Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/873 E. 2021/932 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/873
KARAR NO: 2021/932
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/389
KARAR NO : 2016/577
DAVA TARİHİ: 13/01/2014
KARAR TARİHİ: 28/12/2016
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 13.07.2021
KARARIN YAZ. TARİH : 16.07.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen 28.12.2016 tarih ve 2014/389 Esas, 2016/577 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın Dairemize gönderildiği ve Dairemizin 19.04.2017 tarih ve 2017/299 Esas, 2017/285 Karar sayılı kararı ile dosyada temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildiği ve davalı … avukatı ile davalı … avukatı tarafından temyiz yolun yoluna başvurulduğu, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 25.03.2021 tarih ve 2020/3186 Esas, 2021/198 Karar sayılı bozma kararı uyarınca yeniden inceleme yapılmak üzere Dairemize gönderildiği ve Dairemizin 2021/873 Esas sırasına kaydının yapıldığı, Dairemizin 13.07.2021 tarih ve 2021/873 Esas, 2021/932 Karar sayılı kararı ile duruşmalı olarak son verilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 13/01/2014 tarihli dava dilekçesinde, açıklama dilekçelerinde ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı kooparatifin, … İli, … İlçesi, … … ada, … parsel sayılı taşınmazı üzerinde 08/09/2006 tarihli yapı ruhsatına uygun tatil köyü inşa etmek amacıyla, davalılardan … (bundan sonra birinci yüklenici şirket olarak anılacak) ile, 06/09/2010 tarihinde sözleşme imzalandığını yer tesliminin yapılıp, işlere başlanıldığını, 06/09/2010 tarihli sözleşmedeki koşulların aynen kabulü ile, işin yapımına katkı yapması için davalılardan …’ni (bundan sonra ikinci yüklenici olarak anılacak) dahil ederek, her iki şirketin anlaştıklarını, bu hususta 14/04/2013 tarihli genel kuruldan alınan yetki ile, her iki şirketin tarafı olduğu 23/04/2013 tarihli ek sözleşmeyi davalı … ve diğer davalı …’ın müteselsil kefil olarak imzaladıklarını;
İşin tamamlanamaması üzerine, yarım kalan işin tamamlanması için, davalı kooperatif yöneticileri, davalı … ve davalı …’ın görüşmeleri, 06/09/2010 ve 23/04/2013 günlü sözleşmeler ile mutabakata varmaları, 13/09/2013 tarihinde birinci yüklenici şirket ve ikinci yüklenici şirket tarafından önceki sözleşmelerin sona erdirilmesi, birinci yüklenici ve ikinci yüklenici şirketin yaptıkları harcamaların davacı tarafından karşılanması ve davacının kooperatif ile yeni bir yapım sözleşmesi yapabilmesi için protokol düzenlediklerini, bu protokol çerçevesinde yapılan görüşmeler sonucunda kooperatifin 15/09/2013 tarihli genel kurul toplantısında 15/09/2013 tarihli yüklenici-alt yüklenici şirketlerin önerisi de okunmak suretiyle genel kurul tarafından kooperatif yönetimine davacı ile sözleşme yapılması konusunda yetki verildiğini, bu yetki sonucunda müvekkili şirket ile davalı … temsilen yönetim kurulu üyeleri … ve … arasında 19/09/2013 tarihli yapım sözleşmesinin imzalandığını,
Bu amaçla; alt yapı, arıtma, tesisat, elektrik, mermer, alçı-sıva, mantolama, boya, çatı, kalıp, peyzaj, tefriş (mobilya ve beyaz eşya), kapı imalat ve montajlarına ilişkin taşeron firma ve kişilerle görüşmeler ve sözleşmeler yapılarak mahallinde yapım işine kaldığı yerden tekrar başlandığını,
Davacının sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, bu bağlamda davalı ikinci yüklenici şirket ortaklarından …’a toplam 1.300.000,00 TL tutarlı Ankara’da bulunan iki adet taşınmazı devrettiğini ve 300.000,00 TL parayı ödediğini, ayrıca davalı birinci yüklenici şirket adına ve davalı ikinci yüklenici şirkete ortak olması bakımından davalı … nam hesabına 297.350,00 TL para ödemesi yapıldığını ve … ile … arasında 5.000.000,00 TL tutarlı barter sözleşmesi yapıldığını, buna ilişkin hesap açılarak barter swap çekinin kendisine teslim edildiğini, böylece her iki yüklenicinin devralınan yapım işindeki imalatların karşılığının tam olarak kendilerine ödendiğini, birinci ve ikinci sözleşmelerin taraflarınca usulüne göre sona erdirildiğini, bedeli ödenen imalatlarının zilyetliğinin de davacı şirkete geçtiğini,
Sözleşme konusu 148 villa ve sosyal tesis yapım işi için davacıya … ada … parselde kooperatif adına kayıtlı taşınmazın devrinin kabul edildiğini, bunun karşılığında davacının davalı kooperatife 17 villayı anahtar teslimi ve projesine uygun olarak teslim yükümlülüğü altına girdiğini, yapımı öngörülen diğer villaların ve sosyal tesisin davacıya kalacağının kabul edildiğini, davalı kooperatifin mülkiyeti devir yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve bundan kaçındığını, sonuçta sözleşmenin kurulmasından yaklaşık 1 ay sonra, önce işin durdurulduğunu, ardından 14/11/2013 tarihinde haklı nedene dayanmadan işin feshedildiğini,
