Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1347 E. 2022/1295 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1347
KARAR NO : 2022/1295

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NUMARASI : 2022/479
İSTEM TARİHİ : 03/06/2022
ARA KARAR TARİHİ : 07/06/2022
DAVA : Menfi Tespit
İSTEM : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 12.10.2022
KARAR YAZ. TARİHİ : 13.10.2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/479 Esas sayılı dosyasından verilen 07.06.2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin, davacılar avukatı tarafından istenilmesi üzerine, Dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

İSTEM:
Davacılar vekili tarafından verilen ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili … Şti. ile davalı …’un yetkilisi olduğu diğer davalı … Şirketi arasında 23/11/2020 tarihli Mekanik İşleri Sözleşmesi ile Elektrik İşleri Sözleşmesi akdedildiğini, bu doğrultuda müvekkilinin iş sahibi olup davalı tarafın yüklenici olduğunu, davalı yüklenici ile müvekkili … Şti. arasında süreç boyunca uyuşmazlıklar yaşandığını, kendilerinden talep edilen işlerin eksik/kusurlu olması nedeni ile ticari ilişkinin kopma noktasına geldiğini, akdedilen sözleşmelere göre üzere vadedilen tarihin üzerinden çokça zaman da geçtiğini işlerin buna rağmen müvekkili … Şti.’ye teslim edilemediğini, iş sahibi müvekkilin tüm bu uzatma süreçlerini kötüye kullanan davalıların şantiye sahasından terkini sağlamak ve yeterince gecikmeye sebep oldukları projeyi yetiştirebilmek adına davalıların üstlendiği ve fakat yapmadığı ya da eksik/ayıplı yaptığı işlere yönelik yeni bir sözleşme yapabilmek adına dava dilekçesi ekinde yer alan protokol uyarınca davalı taraf ile anlaşmak zorunda kaldığını bu nedenle aralarındaki ticari ilişkinin sonlandırıldığına ve aralarında akdedilmiş olunan “Elektrik İşleri Sözleşmesi” ile “Mekanik İşleri Sözleşmesi” hususlarında ibra olunduğuna dair tarafların anlaştıklarını, iş bu protokol kapsamından davalı yüklenicinin gerçekleştirdiği imalatları karşılığında anlaşılan tutarın bir kısmının bono ile ödenmesinin taraflar arasında kabul edildiğini ve bu kapsamda yapılacak ilk ödemenin, 30.05.2022 ödeme tarihli 602.000,00 TL bedelli bono ile ödeneceğinin kararlaştırıldığını ne var ki, mevzubahis protokolün düzenlenmesi akabinde taraflar arasında belirtilen bononun tanzimi hususuna dair gerçekleştirilen müzakerelerde davalı yüklenici ile müvekkil … Şti. arasında yine anlaşmazlıkların ortaya çıktığını, davalı yüklenici, tahsilat kolaylığından bahisle … Şti.’den bono almak istemeyip, anlaşma yolunun yalnızca … A.Ş. ‘den alınacak bonolar ile mümkün olacağını belirttiğini, mevzubahis protokolün düzenlenip bir an evvel ticariyi ilişki sonlandırmak elzem olduğundan, müvekkili şirket … A.Ş., müvekkili …. Şti.’nin borcunu ödeyeceğine ilişkin teminat sağlayabilmek amacı ile, davalı … Şti. ad ve hesabına 30.05.2022 ödeme tarihli 602.000,00 TL bedelli bono tanzim ederek davalı …’a teslim ettiğini, müvekkili … A.Ş. tarafından düzenlenen 30.05.2022 ödeme tarihli 602.000,00 TL bedelli bononun, davalı … Şti.’ye ödeme maksadı ile değil teminat maksadı ile tanzim edildiğini, bu hususun, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin olmayışı ve ticari temsilcilerinin aynı kişi oluşu ile de sabit olduğunu, davalı yüklenicinin her ne kadar işbu sözleşmeler doğrultusunda 5.004.000 TL bedelli bir imalat işini gerçekleştirmiş olduğu akdedilen protokol ile kabul edilmiş ise de davalı tarafından gerçekleştirilmesi gereken işler eksik/ayıplı olarak ifa edildiğini ve süreç içerisinde bu hususların sonradan ortaya çıktığını, basit bir muayene ile tespit edilemeyen, çıplak gözle görülüp saptanamayan, kullanım sırasında ortaya çıkan/kullanım sırasında gelişen durum nedeniyle davalı tarafın konu hakkında defalarca kez uyarılmasına rağmen sonuç alınmadığını, taraflar arasında yapılması kararlaştırılan bir kısım işlerin eksik ve ayıplı olarak bırakıldığını yahut hiç yerine getirilmediğini, sonradan ortaya çıkan bu ayıpların, yüklenici tarafından onarılmadığından bu hususların tespiti ile ilgili sürecin devam ettiğini, bu nedenle verilen bononun bedelsiz kalmış olup müvekkili … Şti. adına ödemezlik definde bulunma zaruriyetinin hasıl olduğunu, zira davaya konu mevzuubahis bononun, taraflarca akdedilen sözleşmede de belirtilmesi ile