Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1104 E. 2022/1002 K. 25.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1104
KARAR NO : 2022/1002

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/444
DAVA TARİHİ : 31.05.2022
ARA KARAR TARİHİ : 01.06.2022
TALEP : İhtiyati Haciz
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 25.07.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 25.07.2022

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/444 Esas sayılı dosyasından verilen 01.06.2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 31.05.2022 tarihli, ihtiyati haciz istemli dava dilekçesinde özetle; davalının yapabileceği kötü niyetli devirler ile koydurabilecekleri muvazaalı hacizler nedeniyle para alacağının teminat altına alınması için davalı … Şti. adına kayıtlı menkul, gayrimenkul ve 3. şahıslardaki hak ve alacakları üzerine haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 2022/444 Esas sayılı dosyasından verilen 01.06.2022 tarihli ara kararında özetle; “…Dosya kapsamı incelendiğinde; Alacağın varlığı miktarı ve kusur durumları nazara alınmak suretiyle davacının ihtiyati haciz talebinin yargılamayı gerektirdiğinden başta belirtilen hususların bu aşamada tespiti yapılmadığından ihtiyati haciz talebinin İİK’nın 72/2 maddesi gereğince reddine…” ifadelerini içeren gerekçelerle ihtiyate tedbir mahiyetindeki ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 14.06.2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “…1-2004 Sayılı İİK’ nın 257. Maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” Şeklinde hüküm kurulmuş olup ihtiyati haczin şartları sayılmıştır. Müvekkil şirket sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiş ve işi tamamlamıştır. Buna rağmen davalı tarafça ödeme yapılmaması üzerene söz konusu alacağımıza ilişkin davalı tarafa İzmir 21.Noterliği 08.03.2022 tarihli 10730 yevmiye no’lu ihtarname gönderilmiş ve ihtarname tebliğ edilmişse de yine bir sonuç alınamamış ve ödeme gerçekleşmemiştir.
2- Nitekim Yüce Yargıtay’ da muacceliyet konusunda yaklaşık ispatın yeterli olacağını kabul etmiştir….
3-Yerel Mahkeme tarafından, sunulan bilgi, beyan ve belgeler tam olarak incelenmeden yalnızca alacağın varlığının yargılamayı gerektireceğinden bahisle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Zira Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/12378 Esas 2014/16448 Karar ve 18/11/2014 Tarihli kararında da “İcra ve İflas Kanunu’nun 258. maddenin 1. fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur…”. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Bununla birlikte, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir (HMK m.200). Somut olayda, müvekkil şirket ile davalı şirket arasındaki … Tesislerinde bakım onarım yapılması işleri ile ilgili 05.10.2021 tarihli sözleşme, müvekkilin yaptığı işe ilişkin fotoğraflar ve İzmir 21.Noterliği 08.03.2022 tarihli 10730 yevmiye no’lu ihtarname delil olarak sunulmuştur. Ayrıca İİK’nın 264. maddesine göre ihtiyati haczi tamamlayan merasim çerçevesinde, ihtiyati hacze konu her alacağın genel ilke olarak yargılamayı gerektirebileceği dikkate alınmalıdır….” Şeklinde hüküm kurmuş olup alacağın sadece yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile ihtiyati haczin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Ek-1: Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/12378 Esas 2014/16448 Karar ve 18/11/2014 Tarihli kararı)
4-Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için yasada öngörülen şartlar oluşmuş olup, Yerel Mahkeme tarafından eksik araştırma ve inceleme neticesinde söz konusu ihtiyati haciz talebimizin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. …” ifadelerini içeren gerekçelerle arakarının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası, istem ihtiyati haciz isteminin reddi ara kararının istinafen incelenmesi talebidir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258. maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265. maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Somut olayda davacı yüklenici vekili; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası açarak 107.154,00 TL’nin temerrüt faizi ile tahsilini talep etmiş, teminatsız olarak ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesi 01.06.2022 tarihli ara kararı ile alacak yargılamayı gerektirdiği için ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, bu ara kararına karşı davacı yüklenici vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dava konusu alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiği için mevcut şartlar itibariyle İ.İ.K. 257 maddesinde aranan yasal koşulların eldeki dava için oluşmadığı; ilk derece mahkemesi tarafından verilen ihtiyati haciz isteminin reddi ara kararının doğru olduğu kanaatine ulaşılmakla istinaf isteminin HMK 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi ara kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/444 Esas sayılı dosyasından verilen 01.06.2022 tarihli ara kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı avukatının bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 133,00 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan toplam 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 52,30 TL harç bedelinin davacıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 2004 sayılı İİK’nın 258/(3) ve 6100 sayılı HMK’nın 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 25.07.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.