Anılan sözleşmenin imzalanmasından sonra, davacının edimlerini yerine getirmesi üzerine davalı kooperatif ile birinci ve ikinci yüklenici arasında 04/10/2013 tarihli “fesih sözleşmesi ve feragatname” başlıklı sözleşme imzalandığını, yaptıkları imalatların şirkete devredildiğinin ve kooperatiften bu kişilerin hak ve alacaklarının kalmadıklarının ve 23/04/2013 tarihli ek sözleşmenin feshinin kararlaştırıldığını,
Kooperatif ile akdedilen sözleşme kapsamında 19/09/2013 tarihli sözleşmenin 4.maddesi gereğince sözleşme konusu taşınmaz üzerine kooperatifin borçları nedeniyle konulan hacizlerin sonucunda yapılacak icra satışının durdurulması amacıyla kooperatif adına davacı tarafından ödemeler yapıldığını, yine kooperatife ait vergi borçları ve muhtelif masrafların da kooperatif yönetiminin talebi doğrultusunda davacı tarafından ödendiğini, bu ödemelerin toplam tutarının 250.975,74 TL olduğunu bildirerek,
a)Davalı ikinci yüklenici şirketin ortaklarından …’a toplam 1.300.000,00 TL tutarlı Ankara’da bulunan 2 adet taşınmazın devredilmesi ve 300.000,00 TL paranın ödenmesi, birinci yüklenici şirket adına ve ikinci yükleniciye de ortak olması bakımından davalı … nam hesabına 297.350,00 TL olmak üzere toplam 1.897.350,00 TL,
b)Davalı kooperatif adına icra satışlarının durdurulması için icra dosyalarına ödenen paralar ve davalı kooperatife ait vergi borçları ve muhtelif masraflar toplamı 250.975,74 TL,
c)Kooperatif inşaatının tamamlanması amacıyla ev kiralanması, otel masrafları, araç kiralanması, akaryakıt masrafları, tapu harçları, elektrik masrafları, banka ekspertiz ücreti ve sair masraflar, alt yüklenicilerle yapılan sözleşmeler nedeniyle alt yüklenicilere yapılan ödemeler, çalışanlara yapılan ödemeler, üçüncü kişilere yapılan ödemeler, satın alınanlar ve diğer masraflar toplamı 301.674,26 TL,
d)İşin tamamlanması halinde elde edilecek gelirin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250.000,00 TL olmak üzere toplam 2.700.000,00 TL’nin davalı kooperatiften tahsiline,
Belirtilen miktar içerisinde kalan 1.600.000,00 TL’lik kısmının yukarıdaki hususla tahsilde tekerrür teşkil etmemek kaydı ile davalılar …, … ve …’dan fesih tarihi 04/11/2013’ten itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline,
ve yine 297.350,00 TL’lik kısmının davalılardan … ve …’dan fesih tarihi 04/11/2013’ten itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline,
Davalı kooperatifin haklı nedene dayanmayan fesih bildirimi ile sona eren yapım sözleşmesinin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı kooperatif avukatı 17/02/2014 havale tarihli cevap dilekçesi ve 08/04/2014 havale tarihli ikinci cevap dilekçesi ile özetle; dava dilekçesinin yasal unsurları taşımadığını, davacı ve davalı kooperatif arasında adi şekilde imzalanan 19/09/2013 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğunu, genel kurulda yönetim kuruluna tapu devri konusunda yetki verilmediğini, davacı tarafın sözleşme ile yükümlendiği edimlerini yerine getirmediğini, sözleşme gereğince 13/01/2014 tarihine kadar davacı tarafın 425.000,00 TL ödeme yapmış olması gerekmesine rağmen dava dilekçesine ekli hesap ekstresinde 13/12/2013 itibariyle 250.975,00 TL ödeme yapıldığının beyan edildiğini, davacı taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu, iddiasını ispat etmesi gerektiğini, Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/410 E.sayılı dosyası ile kooperatif tarafından davacı hakkında men’i müdahale davası açıldığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Diğer tüm davalılar cevap dilekçeleri ile özetle; dava konusu inşaata başlandıktan sonra davacı şirketle yapılan imalatların devri için belli şartlarda uzlaşma sağlandığını ve sözleşmeler akdedildiğini, davacı tarafın devir sözleşmesinden sonra taahhüt ettiği nakit ödemelerin büyük bir kısmını ve barter sistemi ile ödemesi gereken hiçbir taahhüdü ve barter ödemesini yerine getirmediğini, davalı …’ya ayrıca barter usulü ile devir yoluyla ilgili ödeme yapılması gerektiği halde hiçbir ödeme yapmadığını, davalı kooperatifin icra takibine konu tüm borçlarının ödenmediğini, davacının taahhütlerini yerine getirmediği için ve verilmesi gereken banka teminat mektuplarını da vermediği için temerrüde düştüğüne ve kooperatifçe sözleşmenin feshedildiğini, ayrıca davalı …’a devredilen taşınmazların gerçek değerinin gizlendiğini, piyasa değerlerinin iki katı fazla bir değerle devrinin yapıldığını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 28/12/2016 tarih, 2014/389 Esas ve 2016/577 Karar sayılı kararında özetle; ”… A)13/09/2013 tarihli sözleşmede; …, …, … ada … parselde kayıtlı 26 nolu bağımsız bölümün değerinin 450.000,00 TL olarak, …, …, … … ada …parselde kayıtlı … blok … nolu dairenin değerinin 850.000,00 TL olarak kararlaştırılmasına, bu iki bağımsız bölümün davacı tarafından davalı …’a devredilmesine, keza 300.000,00 TL banka havalesinin yine …’a ödenmesine, davalı …’ın diğer davalı …’nin ortağı ve birinci başkanı olmasına, böylece tüm dosya içeriği ve dava konusu hukuki ihtilafta …’ın davranışları ve fonksiyonuna göre, üçüncü kişilerle hukuki ilişkilerinde şirket tüzel kişiliği ile davalı …’ın gerçek kişiliğinin birbirine karışmış olduğu ve her ikisinin tek hukuki kişilik olarak kabul edilmesinin gerektiği anlaşıldığından, belirlenen 1.600.000,00 TL bu menfi zarardan davalılar … ve …’ın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının kabulü gerektiği;
