Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1106 E. 2022/1003 K. 25.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1106
KARAR NO : 2022/1003

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/193
ARA KARAR TARİHİ : 08.03.2022 (İzmir 2. A.T.M. 2022/48 D.iş)
İTİRAZ TARİHİ : 12.05.2022
İTİRAZIN DEĞRLND.
ARA KARAR TARİHİ : 18.05.2022
İSTEM : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 25.07.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 25.07.2022

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/193 Esas sayılı dosyasından verilen 18.05.2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/48 Değişik iş dosyasına verilen ihtiyati tedbir istemli dilekçesinde özetle; karşı yana verilen Türkiye … Bankası’nın 14.12.2021 tarihli, 0635MW024126 referans numaralı, 552.733,00 TL bedelli teminat mektubunun irat kaydedilmesine ve müvekkilinin bir yıl süre ile ihalelerde yasaklanmasına dair karşı taraf idarenin kararının uygulanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/48 Değişik İş, 2022/48 Karar sayılı kararında özetle; “…tedbir isteyenin tedbir talebinin kabulü ile tedbir isteyen tarafından karşı yana verilen Türkiye … Bankası’nın 14.12.2021 tarihli 0635 MW024126 referans numaralı 552.733,00 TL bedelli teminat mektubunun irat kaydedilmesine ve tedbir isteyenin 1 yıl süre ile ihalelerde yasaklanmasına dair karşı yan idarenin kararının uygulanmasının tedbiren durdurulmasına…” ifadelerini içeren gerekçelerle ihtiyati tedbir isteminin kabulüne karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 2022/193 Esas sayılı dosyasından verilen 18.05.2022 tarihli ara kararında özetle; “…Her ne kadar İzmir 2. ATM’since 08.03.2022 tarihli karar ile tedbir isteyenin tedbir talebinin kabulü ile tedbir isteyen tarafından karşı yana verilen Türkiye … Bankası’nın 14.12.2021 tarihli 0635 MW024126 referans numaralı 552.733 TL bedelli teminat mektubunun irat kaydedilmesine ve tedbir isteyenin 1 yıl süre ile ihalelerde yasaklanmasına dair karşı yan idarenin kararının uygulanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmiş ise de; 4734 sayılı kanunun 34/son maddesinde “Her ne suretle olursa olsun, idarece alınan teminatlar haczedilemez ve üzerine ihtiyati tedbir konulamaz” düzenlemesinin bulunduğu, yine taraflar arasında imza altına alınan sözleşmenin 10.3 maddesinde “Yüklenici tarafından verilen kesin teminat ve ek kesin teminat 4734 sy kanunun 34. Maddesinde belirtilen değerler ile değiştirilebilir. Her ne suretle olursa olsun idarece alınan teminatlar haczedilemez ve üzerine ihtiyati tedbir konulamaz” düzenlemesinin bulunduğu, söz konusu düzenlemeler göz önüne alındığında İzmir 2. ATM’since verilen ihtiyati tedbir kararının teminat mektubu ile ilgili bölümü yönünden kaldırılmasının gerektiği, yine İzmir 2. ATM’nin tedbir isteyenin 1 yıl süre ile ihalelerden yasaklanmasına dair kararının uygulanmasının tedbiren durdurulmasına ilişkin kararı yönünden de söz konusu kararın idari işlem niteliğinde olduğu, bu hususta Mahkememizce bir değerlendirme yapılamayacağı incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış , ihtiyati tedbire itiraz eden vekilinin itirazlarının kabulüne, İzmir 2. ATM’nin 2022/48 D.İş sayılı dosyası üzerinden verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına…” ifadelerini içeren gerekçelerle ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 24.05.2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “…1- Öncelikle yerel mahkemece hangi nedenlerle ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığı belli değildir. Zira mahkemece herhangi bir gerekçe oluşturulmamıştır. Türk Anayasası’nın 141. maddesi “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü amirdir. HMK’nın 27. maddesinde ise dinlenilme hakkı kapsamında, “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi” düzenlenmektedir. HMK’nın 297. maddesinin 1. fıkrasının c bendine göre; “Tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda gösterilmelidir”. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/(1) maddesi; “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulünü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir.” düzenlemesini içermektedir. Davamızda ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak bu karardan sonra kararın denetime elverişli olmasını sağlayacak şekilde gerekçeli karar yazılması gerekmektedir. “Eldeki davada; ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine karar verilmiştir. İçeriği yukarıda açıklanan yasal düzenleme gereğince ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz istemlerinin ve bu konuda itiraz üzerine yapılan değerlendirmelerin denetime olanak verecek şekilde karar olarak yazılması ve ilgililere tebliği yasa gereğidir.” İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi, ESAS NO : 2018/1892, KARAR NO : 2018/1138 Dosyamızda verilen kararın denetime elverişli olacak şekilde gerekçelendirilmemiş olması nedeniyle ayrıntılı bir istinaf dilekçesi sunamamaktayız. Bu nedenle kısa açıklamalarla istinaf sebeplerimizi bildirmekteyiz.
