Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/705 E. 2023/1112 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/705
KARAR NO : 2023/1112

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/629
KARAR NO : 2021/86
DAVA TARİHİ : 21.05.2018
KARAR TARİHİ : 02.02.2021
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12.07.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 14.07.2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02.02.2021 tarih ve 2018/629 Esas, 2021/86 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 21.05.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Tarafların, 2016 yılının Aralık ayında irtibata geçtiklerini ve müvekkili şirket tarafından davalı şirketin faaliyet göstermeyi planladığı yeni iş sahasında oluşturulacak marka için logo, internet sitesi gibi bir takım tasarımlar yapılmasında anlaştıklarını, bu konuda “Tasarım Hizmetleri Sözleşmesi”ni imzaladıklarını, sözleşme gereği, davalı şirketin oluşturmayı planladığı “…” markası için müvekkil şirket tarafından görsel taslak fikir çalışması, marka kimliğini belirleyecek logo tasarımının yapılması, kullanıcı arayüzü ve kullanıcı deneyimi (“ux/ui”) çalışmalarının yapılması ve kurumsal marka kimliğine ait ürünlere ilişkin tasarım çalışmalarının yapılması; bunun karşılığında da davalı şirket tarafından müvekkil şirkete “50.000 TL + KDV” bedelinin ödenmesinin kararlaştırıldığını, tarafların iletişime geçtikleri ilk aşamadan itibaren müvekkili şirket tarafından tasarım çalışmalarına başlandığını, davalı şirkete bir çok sunum yapıldığını, müvekkili şirket yetkilileri ve çalışanlarının projenin yürütülmesi için davalı şirketin yetkilendirdiği geniş bir ekip ile sürekli iletişim halinde olduğunu, Yoğun e-posta yazışmaları ve toplantılar eşliğinde yürütülen tasarım çalışmaları sonucunda müvekkili şirketin sözleşme ile belirlenen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, tasarım çalışmalarını yaptığını ve bu çalışmaları davalı şirkete ilettiğini, hatta davalı şirket için tasarlanmış logo, davalı şirket ve ekibi tarafından yayına alınan (ve müvekkil şirketçe tasarlanmış olan) “…” internet sitesinde de kullanılmış olup, anılan sitenin hala yayında olduğunu, bu esnada, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete, sözleşme konusu bedelin bir bölümü olan 25.000,00-TL’lik ödemenin 3 parça halinde yapıldığını, müvekkili şirketin sözleşme sürecinde üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olduğu ve tüm tasarımları davalı şirkete teslim ettiği halde, davalı şirket yapması gereken ödemeyi yapmadığını, davalı şirkete gönderilen ihtarname ile sözleşme konusu işe ilişkin faturaların tebliğ edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2967 e. sayılı dosyası icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, borca itirazın iptali ile yapılan takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini karar ve talep etmiştir.
YANIT :
Davalı avukatı tarafından verilen yanıt dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin …, …/…’da yer alan merkez ofisi ve fabrikası ile ve ayrıca …’te bulunan satış ve irtibat ofisi ile 2004 yılından bu yana faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, ana faaliyetinin, doğal taş imalatı olduğunu, Yurtiçi ve yurtdışı pazarına arz ettiği ürünlerinin, yer döşemeleri, duvar kaplamaları, basamaklar, dış mekan taşları ve proje bazlı özel üretimler olduğunu, müvekkil şirketin, … pazarında faaliyete sokacağı yeni projesi için davacı … ile görüştüğünü ve davacı … tarafından örneği sunulan sözleşme kapsamı iş için anlaşıldığını, sözleşmeye göre, müvekkili şirketin ın sözleşmenin imzasında sözleşme bedelinin %30’unu ödemesi gerektiğini, oysa müvekkil şirketin, sözleşmenin imza tarihinden önce sözleşme bedelinin %50’sini ödediğini, sözleşmenin imza tarihinin 17.04.2017 tarihi olduğunu, Bu tarihten önce müvekkil şirket tarafından 23.11.2017 tarihinde 5.000,00-TL, müvekkili yetkilisi … tarafından … adına 26.01.2017 tarihinde 10.000,00-TL ve müvekkili tarafından 27.03.2017 tarihinde 10.000,00-TL ödeme olmak üzere toplam 25.000.-TL ödendiğini, böylece müvekkili şirket tarafından sözleme bedelinin %50’sinin ödendiğini ve sözleşmeye göre sözleşme bedelinin %70’inin iş tesliminde ödeneceğini, Müvekkili şirketin herhangi bir temerrüt içerisinde olmadığı ve sözleşmesel yükümlülüğünü fazlası ile yerine getirdiğinin aşikar olduğunu, ancak davacının, sözleşme konusu üstlendiği edimleri ifa etmediğini ve sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde teslim etmediğini, davacının davacı tarafça işleri tamamlanmamış ve teslimler gerçekleşmemiş olmasına rağmen sözleşme konusu tüm bedel üzerinden fatura tanzim edilerek müvekkili şirkete tebliğ edildiğini, Beyoğlu 13. Noterliği’in 06.02.2018 tarih ve 03355 yevmiye sayılı ihatranmesi ekinden gönderilen 06.02.2018 tarih, 01606 sıra numaralrı ve 50.000.