B)Tüm dosya kapsamı, davacının ticari defterleri ile davacının … ve … hesabına yapılan ödemenin toplamda 283.500,00 TL olduğu, 5.000.000,00 TL tutarlı barter swap çekinin ödendiğini ispatlanamadığı belirlendiği;
Davalı …’nun adı geçen şirketin yönetim ve temsile yetkili tek kişi olmasına, tüm dosya içeriği ve dava konusu hukuki ihtilafta …’nun davranışları ve fonksiyonuna göre, üçüncü kişilerle hukuki ilişkilerinde şirket tüzel kişiliği ile davalı …’in gerçek kişiliğinin birbirine karışmış olduğu ve her ikisinin tek hukuki kişilik olarak kabul edilmesinin gerektiği anlaşıldığından, 283.500,00 TL bu menfi zarardan davalılar … ve … ‘nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının kabulünün zorunlu olduğu;
Fazlaya ilişkin istemin dosya içeriğine ve olaya uygun düşmediği, keza bu bağlamda 1.600.000,000 TL zarara ilişkin olarak davalı …’yu sorumlu kılacak hukuki bir dayanak bulunmadığı, davacının iddia ettiği gibi 23/04/2013 tarihli sözleşmeden dolayı davalının davacıya karşı sorumlu olamayacağı, zira sözleşmelerin nisbiliği ilkesi gereği sözleşmede taraf olmayan davacının bu sözleşmeye dayanarak hak ve alacak talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından adı geçen davalılar hakkındaki fazlaya ilişkin istem yersiz bulunduğu;
C)Yine dosya içeriği, davacı ve davalı kooperatifin ticari defterleri ile; davacı tarafından davalı kooperatif lehine İzmir 8.İcra Müdürlüğünün 2011/7076 E.sayılı dosyasına 84.450,00 TL; …’e 29.615,00 TL, …ne 26.187,24 TL, …’e 15.000,00 TL, kooperatif SGK borcu 9.720,51 TL, İzmir 8.İcra Müdürlüğünün 2011/2075 E.sayılı dosyasına 85.753,19 TL olmak üzere toplam 250.725,94 TL ödeme yaptığı, bu tutarı aşkın alacak iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, belirlenen 250.725,94 TL menfi zararı davalı kooperatif davacıya ödemekle yükümlü olduğu;
Davacı tarafından dava konusu olay nedeniyle diğer davalılara yapılan 1.600.000,00 TL ve 283.500,00 TL gibi ödemelerin geçersiz sözleşmeye dayanması ve geçersiz sözleşme çerçevesinde yapılan ödemelerin ancak yapıldığı kişilerden istenmesinin mümkün olması karşısında, davacının bu ödemeleri davalı kooperatiften de talep etmesi hukuka uygun görülmediği;
Bunun dışında, sözleşmenin geçersizliği halinde ancak menfi zararların istenebilmesi mümkün olduğundan, menfi zarar niteliğinde olmayıp müspet zarar kapsamında kalan 250.000,00 TL kar mahrumiyetinin (işlerin tamamlanması halinde elde edilecek gelirin) davalı kooperatiften tahsili yönündeki davacı talebi hukuki dayanaktan yoksun bulunduğu” gerekçesi ile;
”I-Davacı tarafından tüm davalılar hakkında açılan davalarla ilgili olarak:
A)1.600.000,00 TL’sının dava tarihi 13/01/2014 ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılar …ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
B)283.500,00 TL’sının dava tarihi 13/01/2014 ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
Adı geçen davalılar hakkındaki fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
C)250.725,94 TL’sının dava tarihi 13/01/2014 ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’nden tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı … hakkındaki fazlaya ilişkin ve sair taleplerin REDDİNE,
II-Alınması gerekli 145,788,97 TL ilam harcından 46.109,25 TL peşin ilam harcının mahsubu 99.679,72 TL ilam harcının %75 oranına tekabül eden kısmının davalılar …ve …’dan müştereken ve müteselsilen, %13 oranına tekabül eden kısmının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen, %12 oranına tekabül eden kısmının davalı kooperatiften tahsili ile hazineye gelir kaydına” karar verilmiştir.
Hükmün davacı avukatı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin 19.04.2017 tarih ve 2017/299 Esas, 2017/285 Karar sayılı kararı ile yapılan değerlendirme sonucunda; ”…Dava, davacı ile davalı kooperatif arasında akdedilen tatil köyü inşa etme sözleşmesinin feshinden kaynaklanan tediye edilen paraların, şeylerin, yapılan masrafların ve mahrum kalınan karın tahsili istemlerine ilişkindir.
Davalı kooperatife ait, … İli, … İlçesi, …, … ada, … parselde kayıtlı taşınmazı üzerine 08/09/2006 tarihli yapı ruhsatına uygun tatil köyü inşa etme amacıyla davalılardan birinci yüklenici şirket ile 06/09/2010 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. Yer tesliminin yapılıp işlere başlandığı, bilahare 06/09/2010 tarihli sözleşmedeki koşulların aynen kabulü ile işin yapımına katkı yapması için davalılardan ikinci yüklenici şirketin dahil edilerek her iki şirket anlaşmışlardır. Bu hususta 14/04/2013 tarihli genel kuruldan alınan yetki ile her iki şirketin taraf olduğu 23/04/2013 tarihli ek sözleşmeyi davalı … ve diğer davalı …’nun müteselsil kefil olarak imzalamışlardır.
