Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/516 E. 2023/911 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/516
KARAR NO : 2023/911

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/344
KARAR NO : 2020/414
DAVA TARİHİ : 16.03.2018
KARAR TARİHİ : 30.09.2020
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 07.06.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 09.06.2023

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30.09.2020 tarih ve 2018/344 Esas, 2020/414 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin taraf avukatları tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 16.03.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile davalı arasında 10.04.2017 tarihli 1.250 KG kapasiteli KDV hariç 110.000,00 Euro bedelli kumaş boya makinesi alım satım sözleşmesi yapıldığını, müvekkili firmanın makineyi ürettiğini ve 08.09.2017 tarihinde 531.128,62 TL fatura ile davalıya teslim ettiğini, davalıya teslim edilen ve fabrikasında kullanılan makinenin bedelinin ödenmediğini, bunun üzerine İzmir 25. Noterliğinin 32490 yevmiye numaralı 29.11.2017 tarihli ihtara rağmen davalının ödeme yapmadığını, bunun üzerine İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2017/15378 Esas sayılı dosya ile icra takibine başlandığını, takibe itiraz ile takibin durduğunu, itirazda makinenin verimli çalışmadığı, yeterli miktarda kumaş boyamadığının ileri sürüldüğü, borca ilişkin herhangi bir itirazlarının bulunmadığını bu nedenle davanın kabulü ile takibe karar vermek gerektiğine, davalının iddia ettiği konularla ilgili müvekkili firmadan servis talep etmediğini, makineyi kesintisiz kullandığını ve kullanmaya devam ettiğini belirterek itirazın iptali takibin devamı ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

YANIT :
Davalı avukatı tarafından verilen 27.04.2018 tarihli yanıt dilekçesinde özetle; sözleşmelerde edimini yerine getirmeyen tarafın alacak talep edemeyeceğini, dava konusu olan makinenin müvekkiline tam ve eksiksiz teslim edilmediğini, makinen montajından hemen sonra yapılan denemelerde makinede hatalar ve eksikliklerin tespit edildiğini, servisin arızayı çözemediğini, bu durumun tutanak ile kayıt altına alındığını, en önemli sorunun üretimdeki renk farklılıkları olduğunu, makinenin baştan sona yeniden dizayn edilmiş olmasına rağmen renk sorununun çözülemediğinin, 17.09.2017, 03.10.2017, 07.10.2017 ve 02.11.2017 tarihlerinde davacı şirket elemanlarının makinenin arızasını gidermek için yaptıkları servis ile bu arızayı gideremediklerini, makinenin sorunsuz teslim edilmiş olduğuna ilişkin teslim tutanağının da bulunmadığını, müvekkilinin temerrüdü oluşmadığından borcun muaccel hale gelmediğini, ödeme şeklinin sözleşmede daha sonrada belirleneceğinin kararlaştırıldığı, takip tarihi itibariyle alacağın doğmadığını belirterek davanın reddini, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 30.09.2020 tarih ve 2018/344 Esas, 2020/414 Karar sayılı kararında özetle; “…Mahkememizce yapılan değerlendirme ve alınan bilirkişi raporlarına göre taraflar arasında davacının davalıya imal edip montajını yaptığı kumaş boyama makinesini 10.04.2017 tarihli sözleşme ile yapmayı ve teslim etmeyi taahhüt ettiği, 110.000 TL bedelli makinenin 08.09.2017 tarihinde davalıya teslim edildiği, ancak makinenin tesliminden sonra alınan bilirkişi raporlarında belirlendiği üzere makinenin 17.09.2017, 03.10.2017, 07.10.2017 ve 02.11.2017 tarihlerinde arıza yaptığı ve kumaş üzerindeki boya farklılıklarının bulunduğunun tespit edildiği, bu arızanın giderilmesi için davacı tarafa durumun bildirildiği, Kahramanmaraş 2. Noterliğinden davalının süresi içerisinde 07.11.2017 tarihinde ihtarname gönderdiği, sorunların giderilmesini talep ettiği, davacının da buna karşılık İzmir 25. Noterliğinden 29.11.2017 tarihinde karşı ihtarname gönderdiği, buna rağmen boya