Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1127 E. 2022/1006 K. 28.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1127
KARAR NO : 2022/1006

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/621
DAVA TARİHİ : 25.04.2022
ARA KARAR TARİHİ : 01.06.2022
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
TALEP : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 28.07.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 28.07.2022

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/621 Esas sayılı dosyasından verilen 01.06.2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 26.07.2022 tarih ve 2022/1559 Esas, 2022/969 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 25.04.2022 tarihli ihtiyati haciz istemli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in … isimli yatın maliki olduğunu, davalı/borçlu …’nin …’nun maliki olduğu … isimli bu yatta bakım/onarım yapmak için 11/12/2020 tarihli teklif mektubunu ilettiğini, tarafların teklifte yer verilen hizmetlerin sunulması hususunda anlaştıklarını, bunun üzerine müvekkilinin 20/01/2021 tarihinde tüm hizmetlerin bedeli olan 21.221,13 Euro’yu teklif mektubunda yer alan hesaba gönderdiğini, bakım onarım bedeli için para havalesini, davacı müvekkili ile aralarındaki yat işletme sözleşmesine müvekkili adına hareket etmeye yetkili dava dışı … tarafından yapıldığını, davalı tarafın, müvekkilin tüm ısrarlarına rağmen uzunca bir süre müvekkili şirketten tahsil ettiği bakım onarım bedeli faturasını düzenlemeyi geciktirdiğini ve 17/08/2021 tarihli bir fatura düzenleyerek müvekkiline ilettiğini, müvekkilinin ayrıca teknenin yola ve denize elverişliliğini sağlamak üzere davalı/borçlu’dan kendisine taahhüt edilen bakım/onarım işlerinin yapıldığını gösterir “iş bitirme belgelerini” de istediğini, davalının bu belgeleri de müvekkiline iletmeyince müvekkilinin ısrar ettiğini, müvekkilinin ısrarları üzerine davalı/borçlu şirketin “işi aslında yapmadıklarını” bu nedenle faturanın da aslında “yanlışlıkla” kesilip gönderildiğini bildiren e-mail gönderdiğini, davalı/borçlunun bu yazısının, yatta gerçekleşen bakım ve onarımı yapmadıklarını ve vermedikleri bir hizmet için müvekkilinden ödeme aldıklarının ikrarı niteliğinde olduğunu, müvekkilinin bunun üzerine ödediği 21.221,13 Euro’nun iadesini talep ettiğini, ancak davalı/borçlu …’ın müvekkilinin bu talebine yanıt vermediğini, para iadesini de yapmadığını, müvekkilinin davalı şirkete gönderdiği Beyoğlu 37. Noterliğinin 02.11.2021 tarihli 14858 Yevmiye Nolu ihtarnamesi ile ödediği 21.221,13 Euro’nun iadesi talebini yinelediğini, ancak davalının, bu ihtarnameye cevaben gönderdiği Bodrum 10. Noterliğinin 09/11/2021 tarih 012770 yevmiye nolu ihtarnamesi ile, daha evvel ikrar ettiği gerçeğini bu sefer inkar ettiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından 21.221,13 Euro’nun tahsili için Marmaris 1.İcra Müdürlüğü’nün 2021/3017E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından söz konusu icra takibine haksız ve mesnetsiz şekilde itiraz edildiğinden işbu itirazın iptali davasının açılması gerekliliğinin hasıl olduğunu belirterek davalı tarafın takibe yönelik itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine HMK 329. Maddesi hükümlerine göre para cezasına hükmedilmesine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine ve İİK nın 257. Maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 2022/621 Esas sayılı dosyasından verilen 01.06.2022 tarihli ara kararında özetle; “…Her