Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/698 E. 2022/601 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/698
KARAR NO : 2022/601

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/106
KARAR NO : 2021/15
KARAR TARİHİ : 21/01/2021
ASIL DAVA : İtirazın İptali
ASIL DAVA TARİHİ : 19/12/2018
BİRLEŞEN DOSYA : İZMİR 6 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2019/1002 ESAS, 2020/231 KARAR SAYILI DOSYASI
BİRLEŞEN DAVA : İtirazın İptali
BİRLEŞEN DAVA TAR. : 27/06/2019
KARAR TARİHİ : 21.04.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 20.05.2022

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.01.2021 tarih ve 2018/106 Esas, 2021/15 Karar sayılı kararının istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin asıl ve birleşen dosyada davacı vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Dairemize gönderilen dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından asıl davaya ilişkin verilen dava dilekçesinde özetle; Davalı ile dava dışı … Şti arasında davalının maliki olduğu tapunun … ili … ilçesi … mevkii … Pafta, … Adasında kayıtlı ve … ,… ,…,…,…,…, …,…,… ,…, …,…, …,…,…,…,…, … nolu parselleri kapsayan İzmir 3. Noterliğinin 16452 yevmiye numaralı ve 16.12.2011 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi akdedildiğini, dava dışı yüklenici … Şti ile müvekkili davacının yukarıda zikredilen Kat Kaşılığı İnşaat Sözleşmesi’nin 3.5 Maddesinin izni ile iş ortağı olduklarını, bu ortaklığın daha sonra 01.07.2013 tarihli alacağın temliki sözleşmesinde de her üç şirketin imzası ile kabul gördüğünü, davalının 16.12.2011 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi halen yürürlükteyken davalının bu kez aynı taşınmaz parselleri ile alakalı olarak … A.Ş ile 18.02.2013 tarihli Arsa Satışı Karşılığı Hasılat Yapı Sözleşmesi imzaladığını, gerek müvekkile, gerekse ortağı dava dışı …ı açıkça zarara uğratan 18.02.2013 tarihli işbu sözleşmenin … tarafından öğrenildiğini ve davalı …’le görüşmeler gerçekleştirildiğini, yapılan görüşmeler sonucu …’in akdetmiş olduğu 18.02.2013 tarihli sözleşmenin yüklenici tarafının bir … iştiraki olan … olması ve bu durumun imar uygulamaları anlamında yapılacak iş ve işlemleri hızlandıracağı ve …’nin …’e ekonomik anlamda daha cazip bir fiyat teklifinde bulunması sonucunda müvekkilinin onayıyla dava dışı …’ın iyi niyetli hareket ederek davalı tarafın menfaatine olan sözleşmenin önünü açtığını ve karşılıklı mutabakat uyarınca taraflar arasında 01.07.2013 tarihinde akdedilen İzmir 3. Noterliğinin 16452 yevmiye numaralı ve 16.12.2011 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi Sözleşmesi’nin Feshine İlişkin Sözleşme düzenlendiğini, bu sözleşmeye göre davalı …’in müvekkiline ve …’a fesih tazminatı olarak 14.000.000,00 TL ödemeyi taahhüt ettiğini, ayrıca bu ödemenin davalının …’den olan alacağını temlik etmek suretiyle ödeneceğinin de hüküm altına alındığını, temlik edileceği hüküm altına alınan bedelin temlik şartlarının belirlenmesi için taraflar 01.07.2013 tarihli fesih sözleşmesinin 4.1.d maddesi uyarınca davalının gerek müvekkili şirkete ve gerekse …’a 16.12.2011 tarihli sözleşmenin fesih sebebiyle uğranılan tüm masraf ve kar kayıplarına / müspet zararlarına karşılık olmak üzere müvekkili şirkete 7.000.000,00 TL ve …’a 7.000.000,00 TL olmak üzere toplam 14.000.000,00 TL ödeme yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, bu ödemenin şeklinin ise yine 01.07.2013 tarihli fesih sözleşmesinin 5. Maddesi uyarınca davalının …’den alacağının 14.000.000,00 TL’lik kısmının fesih sözleşmesi şartlarına uygun olarak temlik edilmesi olarak düzenlendiğini ve bu temlik bedelinin en geç 15.12.2013 tarihinde hiçbir itiraza uğramaksızın ödenmesinin hüküm altına alındığını, ayrıca fesih sözleşmesinin 4.1-e maddesinde gayri kabil-i rücu ödeyeceği , iş bu bedele ilişkin hiçbir dava açmayacağını, ödemelere tedbir konulmayacağını taahhüt ettiğini, fesih sözleşmesinin 6. Maddesi tahtında düzenlenen davalı …’in … ve müvekkiline yükümlülüklere aykırı davranması halinde 7.000.000,00 TL cezai şart ödeyeceğinin kabul ve taahhüt edildiğini, bu cezai şarta ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, temlik edileceği hüküm altına alınan bedelin temlik şartlarının belirlenmesi için taraflar arasında ayrıca bir de 01.07.2013 tarihli bu davaya konu temlik sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşmenin 3.1’inci maddesine göre 01.07.2013 tarihli fesih sözleşmesinin ruhuna paralel olarak 7.000.000,00 TL’nin müvekkili şirkete , 7.000.000,00 TL’nin de …’a ödenmesinin hüküm altına alındığını, temlik sözleşmesinde, …’nin temlik edilen bedeli …’a ve müvekkili şirkete davalı … tarafından engellenmeksizin ödeyeceği ve …’in ise temlik edilen bedel taraflara ödenmeden …’den hiçbir ödeme almayacağı şeklinde taahhüdü var ise de davalı tarafın temlik bedelini müvekkiline ve …’a ödemeden …’den yüklü miktarlarda ödemeler alarak temlik sözleşmesindeki yükümlülüğünü ihlal ettiğini, bu yükümlülüğünün ihlali halinde davalı … aleyhine cezai şart kararlaştırıldığını, taahhüdü ihlal eden davalı tarafın Temlik Sözleşmesi’nin Cezai Şart başlıklı 5. Maddesi gereğince taraflara toplam 7.000.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ancak davalının taraflar arasındaki temlik sözleşmesini ve fesih sözleşmesini inkar ettiğini, üstelik sözleşmeye ve yükümlülüklerine aykırı davranarak edimlerini yerine getirmediklerini ve kötü niyetli olarak sözleşmenin iptali için dava açtıklarını, …’ın sözleşme ile üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini ve arsanın tapu kaydı üzerindeki şerhini kaldırdığını ancak davalı tarafın Fesih Sözleşmesi gereği ödemesi gereken cayma tazminatını ödemediğini ve sözleşmenin iptali hususunda dava açtığını, sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalının Fesih ve devamında imzalanan davaya konu temlik sözleşmesi gereğince müvekkiline cezai şart ödeme borcu doğduğunu, …’ın edimine uygun olarak taşınmaz üzerindeki şerhi kaldırdığını ve 10.07.2013 tarihinde davalı tarafın bahse konu tapuyu …’ye devrettiğini, davalının fesih sözleşmesi ve temlik sözleşmesiyle yüklendiği temlik ödemesini engellemek için müvekkili ve … aleyhine İzmir 1. ATM’nin 2014/903 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açtığını ve Temlik Sözleşmesi’nin bağlı olduğu Fesih Sözleşmesi’nin iptalini talep ettiğini, davalının davasının İzmir 1 ATM’nin 2014/903 Esas 2016/349 Karar sayılı kararıyla reddedildiğini Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/5381 Esas, 2017/966 Karar sayılı ilamıyla onandığını ve karar düzeltme safhasından dahi geçerek kesinleştiğini, bu mahkeme kararıyla davalı birliğin haksız şekilde sözleşmelerin iptalini talep ettiğinin ortaya çıktığını, müvekkilinin temlik bedelini tahsil edebilmek için icra yoluna başvurmak durumunda kaldığını, fakat davalı tarafın haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, temlik sözleşmesinin 5. Maddesinde cezai şartın ön görüldüğünü, taraflar arasındaki münakit temlik sözleşmesinin 5. Maddesi uyarınca temlik sözleşmesine aykırı