Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/68 E. 2023/259 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/68
KARAR NO : 2023/259

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/22
KARAR NO : 2020/298
DAVA TARİHİ : 20/05/2015
KARAR TARİHİ : 16/10/2020
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 23.02.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 24.02.2023
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2020 tarih ve 2019/22 Esas, 2020/298 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İDDİA VE İSTEK:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Taraflar arasındaki “Fuel Oil Tankı Yenileme İşi” ile ilgili eser sözleşmesi gereğince, davacı yüklenicinin edimini yerine getirdiği, ancak bir kısım hakedişinin ödenmediği, bu konuda yapılan icra takibine de itiraz edildiği” iddiası ile itirazın iptaline ve %20 inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacı ile aralarında, … şantiyesindeki Fuel Oil Tankı yenileme işine dair taşeronluk sözleşmesi olduğu davacının çalıştırdığı işçilerin SGK primlerini hem çalışırken hem de iş tamamlanıp bitirildi halde işçilerini sigortalı göstermeye devam ederek primleri ödemediği, borcu olmadığı aksine alacaklı olduğu, bunun da mahsup edilmesi gerektiği” savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 17/04/2017 tarih ve 2015/320 Esas, 2017/203 Karar sayılı kararında özetle;.”Taraflar arasında sözleşmesel eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu, bu ilişki kapsamında davacının işi yaptığı teslim ettiği, davalı yanca hak edişlerin düzenlendiği, gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda da görüldüğü üzere davacının aradaki ilişki nedeni ile SGK ya olan borcu ödemediği, ilişisizlik belgesi almadığı, bu eksikliği tamamladığında davalı tarafça teminat olarak kesilen 10.850,00 TL de dahil olmak üzere davacının davalıdan 63.367,92 TL alacağını isteyebileceği, davanın erken açılan dava olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna varılmış davanın reddine” karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararından sonra, davacı vekilinin istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 26/12/2018 tarih ve 2017/1235 E. 2018/1422 K. Sayılı kararında özetle; “davacı avukatının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına” karar verilmesi gerekmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesinin 16/10/2020 tarih ve 2019/22 E. 2020/298 K. Sayılı kararında özetle; “davalının 46.367,92-TL asıl alacak, 1.312,50-TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 47.680,42-TL’ye yapmış olduğu itirazın iptali gerektiği, alacak likit olduğundan davacı yararına İİK.nun 67.maddesi uyarınca % 20 tazminata” karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; SGK prim borçlarının tamamının ödendiğini, davanın tam kabul verilmesi gerektiğini, mahkeme kararının hatalı olduğunu, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi isteği ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; SGK prim borçlarının ödenmediğinden ortada muaccel bir alacak olmadığını, sonradan sunulan delillere muvafakat edilmediğini, hükme elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, iddia ettiği alacak, SGK prim borçlarını dava açtıktan 1,5 sene sonra yapılandırıp ödemeye başladığını, sonradan davanın tam kabul verilmesi gerektiğini, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi isteği ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Taraflar arasındaki “Fuel Oil Tankı Yenileme İşi” ile ilgili eser sözleşmesi gereğince; davacı yüklenicinin işi yaptığı, bu iş için 3 adet hakediş düzenlendiği ve bir kısım hakedişin ödenmediği konusunda uyuşmazlık mevcut değildir.
Uyuşmazlık “sözleşme gereğince davacı yüklenicinin işçileri ile ilgili SGK prim borçlarının ödenmemesi nedeniyle bakiye hakedişin icra takip tarihi itibariyle muaccel olup olmadığı ve hakediş miktarı” hakkındadır.
İlk derece mahkemesince 17/04/2017 tarih ve 2015/320 E. 2017/203 K. Sayılı karar ile “davanın reddine” karar verilmiş olup, iş bu karar dairemizin 26/12/2018 tarih ve 2017/1235 E. 2018/1422 K. Sayılı ilamı ile “mahkemece SGK’ dan davacı şirketin ödeme yapıp yapmadığı ve yaptıysa ne miktarda ödemesinin bulunduğu hususlarının araştırılması gerektiği” gerekçesi ile kaldırılmıştır. Kaldırma sonrasında söz konusu araştırmalar yapılmak ve 17/10/2019 tarihli ek rapor alınmak suretiyle 16/12/2020 tarih ve 2019/22 E. 2020/298 K. Sayılı kararı ile 46.367,92 TL asıl alacak ve 1.312,50 TL işlemiş faiz üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar taraf vekillerince istinaf kanun yoluna taşınmıştır.