2- Davacı müvekkilin sözleşmesinin davalı idare tarafından haksız olarak feshedilmesi ve müvekkil hakkında yaptırım uygulanmasına karar verilmesi üzerine davacı müvekkil tarafından zmir 2. ATM nin 2022/48 D.İş Esas 2022/48 D.İş. Karar sayılı dosyasında ile ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş, mahkemece “… taraflar arasındaki sözleşme kapsamında tarafların karşılıklı olarak edimlerini yerine getirip getirmediklerinin, tedbir isteyenin edimini yerine getirememesinde mücbir sebep bulunup bulunmadığı, bu kapsamda sözleşmenin feshinde, karşı yan idarenin haklı olup olmadığı ve bu nedenle sözleşme kapsamında tedbir isteyenin verdiği teminatların irat kaydedilip kaydedilemeyeceği, tedbir isteyenin ihalelerden yasaklanması gerekip gerekmediği hususu yargılamayı gerektirdiğinden, bu aşamada tedbir isteyenin ihalelerden yasaklanması ve teminatların irat kaydedilmesi tedbir isteyenin telafisi güç zararlarına sebebiyet vereceğinden teminat karşılığı talebinin kabulü ile aşağıda yazılı karar oluşturulmuştur. KARAR; yukarıda açıklandığı üzere; Tedbir isteyenin tedbir talebinin kabulü ile tedbir isteyen tarafından karşı yana verilen Türkiye … Bankası’nın 14/12/2021 tarihli, 0635MW024126 referans numaralı 552.733,00-TL bedelli teminat mektubunun irat kaydedilmesine ve tedbir isteyenin bir yıl süre ile ihalelerde yasaklanmasına dair karşı yan idarenin kararının uygulanmasının TEDBİREN DURDURULMASINA…” şeklinde hüküm kurulmuştur. Gerekçede belirtildiği üzere idarenin feshinin haklı olup olmadığı yargılama sonucunda tespit edilebilecektir ve ihtiyati tedbir kararı verilmemesi durumunda davacı yönünden ileride telafisi güç veya imkansız zararlar doğacaktır.
3- İhtiyati tedbir kararı verilen tarih ile yerel mahkemece ihtiyati tedbir kararının kaldırılması kararı verdiği tarih arasında, tedbir kararının kaldırılmasını gerektirecek hiçbir değişiklik veya gelişme olmamıştır. Dosyada alınan herhangi bir bilirkişi raporu ve benzeri bir belge bulunmadığı gibi tedbir kararında değişiklik yapılmasını gerektirecek bir durum olmamıştır. Bu nedenle mahkemece ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi hatalıdır.
4- Davalı idare tarafından davacının sözleşmesinin feshi yasaya aykırıdır. İhtiyati tedbir talep ve davamızdaki dava dilekçemizde ayrıntılı belirttiğimiz üzere davacı yönünden mücbir sebepler mevcuttur. Dünyada ve özellikle ülkemizde yaşanan ekonomik kriz, sürekli aşırı şekilde artan fiyatlar, malzeme temin edilememesi, döviz cinsinden temin edilen malzemelerin temininde sorun yaşanması, akaryakıt fiyatlarındaki ciddi dalgalanmalar ile benzer sebeplerin tamamı davacı yönünden mücbir sebep niteliğindedir.
5- Ülkemizde ve dünyada yaşanan ekonomik krizden dolayı 22 Ocak 2022 tarih ve 31727 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bireysel Emeklilik Tasarruf Ve Yatırım Sistemi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 11. Maddesi ile 4735 Sayılı Kanuna göre ihale edilen işlerde ek fiyat farkı talep hakkı; 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlan 7394 Sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi Ve Katma Değer Vergisi Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 19. Maddesi ile “5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. 1/1/2022 tarihinden önce 4734 sayılı Kanuna göre ihale edilen mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin Türk lirası üzerinden yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden sözleşmelerden, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla gerçekleşme oranı ilk sözleşme bedelinin yüzde 15’ine kadar olanlar (bu oran dâhil) yüklenicinin başvurusu üzerine feshedilip tasfiye edilir…” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, ülkemizde ciddi anlamda bir ekonomik kriz yaşanmaktadır. Bu kriz, 4735 sayılı kanuna göre ihale edilen tüm işleri ve ihale yüklenicilerini ciddi şekilde etkilediği için kanuni düzenleme yapılmak zorunda kalınmıştır. 15.04.2022 tarihinde yapılan yasal düzenleme ile yüklenicilere
I- Sözleşmenin feshini (tasfiyesini) talep hakkı;
Iı- Sözleşme konusu işler için ek fiyat farkı talep hakkı getirilmiştir.