davranan tarafın diğer davalı tarafa tenkise tabi olmamak kaydıyla 7.000.000,00 TL tutarında cezai şart ödemekle mükellef olduğunu, bu bağlamda cezai şart miktarının yarı oranında talep haklarının doğduğunu bildirerek İzmir 15 İcra Müdürlüğünün 2018/8385 Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaliyle taraflar arasındaki temlik sözleşmesinin 5. Maddesi gereğince davalının ödemekle mükellef olduğu cezai şart bedelinden müvekkilinin payına düşen 3.500.000,00 TL’si ile 1.677.399,00 TL işlemiş faizin davalıdan tahsiline, ayrıca asıl alacağa takip tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tenkisine tabi olmamak kaydıyla tahsiline karar verilmesini, haksız olarak itiraz edilen icra takibine istinaden yüzde yirmiden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2019/1002 Esas sayılı dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle: İzmir 21. İcra Dairesi 2018/9174 E. Sayılı dosyasına, dosya borçlularınca yapılmış itirazlar dolayısıyla durmuş olan icra takibine yapılan itirazın iptali davası açmadan önce 10.01.2019 tarihinde arabuluculuk davetinde bulunulduğunu, müvekkili ile davalı arasında 16.12.2011 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 01.07.2013 tarihli fesih sözleşmesiyle sona erdirildiğini, fesih sözleşmesiyle birliğin cayma tazminatı olarak 14.000,000,00 TL’yi ödemeyi kabul ettiğini, yine aynı tarihte 01.07.2013 tarihli alacağın temliki sözleşmesiyle birliğin ödeyeceği cayma bedelinin 1/2’si olan 7.000.000,00 TL’yi …’a, kalan kısmını ise …’in kabulü ve onayı ile Gayrimenkul firmasına sözleşme dışı olan … AŞ firmasından olan alacağını temlik ederek ödemeyi kabul ettiğini, … tarafından 01.07.2013 tarihinde …’ye temlik bildirimi yapıldığını ve … firması tarafından 10/07/2013 tarihli yazı ile temlik beyanının kabul edildiğini, 01.07.2013 tarihli fesih sözleşmesinde tarafların karşılıklı edimlerinin bulunduğunu, bu yükümlülüklerini yerine getirmeyen tarafın cezai şart ödemesine karar verildiğini, müvekkilinin sözleşme gereği tapu kaydındaki şerhi kaldırdığını ve edimini yerine getirdiğini ancak birliğin, sözleşme gereği ödemesi gereken cayma tazminatını ödemediğini ve sözleşmenin iptali hususunda dava ikame ettiğini, davalının fesih sözleşmesi gereğince müvekkiline cezai şart ödeme borcunun doğduğunu, 01.07.2013 tarihinde fesih ve temlik sözleşmelerinin iptali ve cayma tazminatı yönünden borçlu olmadığının tespiti için davalı … tarafından İzmir 1 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/903 Esas sayılı dosyasıyla dava açtığını, davanın reddedilip kararın kesinleştiğini, söz konusu dosyada 29.07.2013 tarihli karar ile %10 teminat karşılığı alacağın temliki sözleşmesiyle … tarafından ödenmesi kararlaştırılan 14.000.000,00 TL’nin … ve … gayrimenkule ödenmesi konusunda tedbir konulmasına karar verildiğini ancak … tarafından teminat yatırılmaması neticesinde tedbirin uygulanamadığını, dava açılmasından sonra … tarafından …’e 15.000.000,00 TL’nin çok üzerinde ödeme yapıldığının müvekkili tarafından öğrenildiğini ve bu durumda temlik konusu alacağın muaccel hale geldiğini, … tarafından tedbir kararının yenilendiğini ve 06.09.2013 tarihli karar ile tedbir kararı verildiğini, … tarafından mahkemeye sunulan dekont ile … Bankası Beşiktaş Şubesi hesabına 14.000.000,00 TL’nin bloke edildiğinin bildirildiğini, dava tarihi itibariyle müvekkilliğini alacaklarının muaccel hale gelmiş olduğunu, bu ödemeden kurtulmak için davanın açıldığı ve tedbir talebinde bulunulması suretiyle ödemenin önüne geçildiğini, İzmir 1 ATM’nin 2014/903 Esas, 2016/349 Sayılı ilamının kesinleşmesiyle taraflar arasında fesih ve temlik sözleşmelerinin ayakta ve geçerli olduğunun ortaya konulduğunu, … tarafından açılan davanın reddedilmesine rağmen … tarafından yine sözleşmede belirlenen fesih tazminatının ödenmediğini, müvekkilinin alacağını tahsil edebilmek için ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, ihtiyati haciz kararı alınarak İzmir 1 ATM tarafından bloke ile bekletilmesine karar verilen meblağ üzerine haciz yazılması üzerine blokedeki meblağın tedbir kararı hilafına, bankadan çekilmiş olduğunun ortaya çıktığını, İzmir 1 ATM’nin kararının onanması üzerine ihtiyati haciz talebinde bulunulması sonucu İzmir 2 ATM’nin 2017/472 Değişik İş sayılı kararında ihtiyati haciz talebinin %15 teminat karşılığında kabul edildiğini, ihtiyati haciz kararına yönelik itirazların mahkemece reddedildiğini, İzmir 2 ATM’nin 2018/56 Değişik İş sayılı ihtiyati haciz kararının İzmir 21 İcra Müdürlüğü’nün 2018/1206 Sayılı icra dosyası üzerinden takibe konulduğunu ve ihtiyati haciz kararı gereğince … Beşiktaş İstanbul Şubesi’nde açılan hesaba yatırılan 14.000.000,00 TL ile bu bedelin faiz ve ferileri üzerine ihtiyati haciz konulmasının talep edildiğini, banka tarafından verilen cevapta söz konusu hesabın 19.12.2016 tarihinde kapatıldığının bildirildiğini ve ihtiyati haciz kararının yerine getirilemediğinin bildirildiğini, … blokede bulunan meblağı 2016 yılında çekmesine rağmen müvekkiline ödememiş olmasının davalı …’ten kaynaklandığını, ödemeyi engellemek için her yolu denediğini, davalı aleyhine 01.07.2013 tarihli İzmir 3. Noterliği’nin 16.12.2011 tarih, 16452 Yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshine ilişkin ve 01.07.2013 tarihli alacağın temliki sözleşmesinin ilgili maddeleri gereğince müvekkili lehine doğan cezai şart alacaklarının tahsili için İzmir 21 İcra Müdürlüğü’nün 2018/9174 Sayılı icra takibi başlatıldığını, 01.07.2013 tarihli fesih sözleşmesinden doğan 7.000.000,00 TL’lik cezai şart alacağı yönünden bu davada itirazın iptali talep edildiğini, davaya konu cezai şart alacağının fesih sözleşmesinden kaynaklandığını ve sözleşmelerde belirtilmiş olan likit nitelikte söz konusu alacağın davalının haksız itirazı nedeniyle %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini ve davalılar aleyhine …bank, … Bankası, … Bankası, … Bankası nezdinde bulunan hesapların sorgulanarak hesaplar üzerine dava değeri kadar ihtiyati haciz konulmasına, yine davalıların tapu kayıtlarının Takbis Sistemi’nden sorgulanarak tapu kayıtları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından asıl davaya ilişkin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … ile dava dışı 3.kişi … arasında 16.11.2011 tarihinde İzmir 3. Noterliği’nin 16452 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını, müvekkili … ile dava dışı 3.kişi … A.Ş ve dava dışı … A. Ş. arasında 18.02.2013 tarihinde Arsa Satışı Karşılığı Hasılat Paylaşımı Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili … ile dava dışı 3.kişi … Şti arasında 01.07.2013 tarihinde İzmir 3. Noterliği’nin 16.11.2011 tarih 16452 yevmiye numaralı gayrimenkulün satış vaadi ve kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshine ilişkin sözleşme imzalandığını, müvekkili … ile dava dışı 3. Kişi … ve davacı … Şirketi arasında 01.07.2013 tarihinde alacağın temliki sözleşmesi imzalandığını, müvekkili birliğin … A.