Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/449 E. 2021/471 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/449
KARAR NO : 2021/471

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/70
KARAR NO : 2020/117
DAVA TARİHİ : 10/04/2019
KARAR TARİHİ : 12/02/2020

DAVA : Tapu İptali ve Tescil
KARAR TARİHİ : 30.03.2021
KARARIN YAZ. TARİH : 07.04.2021

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.02.2020 tarih ve 2019/70 Esas 2020/117 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesi’nin 24.06.2020 tarih ve 2020/1402 Esas 2020/930 Karar sayılı görevsizlik kararı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi’nin 05.11.2020 tarih ve 2020/1013 Esas 2020/1192 Karar sayılı görevsizlik kararı ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi’nin 18.02.2021 tarih ve 2021/107 Esas 2021/418 Karar sayılı görevsizlik kararı ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’na gönderilen dosya, Başkanlar Kurulu’nun kararı ile Dairemiz tarafından bakılması karar verilmiş olmakla dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 10.04.2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; …’nin mal sahibi … ile aralarında akdettikleri sözleşme gereği, … ada … parselde inşaa ettiği binada ofis olan 6 nolu bağımsız bölümü 27/11/2017 tarihli istisna akdi ile davalı yüklenici şirket inşaa edip tapuda devretmeyi 340.000,00 TL karşılığında müvekkiline karşı yazılı sözleşmeyle üstlendiğini, müvekkiline bu amaçla 30/11/2017 tarihli 41943 tarihli faturayı 271.999,99 TL olarak keşide ettiğini, müvekkilinin otomatik kapı ve aliminyum doğrama işleri yapan bir şirket olduğunu, davalı şirketin tapudan randevu olmasına karşın müvekkiline taşınmazı devretmediğini, çekilen ihtarlara cevap verilmediğini, tapuda kök gayrimenkul maliki davalı …’nın 03/01/2019 tarihinde davaya konu taşınmazı kızı …’nın kurduğu …’ne muvazaalı temlik ettiğini … ili … ilçesi … ada … parsel 1.kat 6 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde müvekkilinin ödediği miktarın karar tarihindeki güncel değerinin ticari banka reeskont faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
YANIT:
Davalı … vekili yanıt dilekçesinde özetle; arabuluculuğa gidilmeden davanın açıldığını savunmuş, bahsi geçen şirketin hisse sahibinin müvekkilinin akrabası olmasının davacı ile diğer davalı arasındaki uyuşmazlığa bir etkisinin bulunmadığını, müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı …. vekili yanıt dilekçesinde özetle; davacıya satış sözleşmesine konu bağımsız bölümün kat irtifakı tapusunu devralmak ve bakiye borcunu ödeme üzere 21/12/2018 tarihinde saat 09.00’da … Tapu Sicil Müdürlüğünde hazır bulunması aksi takdirde sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı nedenle feshedilerek dairenin satışa çıkartılacağının ihtar edildiğini, ancak davacının bu ihtara riayet etmediğini, davanın açılmasının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili yanıt dilekçesinde özetle; davanın muvazaa iddiasına dayandığını, müvekkilinin taşınmazı gerçek bedelle satın aldığını, ödemesini banka yolu ile yaptığını, faturasını ticari defterlerine işlediğini, taşınmazı aktifine aldığını, satışın muvazaalı olması durumunda belirtilen işlemlerin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 12.02.2020 tarih ve 2019/70 Esas 2020/117 Karar sayılı ilamında; “davanın 10/04/2019 tarihinde açıldığı, arabuluculuk son tutanağının ise dava açıldıktan sonra 21/05/2019 tarihinde düzenlendiği, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın ve dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği, eldeki davada arabuluculuğa başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşılmakla dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 09.03.2020 havale tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; eldeki davanın terditli bir dava olup asıl davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğu için TTK. 5/A hükmüne tabi olmadığı halde davacı tarafa davanın hasredilmesini teklif veya davaların ayrılmasına karar verilmesi yerine doğrudan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilmiş olmasının maddi hataya dayalı olup, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf etmiştir.
YANIT :
Davalı … avukatı tarafından verilen istinafa yanıt dilekçesinde özetle, davanın ticari bir dava olup arabuluculuk yoluna başvurmadan önce dava açılmasının mümkün olmadığını, İDM kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-c.maddesine göre, görev hususu dava şartlarından olup, aynı kanunun, 115.maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması ve gözetilmesi gerekmektedir.
TTK.’nın 5/A.maddesi alacak ve tazminat talepleri için geçerli olup somut olayda davacı taraf taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat talep etmekte olup taraflar arasındaki uyuşmazlık Türk Ticaret Kanunundan kaynaklanmayıp Türk Medenî Kanundan kaynaklanmaktadır.Taşınmazın aynına ilişkin davaya bakmakla asliye hukuk mahkemesi yetkili ve görevlidir. Bu durumda, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesi olduğu gözetilerek İDM’ce Asliye Hukuk Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi dairemizce isabetsiz bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı avukatı istinaf başvurusunun, esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, HMK’nın 353/(1)-a-3.maddeleri doğrultusunda kabulü ile; İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.02.2020 tarih ve 2019/20 Esas 2020/117 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı avukatı istinaf başvurusunun, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin görev yönünden KABULÜNE,
2-İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.02.2020 tarih ve 2019/70 Esas 2020/117 Karar sayılı kararının, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-3.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Verilen kararın niteliği gereğince istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına, davacı avukatı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf maktu karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana geri verilmesine,
5-Davacı avukatı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a.maddesi gereğince, kesin olmak üzere 30.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.