Yasal düzenlemenin gerekçesinde, dünyada yaşanan ekonomik kriz, kur dalgalanmaları ve yaşanan fiyat istikrarsızlığından bahsedilmiştir. Dolayısıyla yasa koyucuyu değişiklik yapmaya zorlayan mücbir sebeplerin varlığı kanun değişikliğiyle de kabul edilmiştir. Bu yasal düzenlemeler ışığında davamıza bakıldığında, davacıyla davalı idare arasında imzalanan sözleşmenin 4735 sayılı kanuna göre ihale edilen bir işten kaynaklandığı, sözleşmenin imzalanmasından sonra olağanüstü koşulların ortaya çıktığı, sözleşmenin ifasının davacı yönünden imkansız hale geldiği, davacı açısından mücbir sebeplerin var olduğu ve bu mücbir sebebin davacıdan kaynaklanmadığı görülmektedir. Bu nedenle davacı yönünden mücbir sebep oluştuğu kabul edilmeli ve ihtiyati tedbir kararının devamına karar verilmelidir.
6- Mevcut tüm olumsuz koşullara ve mücbir sebeplere rağmen davacı müvekkil, davalı idarece kendisine ihtarname gönderilmesi üzerine hazırlıklara başlamıştır. Ancak davalı idare, ihtarnameden sonra herhangi bir tespit yapmadan ve davacı müvekkilin hazırlık yapıp yapmadığını tespit etmeden, doğrudan fesih işlemi yapmış ve fesih kararını müvekkile tebliğ etmiştir. Davalı tarafından gönderilen ihtarname 20.01.2022 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir. Davacı, 24.01.2022 tarihli dilekçesi ile hazırlıkların devam ettiğini, ülkede yaşanan ekonomik kriz ve fiyat artışları nedeniyle malzeme temininin neredeyse imkansız olduğunu, hazırlıkların tamamlanarak işe başlanacağını bildirmiştir. Ancak davalı idare, gerekli kontrolleri yapmak yerine davacının sözleşmesini feshetmiştir.
7- Belirttiğimiz üzere, davacı açısından mücbir sebepler söz konusu olup bu nedenle davalı idarenin fesih kararı yasaya aykırıdır. Bu nedenle yerel mahkemenin, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yönündeki kararı yasaya aykırıdır. Tüm bu nedenlerle istinaf yoluna başvuruyoruz….” ifadelerini içeren gerekçelerle ara kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve feshin hukuka aykırılığının tespiti, davacının 1 yıl süreyle ihaleye girmesinin yasaklanmasının kaldırılması, teminat mektubunun iadesi davası; istinaf konusu istem ise mahkemece verilen 18.05.2022 tarihli itirazın kabulü ile, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/48 D.iş Esas, 2022/48 D.iş Karar sayılı kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına dair ara kararının istinafen incelenmesi talebidir.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nun kapsam başlığını taşıyan 2. maddesinde, aşağıda belirtilen idarelerin kullanımında bulunan her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalelerinin bu Kanun hükümlerine göre yürütüleceği belirtildikten sonra maddenin (a) bendinde “Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı, döner sermayeli kuruluşlar, birlikler (meslekî kuruluş şeklinde faaliyet gösterenler ile bunların üst kuruluşları hariç), tüzel kişiler.” olduğu düzenlemesi yer almaktadır.
4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nun teminat olarak kabul edilecek değerleri gösteren 34. maddesinin birinci fıkrasında teminat mektuplarının teminat olarak kabul edilecek değerler arasında kabul edildiği, son fıkrasında ise, her ne suretle olursa olsun, idarece alınan teminatların haczedilemeyeceği ve üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağı hususu emredici nitelikte düzenlenmiştir. 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 26. maddesi de aynı yönde düzenlemeyi haizdir. Her iki Yasada da genel ifadeler yer aldığından, resmi dairelere hitaben verilen her türlü teminat mektupları hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği hususu düzenlenmektedir.