Ş ye 01/07/2013 tarihinde bir dilekçe yazarak 01/07/2013 tarihli temlik sözleşmesi gereğince 18/02/2013 tarihli arsa satışı karşılığı hasılat paylaşımı sözleşmesinin 8.3 maddesinde düzenlenen ve birliği ödemeleri gereken toplam 65.000.000,00 TL’nin 7.000.000,00 TL’lik kısmını … Şti.’ne temlik edildiği, yapılacak ödemenin tapudaki şerhlerin kaldırılması ve tapunun taraflarına devrinin gerçekleşmesi ile 8.3 maddesi uyarınca ödeme koşullarının oluşması durumunda birliğe herhangi bir ödeme yapılamadan öncelikli olarak temlik alacaklısına yapılmasının talep edildiğini, dava dışı … A.Ş tarafından davacı şirkete 10/07/2013 tarihli 3491 sayılı yazı ile taraflarından temlikin kabulü edilmesi ve ödemenin yapılabilmesi için … ile aralarında imzalanan 18/02/2013 tarihli arsa satışı karşılığı hasılat paylaşım sözleşmesinin geçerlilik şartlarından olan sözleşmedeki bahse konu arsalar üzerindeki tapunun … A.Ş’nin şerhinin kaldırılması ve arsaların tapusunu taraflarına devrinin gerçekleşmesi halinde ve … ile yapılan sözleşmenin 8.3 maddesi uyarınca ödeme şartlarının gerçekleşmesi durumunda ödenmek üzere uygun bulunduğunu, ve ….’e herhangi bir ödeme yapılmadan öncelikli olarak taraflarına ödeme yapılabileceğinin bildirildiğini; müvekkili … tarafından 16/07/2013 tarihinde davacı ve dava dışı … Şti aleyhine İzmir 15 ATM’nin 2013/158 Esas sayılı dosyası ile (akabinde İzmir 1 ATM’nin 2014/903 Esas sayılı dosyası olarak davaya devam olunduğunu) temlik edilen 14.000.000,00 TL alacak iddiasına ilişkin ödemenin dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına bu konuda temlik borçlusu … firmasına müzekkere yazılmasına, İzmir 3.Noterliğinin 16/11/2011 tarihli 16452 yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin ifa imkansızlığı içerisinde yapılmış olması nedeniyle geçersiz ve yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptaline ve davacıyı bağlamayan 01/07/2013 tarihli sözleşme ve alacağın temliki nedeniyle 14.000.000,00 TL borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesinin talep ve dava edildiğini, İzmir 15 ATM’nin 2013/158 Esas sayılı dosyasında 03/09/2013 tarihli ara karar ile davaya konu temlik bedeli 14.000.000,00 TL’nin temlik borçlusu tarafından davalılara ödenmemesine karar verildiğini, iş bu davanın davacısı tarafından yapılan itirazın reddedildiğini ve Yargıtay 23 Hukuk Dairesinin 2014/1771 Esas – 1482 karar sayılı ilamıyla da reddedildiğini, İzmir 1 ATM nin 2014/903 Esas 2016/349 Karar sayılı kararı ile asıl dava dosyası yönünden davanın reddine, konulan tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, karşı davanın reddine ilişkin karar verildiğini ve kararın 16/01/2018 tarihinde kesinleştiğini, davacı … Şti’nin İzmir 27 İcra Müdürlüğünün 2017/12264 Esas sayılı takibi ile 7.000.000,00 TL asıl alacak, 3.415.568,49 TL işlemiş faiz toplamı 10.415.568,49 TL nin tahsilinin talep edildiğini, karşı tarafın takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, İzmir 1 ATM nin ilamının kesinleşmesine müteakip … A.Ş tarafından 25/01/2018 tarihinde 7.877.534,65 TL ödeme yapıldığını, yine davacı tarafın İzmir 2 ATM nin 2018/56 D.İş sayılı kararı ile İzmir 27 İcra Müdürlüğünün 2017/12264 sayılı icra takibine konu aynı alacak yönünden müvekkili … ve dava dışı … A.Ş aleyhine İzmir 21 İcra Müdürlüğünün 2018/1206 Esas sayılı icra takibini işleme koyduğunu, İzmir 27 İcra Müdürlüğünün 2017/12264 sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali için İzmir 2 ATM nin 2018/651 Esas sayılı davasının açıldığını, müvekkili … ve dava dışı … A.Ş ve … arasında 03/07/2018 tarihinde sulh ve ibra protokolü imzaladığını, bu protokol gereğince 05/07/2018 tarihinde İzmir 27 İcra Müdürlüğünün 2017/12264 sayılı dosyasına 3.562.142,97 TL ödeme yapıldığını, ilgili icra dosyasının toplamda davacıya alacağın temliki sözleşmesine istinaden 11.439.677,62 TL ödeme yapılarak infazen işlemden kaldırıldığını, davaya ve icra takibine konu edilen 01/07/2013 tarihli alacağın temliki sözleşmesinin zaman aşımına uğradığını, davacının cezai şart talep ve dava etmesinin TBK 131. Maddesi gereği açıkça hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında imzalanan 03/07/22018 tarihli sulh ve ibra protokolü ile müvekkili … ve dava dışı … A.Ş’nin gayri kabili rücu ibra edildiği ve borcun ifa ile sona erdiğini, müvekkilinin 01/07/2013 tarihli temlik sözleşmesindeki yükümlülükleri ihlal etmediğini, davacı tarafın 01/07/2013 tarihli fesih sözleşmesinin tarafı olmadığını, dava açma hakkının yasalarla güvence altına alınmış bir hak olduğunu, doğmamış haktan feragat edilemeyeceğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte cezai şartı düzenleyen TBK 179/1 maddesi gereğince resen inceleme yapılması gerektiğini, kooperatiflerin tacir olu olmadığını tartışmalı olup Yargıtayın yerleşik uygulamaları ile kooperatiflerin tacir olmadığının kabul edildiğini, tacir olduğu kabul edilse dahi tacir olan borçlunun iktisaden çöküntüye mahvına sebep olacak derecede aşırı cezanın indirilmesi gerektiğini, icra inkar tazminat taleplerinin reddi gerektiğini bildirerek davanın reddine ve karşı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından birleşen dosyaya ilişkin verilen cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … ile davacı … arasında 16.11.2011 tarihinde İzmir 3. Noterliği’nin 16452 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını, müvekkili … ile dava dışı 3.kişi … A.Ş ve dava dışı … A. Ş. arasında 18.02.2013 tarihinde Arsa Satışı Karşılığı Hasılat Paylaşımı Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili … ile davacı … Şti arasında 01.07.2013 tarihinde İzmir 3. Noterliği’nin 16.11.2011 tarih 16452 yevmiye numaralı gayrimenkulün satış vaadi ve kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshine ilişkin sözleşme imzalandığını, müvekkili …. ile davacı şirketi ve dava dışı … Şirketi arasında 01.07.2013 tarihinde alacağın temliki sözleşmesi imzalandığını, müvekkili birliğin … A.Ş ye 01/07/2013 tarihinde bir dilekçe yazarak 01/07/2013 tarihli temlik sözleşmesi gereğince 18/02/2013 tarihli arsa satışı karşılığı hasılat paylaşımı sözleşmesinin 8.3 maddesinde düzenlenen ve birliğe ödemeleri gereken toplam 65.000.000,00 TL’nin 7.000.000,00 TL’lik kısmını … Şti.’ne temlik edildiği, yapılacak ödemenin tapudaki şerhlerin kaldırılması ve tapunun taraflarına devrinin gerçekleşmesi ile 8.3 maddesi uyarınca ödeme koşullarının oluşması durumunda birliğe herhangi bir ödeme yapılamadan öncelikli olarak temlik alacaklısına yapılmasının talep edildiğini, dava dışı … A.Ş tarafından davacı şirkete 10/07/2013 tarihli 3491 sayılı yazı ile taraflarından temlikin kabulü edilmesi ve ödemenin yapılabilmesi için … ile aralarında imzalanan 18/02/2013 tarihli arsa satışı karşılığı hasılat paylaşım sözleşmesinin geçerlilik şartlarından olan sözleşmedeki bahse konu arsalar üzerindeki tapunun …. A.