemdir.
8-Tüm bu nedenlerle; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/536 E. Sayılı dosyasında vermiş olduğu 01.07.2022 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddi kararının ortadan kaldırılarak, uygun görülecek teminat karşılığında, borçlunun, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz talebimizin kabul edilmesini talep etme zarureti doğmuştur.
Yukarıda izah edilen ve re’sen dikkate alınacak hususlar doğrultusunda; usule, yasaya ve dosya kapsamına aykırı olarak verilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/536 E. Sayılı dosyasında vermiş olduğu 01.07.2022 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddi kararının ortadan kaldırılarak ihtiyati haciz talebimizin kabul edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava, eser sözleşmesinden ayıplı ve eksik yapılmasından ve geç teslimden kaynaklanan alacak ve tazminat davasıdır.
Davacı iş sahibi, davalı yüklenici şirkettir.
Davacı taraf alacağına delil olarak dava dilekçesinin ekinde whatsapp mesajları, değişik iş dosyası ve taraflar arasındaki sözleşmeye dayanmıştır.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257.maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258.maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265.maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
İİK’nın 257 ve devamı maddelerindeki düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Dava, davacıya ait taşınmazın davalı tarafça bakım ve onarımından kaynaklanan zararın tahsili istemiyle açılan alacak davasıdır.
İİK’nun 258/1.maddesi; “Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” hükmünü amirdir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının talebi, yani alacağının bulunup bulunmadığı, var ise alacak miktarı ve vadesi yargılamayı gerektirip yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde yeterli görülmediğinden, mahkemece ihtiyati haciz şartları oluşmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, davacı vekilinin yerel mahkeme ara karara vaki itirazının 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/536 Esas sayılı dosyasından verilen 01.07.2022 tarihli ara kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı avukatının bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 133,00 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 52,30 TL harç bedelinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 2004 sayılı İİK’nın 258/(3) ve 6100 sayılı HMK’nın 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 26.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.