İşin tamamlanamaması üzerine yarım kalan işin tamamlanması için davalı kooperatif yöneticileri, davalı … ve davalı …’ın görüşmeleri, 06/09/2010 ve 23/04/2013 günlü sözleşmeler ile mutabakata varmaları, 13/09/2013 tarihinde birinci yüklenici şirket ve ikinci yüklenici şirket tarafından önceki sözleşmelerin sona erdirilmesi, birinci yüklenici ve ikinci yüklenici şirketin yaptıkları harcamaların davacı tarafından karşılanması ve davacının kooperatif ile yeni bir yapım sözleşmesi yapabilmesi için protokol düzenledikleri, bu protokol çerçevesinde yapılan görüşmeler sonucunda kooperatifin 15/09/2013 tarihli genel kurul toplantısında 15/09/2013 tarihli yüklenici-alt yüklenici şirketlerin önerisi de okunmak suretiyle görüşüldüğü, bunun sonucunda davacı şirket ile davalı … temsilen yönetim kurulu üyeleri … ve … arasında 19/09/2013 tarihli yapım sözleşmesi imzalanmıştır.
Bu sözleşmeden önce birinci ve ikinci yüklenici şirketlerin kooperatifle yaptıkları sözleşme konusu taşınmazın haklarını davacıya devrettiği ve taşınmazın zilyetliğini davacıya bırakmışlardır.
Bu sözleşme kapsamında davacının, davalı ikinci yüklenici şirket ortaklarından …’a Ankara’da bulunan iki adet taşınmazı devrettiği, diğer davalılara muhtelif tarihlerde ve sebeplerle ödemeler yaptığı, yine davalı kooperatif borçlarının davacı tarafından ödendiği anlaşılmaktadır.
Davacı şirket ve davalı kooperatif arasında akdedilen sözleşme ile 148 villa ve sosyal tesis yapımına karşılık davacıya … ada … parselde kooperatif adına kayıtlı taşınmazın devrinin yapılması ve davacının, davalı kooperatife 17 villayı anahtar teslimi ve projesine uygun olarak teslim etmesi kararlaştırılmıştır.
Sözleşme konusu taşınmazın tapu kaydı, davalı kooperatif tarafından davacıya devredilmemiştir.
14/11/2013 tarihinde sözleşmenin davalı kooperatif tarafından feshedildiği hususlarında taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu, dava dilekçesinde yasal unsurların eksik olup olmadığı, davacı ve davalı kooperatif arasında akdedilen 19/09/2013 tarihli kat karşılığı yapım işine dair sözleşmenin geçerli olup olmadığı, buna bağlı olarak davacının dava dilekçesinde belirtilen alacak taleplerinin hukuka uygun olup olmadığı, dava konusu alacağı mevcutsa bu alacakların tutarının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Yerel mahkemenin gerekçeli kararında da açıklandığı üzere, davacının dava dilekçesinde taleplerin ileri sürülüş şekli ve mahiyetleri, olayın özelliği ve şartları, davalı kooperatifin 15/09/2013 tarihli genel kurulunda konu ile ilgili alınan kararlar, kooperatifin konu ile ilgili faaliyetlerinin işleyişinden davacının haberdar olması dikkate alındığında, davacı ile davalı kooperatif arasındaki ilişkinin eski yüklenicinin sözleşmesinin devri niteliğinde değil; tamamen yeni bir inşaat sözleşmesi olduğunun kabulü gerekmiştir.
19/09/2013 tarihli sözleşme ile, yükleniciye tapunun derhal devredilmesi, yüklenicinin de kooperatifin hakkının teminat altına alınması için devralınan taşınmaz üzerinde kooperatif lehine ipotek kuracağı, yüklenicinin inşaatı yaptıktan sonra belli bir süre içinde kooperatife kalacak bağımsız bölümleri (17 adet) kooperatife devredeceği öngörülmüştür. Buradaki üç borç da adi yazılı sözleşme içinde akdedilmiştir. Her ne kadar davacı, çoğunluğu eski yüklenicilere olmak üzere yaptığı ödemeleri göstererek,şekle aykırılığın dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını ileri sürmüş ise de davalı kooperatifin sözleşmenin akdinden sadece 40 gün sonra, davacıya keşide ettiği Bergama 2. Noterliği’nin 28/10/2013 tarih ve 9715 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile inşaata başlanmamasını istediği ve bundan da 16 gün sonra da, davacıya keşide ettiği Ankara 25. Noterliği’nin 11/11/2013 tarih ve 30960 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile de sözleşmeyi feshettiği, başka deyişle bu sözleşmenin kendisini bağlamadığını iddia ettiği, arada geçen sürenin çok kısa olması ve önemli bir inşaat faaliyetinin yapılmaması karşısında sözleşmenin şekle aykırılığının ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan, davalı kooperatifin 15/09/2013 tarihli genel kurulunda yeni yüklenici ile sözleşme yapılması konusunda olumlu bir karar alınmıştır. Fakat aynı genel kurulun 5.maddesinde “1-17’ye kadar dusleks apartların bitmiş olarak yönetime teslim edilmesi karşılığı tapu devri yapmak üzere yönetime yetki verilmesi…oybirliği ile reddedildi” 7.maddesinde ise “eski sözleşmenin feshedilmesi ve yeni şirketle yeni sözleşme yapılması ve tapu devrinin olmaması görüşüyle yönetim kurulu ve denetim kurulu istifa etmiştir” hükümleri yer almaktadır. Bu kooperatif genel kurul kararları bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda, yönetime verilen yetkinin tapunun derhal devrini içeren bir sözleşme yönünde olmayıp normal bir kat karşılığı inşaat sözleşmesine yönelik olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Eşdeyişle, akdedilen 19/09/2013 tarihli sözleşmeye göre tapunun tamamı derhal yükleniciye devredilecektir fakat genel kurulun 5.maddesinde bu yöndeki bir devrin uygun görülmediği açıktır. Kooperatif genel kurulunda davacı şirket yetkilileri bulunduğuna göre bu yetki sınırlamasından haberdar olmadıkları iddia edilemez.
