Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1171 E. 2022/1022 K. 17.08.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1171
KARAR NO : 2022/1022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/429
TALEP TARİHİ : 20.05.2022
ARA KARAR TARİHİ : 23.05.2022
DAVA : Menfi Tespit
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 17.08.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 17.08.2022

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/429 Esas sayılı dosyasından verilen 23.05.2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 26.07.2022 tarih ve 2022/1357 Esas, 2022/1291 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 20.05.2022 tarihli ihtiyati tedbir istemli dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile karşı taraf arasında “Esere Bağlı İş Sözleşmesi” yapıldığını, sözleşme gereği, yüklenici müvekkili şirkete ait otel binasında sözleşmede sayılan işlerin tamamının yapılarak eksiksiz ve kusursuz bir şekilde 20.03.2022 tarihinde teslim edeceğini, ancak sözleşme süresi boyunca, davalının eksik ve ayıplı işler yaparak sözleşmenin çok gerisinde kaldığından ihtar çekilmesine rağmen işine taahhüt ettiği şekilde devam etmemiş, kendisine henüz yapmadığı imalatların da parası ödenmesine rağmen gerçekleştirmediği imalatın bedelini de talep etmiş, yaptığı imalattan fazla para tahsil etmiş olmasına rağmen İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2022/3880 sayılı dosyası ile icra takibi başlatmış, itiraz üzerine takibin durduğunu, belirtilen nedenlerle müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile bedelsiz kalan 30/05/2022 vadeli çekin, 29.000,00 TL’si için ve 30/06/2022 vadeli 45.000,00 TL bedelli çekin tamamı için ödemeden men kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 2022/429 Esas sayılı dosyasından verilen 23.05.2022 tarihli ara kararında özetle; “…Davacı tarafça bedelsiz kaldığı iddia olunan … Bankası Basmane Şubesi 30/05/2022 vadeli, 45.000,00.-TL’lik çekten 29.000,00.-TL’si ve … Bankası Basmane Şubesi’ne ait 30/06/2022 vadeli 45.000,00 TL çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespit ve ödemeden men kararı verilmesini talep etmiş ise de, İİK 72/2 maddesi gereğince icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında ancak icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilebileceği öngörülmüş olmakla davacının icra takibinin durdurulmasına yönelik bir talebi bulunmadığı anlaşılmakla ödemeden mene ilişkin talebinin yasal yerinin bulunmaması sebebiyle REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 02.06.2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “…Müvekkil şirket ile davalı taraf arasında 09.01.2022 tarihli “Esere Bağlı İş Sözleşmesi” ile müvekkil şirkete ait 1386 Sokak No:5 Basmane adresinde ki otel binasında , sözleşmenin 4. Maddesinde sayılan işlerin tamamlanarak 20.03.2022 tarihinde teslim edilmesi konusunda anlaşılmıştır. Müvekkil 60.000,TL nakit ödeme yaptığı gibi 45.000,TL’den iki adet çek vererek toplam 150.000,TL ödeme yapmıştır. Ancak davalı şirket tarafından imalatlar süresinde ve gerektiği gibi yapılmamış. Başında İzmir 13.Sulh Hukuk Mahkemesi 2022/47D.İ. sayılı dosyası ile 21.03.2022 tarihinde tespit yapılmıştır. Tespit raporuna göre davalı toplam 76.000,TL’lik imalat yapmıştır. Nakit ödenen paranın dışında, davalıya teslim edilen vadesi gelmeyen iki çekin toplam 74.000,TL’sinin bedelsiz kalması nedeni ile menfi tespit davası açılmış çekler içinde tedbiren ödemeden men kararı talep edilmiştir. Ancak İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/429E. Sayılı dosyasından verilen ara karar ile İİK 72/2 maddesine gereğince icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında ancak icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilebileceği gerekçesi ile tedbir talebimiz ret edilmiştir. Her ne kadar kanun metni düzenlemesin de menfi tespit davalarında icra takibinin tedbiren durdurulması düzenlenmiş ise de bu düzenleme henüz ödenmemiş çeklerde ödemeden men yasağı verilmesine engel teşkil etmez. Madde metninde belirtilenin dışında başka bir tedbirin verilmesini sınırlayıcı ve yasaklayıcı bir hüküm değildir. Dosyaya sunulan yazılı delil ve belgelerle borçlu olunmadığı ispat edilmiş bir dosyada mahkeme tedbir talebini ret ederek müvekkili borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda bırakmıştır. Ekte sunduğumuz emsal kararlar ve daha önce de tarafımızca takip edilen benzer dosyalarda olduğu gibi menfi tespit davasında ödemeden men yönünde ki tedbir kararı verilmektedir. Hukuki bir engel yoktur. Mahkemenin kararı hukuki düzenlemeler hilafınadır. Müvekkil ilk çeki ödemek zorunda kalmıştır. 30.06.2022 tarihli çekin ödenmemesi için İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/429E. sayılı tedbirin reddi kararının kaldırılması…” istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
YANIT:
Davalı avukatı tarafından verilen 27.06.2022 tarihli istinaf yanıt dilekçesinde özetle; dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıkladıkları gerekçelerle davacı tarafın ara karara karşı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun istinaf talebinin reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 389.maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Somut olaya gelince; dava, taraflar arasında yapılan eser sözleşmesine istinaden verilen çeklerden dolayı menfi tespit davası olup, dava konusu talep yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı avukatının bu ara karara karşı yaptığı istinaf kanun yoluna başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Her ne kadar davacı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi ara kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/429 Esas sayılı dosyasından verilen 23.05.2022 tarihli ara kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı avukatının bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 133,00 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 52,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere, 17.08.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.