-TL+KDV bedelli fatura müvekkili şirketçe 09.02.2018 tarihinde tebliğ alındığını ve İzmir 27. Noterliği’nin, 19 Şubat 2018 tarih ve 04493 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile faturaya itiraz edildiğini, itiraz konusu olan fatura müvekkil şirket kayıtlarına işlenmediğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 02.02.2021 tarih ve 2018/629 Esas, 2021/86 Karar sayılı kararında özetle; “…Yukarıda ayrıntılı gerekçeleri açıklandığı üzere davacı ile davalı arasında geçerli bir sözleşmenin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın davacının üzerine düşen edimi yerine getirip getirmediği noktasında toplandığı, dosyaya dava konusu alanda uzman grafik ve web tasarım uzmanı bilirkişi tarafından sunulan raporda davacı tarafın sözleşme konusu edimlerini yerine getirdiğinin belirtildiği, taraflar arasında sözleşme bedeli olarak 50.000,00TL+KDV oranında anlaşma yapıldığı, toplam ücretin KDV dahil 59.000,00TL olacağı, davalı tarafça takip öncesi 25.000,00TL ödeme yaptığı konusunda her iki tarafın mutabık olduğu, bakiye kalan miktarın 34.000TL olduğu anlaşılmakla, takipte asıl alacak 34.000,00TL ve temerrüt tarihinden itibaren %10,75 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle davanın kısmen kabulüne …” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı avukatı tarafından verilen 15.02.2021 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “…Açıklanan ve Mahkemelerince resen gözetilecek sebeplerle, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02.02.2021 tarihli, 2018/629 Esas ve 2021/86 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına, ardından haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacının, asıl alacağın %20’si oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatını tarafımıza ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına…” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Davacı yüklenici web tasarımı şirketi ile davalı iş sahibi … şirketi arasında, kapsamı web tasarımı olan yazılı bir sözleşmeyi 59.000,00 TL bedelle yaptıkları, davalının 25.000,00 TL’yi peşin ödediği, bakiye borcunu ödemediği gerekçesiyle davacının davalıya karşı icra takibi başlattığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, duran takibe karşı davacının itirazının iptali davası açtığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesi davanın kısmen kabulü ile, asıl alacak yönünden 34.000,00 TL’nin itirazın iptaline, takibin devamına karar verdiği, verilen kararı davalı vekilinin istinaf ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yüklenicinin edimini eksiksiz ve kusursuz ifa etmediğini, sözleşmeye göre yapılan tasarımın fazladan bir hizmet almadan kullanılabilecek formatta olacağını, bu nedenle sözleşmeye aykırı olduğunu, 25.000,00 TL’yi peşin ödediğini, teknik özelliklere uygun iş yapılmadığını belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Dava, eser sözlemesinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Davacı yüklenici web tasarımı şirketi ile davalı iş sahibi … şirketi arasında, kapsamı web tasarımı olan yazılı bir sözleşmeyi 59.000,00 TL bedelle yaptıkları, davalının 25.000,00 TL’yi peşin ödediği, bakiye borcunu ödemediği gerekçesiyle davacının davalıya karşı icra takibi başlattığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, duran takibe karşı davacının itirazının iptali davası açtığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılamada, grafik ve web tasarım uzmanı …’dan rapor aldığı, buna göre ayrıntıları raporda gösterildiği üzere davacının taraflarca imzalanan sözleşme uyarınca üstlendiği edimi eksiksiz yerine getirip alacak talebinde haklı olduğu yönünde rapor verdiği, buna göre davacının davalıdan 34.000,00 TL bakiye alacağının olduğu, mahkemece de usulüne uygn yapılan yargılama sonunda gerekçede ayrıntılı olarak tartışılarak davanın kısmen kabulüne karar vermiş olması usul ve yasaya uygun bulunduğundan, alacak da likit olduğundan, icra inkar tazminatına karar verdiği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davalı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02.02.2021 tarih ve 2018/629 Esas, 2021/86 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davalı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 2.334,17 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 583,54 TL harcın mahsubu ile kalan 1.750,63 TL harç bedelinin davalıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca dava değeri itibarıyla kesin olmak üzere 12.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.