Bu açıklamalar karşısında, gerek şekle aykırılık gerek yetki yokluğu nedeniyle davacı ve davalı kooperatif arasında akdedilen 19/09/2013 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda, davacı yüklenici geçersiz sözleşme nedeniyle müspet zarar talebinde bulunamaz; bu sözleşme nedeniyle yaptığı ödemeleri ödeme yapılan kişilerden geri isteyebilir. Başka deyişle, davacı taraf bu sözleşme ilişkisi nedeniyle kime ne ödeme yapmış ise ondan bunları geri isteyebilir. Bu iade istemi aynen gerçekleşir; aynen iade mümkün değil ise nakden iadesi mümkün olmalıdır.
Bu açıklamalar çerçevesinde: yerel mahkemece oluşturulan gerekçe ve buna uygun hüküm fıkrası dairemizce yerinde görülmüştür. Ancak, bilirkişi kurulunun 15/06/2015 tarihli kök ve 14/10/2016 tarihli ek raporlarına göre; davacı şirket tarafından, davalı kooperatif lehine, İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2011/7076 E.sayılı dosyasına 84.450,00 TL; …’e 29.615,00 TL, …ne 26.187,24 TL, …’e 15.000,00 TL, kooperatif SGK borcu 9.720,51 TL, İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2011/2075 E.sayılı dosyasına 85.753,19 TL olmak üzere, toplam 250.725,94 TL ödeme yaptığı; ayrıca 170.266,50 TL daha olmak üzere toplamda 420.992,44 TL ödeme yaptığı, bu tutarı aşan alacak iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, belirlenen 420.992,44 TL menfi zararı, davalı kooperatifin davacıya ödemekle yükümlü olduğu kanaatine dairemizce varılmakla davacının istinaf başvurusunun bu yönden kısmen kabulü gerekmiştir.
Davacı avukatının istinaf başvurusunun, kısmen kabulü ile, istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına” dair karar verilmiştir.
Anılan bu kararın bu kez davalı … avukatı ile davalı … avukatı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 25.03.2021 tarih ve 2020/3186 Esas, 2021/1198 Karar sayılı ilamı ile; “…Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve kar kaybının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın tüm davalılar bakımından kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 19.04.2017 tarih 2017/299 esas, 2017/285 karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tüm davalılar bakımından kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar davacı vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davacı yüklenicinin tüm, davalı …’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Davacı yüklenici ile davalı arsa sahibi … arasında 19.09.2013 tarihinde düzenlenen adi yazılı sözleşme ile davacı yüklenici 08.09.2006 tarihli yapı ruhsatı ile daha önce yapımına başlanan 148 villalık sitenin kalan kısmının kat karşılığı yapım işini üstlenmiştir.
Davacı ile davalı kooperatif arasındaki 19.09.2013 tarihli sözleşme tapuda pay devrini gerektirmekte olup, tapuda pay devrini içeren sözleşmelerin geçerliliği resmi şekilde veya noterde düzenleme biçiminde yapılmasına bağlıdır. Aksi takdirde yapılan sözleşme geçerli değildir. Dava konusu somut olayda davacı yükleniciye pay devri yapılmadığı gibi yüklenici de edimini büyük oranda yerine getirmiş değildir. Bu nedenle 19.09.2013 tarihli sözleşmenin geçerli hale geldiğinden (resmi şeklin gerçekleşmediğinin iddia edilmesinin iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığından) söz edilemez. Bu durumda ilk derece mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince davacı ile davalı kooperatif arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğu ve davacı yüklenicinin geçersiz sözleşme uyarınca yaptığı ödemeleri, ödeme yaptığı kişilerden geri isteyebileceğinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki; dava dilekçesinde davacı vekili, diğer davalılarla ilgili talepleri yanında, davacı yüklenici şirketin sözleşme nedeniyle yaptığı tüm masrafların tespiti ile bu kalem alacakları için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.700.000,00 TL’nin davalı kooperatiften tahsilini istemiş, 27.01.2014 tarihli açıklama dilekçesinde bu miktarın 1.897.350,00 TL’sinin davacı şirketçe “sözleşme öncesi hazırlık dönemi dahil sözleşme nedeniyle yapılan masrafların dava edilen bölümü” 552.650,00 TL’sinin “işin ifası için sözleşme sonrası yapılan harcamaların dava edilen bölümü” ve 250.000,00 TL’sinin ise “işin ifası için elde edilecek gelirin dava edilen bölümü” olduğunu beyan etmiş, 03.03.2014 tarihli dilekçesinde de açıklama dilekçesinde sözü edilen 552.650,00 TL’nin 250.975,74 TL’sinin “davalı kooperatif adına icra satışlarının durdurulması için icra dosyalarına ödenen ve davalı kooperatife ait vergi borçları ve muhtelif masraflara ilişkin kooperatif yönetiminin talebi doğrultusunda ödenen bedel” olduğunu, 301.674,26 TL’sinin ise davacı yüklenici şirketin sırf bu kooperatif inşaatının tamamlanması amacıyla “ev kiralanması, otel masrafları, araç kiralanması, akaryakıt masrafları, elektrik masrafları ve sair masraflar ile alt yüklenicilerle yapılan sözleşmeler, bunlara yapılan ödemeler, çalışanlara yapılan ödemeler, 3. kişilere yapılan ödemeler ve diğer masraflar” olduğunu açıklayarak bunlara ilişkin belgeleri dava dilekçesi ekinde “ek-18” ve “ek-19” olarak sunduklarını açıklamıştır.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan 15.06.2015 tarihli raporda, davada talep edilen 552.650,00 TL’lik alacak kalemi bakımından “davacının davalı kooperatif borçlarının ödenmesi için 250.975,74 TL ödemede bulunduğu, bunun dışındaki ödemelerin somut biçimde liste halinde açıklanması gerektiği” belirtilmiştit. Davacı vekili 07.07.2014 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde 250.975,74 TL dışında kalan 301.674,26 TL’ye ilişkin dava dilekçesine “ek-18” ve “ek-19” olarak sundukları tüm belgeleri tekrardan mahkemeye sunduklarını belirterek, anılan dilekçede 28 kalem halinde taleplerini göstermiştir. Bilirkişi kurulundan alınan 14.10.2016 tarihli ek raporda davacının 28 kalem halinde gösterdiği belgeler incelenmiş, sunulan inşaat malzemeleri faturaları bakımından davacı yüklenicinin faturasını almış olduğu malzemenin dava konusu şantiyede kullanılarak imalata dönüştüğünü ispat edemediği gibi fatura konusu malzemelerin şantiye sahasındaki depolarda ihzar edildiğini de ispat edemediği, bu nedenle dosyada bulunan inşaat malzemesi faturalarının davacı alacağı olarak hesaba alınamayacağı belirtilmiş, ancak davacının talebi dikkate alınarak ne miktarda hüküm kurulacağının takdirinin mahkemede olduğu beyan edilerek ihtimalli hesaplama yapılmış, davacı yüklenicinin 2013 ve 2014 yılı yevmiye defterleri incelenerek davacı tarafından talep edilen 301.674,26 TL ödemeye karşılık davacının incelenen ticari defterlerinde olmayan ödemeler ve faturalar çıkarıldığında davacının 3. kişilere kooperatif inşaatının tamamlanması amacıyla yaptığı ve kendi ticari defterlerine işlediği 170.266,50 TL ödemeyi davalı kooperatiften isteyebileceği sonucuna varılmıştır.