4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 34. maddesinin son fıkrasındaki “Her ne suretle olursa olsun idarece alınan teminatlar haczedilemez ve üzerine ihtiyati tedbir konulamaz.” düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasına ilişkin olarak, Anayasa Mahkemesi’nin 19.06.2008 tarihli, 2005/138 Esas ve 2008/124 Karar sayılı kararı ile; kamu hizmetlerinin düzenli olarak aksatılmadan yürütülmesindeki kamu yararı gözetilerek taahhüdün ihale dökümanında yer alan hükümlere uygun olarak yerine getirilmesinin sağlanması amacıyla teminat alınmasında ve bu konuda bir sorun yaşanması olasılığına karşı da teminat üzerine haciz ve ihtiyati tedbir konulması yasaklanarak alacak haklarının sınırlandırılmasında Anayasa’ya aykırılık bulunmadığı, idarenin taraf olduğu sözleşmelerle diğerleri, aynı hukuksal özellikleri taşımadıklarından bunların aynı hukuksal konumda bulunmayan tarafları arasında eşitlik karşılaştırması yapılamayacağı, itiraz konusu kuralla kişilerin davacı veya davalı olarak, yargı mercileri önünde sahip oldukları anayasal hakların engellenmediği, mahkemelerin, açılmış olan davaları inceleyerek gerekli kararları vermekten alıkonulmamış olduğu, yargı yolunun herhangi bir şekilde kapatılmamış olduğu gerekçesiyle, iptal isteminin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından (Yargıtay 11. HD’nin 07.10.2013 t.li, 2012/17960 E. ve 2013/17760 K. sayılı kararı, Yargıtay 15. HD’nin 02.04.2013 t.li, 2013/1872 E. ve 2013/2283 K. sayılı kararı, Yargıtay 15. HD’nin 02.10.2013 t.li, 2013/5409 E. ve 2013/5373 K. sayılı kararı) (Adana BAM 6. HD’nin 09.05.2019 t.li, 2019/548 E. 2019/377 K. sayılı kararı, Ankara BAM 27. HD’nin 08.02.2018 t.li, 2018/52 E. 2018/81 K. sayılı kararı,
Antalya BAM 5. HD’nin 19.01.2021 t.li, 2021/65 E. 2021/27 K. sayılı kararı,
Bursa BAM 7. HD’nin 08.10.2020 t.li, 2020/1538 E. 2020/1048 K. sayılı kararı, Erzurum BAM 1. HD’nin 17.03.2017 t.li, 2017/131 E. 2017/99 K. sayılı kararı,
İstanbul BAM 15. HD’nin 21.09.2020 t.li, 2020/1239 E. 2020/877 K. sayılı kararı, Konya BAM 5. HD’nin 13.02.2019 t.li, 2019/79 E. 2019/93 K. sayılı kararı, Kayseri BAM 4. HD’nin 06.02.2020 t.li, 2020/60 E. 2020/92 K. sayılı kararı, Sakarya BAM 5. HD’nin 08.11.2019 t.li, 2019/709 E. 2019/681 K. sayılı kararı, Samsun BAM 1. HD’nin 18.04.2019 t.li, 2019/857 E. 2019/829 K. sayılı kararı) da 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nu kapsamında idare tarafından alınan teminat mektuplarının üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağı hususu kabul edilmiştir.

Bu bilgiler ışığında somut olayda davacı yüklenici vekili tarafından davalı idare ile aralarından 17.12.2021 tarihli İzmir ili, 2. kısım, ilçelerinin cadde, sokak ve bulvarlarında kanal bakım onarım inşaatı işine ait sözleşmeye dayalı olarak; davalı idarece yapılan feshin hukuka aykırılığının tespiti; 14.12.2021 tarihli teminat mektubunun iadesi davacının 1 yıl süreyle ihalelerden yasaklanma kararının kaldırılması, haksız fesih nedeniyle uğranılan 1.000,00 TL tutarında karın, fesihten itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalıdan tahsili için dava açılmış, ilk derece mahkemesi tarafından 18.05.2022 tarihli ara kararı ile, değişik iş dosyasıyla İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen ihtiyati tedbir kararına davalı vekilinin itirazı kabul edilerek İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/48 D.iş, 2022/48 D.iş Karar sayılı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiş, bu ara kararına karşı davacı yüklenici vekili istinafa başvurmuştur.
İlk derece mahkemesi tarafından ihtiyati tedbirin kaldırılması ara kararı, 4734 Sayılı Kanun’un 34/son maddesine uygun nitelikte bulunmakla; ayrıca dava konusunun da yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla HMK 389 maddesinde aranan koşulların mevcut olayda mevcut kabul edilemeyeceği ve ilk derece mahkemesi kararında da yeterli gerekçenin gerekçeli ara kararında belirtildiği kanaatine varılmakla, istinaf isteminin HMK 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği görüşü oluşmuştur.
Her ne kadar davacı avukatı tarafından istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararını istinaf etmiş ise de; ilk derece mahkemesi ara kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla davacı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/193 Esas sayılı dosyasından verilen 18.05.2022 tarihli ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı avukatının bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle alınması gerekli 133,00 TL tedbir harcı, peşin olarak yatırılan 80,70 TL harçtan mahsubu ile kalan 52,30 TL harç bedelinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 25.07.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.