Ş’nin şerhinin kaldırılması ve arsaların tapusunu taraflarına devrinin gerçekleşmesi halinde ve … ile yapılan sözleşmenin 8.3 maddesi uyarınca ödeme şartlarının gerçekleşmesi durumunda ödenmek üzere uygun bulunduğunu, ve …’e herhangi bir ödeme yapılmadan öncelikli olarak taraflarına ödeme yapılabileceğinin bildirildiğini; müvekkili … tarafından 16/07/2013 tarihinde davacı şirket ile ve dava dışı … Şti aleyhine İzmir 15 ATM’nin 2013/158 Esas sayılı dosyası ile (akabinde İzmir 1 ATM’nin 2014/903 Esas sayılı dosyası olarak davaya devam olunduğunu) temlik edilen 14.000.000,00 TL alacak iddiasına ilişkin ödemenin dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına bu konuda temlik borçlusu … firmasına müzekkere yazılmasına, İzmir 3.Noterliğinin 16/11/2011 tarihli 16452 yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin ifa imkansızlığı içerisinde yapılmış olması nedeniyle geçersiz ve yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptaline ve davacıyı bağlamayan 01/07/2013 tarihli sözleşme ve alacağın temliki nedeniyle 14.000.000,00 TL borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesinin talep ve dava edildiğini, İzmir 15 ATM’nin 2013/158 Esas sayılı dosyasında 03/09/2013 tarihli ara karar ile davaya konu temlik bedeli 14.000.000,00 TL’nin temlik borçlusu tarafından davalılara ödenmemesine karar verildiğini, iş bu davanın davacısı tarafından yapılan itirazın reddedildiğini ve Yargıtay 23 Hukuk Dairesinin 2014/1771 Esas – 1482 karar sayılı ilamıyla da reddedildiğini, İzmir 1 ATM nin 2014/903 Esas 2016/349 Karar sayılı kararı ile asıl dava dosyası yönünden davanın reddine, konulan tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, karşı davanın reddine ilişkin karar verildiğini ve kararın 16/01/2018 tarihinde kesinleştiğini, İzmir 21 İcra Müdürlüğünün 2018/1011 Esas sayılı takibi ile 16/01/2018 tarihinde 7.000.000,00 TL asıl alacak, 3.774.294,52 TL işlemiş faiz toplamı 10.774.294,52 TL nin tahsilini talep ettiğini, bu icra dosyasına dava dışı 3. Kişi … tarafından 26/01/2018 tarihinde 7.877.534,65 TL ödeme yapıldığını, ve müvekkili … tarafından takip öncesi işletilen faizin 3.387.425,40 TL lik kısmına itiraz edildiğini, yine davacı tarafın İzmir 2 ATM nin 2018/56 D.İş sayılı kararı ile İzmir 21 İcra Müdürlüğünün 2018/1011 sayılı icra takibine konu aynı alacak yönünden müvekkili … ve dava dışı … A.Ş aleyhine İzmir 21 İcra Müdürlüğünün 2018/1206 Esas sayılı icra takibini işleme koyduğunu, İzmir 21 İcra Müdürlüğünün 2018/1011 sayılı dosyasına yapılan kısmi itirazın iptali için İzmir 4 ATM nin 2018/366 Esas sayılı davasının açıldığını, davacı tarafın müvekkili … ve dava dışı … A.Ş ve … arasında 03/07/2018 tarihinde sulh ve ibra protokolü imzaladığını, bu protokol gereğince 05/07/2018 tarihinde İzmir 21 İcra Müdürlüğünün 2018/1011 sayılı dosyasına 3.578.551,93 TL ödeme yapıldığını, ilgili icra dosyasının toplamda davacı şirkete alacağın temliki sözleşmesine istinaden 11.456.086,58 TL ödeme yapılarak infazen işlemden kaldırıldığını, davaya ve icra takibine konu edilen 01/07/2013 tarihli alacağın temliki sözleşmesinin zaman aşımına uğradığını, davacının cezai şart talep ve dava etmesinin TBK 131. Maddesi gereği açıkça hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında imzalanan 03/07/2018 tarihli sulh ve ibra protokolü ile müvekkili … ve dava dışı … A.Ş nin gayri kabili rücu ibra edildiği ve borcun ifa ile sona erdiğini, müvekkilinin 01/07/2013 tarihli fesih sözleşmesi ve temlik sözleşmesindeki yükümlülüklerini ihlal etmediğini, davacı tarafın 01/07/2013 tarihli fesih sözleşmesi nedeniyle talep edebileceği bedelin 7.000.000,00 TL ile sınırlandırıldığını, cezai şart talep etmesinin mümkün olmadığını, fesih sözleşmesi nedeniyle müvekkili birliğin cezai şart dahil olmak üzere 14.000.000,00 TL 7.000.000,00 TL davacı şirkete, 7.000.000,00 konsorsiyum ortağı … şirketine ödemesi ile hiçbir ad ve nam altında talepte bulunmayacaklarını açıkça kabul ve beyan taahhüt ettikleri halde icra takibi başlatarak cezai şart talebinde bulunmalarının haksız olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte cezai şartı düzenleyen TBK 179/1 maddesi gereğince resen inceleme yapılması gerektiğini, kooperatiflerin tacir olu olmadığını tartışmalı olup Yargıtayın yerleşik uygulamaları ile kooperatiflerin tacir olmadığının kabul edildiğini, tacir olduğu kabul edilse dahi tacir olan borçlunun iktisaden çöküntüye mahvına sebep olacak derecede aşırı cezanın indirilmesi gerektiğini, icra inkar tazminat taleplerinin reddi gerektiğini bildirerek davanın reddine ve karşı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 21.01.2021 tarih ve 2018/106 Esas, 2021/15 Karar sayılı kararı ile özetle; ”…İzmir 15 İcra Müdürlüğünün 2018/8385 Esas sayılı dosyasında icra takibinin, … Şti tarafından davalı … aleyhine 3.500.000,00 TL asıl alacak, 1.677.399,04 TL işlemiş faiz toplamı 5.177.399,04 TL üzerinden 27/06/2018 tarihinde ilamsız takip yoluyla yapıldığı, takip dayanağının 01/07/2013 tarihli temlik sözleşmesinden doğan 3.500.000,00 TL tutarlı 15/12/2013 tarihli asıl alacak olarak belirtildiği, davalı tarafın 04/07/2018 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiği belirlenmiştir.
İzmir 21 İcra Müdürlüğünün 2018/9174 sayılı dosyasındaki icra takibinin, … Şti tarafından davalı … aleyhine davalı … aleyhine 01/07/2013 tarihli fesih sözleşmesi ve alacağın temliki sözleşmesi gereği cezai şart alacağına ilişkin 10.500.000,00 TL üzerinden 02/07/2018 tarihinde ilamsız takip yoluyla başlatıldığını, davalı tarafın 10/07/2018 tarihinde takibe itiraz ettiği belirlenmiştir.
İzmir 1 ATM nin 2014/903 Esas 2016/349 karar sayılı dosyasındaki davanın … tarafından … Şti ile … Şti aleyhine 01/07/2013 tarihli fesih sözleşmesinin ve 01/07/2013 tarihli alacağın temliki sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile iptaline ve davacının davalılara 14.000.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine yönelik açıldığı, davada … Şti’nin karşı dava ile karşı davalı … tarafından … A.Ş ye yapılan satışın iptali ile karşı davalı … adına tesciline, 21/12/2011 tarihli kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin karşı davacı şirket adına tapuya tesciline bu talep kabul görmediği takdirde yaklaşık 400.000.000,00 TL tutarındaki müspet zarar ile mahrum kalınan karın tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 1.000.000,00 TL nin karşı davalı …ten tazminine yönelik olarak … A.Ş aleyhine açıldığı ve mahkemece ihtiyati tedbir kararı ile … A.Ş uhdesinde bulunan 14.000.000,00 TL nin …bank’a açılacak vadeli bir hesaba tedbiren yatırılmasına karar verildiği ve 07/04/2016 tarihli karar ile davanın reddine, tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, davacının teminatın düşürülmesine yönelik talebinin reddine, karşı davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 23. HD nin 2016/5381 Esas 2017/966 sayılı kararı ile onandığı ve karar düzeltme talebinin Yargıtay 23 HD nin 2017/2137 Esas 3807 sayılı 21/12/2017 tarihli kararı ile reddine karar verildiği ve 16/01/2018 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
İzmir 8.İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/50 E sayılı dosyasında davacının … Şti karşı tarafların davalı ve dava dışı … A.Ş olduğu ve İzmir 27 İcra Müdürlüğünün 2017/12264 sayılı dosyasındaki itirazların kaldırılmasına yönelik olarak açıldığı belirlenmiştir.