ne kadar davacı vekili tarafından ihtiyati haciz kararı verilmesi talebinde bulunulmuş ise de; davacı tarafından başlatılan takibe davalı tarafın itirazda bulunduğu ve davalı tarafça yapıldığı belirtilen iade ödemenin geçerli bir iade olup olmadığının ve buna bağlı olarak davacı tarafın alacağının bulunup bulunmadığının taraflar arasında yargılamayı gerektirdiğinden ve davalı ve davacı tarafça dosyaya ibraz edilen belgelerin birlikte değerlendirilmesinde yaklaşık ispat koşullarının gerçeklemediği anlaşıldığından davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine…” ifadelerini içeren gerekçelerle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 13.06.2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “…1-) Müvekkilimiz … (kısaca “…” olarak anılacaktır) … isimli yatın malikidir. Davalı/borçlu … (kısaca “…” olarak anılacaktır), …’nun maliki olduğu … isimli bu yatta bakım/onarım yapmak için 11/12/2020 tarihli teklif mektubunu iletmiştir…
2-) Taraflar teklifte yer verilen hizmetlerin sunulması hususunda anlaşmışlardır. Bunun üzerine Müvekkil, 20/01/2021 tarihinde tüm hizmetlerin bedeli olan 21.221,13 Euro’yu teklif mektubunda yer alan hesaba göndermiştir. (EK 2 – 20/01/2021 tarihli ödeme) Bakım onarım bedeli için para havalesi, davacı müvekkille aralarındaki yat işletme sözleşmesine müvekkil adına hareket etmeye yetkili dava dışı … tarafından yapılmıştır. (EK 3- Temsil yetkisini gösterir Yönetim/Acentelik Anlaşması)
3-) Davalı taraf, müvekkilin tüm ısrarlarına rağmen uzunca bir süre Müvekkilimiz Şirketten tahsil ettiği bakım onarım bedeli faturasını düzenlemeyi geciktirmiş ve nihayet 17/08/2021 tarihli bir fatura düzenleyerek müvekkile iletmiştir. (EK 4 – 17/08/2021 tarihli fatura) Müvekkilimiz ayrıca teknenin yola ve denize elverişliliğini sağlamak üzere davalı/borçlu’dan kendisine taahhüt edilen bakım/onarım işlerinin yapıldığını gösterir “iş bitirme belgelerini” de istemiştir. Davalı bu belgeleri de Müvekkilimize iletmeyince Müvekkilimiz ısrar etmiştir.
4-) Müvekkilimizin ısrarları üzerine davalı/borçlu şirket “işi aslında yapmadıklarını” bu nedenle faturanın da aslında “yanlışlıkla” kesilip gönderildiğini bildiren e-mail göndermiştir. (EK 5 – ikrar niteliğindeki 28/08/2021 yazışma) Davalı/borçlunun bu yazısı, yatta gerçekleşen bakım ve onarımı yapmadıklarını ve vermedikleri bir hizmet için Müvekkilimizden ödeme aldıklarının İKRARI NİTELİĞİNDEDİR.
5-) Müvekkilimiz bunun üzerine ödediği 21.221,13 Euro’nun iadesini talep etmiştir. Ancak davalı/borçlu …, Müvekkilimizin bu talebine yanıt vermemiş, para iadesi de yapmamıştır. Müvekkilimiz, davalı şirkete gönderdiği Beyoğlu 37. Noterliğinin 02.11.2021 tarihli 14858 Yevmiye Nolu ihtarnamesi ile ödediği 21.221,13 Euro’nun iadesi talebini yinelemiştir…
6-) Bunun üzerine Müvekkilimiz tarafından 21.221,13 Euro’nun tahsili için Marmaris 1.İcra Müdürlüğü’nün 2021/3017E. sayılı icra takibi başlatılmıştır. Davalı şirket tarafından, söz konusu icra takibine haksız ve mesnetsiz şekilde itiraz edilmiştir. Bu itirazın kaldırılması için Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/621E. sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açılmış ve davada ihtiyati haciz talep edilmiştir.
….Mahkemenin ret kararı aşağıda açıklandığı üzere usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerekmektedir.
1-) DAVALI TARAFÇA İADE YAPILMAMIŞ OLUP MÜVEKKİLİMİZ ALACAKLIDIR. …
2-) YAKLAŞIK İSPAT KOŞULLARI GERÇEKLEŞMİŞTİR.

III-) İHTİYATİ HACİZ ŞARTLARI GERÇEKLEŞMİŞTİR.