makinesinde ki eksikliklerin giderilmediği, Kahramanmaraş 3 ve 5. Asliye Hukuk Mahkemelerinden yapılan tespitler, mahkememizce yapılan incelemeler ve alınan bilirkişi raporları ile makinenin dördüncü ve beşinci gözlerinde ton farklılıklarının oluştuğu, bu sorunun imalattan kaynaklandığı, makinenin senkronize olamama probleminin tadilat ile çözülemeyeceği, davalının ve davacının defterlerine göre davalının davacıya 10.000 Euro karşılığı 39.123 TL ve 29.500 Euro karşılığı 121.073,90 TL karşılığı toplam 160.196,90 TL ödeme yaptığı, davalının davacıya 90.300 Euro karşılığı 370.861,72 TL borçlu olarak görüldüğü, ancak yaptırılan bilirkişi incelemelerinde eserde ki ayıp oranının %80 olması nedeniyle davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarının bilirkişi raporlarında 106.225,72 TL olduğu, bu miktarın davalı tarafça davacı tarafa daha önceden ödendiği böylece davacının başkaca bir alacağının kalmadığı belirlenmiştir.
Davacı taraf eser sözleşmesi kapsamında eser bedelinin kalan kısmının kendisine ödenmesine ilişkin yapmış olduğu takibe itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı iş sahibi taraf ise davacı yüklenici olarak edimini yerine getirmediği ve bu nedenle davanın reddinin gerektiğini belirtmiş ve ancak TBK m. 475 de ki seçimlik haklarını kullanmamıştır.
Davalı taraf davacının davasının reddini talep etmiştir. Bu halde davacının davalı tarafta kalan bir alacağı bulunmadığı, davalının yapmış olduğu ödeme miktarının söz konusu makinenin değerinin üstünde olduğu, bilirkişi raporlarına göre makine değerinin 106.225,72 TL olmasına rağmen davalının davacıya 160.196,90 TL ödeme yaptığı, böylece davacının kalan bir alacağı bulunmadığı, davalı tarafında Mahkememizden ayrıca yenilik doğuran bir hak olan sözleşmeden dönülmesi ile bu dönme ile birlikte TBK m. 125 e göre verilen şeylerin iadesi ve bu durumun tespitine ilişkin talebi bulunmadığından bu yönde karar verilmemiş, dava reddedilmiştir…” şeklindeki gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 09.12.2020 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “…Yukarıda anlatılan nedenlerle, Sayın Dairenizce belirlenecek nedenlerle, Sayın Mahkemenin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, taleplerimiz doğrultusunda…” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı avukatı tarafından verilen 18.12.2020 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “…İzah edilen nedenlerle İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/344 E., 2020/414 K. sayılı ilamındaki “davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin şartları gerçekleşmediğinden reddine” hükmü kaldırılarak;
1.Lehimize kötüniyet tazminatına hükmedilmesine,
2.Yargılama giderlerinin ve Avukatlık Vekâlet Ücreti’nin davacı üzerinde bırakılmasına…” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Davacı … Şirketi ile davalı … Şirketi kumaş boyama makinesi alım satımı konusunda anlaştıkları, davacı firmanın ürettiği makineyi fatura ile davalıya teslim ettiği, teslim alıp fabrikasında kullandığı makinenin bedelini ödemediği iddiası ile icra takibine başladığı, davalının takibe itirazı ile takibin durduğu, davalının itirazda makinenin verimli çalışmadığı, kumaşta yeterli boyamayı yapmadığı ileri sürdüğünden bahisle itirazın iptalini, takibin devamını talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi heyet halinde bilirkişilerden aldığı raporlara göre davalının 160.196,90 TL ödeme yaptığı, buna göre davalının davacıya sözleşmeye göre 90.300 Avro karşılığı, 370.861,00 TL borçlu gözüktüğü, ayıp oranının %80 olması nedeniyle, davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarının bilirkişi raporlarına 106.225,72 TL olduğu, bu miktarın davalı tarafça davacı tarafa daha önceden ödendiği, böylece davacının başka bir alacağının kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği, verilen karara karşı taraf vekillerinin istinafa başvurduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili dilekçesinde;