İlk derece mahkemesince “davacı tarafından davalı kooperatif lehine 3. kişilere ve kurumlara 250.725,94 TL ödeme yapıldığı, bu tutarı aşkın alacak iddiasının ispatlanamadığı” gerekçesiyle davacının davalı kooperatife yönelik 170.266,50 TL’lik talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi tarafından ise ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davalı kooperaitf bakımından kurulan hükümde “davalı kooperatifin davacı yükleniciye karşı 250.725,94 TL yanında ayrıca 170.266,50 TL daha olmak üzere toplamda 420.992,44 TL’den de sorumlu olduğu” belirtilerek 420.992,44 TL’nin davalı kooperatiften tahsiline karar verilmiştir. Davalı kooperatif vekili temyiz dilekçesinde kararın 170.266,50 TL’lik kısmını temyize konu ettiklerini belirtmiştir.
Geçersiz sözleşme uyarınca taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebilirler ise de, davacı tarafından 3. kişilere kooperatif inşaatının tamamlanması amacıyla yapıldığı iddia edilen 170.266,50 TL’lik ödemenin sözleşme konusu kooperatif inşaatı için yapıldığı davacı tarafından kanıtlanamamıştır. Gerçekten, davacı tarafından 19.09.2013 tarihli sözleşme uyarınca kooperatif inşaatında yapılan imalatlara ilişkin mahkemeden bir delil tespiti yaptırılmadığı gibi, imalatların yapıldığını ispatlamaya elverişli davalı kooperatif yetkililerinin imzasını içeren hakediş, tutanak ve benzeri gibi belge de sunulmamıştır. Davacı yüklenici, sözleşme konusu işin yapılmasıyla ilgili 3. kişi faturaları, alt taşeron sözleşmeleri, 3. kişilere yapılan ödeme belgelerine dayanmış ise de, özel nitelikteki bu belge ve kayıtların her zaman temini mümkün olduğundan davacının inşaata ilişkin harcamalarını kanıtlar nitelikte değildir. Anılan 3. kişi fatura ve ödeme belgelerinin davalı kooperatif kayıtlarına girdiği ve davalı kooperatif tarafından kabul edildiği de iddia ve ispat edilememiştir. Davalı kooperatif vekili tarafından da davacının ibraz ettiği fatura ve belgeler kabul edilmemiş, 3. kişi faturalarına konu inşaat malzemelerinin inşaatta kullanılmadığı, otel ve konaklama giderlerinin de davalı kooperatifin uhdesine giren harcamalardan olmadığı, 170.266,50 TL’lik harcamaların davalı kooperatifin talep veya kabulü ile yapılmadığı savunulmuştur.
Ayrıca 170.266,50 TL’lik harcama kalemi içinde davalılardan …’ya verilen 5.000.000,00 TL … çeki için dava dışı …’ye ödenen 30.000,00 TL komisyon bedeli de yer almaktadır. Mahkemece 170.266,50 TL hüküm altına alınarak anılan 30.000,00 TL’lik bedelden de davalı kooperatif sorumlu tutulmuş olup, davalı …’ya verilen … çekinin komisyon bedelinden davalı kooperatifin sorumlu tutulması doğru olmamıştır.