Davalının gerçeğe aykırı itirazları göz önünde bulundurulduğunda davalı/borçlunun dava neticesini sonuçsuz bırakma amacı açık bir şekilde görülmektedir. Müvekkilimizin alacaklı olduğu 21.221,13 Euro muaccel hale gelmiştir….”ifadelerini içeren gerekçelerle istinaf konusu ara kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
YANIT:
Davalı avukatı tarafından verilen 16.06.2022 tarihli istinaf yanıt dilekçesinde özetle; “…Davacı vekili, 13.06.2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile; davaya konu bedelin iadesinin, yalnızca söylemden ibaret olduğunu, iadeye ilişkin belge olmadığını iddia etmektedir. Davaya cevap dilekçemizdeki savunmalarımız, “ben kaptana iade ettim” şeklinde basit bir savunma değildir. Davaya konu bedelin iade edildiği …, davaya konu yatın kaptanı/en yetkili kişisi, aynı zamanda işveren vekilidir. Yat kaptanının; Borçlar Hukuku, Ticaret Hukuku ve İş Hukuku kuralları gereği geniş yetkileri bulunmaktadır. Ayrıca davaca cevap dilekçemizde belirttiğimiz üzere; davacı şirket, hâl ve davranışları ile yat kaptanı …’ın yetkisini de kabul etmiş bulunmaktadır. Zira teklif mektubu, yat kaptanı …’ın talebi doğrultusunda müvekkil şirket tarafından düzenlenmiş ve bu belge, yat kaptanı … tarafından imzalanmış/onaylanmıştır. Bunun üzerine, müvekkil şirkete davaya konu bedel ödenmiştir. Davaya cevap dilekçemiz ekinde para makbuzunu sunmuş idik. Hâl böyle iken; davacı vekilinin, neye dayanarak hiçbir belge olmadığını iddia etmesini anlayabilmiş değiliz. Para makbuzunda yer alan yat kaptanı …’a ait imza ile teklif mektubunda ve Marmaris 1. Noterliği’nin 28.03.2019 tarihli, 01193 yevmiye numaralı yabancı bayraklı özel yatlar için düzenlenmiş sefer izin belgesinde yer alan imza aynıdır. Hâl böyle iken; davaya konu bedelin, yat kaptanı …’a iade edildiği açıkça ortadadır. Davacı şirketin, müvekkil şirketten alacağı bulunmamaktadır. Yerel Mahkeme tarafından ileri sürülen gerekçe yerindedir. Zira gerekçeli kararda belirtildiği üzere; müvekkil şirket tarafından yapılan ödemenin, geçerli bir ödeme olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacı şirketin alacağının bulunup bulunmadığı yargılamayı gerektirmektedir. Müvekkil şirket, ülkemizin Ege ve Akdeniz sahillerinde aktif olarak iş yapan bir şirkettir. Müvekkil şirket, yaz sezonunun başlamış olması nedeniyle tüm donanımları ile ülkemizin Ege ve Akdeniz sahillerinde aktif olarak hizmet vermektedir. Müvekkil şirket, huzurdaki dava nedeniyle mallarını gizlemek, kaçırmak gibi davranışlarda bulunmamaktadır. Müvekkil şirketin mallarının haczedilmesi, müvekkil şirketin ticari itibarını önemli ölçüde zedeleyebileceği gibi, haksız ve hukuka aykırı haciz işlemleri nedeniyle maddi zararlar da doğabilecektir….”ifadelerini içeren gerekçelerle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali, istem ise ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararının istinafen incelenmesi talebidir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258. maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265. maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Somut olayda, davacı vekili, yatın bakım onarımı hakkında taraflar arasında eser sözleşmesi kurulduğunu, davacının edimini yerine getirdiğini, davalının ise edimini yerine getirmediğini, davalıya ödenen bedelin iadesi için Marmaris 1. İcra Müdürlüğü’nde 2021/3017 Esas sayılı dosyası ile takibe girişildiğini borçlunun itiraz ettiğini belirtip, itirazın iptali davası açıp, ihtiyati haciz isteminde bulunulmuş; ilk derece mahkemesi 01.06.2022 tarihli ara kararı ile ihtiyati haciz isteminin reddine karar vermiş, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dava konusu ihtilafın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden ve davalının mal kaçırma ihtimalinin bulunduğunu gösteren somut bir delil mevcut olmadığından, yerel mahkeme ara kararının usul ve yasaya uygun olduğu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İ.İ.K 257. maddenin gerektirdiği koşulların mevcut olmadığı kanaatine ulaşılmakla davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi ara kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/621 Esas sayılı dosyasından verilen 01.06.2022 tarihli ara kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı avukatının bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 133,00 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan toplam 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 52,30 TL harç bedelinin davacıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 2004 sayılı İİK’nın 258/(3) ve 6100 sayılı HMK’nın 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 28.07.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.