Dosyaya ibraz edilen deliller arasında bulunan 16/12/2011 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesine arsa sahibinin … müteahhit sıfatıyla hareket eden tarafın … Şti olduğu; İzmir 3 Noterliğinin 16/12/2011 tarih 16452 yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshine ilişkin sözleşmenin taraflarının yüklenici sıfatıyla … Şti arsa sahibinin … olduğu ve taraflar arasındaki 16/12/2011 tarihli yapım sözleşmesinin mutabakat yoluyla feshi ve fesih nedeniyle tarafların doğacak hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesine ilişkin olarak düzenlendiği, tarafların hak ve yükümlülükleri başlıklı 4. Maddesinin 4.1-d ) bendinde “arsa sahibi yüklenici ile aralarında akdedilmiş olan İzmir 3 Noterliğinin 16/12/2011 tarih 16452 yevmiye numaralı sözleşmesinin fesih etmesi karşılığında tüm masraf ve kar kayıplarına/müspet zararlarına karşılık olmak üzere tazminat/cayma bedeli ve cezai şart olarak ve 3. Kişilere temlik edilmemek üzere yükleniciye 7.000.000,00 TL … Ve yüklenicinin gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 3.5 maddesi uyarınca ve ekli sözleşmeye dayalı olarak Konsorsiyum ortağı … Şti ‘ye 7.000.000,00 TL ….. Olmak üzere ve nakit olarak ve iş bu sözleşmede belirtilen koşullarda toplam 14.000.000,00 TL …. Gayri kabili rücu ödeneği kabul, beyan ve taahhüt etmektedir.” ; 4.2-a bendinde ” Tüm masraf ve kar kayıpları/müspet zararlarına karşılık, cayma bedeli ve cezai şart olarak nakit 14.000.000,00 TL … Aşağıdaki açıklandığı şeklinde temlik edildiği takdirde İzmir 3 Noterliğinin 16/12/2011 tarih 16452 yevmiye nolu sözleşmesine konu tapunun arsa sahibi tarafından … ye devri aşamasında eş zamanlı olarak şerhi kaldıracağını ve … Temlik bedelinin kendisine ödenmesi halinde ….sözleşmesini fesih etmesini kabul ve taahhüt etmektedir. ” Ortak yükümlülükler ve sözleşme bedelinin ödenmesi başlıklı bölümde ” Arsa sahibi … ye kendi aralarında imzaladıkları sözleşmenin 8.3 maddesinde öngörülen 65.000.000,00 TL .. Nın 14.000.000,00 TL sini yüklenici ve konsorsiyum ortağına temlik ettiğini belirten ve 14.000.000,00 TL nin iş bu sözleşmenin 4.1.d maddesinde düzenlenen şekilde … Yükleniciye 7.000.000,00 tl ve konsorsiyum ortağı … Şti ye 7.000.000,00 TL … Olmak üzere ve gayri kabili rücu nakit olarak ödenmesini isteyen bir yazı göndermeyi beyan ve taahhüt etmektedir. ” Cezai şart başlıklı 6. Maddesinde taraflar iş bu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı davranmaları halinde herhangi bir ihtara yasal takibe gerek kalmaksızın karşı tarafa ilk yazılı talebi üzerine, tüm yargılama giderleri, vekalet ücreti menfi ve müspet zararları hariç ve bunlara ek olmak üzere karşı tarafa toplam 7.000.000,00 TL … Cezai şart ödeyeceklerini, cezai şarttan herhangi bir indirim talebinde bulunmayacaklarını, gayri kabili rücu kabul beyan ve taahhüt ederler düzenlemesinin bulunduğu belirlenmiştir.
Alacağın temliki sözleşmesi başlıklı sözleşmenin taraflarının … Şti, … Şti ve … olduğu, temlik eden tarafın davalı … temlik alanların … Ve … Şti oldukları, sözleşmenin konusunun taraflar arasındaki 01/07/2013 tarihli fesih sözleşmesi kapsamında temlik edenin … A.Ş ile arasında yaptığı 18/02/2013 tarihli arsa satışı karşılığı hasılat paylaşımı sözleşmesi kapsamında doğan ve 8.3 maddesinde belirtilen alacağının fesih sözleşmesi ile belirlenen 14.000.000,00 TL lik kısmının temlik alanlara temlik edilmesine ilişkin düzenlendiği, temlik edenin temlik borçlusu … A.Ş ile imzalamış oldukları 18/02/2013 tarihli sözleşmenin 8.3 maddesinde belirtilen alacağının 14.000.000,00 TL lik kısmının 7.000.000,00 TL lik kısmının …e , 7.000.000,00 TL lik kısmının konsorsiyum ortağı … şirketine temlik edildiği, sözleşmenin 5. Maddesinde tarafların sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı davranmaları halinde herhangi bir ihtara veya yasal takibe gerek kalmaksızın karşı tarafın ilk yazılı talebi üzerine … Menfi ve müspet zararları hariç ve bunlara ek olmak üzere karşı tarafa toplam 7.000.000,00 TL cezai şart ödeyeceklerinin düzenlendiği belirlemiştir.
İzmir 27.İcra Müdürlüğünün 2017/12264 sayılı dosyasındaki icra takibinin davacı … Şti tarafından davalı … ve dava dışı … A.Ş aleyhine İzmir 1 ATM nin 2014/903 Esas – 2016/349 Karar sayılı dosya konusu sözleşmeler ve temlik sözleşmesi gereğince açıklaması ile 7.000.000,00 TL asıl alacak, 3.415.568,49 TL toplamı 10.415.568,49 TL üzerinden ilamsız takip yoluyla 26/07/2017 tarihinde başlatıldığı, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğu, 29/01/2018 tarihli icra müdürlüğü yazısından … A.Ş tarafından dosyaya 7.877.534,65 TL’nin yatırıldığı, yine 05/07/2018 tarihinde 3.562.142,97 TL’nin yatırıldığı ve dosyanın 05/07/2018 tarihinde infaz ile kapatılmasına karar verildiği belirlenmiştir.
İzmir 21 İcra Müdürlüğünün 2018/1011 sayılı dosyasındaki icra takibinin birleşen dosyada davacı … Şti tarafından davalı … ve dava dışı … A.Ş aleyhine 16/07/2013 tarihli asıl alacak açıklaması ile 7.000.000,00 TL asıl alacak, 3.774.294,52 TL faiz toplamı 10.774.294,52 TL üzerinden ilamsız takip yoluyla başlatıldığı, dava dışı … A.Ş nin asıl alacak 7.000.000,00 TL ve 877.534,65 TL faiz olmak üzere toplam 7.877.534,65 TL dışındaki faiz ve ferilerine itiraz ettiği belirlenmiştir.
İzmir 4 ATM nin 2018/366 Esas sayılı dosyasındaki davanın … Şti tarafından davalı … ve dava dışı … A.Ş aleyhine İzmir 21 İcra Müdürlüğünün 2018/1011 dosyasındaki kısmi itirazın iptaline yönelik olarak açıldığı belirlenmiştir.
İzmir 2 ATM nin 2018/651 Esas sayılı dosyasındaki davanın … Şti tarafından davalı … ve dava dışı … A.Ş aleyhine İzmir 21 İcra Müdürlüğünün 2017/12264 sayılı dosyasındaki 26/01/2018 tarihinde kısmi ödeme yapıldıktan sonra kalan dosya borcu 3.662.874,00 TL ye yönelik itirazın iptaline ilişkin olarak açıldığı belirlenmiştir.