Öte yandan, davacı vekili 07.07.2015 tarihli dilekçesinde 301.674,26 TL’lik alacak kalemini açıklarken, davalı kooperatif ile imzalanan sözleşmenin damga vergisi ödemesi olan 7.469,60 TL’yi de 28 adet alacak kalemi arasında göstermiştir. Ek bilirkişi raporunda da sözleşmenin damga vergisi beyannamesi zamanında verilmediğinden beyannameye ait gecikme cezasının ve vergi ziyaı cezasının davacı sorumluluğunda olduğu, ancak davacının vergi dairesine ödediği 6.600,00 TL damga vergisini davalı kooperatiften isteyebileceği belirtilmiş olup, mahkemece hüküm altına alınan 170.266,50 TL’nin içinde 6.600,00 TL damga vergisi ödemesi de bulunmaktadır. Oysa 19.09.2013 tarihli sözleşmenin damga vergisi dava açıldıktan sonra mahkeme tarafından 15.01.2014 tarihinde … Vergi Dairesi Müdürlüğüne sözleşmenin damga vergisinin alınmasına ilişkin yazılan müzekkere üzerine vergi dairesince davacı yükleniciden 12.02.2014 tarihinde tahsil edilmiştir. Davanın açıldığı tarih 13.01.2014’dür. Dava dilekçesi eki olarak sunulan “ek-18” ve “ek-19” nolu eklerde damga vergisi ödemesine ilişkin bir belge bulunmamaktadır. Dava açılmasının usul hukuku bakımından sonuçlarından birisi de her davanın açıldığı tarihteki duruma göre karara bağlanmasıdır. Bu ilke uyarınca davada ancak açıldığı tarihte var olan dava tarihine kadar gerçekleşmiş olan hak ve alacakların hüküm altına alınması istenebilir. Dava tarihinden sonra doğan hak ve alacakların o davada hüküm altına alınması mümkün değildir. Bu durumda davada talep edilmeyen “davacı tarafından vergi dairesine ödenen damga vergisi bedelinin” davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesi de hatalı olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı kooperatif hakkında açılan davanın 250.725,94 TL üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde 420.992,44 TL üzerinden Bölge Adliye Mahkemesince kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün 6100 sayılı HMK’nın 371/1 maddesi uyarınca temyiz eden davalı kooperatif yararına bozulmasına…” gerekçeleri ile bozulmuştur.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 25.03.2021 tarih ve 2020/3186 Esas, 2021/1198 Karar sayılı bozma kararına uyulmasına karar verilmiş olup duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda;
DELİLLER DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı ile davalı kooperatif arasında akdedilen tatil köyü inşa etme sözleşmesinin feshinden kaynaklanan tediye edilen paraların, şeylerin, yapılan masrafların ve mahrum kalınan karın tahsili istemlerine ilişkindir.
Dairemizin 19.04.2017 tarih ve 2017/299 Esas, 2017/285 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinin kararı, ” 15/06/2015 tarihli kök ve 14/10/2016 tarihli ek raporlarına göre; davacı şirket tarafından, davalı kooperatif lehine, İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2011/7076 E.sayılı dosyasına 84.450,00 TL; …’e 29.615,00 TL, …ne 26.187,24 TL, …’e 15.000,00 TL, kooperatif SGK borcu 9.720,51 TL, İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2011/2075 E.sayılı dosyasına 85.753,19 TL olmak üzere, toplam 250.725,94 TL ödeme yaptığı; ayrıca 170.266,50 TL daha olmak üzere toplamda 420.992,44 TL ödeme yaptığı, bu tutarı aşan alacak iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, belirlenen 420.992,44 TL menfi zararı, davalı kooperatifin davacıya ödemekle yükümlü olduğu kanaatine dairemizce varılmakla ” gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun bu yönden kısmen kabul edilmiş ise de Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 25.03.2021 tarih ve 2020/3186 Esas, 2021/1198 Karar sayılı bozma kararına göre, “davalı kooperatif hakkında açılan davanın 250.725,94 TL üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde 420.992,44 TL üzerinden Bölge Adliye Mahkemesince kabulüne karar verilmesi doğru olmamış,” hükmü gereğince Dairemiz tarafından bozma ilamına uyulmasına yönelik karar verildikten sonra davalı kooperatif aleyhine 250.725,94 TL’nin dava tarihi olan 13/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline yönelik karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı Kooperatif dışındaki diğer davalılar yönünden, Dairemiz tarafından 19.04.2017 tarih ve 2017/299 Esas, 2017/285 Karar sayılı ilamı ile verilen karar gereğince esas ve vekalet ücretleri yönünden kesinleşmiş ise de, Dairemizce verilecek yeni karar gereğince alınacak toplam harç miktarı değişeceğinden, bu husus kamu düzenini ilgilendirmekle ve Dairemiz tarafından daha önce verilen kararda yargılama giderleri tam olarak düzenlenmediğinden, HMK’nın 305/A maddesi de gözetilerek Dairemizce verilen yeni kararda harçlar ve yargılama giderleri yönünden de tüm davalılar yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiği vicdani kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı kooperatif dışındaki davalılar yönünden karar kesinleşmiş ise de, infazda tereddüte yol açmamak için tek bir hüküm oluşturulması gerektiğinden diğer davalılar yönünden kurulan hüküm korunarak davalı kooperatif aleyhine Yargıtay 15. HD’nin 25.03.2021 tarih 2021/3186 Esas ve 2021/1198 Karar sayılı bozma ilamına göre yeniden hüküm kurulması gerekmiş, davalı Kooperatif aleyhine açılan davada dava dilekçesi ve açıklayıcı dilekçeler gözönünde bulundurularak 552.650,00 TL ” işin ifası için sözleşme sonrası yapılan harcamaların dava edilen bölümü” ve 250.000,00 TL’sinin “işin ifası için elde edilecek gelirin dava edilen bölümü” olmak üzere toplam istemin 802.650,50 TL olduğu gözetilerek kabul ve reddedilen istemler dikkate alınarak taraf vekillerine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan vekalet ücretleri takdir edilmiş olup, davalı kooperatif vekilinin 2.700.000,00 TL talepte bulunduğu, bu nedenle reddedilen kısım yönünden kendi lehlerine vekalet ücreti verilmesi yönündeki beyanlarına itibar edilmemiştir. Çünkü, davacıların davalılardan tüm istemi 2.700.000,00 TL olduğu, davacının davalı kooperatiften yukarıda belirtilen isteminin ise 802.650,50 TL olduğu anlaşılmakla, bu miktar üzerinden kabul ve ret oranı gözetilerek, tarafların leh ve aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacı tarafından tüm davalılar hakkında açılan davalarla ilgili olarak, davacının davasının KISMEN KABULÜ ile,