1-Ayıp iddiasında bulunmak için koşul ve sürelerin bulunduğunu, mahkemenin bunları irdelemediğini,
2-Açık ayıpların derhal bildirilmek zorunda olunduğunu, davalının böyle bir ihbarının olmadığını,
3-Açık ayıplı işler için eseri teslim alırken iş sahibinin ihtirazi kayıtta bulunmadığından veya işin mutad cereyanına göre eseri muayene ve ayıpları geciktirmeden yükleniciye bildirmediğinden, açık ayıplı işlerin bedelden düşülmesi gerekmediğini, bu nedenle bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını,
4-Ayıp ihbarında bulunmayan ve çalışır makineyi yüklenicinin onayını almadan tadilat yapan davalı şirketin haklarını kaybettiğini,
5-Bilirkişi heyetinde tekstil mühendisi bulunmadığını bu nedenle ton farkının gizli ayıp sayılmasının mümkün olmadığını,
6-Hem para ödemediği, hem makineyi iade etmediği, hem de makineyi kullandığı, ayrıca bir de kar ettiği, üstüne bir de tazminat isteminde bulunduğunu, hukukun buna izin vermemesi gerektiğini belirterek istinaf etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde;
Sadece kötüniyet tazminatı şartları gerçekleşmediğinin reddine ilişkin hüküm yönünden istinaf etmiştir.
Dava, eser sözleşmesi kaynaklı üretilen kumaş boyama makinesinin bedelinin tahsiline ilişkin yapılan takibe itirazın iptali davasıdır.
Davacı makine üretici şirket ile davalı tekstil şirketi kumaş boya makinesini kapsayan eser sözleşmesi gereği 110.000 Avroya anlaştıkları, davalının makineyi teslim alarak kullandığı, davacı da ödenmeyen 531.128,00 TL için takip başlattığı, takibin davalının itirazı üzerine durduğu, davacının iş bu davayla itirazın iptalini takibin devamını istediği anlaşılmıştır.
Mahkemece usulüne uygun 3 kişilik makine mühendisinden oluşan heyetten rapor aldığı, buna göre özetlemek gerekirse, boya kazanı makinenin üretiminden kaynaklı gizli ayıplı olduğu, istenen faydanın elde edilemediği ürünün kabul edilebilir nitelikte olmadığı, değişik iş dosyalarını da inceleyerek makinedeki ton farklılıkları sorununun imalattan kaynaklandığı, makinede tadilat yapıldığı hususunda bir iz veya emareye rastlanmadığı, bu senkronize probleminin tadilatla çözülemeyeceği yönünde rapor verdikleri, mahkemece ödemelere ilişkin de ayrıca mali müşavir ve nitelikli hesaplama uzmanından rapor aldıkları, buna göre makinenin ayıplı değerinin 106.225,00 TL, davalının ödediği miktarın 160.196,00 TL, makinedeki ayıp oranının %80 olduğu, buna göre de davalı şirketin borçlu olmayıp alacaklı olduğu yönünde rapor verdikleri, mahkemece de heyet halinde oy birliği ile davacı alacaklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermesi ve icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazimnatına ilişkin taleplerin yargılamayı gerektirdiğinden reddi gerekeceğinden bu talepleri reddetmesi usul ve yasaya uygun bulunduğundan taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar taraf vekilleri istinaf dilekçelerinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiş iseler de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30.09.2020 tarih ve 2018/344 Esas, 2020/414 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, taraf avukatlarının bu karara karşı yapmış oldukları istinaf kanun yoluna başvurularının, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile kalan 125,50 TL harç bedelinin davacıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle ve verilen kararın niteliği gereğince, alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile kalan 120,60 TL harç bedelinin davalıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın, dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361/(1) maddesi gereğince, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere 07.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.