Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/861 E. 2021/776 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/861
KARAR NO : 2021/776
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/129
DAVA TARİHİ : 21/02/2021
ARA KARAR TARİHİ : 03/03/2021
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Havale
Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 15.06.2021
KARARIN YAZ.TARİH : 22.06.2021
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/129 Esas sayılı dosyasından verilen 03.03.2021 tarihli ara kararının istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacılar avukatı tarafından istenilmesi üzerine, Dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacılar avukatı tarafından verilen 21.02.2021 tarihli, ihtiyati tedbir istemli dava dilekçesinde özetle;müvekkili iş ortaklığı ile dava dışı … arasında 2016/442918 kayıt numaralı ihale sonucunda 27.01.2017 tarihinde …… Ankara Mamak 1312 adet konut, otopark binaları ve Etimesgut …… 1 adet 2500 kişilik camii 5 adet büfe ile altyapı ve çevre düzenlemesi ikmal inşaatı işine ilişkin sözleşme imzalandığını, dolayısıyla ana sözleşmeye konu işin asıl yüklenicisi ve dava dışı idareye karşı sorumlusu müvekkil iş ortaklığı olduğunu, bu çerçevede müvekkil iş ortaklığı tarafından davalı şirketede de birtakım işler taşere edildiğini, ana sözleşmeye konu iş kapsamında birtakım işlerde müvekkil iş ortaklığı’na alt taşeronluk yapmakta olan davalı …… A.Ş. ile müvekkil iş ortaklığı arasında dava dışı idare onayı ile Ankara …..Noterliği’nin 14.11.2018 tarih ve 30750 yevmiye numaralı temlikname akdedildiği ve buna göre müvekkil iş ortaklığına dava dışı idare tarafından ödenecek olan 12.hakediş ödemesinden 200.000 TL, 13.hakediş ödemesinden 200.0000 TL, 14. hakediş ödemesinden 135.095,20 TL kısmının davalı şirkete ödenmesinin kararlaştırıldığını, her ne kadar taraflar arasında noter huzurunda akdedilen bu sözleşme “temlikname” başlığını taşısa da, işbu dilekçenin temlikname’nin hukuki nitelendirilmesi başlıklı bölümünde, anılan temlikname’nin TBK’nın 183 vd. maddelerinde düzenlenen “alacağın devri” mahiyetinde bir temlik sözleşmesi olmadığının açıklandığını, öncelikle; müvekkil iş ortaklığının alacağını geç almasına veya hiç alamamasına yol açmamak ve ileride telafisi güç veya imkansız zararlar doğmasının önüne geçebilmek amacıyla Ankara ……Noterliği’nin 14.11.2018 tarihli ve 30750 yevmiye numaralı temlikname’den kaynaklı olarak dava dışı ….. tarafından davalı şirkete ödeme yapılmaması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve bu kararın dava dışı …..’ye bildirilmesine, yapılacak yargılama neticesinde davanın kabulü ile Ankara …..Noterliği’nin 14.11.2018 tarihli ve 30750 yevmiyeli temlikname başlığı taşıyan ancak şarta bağlı ödeme talimatı niteliğinde olan veya ön sözleşme niteliğinde olan sözleşmenin iptaline ve müvekkil iş ortaklığının söz konusu ödeme talimatı ile ilgili olarak dava tarihi itibari ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı avukatı tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle, öncelikle eksik harcın tamamlattırılmasına, hukuki dayanaktan yoksun bu davanın derdestlik sebebiyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 03.03.2021 tarihli ve 2021/129 Esas sayılı dosyasından verilen ara kararında özetle; “Her ne kadar davacı vekili davalının taraflar arasındaki sözleşmeye uygun hareket etmediğini, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, dava dışı ….. tarafından davalıya ödeme yapılması halinde bu bedelin davalıdan tahsilinin mümkün olmadığını iddia etmiş, temliknameden kaynaklı olarak davalı şirkete ödeme yapılmaması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmişse de, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın yargılamayı gerektiği ayrıca yargılamanın esasını çözümler şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, bu aşamada 6100 sayılı HMK’nun 389 v.d maddelerindeki koşulların oluşmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacılar avukatı tarafından verilen 26.03.2021 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle ihtiyati tedbir taleplerinin haklı olduğunu, ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edilmemesi halinde alacaklarına kavuşmalarının imkansız olacağını, ileride telafisi güç veya imkansız zararlar doğmasının önüne geçmek için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
YANIT :
Davalı tarafından istinaf dilekçesine karşı herhangi bir yanıt sunulmadığı UYAP ve dosya kapsamından anlaşılmıştır.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389.maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir.Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1).Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Her ne kadar davacılar avukatı tarafından istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararını istinaf etmiş ise de, mahkemece uyuşmazlığın esasının çözümler şekilde tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının dairemizce usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmakla davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/129 Esas sayılı dosyasından verilen 03.03.2021 tarihli ara kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacılar avukatının bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davacılar avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle davacılar tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f.maddeleri uyarınca kesin olmak üzere, 15.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.