a)1.600.000,00 TL’nin, dava tarihi olan 13/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, müştereken ve müteselsilen davalılar …ve …’dan tahsili ile, davacıya verilmesine,
b)283.500,00 TL’nin dava tarihi olan 13/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, müştereken ve müteselsilen davalılar … ve …’dan tahsili ile, davacıya verilmesine,
-Adı geçen davalılar hakkındaki fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
c)250.725,94 TL’nin dava tarihi olan 13/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalı …’nden tahsili ile, davacıya verilmesine,
-Davalı … hakkındaki fazlaya ilişkin ve sair taleplerin REDDİNE,
2-Hükmedilen toplam alacak miktarı üzerinden alınması gereken 145.788,97 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 46.109,25 TL harcın mahsubu ile, bakiye 99.679,72 TL karar ve ilam harcının; %75 oranına tekabül eden 74.759,79 TL’lik kısmının …. ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
-Dairemizin 19.04.2017 tarih ve 2017/299 Esas, 2017/285 Karar sayılı ilamının 4 nolu bendinde 111.310,63 TTL karar ve ilam harcının davalılar …ve …’dan alınarak Hazine’ye irad kaydına dair haç tahsil müzekkeresinin bilaikmal iadesi için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına, bu harç tahsil edilmişse ilgililere iadesine,
3-Bakiye karar ilam harcı olan 99.679,72 TL’nin %13,3’üne tekabül eden 13.257,40 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
-Dairemizin 19.04.2017 tarih ve 2017/299 Esas, 2017/285 Karar sayılı ilamının 4 nolu bendinde 12.958,36 TTL karar ve ilam harcının davalılar …. ve …’dan alınarak Hazine’ye irad kaydına dair haç tahsil müzekkeresinin bilaikmal iadesi için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına, bu harç tahsil edilmişse ilgililere iadesine,
4-Bakiye karar ilam harcı olan 99.679,72 TL’nin %11,7’üne tekabül eden 11.662,52 TL karar ve ilam harcının davalı …’nden tahsili ile, hazineye gelir kaydına,
-Dairemizin 19.04.2017 tarih ve 2017/299 Esas, 2017/285 Karar sayılı ilamının 4 nolu bendinde 11.961,57 TL karar ve ilam harcının davalı …’nden alınarak Hazine’ye irad kaydına dair haç tahsil müzekkeresinin bilaikmal iadesi için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına, bu harç tahsil edilmişse ilgililere iadesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen;
a-Davacı tarafından yargılama gideri kapsamında harç olarak sarf olunan başvurma harcı 25,20 TL, peşin harç 46.109,25 TL, tedbir talep harcı 41,50 TL ve vekalet suret harcı 3.80 TL olmak üzere toplam 46.179,75 TL harcın, sarf olunan 810,00 TL tebligat+müzekkere posta giderleri, 177,50 TL keşif harcı, 200,00 TL araç ücreti, 3.500,00 TL bilirkişi heyeti ücreti gideri olmak üzere, toplam 50.867,25 TL yargılama giderinden, kabul (%79) oranına göre hesaplanan 40.185,12 TL yargılama giderinin herbir davalı yönünden kabul edilen tutarın tüm isteme oranı gözetilmek suretiyle;
-Davalılar …ve … yönünden %75’i olan 30.138,84 TL’nin davalılar …ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davalılar … ve … yönünden %13,3’ü olan 5.344,62 TL’nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davalı …’nden %11,7’si olan 4.701,65 TL’nin bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davacı için kabul edilen miktar üzerinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan, A.A.Ü.T’ne göre hesaplanan 84.767,38 TL nispi vekalet ücretinin,
-%70 oranına tekabül eden kısmının, …ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-%12 oranına tekabül eden kısmının, davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kooperatif için reddedilen miktar üzerinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan, A.A.Ü.T’ne göre hesaplanan 44.646,18 TL nispi vekalet ücretinin, davacıdan tahsili ile davalı kooperatife verilmesine,
7-Davacı şirketin davalı kooperatif aleyhine açılan davada kabul edilen miktar üzerinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan, A.A.Ü.T’ne göre hesaplanan 26.000,82 TL nispi vekalet ücretinin, davalı kooperatiften tahsili ile davacıya verilmesine,
8-A.A.Ü.T. 17/c maddesi uyarınca istinaf aşamasında görülen dava yönünden 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
9-A.A.Ü.T. 17/c maddesi uyarınca istinaf aşamasında görülen dava yönünden 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL istinaf karar harcının, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
11-İstinaf isteminin kabul şekli itibariyle davacı tarafından istinaf kanun yolu yargılama gideri olarak sarf olunan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 44,00 TL dört tebligat gideri ve 33,20 TL dosyanın istinaf kanun yoluna gidiş-dönüş posta gideri olmak üzere, toplam 162,90 TL yargılama giderinin, %70 oranına tekabül eden kısmının, …ve …’dan müştereken ve müteselsilen, %12 oranına tekabül eden kısmının, davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen, %18 oranına tekabül eden kısmının, davalı …’nden tahsili ile, davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafından temyiz aşamasında yapılan 225,50 TL tebligat gideri, 29,10 TL müzekkere gideri ve 32,60 TL dosyanın Yargıtay’a gidiş-dönüş ücreti olmak üzere toplam 287,20 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
13-Davalı … tarafından temyiz aşamasında yapılan 98,50 TL tebligat gideri, 5,10 TL müzekkere gideri ve 106,40 TL dosya gönderme masrafından oluşan toplam 210,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
14-HMK.’nın 333/1. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde artan gider avansının davacıya, artan delil avansının davalıya geri verilmesine,
15-Kararın, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361/(1) maddesi gereğince, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 13.07.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.