borcun sebebinin sözleşmede belirtilen mallara ve yapılacak işlere ilişkin olduğunun aşikar olup, işbu bono karşılığında teslim etmesi/yapılması gereken mallar/işlerin teslim etmediği/yapılmadığı gibi, davacı müvekkili … yönünden bedelsiz kalan bononun da müvekkilin uyarılarına rağmen kendisine iade edilmediğini belirterek tüm bu nedenlerle 30.05.2022 ödeme tarihli 602.000,00 TL bedelli bononun iptalini, müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine ve dava sonuna kadar bononun ödenmemesi/icra takibine konu edilememesi için ilgili bono üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 2022/479 Esas sayılı dosyasından verilen 07.06.2022 tarihli ara kararı ile özetle; ”…Davacı talebi ve dosyaya sunulan tüm delillerin değerlendirilmesinden; dosya kapsamına göre sözleşmesel ilişkinin davacı … Şti. ile davalı … Şti. arasında olup, menfi tespit talep edilen bononun ise davacı … Şti. tarafından davacı … Şti.’yi lehtar göstermek suretiyle düzenlendiği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde bononun sözleşme kapsamında düzenlendiği hususunun yargılamayı gerektirmesi ve yaklaşık ispat şartının gerçekleşmemesi nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davacılar vekili tedbir talebinin reddine dair ara kararı istinafa taşımıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar avukatı tarafından verilen 04.07.2022 havale tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıkladıkları üzere, istinaf başvurularının kabulüne, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/479 E. sayılı dosyası kapsamında tesis edilen 07/06/2022 tarihli ara kararın kaldırılmasına, 30.05.2022 ödeme tarihli 602.000,00 TL bedelli bonoya ilişkin ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, menfi tespit davasıdır.
İİK 72. maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İhtiyati tedbir 6100 Sayılı HMK’nın 389 vd. Maddelerinde düzenlenmiştir. HMK 389..maddesi ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 390/3 maddesinde ise ihtiyati tedbirin diğer şartları ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. ” şeklinde kanunda yer bulmuştur.
İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
(İİK m. 72/2)
İhtiyati tedbirin şartları HMK 389 ve devamı maddelerinde belirtilmiştir. Menfi tespit davasının icra takibine etkisi ise İİK 72. Maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Normlar hiyerarşisi kuralına göre özel nitelikli hükmün öncelikle uygulanması gerekecektir. Bu sebeple icra takibinden önce açılan işbu menfi tespit davasında davacı vekilinin bononun icra takibine konu edilmemesi (var ise takibin durdurulması) isteminin İİK 72/2. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.
Somut olayda, taraflar arasında ”Mekanik İşleri Sözleşmesi” ile ”Elektrik İşleri Sözleşmesi” tanzim edildiği, takibe dayanak bononun, davalı … Şti.’ye ödeme maksadı ile değil, teminat maksadı ile tanzim edildiğinin iddia olunduğu, senedin henüz tedavülde olmadığı, bu haliyle senet üzerinde ihtiyati tedbir konulmasının mümkün olmadığı, gerçektende, senedin bu haliyle tedbire konu olabilecek şekilde somutlaştırılması mümkün olmadığından bu haliyle hakkında tedbir kararı verilemeyeceği, mahkemece yapılan tespitin doğru olduğu anlaşılmaktadır.
Kaldı ki, iş bu dava, icra takibinden önce açılmış olup, 6100 Sayılı HMK’nın 396/1 maddesinde; “..Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir ” hükmü gereği yeniden değerlendirme yapılabileceği, davanın her aşamasında dava konusu senedin icra takibine konması durumunda, İİK 72/2. maddesi gereğince icra takibinin durdurulmasına karar verilebileceği, bundan dolayı davacının telafisi mümkün olmayacak zarara uğramasının engellenebileceği, mahkeme kararında bir hata bulunmadığı, talebin de yargılamayı gerektirdiği görülmekle, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacılar vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/479 Esas sayılı dosyasından verilen 07.06.2022 tarihli ara kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacılar avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gereken 133,00 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin harç ile karşılandığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar avukatı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 12.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.