Dosyaya ibraz edilen sulh ve ibra protokolünün taraflarının … Şti, … Şti ve … olduğu,
İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2017/12264 sayılı-
İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2018/1011 Esas
İzmir 4. ATM nin 2018/366 Esas,
İzmir 2. ATM nin 2018/651 Esas
İzmir 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/50 Esas sayılı dosyaları yönünden karşılıklı anlaşmaya varılması konusuna ilişkin olduğu,
Mahkemece;
‘…….protokolün 4. Maddesinde ” … tarafından 1,2 ve 3 nolu maddelerde belirtilen ödemelerin yapılması akabinde; … tarafından İzmir 2 ATM nin 2018/615 E. ve İzmir 8 İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/50 E. sayılı Mahkeme dosyalarından tüm davalılar yönünden vazgeçilecek ve alınan ihtiyati haciz kararları uygulanmayacaktır. Vazgeçme beyanı dosyaya sunulacak olup … ve diğer davalılar tarafından dosyalara yönelik itirazlar kaldırılacak ve karşı vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığı bildirilecektir…. … tarafından da İzmir 4 ATM nin 2018/366 E. sayılı mahkeme dosyasındaki davadan tüm davalılar yönünden vazgeçilecek ve alınan ihtiyati haciz kararları uygulanmayacaktır. Vazgeçme beyanı dosyaya sunulacak olup … ve diğer davalılar tarafından dosyalara yönelik itirazlar kaldırılacak, ve karşı vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığı bildirilecektir. … tarafından 1,2 ve 3 numaralı maddelerde belirtilen ödemelerin yapılması, … ve …, iş bu sözleşmede alınan davalar ve takipler açısından diğer tarafların gayri kabili rücu ve ibra ederler.” düzenlemesinin bulunduğu, sulh ve ibra protokolünün 03/07/2018 tarihinde düzenlendiği belirlenmiştir.TBK 131. Maddesi “Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur. İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir…” hükmünü içermektedir.
Somut olayda davacı tarafça … Şti ile davalı arasında yapılan 16/12/2011 tarihli sözleşmenin aynı taraflar arasında 01/07/2013 tarihli fesih sözleşmesi uyarınca fesih edildiği, fesih sözleşmesine göre davalı tarafça davacı ve birleşen dosyada davacı şirketlere fesih tazminatı olarak 14.000.000,00 TL nin ödeneceğinin taahhüt edildiği ve söz konusu ödemelerin davalı …’in … den olan alacağını temlik etmek suretiyle ödeneceğinin hüküm altına alındığı, ayrıca 01/07/2013 tarihli temlik sözleşmesinin düzenlendiği, temlik sözleşmesinin cezai şart başlıklı 5. Maddesine göre 7.000.000,00 TL cezai şart ödenmesinin kabul ve taahhüt edildiği, ancak davalının fesih sözleşmesi gereği ödemesi gereken fesih tazminatını ödemeyerek sözleşmenin iptali yönünde dava açtığını ve bu nedenle temlik sözleşmesinin beşinci maddesine göre cezai şart ödeme borcunun doğduğundan bahisle davacının payına düşen cezai şart bedelinin işlemiş faiz ile birlikte tahsiline yönelik İzmir 15 İcra Müdürlüğünün 2018/8385 sayılı dosyasıyla yapılan icra takibine davalının itirazının iptaline yönelik iş bu davanın açıldığı;
Birleşen davanın ise davacı … Şti ile … arasındaki 01/07/2013 tarihli fesih sözleşmesinin 6. Maddesine göre cezai şart ödeme yükümlülüğünün doğduğundan bahisle İzmir 21 İcra Müdürlüğünün 2018/9174 sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalı itirazının iptaline yönelik olarak açıldığı, asıl dosya yönünden fesih sözleşmesine birleşen dosya yönünden alacağın temliki sözleşmesine dayalı olarak cezai şart talep edildiği, sözleşmelerin 01/07/2013 tarihinde düzenlendiği ve davaya konu icra takip takip tarihlerine göre uygulanması gereken 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı nazara alındığında davalı tarafın zaman aşımı itirazlarının yerinde olmadığı, … Şti ile davalı … arasındaki 01/07/2013 tarihli fesih sözleşmesi uyarınca davalı tarafın … şirketi ve konsorsiyum ortaklarına tüm masraf ve kar kayıpları/müspet zararlarına karşılık tazminat cayma bedeli ve ceza işart olarak 14.000.000,00 TL yi ödemeyi kabul ettiği, söz konusu ödemenin …nin dava dışı … ile imzaladığı sözleşmenin 8.3 maddesinde belirtilen 65.000.000,00 TL nin 14.000.000,00 TL sinin temlik edilmesi ile ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 6. Maddesinde sözleşme yükümlülüklerine aykırı davranılması halinde 7.000.000,00 TL cezai şart ödeneceğinin, yine alacağın temliki sözleşmesinin 5. Maddesinde 7.000.000,00 TL cezai şartın ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalı tarafın söz konusu sözleşmeler imzalandıktan sonra İzmir 1 ATM nin 2014/903 E sayılı dosyası ile 16/07/2013 tarihinde 01/07/2013 tarihli fesih sözleşmesi ve alacağın temliki sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ve iptali ile davalılara 14.000.000,00 TL borçlu bulunmadığının tespitine yönelik olarak açtığı davada, … Şti tarafından karşı davalı … tarafından … A.Ş ye yapılan satışın iptaline, karşı davalı … adına tesciline, 21/12/2011 tarihli kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin karşı davacı şirket adına tapuya tesciline, bu talep kabul görmediği takdirde yaklaşık 400.000.000,00 TL tutarındaki müspet zarar ile mahrum kalınan karın tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 1.000.000,00 TL nin karşı davalı …ten tazminine yönelik olarak … ve … A.Ş aleyhine karşı dava açıldığı ve ilgili mahkemece 2016/349 sayılı 07/04/2016 tarihli karar ile davanın ve karşı davanın reddine karar verilerek kararın kesinleştiği, asıl ve birleşen dosyada davacılar tarafından davalı taraf ile dava dışı … aleyhine fesih sözleşmesinin 4.2-a maddesinde belirtilen tazminatın tahsiline yönelik olarak yapılan İzmir 27.İcra Müdürlüğünün 2017/12264 ve İzmir 21 İcra Müdürlüğünün 2018/1011 sayılı dosyalarındaki takip konusu asıl alacak ve işlemiş faiz toplamının dava dışı … tarafından ödendiği ve söz konusu dosyalar yönünden açılan itirazın iptali davalarının taraflar arasındaki 03/07/2018 tarihli sulh ve anlaşma protokolü ile sonuçlandığı cezai şart talebine yönelik iş bu dava konusu icra takibinin 29/06/2018 tarihinde; birleşen davaya konu icra takibinin 02/07/2018 tarihinde başlatıldığı, takiplerden sonra asıl alacak ile ilgili 03/07/2018 tarihinde taraflar arasında sulh ve ibra protokolü düzenlendiği, söz konusu sulh ve ibra protokolünde cezai şarta ilişkin taleplerin saklı tutulmadığı, taraflar arasındaki fesih ve temlik sözleşmelerinde cayma tazminatının ödenmesine yönelik herhangi bir sürenin belirlenmediği, dava açmaya yönelik doğmamış haktan feragat edilemeyeceği ve fesih sözleşmesi ve alacağın temliki sözleşmesinde belirtilen toplam 14.000.000,00 TL fesih tazminatının faizleri ile birlikte asıl ve birleşen dosyada davacı taraflarca tahsil edildiği nazara alındığında cezai şart taleplerine ilişkin asıl ve birleşen davanın sübut bulmadığı sonucuna ulaşılarak asıl ve birleşen davanın reddine, kötü niyet subut bulmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde mahkemece karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Asıl ve Birleşen davada davacılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
1-Asıl davada davacı avukatı tarafından verilen istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıkladıkları üzere, eksik ve hatalı incelemeye dayalı olarak verilmiş hukuka aykırı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/106 E. 2021/15 K. sayılı 21.01.2021 tarihli kararının İstinaf incelemesine tabi tutularak kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak haklı davalarının kabulü ile, İzmir 15. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8385 esas Sayılı İcra dosyasına vaki itirazlarının tamamının iptaline ve taraflar arasında imzalanmış olan Temlik Sözleşmesi’nin 5. maddesi gereğince davalının ödemekle mükellef olduğu cezai şart bedelinden müvekkilinin payına düşen 3.500.000,00 TL’nin, temlik bedelinin ödenmesi gereken, 15.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tenkisine tabii olmamak kaydıyla tahsiline, haksız olarak itiraz edilen icra takibine istinaden yüzde yirmiden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2-Birleşen dosyada davacı avukatı tarafından verilen istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıkladıkları üzere, tehiri icra ve istinaf taleplerinin kabulü ile, Birleşen İzmir 6 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1002E- 2020231 K sayılı dosyasındaki kararın kaldırılmasına, birleşen davalarının kabulü ile, İzmir 21. İcra Dairesi 2018/9174E. sayılı dosyasına yapılmış olan haksız yapılan itirazın (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve kalan miktar yönünden alacak davası açma haklarımız saklı kalmak kaydıyla) 7.000.000-TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin devamına, borçlu tarafından yapılan itirazın takibi sürüncemede bırakma amacı taşıması ve alacağımızın likit olması nedeniyle müvekkili şirket lehine yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin, arabuluculuk ücretinin ve arabuluculuk vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Asıl ve birleşen dava itirazın iptal davasıdır.