İlk derece mahkemesi kararı taraf vekillerinin istinaf sebepleri ile dosyadaki tüm bilgi ve belgeler çerçevesinde incelenmekle, aşağıdaki tespit ve kanaatlere ulaşılmıştır:
1-Dairemizin kaldırma kararı öncesi alınan 13/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen “3 hakedişin davalı tarafından imzalanıp kabul edilmesi, KDV eklenmesi, kesintilerin ve gecikme cezasının düşülmesi, ödemelerin mahsubu ile ilgili tüm hesapların incelenen belgelere göre denetime elverişli bir şekilde yapılıp sonuç olarak 63.367,92 TL ödenmeyen hakediş bedeli kaldığı ve takip tarihine kadar 1.312,50 TL işlemiş faiz bulunduğu” tespiti doğru olup, iş bu tespit dairemiz kaldırma kararında da kabul edilmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda sadece davacının ticari defterlerine bakılmış olup bu HMK.’nın 222. Maddesine aykırı gibi görünse de, hakedişlerin davalı tarafından imzalanması, 01/10/2014 tarihli hakediş belgesinde davalının imzasının bulunması, buna KDV eklenerek kesintilerin çıkarılması ve bu belgelerin davacının muavin defteri ile uyumlu olması karşısında, 63.367,92 TL asıl alacak miktarı olduğu, diğer bir ifade ile bu miktarda ödenmeyen hakedişin bulunduğu belirlenmiştir. Kaldı ki, davalının da bu alacak miktarına itirazı bulunmamaktadır.
2-Davalının itirazı; davacının sorumluluğunda bulunan SGK ödemelerinin icra takip tarihinde ve dava tarihinde yapılmaması nedeniyle, söz konusu alacağın sözleşmenin 4. Maddesi gereğince muaccel olmadığı yönündedir.
3-Ancak; sözleşmenin 4. Maddesine göre “SGK dosyaları kapatıldığını bildiren yazının tesliminden sonraki 15 gün içinde hakediş ödenir” şeklinde hüküm olsa da, davalının 130.630 TL hakediş ödemesi yaptığı, 54.250 TL gecikme cezası kestiği anlaşılmış olup, ayrıca SGK borçlarından davacının alt yüklenici, davalının ise asıl yüklenici olarak müteselsil sorumlulukları mevcut ise de asıl yükümlünün davacı yüklenici olması karşısında (ki 4. Madde hükmünün bu amaçla konulduğu anlaşılmaktadır), bu madde gereğince SGK ödemelerinin yapılmasının tüm hakedişin ödenmesi koşulu olarak düzenlenmediği görülmektedir. Sözleşmenin 4. Maddesi hükmünde kararlaştırılan konu “hakediş tutarı üzerinden %5 oranında garanti kesintisi yapılacağı ve bu kesintilerin toplam bedelin işin iş sahibine tesliminden ve SGK dosyaların kapatılmasından sonra ödeneceği” hususudur. Buna göre; yine denetime elverişli olarak düzenlenen 13/01/2016 tarihli bilirkişi raporundaki götürü hakediş bedeli üzerinden hesaplanan %5 oranındaki 10.850 TL asıl alacak miktarı olan 63.367,92 TL’den mahsup edildikten sonra kalan 52.517,92 TL hakediş alacağının ödenmesinin SGK dosyalarının kapatılması koşuluna bağlanmadığı anlaşılmaktadır. Diğer bir ifade ile; 52.517,92 TL alacak sözleşmenin 4. Maddesine tabi olmayıp icra takip tarihi olan 07/01/2015 tarihi itibariyle muaccel bir alacaktır. SGK borçlarının ödenmesi koşuluna bağlı olan %5 kesinti miktarındaki 10.850 TL alacaktır.
4-Sözleşmenin 4. Maddesi gereğince SGK borçlarının ödenmesi koşuluna bağlandığı anlaşılan 10.850 TL’nin takip tarihinde muaccel olup olmadığı hususuna gelince: Dairemizin kaldırma kararı gereğince ilk derece mahkemesince yapılan araştırma kapsamında, bu borçların takip tarihinden önce ödenmedikleri, bu tarih itibariyle toplam borcun bilirkişi raporuna göre 50.473,90 TL olduğu, söz konusu borcun eldeki dava açıldıktan sonra davacının müracaatı üzerine 09/09/2016 tarihinde yapılandırılıp takside bağlandığı ve ödemeye bu tarih itibariyle başlandığı belirlenmekle, 07/01/2015 tarihi itibariyle ödenmeyen 50.473,90 TL SGK borcu bulunduğundan, %5 kesinti oranına karşılık gelen 10.850 TL alacağın takip tarihinde muaccel olmadığı anlaşılmıştır.
5-Diğer bir ifade ile; icra takip tarihinde, davacı yüklenicinin hak ettiği toplam 63.367,92 TL alacağının 52.517,92 TL’sinin muaccel olup bu tarih itibariyle ödenmek zorunda olduğu, kalan 10.850 TL’ sinin ise icra takip tarihinde muaccel olmadığı, bu alacağın daha sonra SGK borçları tamamen ödendikten sonra muaccel olacağından davacı tarafça ayrı bir takip ya da dava ile talep edilebilir hale geleceği belirlenmiştir.
6-Bu duruma göre; davadaki asıl alacak miktarı 52.517,92 TL olup, bu alacak takip tarihinde muaccel olduğu gibi, aynı zamanda takip tarihinden daha önce de kesin hakedişin düzenlendiği 01/10/2014 tarihinde de muacceldir. Dolayısıyla, 01/10/2014 ile takip tarihi olan 07/01/2015 arasındaki toplam 99 gün için eser sözleşmelerinin niteliği gereği ticari faiz işletilmesi gerekse de, davacı taraf icra dosyasında yasal faiz isteğinden “istekle bağlılık” kuralı gereğince bu süre ile ilgili olarak yasal faiz işletilmesi gerekmektedir. Bu faiz miktarı dairemizce aşağıdaki şekilde hesaplanmış olup 1.282,01 TL miktarındadır.
Faiz Hesaplaması:
Asıl alacak : 52.517,92 TL
Yasal faiz oranı : %9 (Yıllık)
Faiz günü : 99 gün
Hesap :
52.517,92x%9=4.726,61
4.726,61/365 =12,95
2,95×99=1.282,01
7-Buna göre; eldeki itirazın iptali davasına konu olan Aliağa İcra Dairesi’nin 2015/115 Esas sayılı takibinde, davacının davalıdan 52.517,92 TL asıl alacak ve 1.282,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 53.799,93 TL alacağının bulunduğu, bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, ayrıca söz konusu alacak yargılamayı gerektirmiş ve likit nitelikte olmamakla icra inkar tazminatı isteğinin de reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bütün bu açıklamalara göre; davada tüm deliller toplanmış olup araştırılacak başka bir husus bulunmadığından, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, yukarıdaki gerekçe doğrultusunda yeniden hüküm kurulması, dairemizce HMK.’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince, açıklanan gerekçeler doğrultusunda karar verilmesi gerektiği değerlendirilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurusunun KABULÜ ile;
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2020 tarih ve 2019/22 Esas, 2020/298 Karar sayılı kararın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1)-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B) Esasa ilişkin aşağıdaki şekilde yeni hüküm tesisine:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Aliağa İcra Dairesi’nin 2015/115 Esas sayılı dosyasındaki davalı itirazının; 52.517,92 TL asıl alacak ve 1.282,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 53.799,93 TL miktar bakımından iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına,
2-Davacının icra inkâr tazminatı isteğinin REDDİNE,
3-Davanın kabul edilen kısmı üzerinden alınması gereken 3.675,07 TL ilam harcından, peşin alınan 1.406,74 TL harcın mahsubu ile, kalan 2.268,33 TL ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.406,74 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yargılama sırasında davacı tarafça yapılan ve ayrıntıları Uyap sisteminde kayıtlı bulunan toplam 642,20 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmına göre belirlenen 532,24 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine ve davanın kabul edilen kısmına göre belirlenen 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine ve davanın reddedilen kısmına göre belirlenen 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının ilgililerine ödenmesine,
C) İstinaf Yargılaması Hakkında:
1-Davacı tarafın istinaf isteminin kabulüne karar verildiğinden, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf maktu karar harcının istek halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın istinaf isteminin kabulüne karar verildiğinden, davalı tarafından yatırılan 985,00 TL istinaf nispi karar harcı ile 54,40 TL istinaf maktu karar harcının istek halinde ilk derece mahkemesi tarafından davalıya iadesine,
4-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2/2. maddesi gereğince, dairemizce dosya hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilmesi nedeniyle herhangi bir vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333/(1).maddesi gereğince artan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgililerine iadesine,
7-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca dava değeri itibarıyla kesin olmak üzere 24/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.