Davalı taşınmaz maliki ile dava dışı … Şti arasında İzmir 3. Noterliğinin 16452 yevmiye numaralı ve 16.12.2011 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi akdedilmiştir. Daha sonra davacı ile dava dışı yüklenici … Şti arasında yukarıda bahsi geçen Kat Kaşılığı İnşaat Sözleşmesi’nin 3.5 Maddesindeki açık sözleşme maddesinin izni ile iş ortağı kuruluyor. (Yani dava dışı yüklenici ile davacı iş ortağı oluyor) bu ortaklık daha sonra 01.07.2013 tarihli alacağın temliki sözleşmesinde de her üç şirketin imzası ile kabul edilmiştir. Akabinde davacı ve yüklenici dava dışı … Şti arasında ytnzim edilen kat karşılığı inşaat sözlemesi 01/07/2013 tarihli fesih sözleşmesi uyarınca fesih ediliyor.
Fesih sözleşmesine göre davalı tarafça davacı ve birleşen dosyada davacı şirketlere fesih tazminatı olarak 14.000.000,00 TL nin ödeneceğinin taahhüt edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, söz konusu ödemelerin davalı …’in … den olan alacağını temlik etmek suretiyle ödeneceğinin hüküm altına alındığı, ayrıca 01/07/2013 tarihli temlik sözleşmesinin düzenlendiği, temlik sözleşmesinin cezai şart başlıklı 5. Maddesine göre 7.000.000,00 TL cezai şart ödenmesinin kabul ve taahhüt edildiği, ancak davalının fesih sözleşmesi gereği ödemesi gereken fesih tazminatını ödemeyerek sözleşmenin iptali yönünde dava açtığı ve bu nedenle temlik sözleşmesinin beşinci maddesine göre cezai şart ödeme borcunun doğduğundan bahisle davacının payına düşen cezai şart bedelinin işlemiş faiz ile birlikte tahsiline yönelik İzmir 15. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8385 sayılı dosyasıyla yapılan icra takibine davalının itirazının iptaline yönelik asıl davayı açtığı görülmüştür.
Birleşen davada ise davacı … Şti ile … arasındaki 01/07/2013 tarihli fesih sözleşmesinin 6. Maddesine göre cezai şart ödeme yükümlülüğünün doğduğundan bahisle İzmir 21 İcra Müdürlüğünün 2018/9174 sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalı itirazının iptaline yönelik olarak açıldığı görülüyor.
Yani, asıl dosya yönünden fesih sözleşmesine dayalı cezai şart, birleşen dosya yönünden alacağın temliki sözleşmesine dayalı olarak cezai şart taleplerine dayalı takibe vaki itirazın iptali davalarıdır.
Mahkemece;…’ asıl ve birleşen dosyada davacılar tarafından davalı taraf ile dava dışı … aleyhine fesih sözleşmesinin 4.2-a maddesinde belirtilen tazminatın tahsiline yönelik olarak yapılan İzmir 27.İcra Müdürlüğünün 2017/12264 ve İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2018/1011 sayılı dosyalarındaki takip konusu asıl alacak ve işlemiş faiz toplamının dava dışı … tarafından ödendiği ve söz konusu dosyalar yönünden açılan itirazın iptali davalarının taraflar arasındaki 03/07/2018 tarihli sulh ve anlaşma protokolü ile sonuçlandığı cezai şart talebine yönelik iş bu dava konusu icra takibinin 29/06/2018 tarihinde; birleşen davaya konu icra takibinin 02/07/2018 tarihinde başlatıldığı, takiplerden sonra asıl alacak ile ilgili 03/07/2018 tarihinde taraflar arasında sulh ve ibra protokolü düzenlendiği, söz konusu sulh ve ibra protokolünde cezai şarta ilişkin taleplerin saklı tutulmadığı, taraflar arasındaki fesih ve temlik sözleşmelerinde cayma tazminatının ödenmesine yönelik herhangi bir sürenin belirlenmediği, dava açmaya yönelik doğmamış haktan feragat edilemeyeceği ve fesih sözleşmesi ve alacağın temliki sözleşmesinde belirtilen toplam 14.000.000,00 TL fesih tazminatının faizleri ile birlikte asıl ve birleşen dosyada davacı taraflarca tahsil edildiği nazara alındığında cezai şart taleplerine ilişkin asıl ve birleşen davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin kararı ve gerekçesi tüm dosya kapsamına göre uygun düşmemektedir.
Şöyle ki;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.03.2006 tarihli ve 2005/10-755 Esas, 2006/32 Karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere; bir borç ilişkisi, asıl hakla birlikte bazı fer’i hakları da içerir. Borç ilişkisinin içerdiği asıl hak, alacak hakkı; fer’i haklar ise, cezai şart, faiz, kefalet, rehin, hapis hakkı gibi haklardır.
Fer’i haklar, borç ilişkisinin içerdiği alacak hakkının bir kısmı, bir parçası değildir. Asıl borca bağlı, asıl borç mevcut ve geçerli olduğu sürece geçerli olup, asıl alacak ile birlikte doğar, varlığını sürdürür, onunla birlikte sona ererler.
Borcu sona erdiren en önemli neden, tarafların kendilerine yüklenen edimleri ifa etmeleridir. Genel olarak ifa, borçlanılmış edimin yerine getirilmesi suretiyle alacaklının tatmin edilerek borcun sona erdirilmesidir. Kural, asıl borç sona erdiğinde, bu borca bağlı fer’i borçların da sona ereceğidir. Bu sonuç, ek bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden gerçekleşir.
Ne var ki, asıl borcun sona erişinde yan borçların da sona ereceğine ilişkin kural, her zaman ve her hukuksal ilişki için geçerli değildir. Bununla ilgili ayrık durum 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 131 maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede;’ asıl borç ifa yada bir sebeple sona erdiği takdirde rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve alacaklar da son bulur.
İşlemiş faizin veya ceza koşulnun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise veya durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa bu faizler ve ceza koşulu istenebilir..’ şeklinde düzenleme mecvurtutr.
Ayrıca, evvelce işleyen faizleri ve cezaları talep hakkının saklı tutulması (ihtirazi kayıt) veya saklı tutulduğunun hal ve koşullardan çıkartılması kaydıyla, ödenmemiş faizlerin istenebilme hakkı ortadan kalkmamakta, asıl borç ifa veya sair bir suretle son bulmuş olsa bile, borcun fer’isi olan faiz varlığını sürdürmekte ve alacaklı bunları talep edebilme hakkını yitirmemektedir.
İhtirazi kayıt; “muayyen haklarını kullanmak hususunda serbestisini muhafaza etmek isteyen tarafın bu husustaki vaki beyanı” olarak tanımlanabilir. İhtirazi kayıt ileri sürme hakkı, yenilik doğurucu nitelikte olup, bir hukuksal durumu ortaya çıkarmak, var olan hukuksal durumu değiştirmek veya ortadan kaldırmak için kullanılır. Bu haklar, nitelikleri gereği, sonuçlarını kendiliğinden meydana getirirler. İhtirazi kayıt ileri sürmeye yönelik hak, başka bir hakkı koruyucu nitelikte olup, koruduğu hak, asıl alacağa bağlı olan ve henüz ifa edilmeyen yan edimlere ilişkin haklardır.
İhtirazi kayıt ileri sürme hakkının kullanılmaması ile, alacaklının korunan bu haklarını talep etmesi engellenmiş olur. Bu engellenme itiraz niteliğinde bulunmaktadır. Alacaklının, bu hakkını kullanmakla korumak istediği hakları korunmuş olmakta, bu irade kullanılmaz ise, korunmak istenen (fer’i nitelikte) hak düşmektedir.
Bu ön koşul, ifanın kabulü sırasında ya da en geç ifanın ardından hemen kullanılmalıdır. Alacaklının, borcun ifası sırasında veya en geç ifanın arkasından derhal, ifanın tam olarak yapılmadığına ilişkin çekinceye dair iradesini, borçlu tarafa bildirmemesi, alacaklının borçlu tarafından yapılmayan ifaların yapılmasına ilişkin talebinden zımnen feragat ettiği anlamını taşımaktadır. Alacaklının ihtirazi kayıt ileri sürmemesi, karşı tarafın ifasını ve ifaya ilişkin davranışı ile ortaya koyduğu iradesini kabul ettiği anlamına gelecektir. Hareketsizlik hiçbir zaman ihtirazi kayıt ileri sürüldüğünü göstermez ve bu yolda bir karine oluşturmaz.
Buna göre, alacaklı açıkça ihtirazi kayıt hakkını ileri sürmese bile, yaptığı eylem ve işlemlerden bu hakkını kullanmak istediği sonucu çıkarılabiliyorsa, bu hakkın kullanıldığının kabulü gerekecektir. “Hal icabı” kavramı değerlendirilirken kuşkusuz, somut olayın özellik ve gerekleri dikkate alınmalıdır.
Burada önemli yön, alacaklının hangi eylem ve işlemlerinin, bu hakkı kullanmak istediği şeklinde yorumlanması gerektiğidir. İfade edilmek istenen husus, somut olayın niteliğinin, para borcunun son bulmasına karşılık, işlemiş faiz borcunun devamını gerektirmesidir. Alacaklının, asıl borç konusu para alacağını tahsil ederken, işlemiş faizleri ve cezai şartı talep hakkını saklı tuttuğunu beyan etmediği veya bu durum “hal ve koşullardan çıkartılmadığı” takdirde ise, yukarıda belirtilen yasal ilke uyarınca, asıl borç son bulmakla, faiz ve ceza alacağı da son bulacaktır.
Yargılama hukukunun genel bir kuralı olarak, belli bir hukuk kuralına dayanarak hak elde etmek isteyen taraf, bu kuralın uygulanabilmesi için gerekli koşulların varlığını ispat etmekle yükümlüdür. Davacı (alacaklı), ihtirazi kayıt ileri sürdüğünü ya da, durumun gereğinden bu hakkını kullandığının anlaşılması gerektiğini ispat etmekle yükümlüdür.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamından davacı tarafından asıl davaya dayanak takibin 29.06.2018 tarihinde birleşen davada 02.07.2018 tarihinde takibin başlatıldığı, protokolün ise 03.07.2018 tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla davalarda taraflarca tanzim edilen protokolden önce icra takibine başlandığı, yine asıl ve birleşen dosyada cezai şarta ilişkin takiplerin de ifadan önce olduğu; Şu durumda, dava ile durumun özelliğinden fesih sözleşmesine dayalı cezai şart, birleşen dosya yönünden alacağın temliki sözleşmesine dayalı olarak cezai şart talepleri hakkının saklı tutulduğunun durum ve koşullardan anlaşıldığı; Yani icra takipleri Sulh Protokolü’nden önce başlatıldığından bir diğer deyişle ifa anına kadar cezai şart taleplerinin durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşıldığı açık olduğundan TBK 131/2 maddesindeki özel düzenleme karşısında somut olayda artık TBK 131/1.maddesinin asıl ve birleşen davaya uygulanamayacağı, bu durumda sulh ve ibra protokolü düzenlenmesi anında derdest icra dosyaları olması nedeni ile açıkça bu protokole asıl ve birleşen davalara konu icra dosya numarasının da yazılmamasından cezai şartın da bu kapsamında tutulduğunun değerlendirilemeyeceği, artık asıl ve birleşen davada takiplere konu cezai şart alacaklarının talep edebileceğinin kabulü gerektiği görülmüştür. Bununla birlikte asıl davada her ne kadar işlemiş faiz talep edilmiş ise de, takipten önce davalı temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz alacağı yönünden talebin reddine karar verilmiş, sözleşme ve protokol kapsamından ise alacağın belirlenebilir ve likit olduğu anlaşılmakla icra inkar tazminatının asıl ve birleşen davada kabulüne karar verilmiş, asıl ve birleşen dosyalarda davacı vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının asıl ve birleşen dosya yönünden 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesi gereğince kaldırılarak asıl davanın kısmen kabulü ve birleşen davanın tam kabulüne dair esas hakkında Dairemizce aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede;
a-Asıl davada davacı avukatının istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜNE,
b-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.01.2021 tarih ve 2018/106 Esas, 2021/15 Karar sayılı kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1)-b-2.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
c-Asıl davanın KISMEN KABULÜ İLE,
-Davalının İzmir 15.İcra Müdürlüğünün 2018/8385 Esas sayılı takibine yaptığı itirazın kısmen iptali ile; takibin 3.500.000,00-TL asıl alacak üzerinden devamına,
-Asıl alacak belirlenebilir ve likit olduğundan asıl alacağın %20 ‘sine tekabül eden 700.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
d-Asıl davada kabul edilen (%67,60 ) miktar üzerinden alınması gerekli 239,085,00 TL harçtan başlangıçta yatırılan 62.530,04 TL (icra dosyasına yatırılan 25.887,00 TL harcın mahsubu ile) harcın mahsubu ile kalan 176,554,96 TL harcın karar kesinleştiğinde davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, (mükerrer harç tahsilinin önlenmesi için ilk derece mahkemesi tarafından harç tahsil müzekkeresi yazılmış ise işlemsiz iadesinin istenmesine, harç tahsil edilmiş ise yatırana iadesine),

e-Asıl davada davacı tarafından yatırılan 62,530,04 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı ve 118,70 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 62.684,64 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıdan alınarak asıl davada davacıya verilmesine,
f-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca asıl davada kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 123.625,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
g-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca asıl davada reddedilen miktar yönünden hesaplanan 91.508,97 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
2-Birleşen 2019/1002 Esas sayılı dava yönünden yapılan değerlendirmede;
a-Birleşen davada davacı avukatının istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜNE,
b-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.01.2021 tarih ve 2018/106 Esas, 2021/15 Karar sayılı kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1)-b-2.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
c-Birleşen davanın KABULÜ İLE,
-Davalının İzmir 21.İcra Müdürlüğünün 2018/9174 Esas sayılı takibine yaptığı itirazın kısmen iptali ile; takibin 7.000.000,00-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
-Asıl alacak belirlenebilir ve likit olduğundan asıl alacağın %20 ‘sine tekabül eden 1.400.000,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d-Birleşen davada alınması gerekli 478,170,00 TL harçtan başlangıçta yatırılan 67.042,50 TL harcın mahsubu ile kalan 411.127,50 TL harcın karar kesinleştiğinde davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, (mükerrer harç tahsilinin önlenmesi için ilk derece mahkemesi tarafından harç tahsil müzekkeresi yazılmış ise işlemsiz iadesinin istenmesine, harç tahsil edilmiş ise yatırana iadesine),

e-Birleşen davada davacı tarafından yatırılan 67.042,50 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı ve 149,10 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 67.236,00 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıdan alınarak birleşen davada davacıya verilmesine,
f-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 158.625,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile birleşen davada davacıya verilmesine,
3-HUAK 18/A mad gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, (mükerrer harç tahsilinin önlenmesi için ilk derece mahkemesi tarafından harç tahsil müzekkeresi yazılmış ise işlemsiz iadesinin istenmesine, harç tahsil edilmiş ise yatırana iadesine),
4-Asıl davada davacı avukatının istinaf başvurunun kabulüne karar verildiğinden davacı avukatı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Birleşen davada davacı avukatının istinaf başvurunun kabulüne karar verildiğinden davacı avukatı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Asıl davada davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 38,50 TL tebligat giderinden oluşan toplam 200,60 TL istinaf giderinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Birleşen davada davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nın 333/(1).maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının davacılara, artan delil avansının davalı tarafa geri verilmesine,
9-Kararın, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/(1). maddesi gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 21.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.