Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/435 E. 2023/817 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/435
KARAR NO : 2023/817

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/292
KARAR NO : 2020/611
DAVA TARİHİ : 13.03.2017
KARAR TARİHİ : 12.11.2020
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 24.05.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 26.05.2023

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.11.2020 tarih ve 2017/292 Esas, 2020/611 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin taraf avukatları tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 13.03.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında … ili, … İlçesi, … Mevkiinde bulunan tapunun … ada … parseldeki … adet bağımsız bölümün ve tapunun … ada … parselde bulunan … adet bağımsız bölümün içme suyu şebekesi imalat ve montaj işlerinin yapılması amacıyla 19.06.2013, 06.11.2014 ve 25.11.2014 tarihlerinde ‘’…’’ adıyla 3 adet sözleşme imzalandığını, aynı zamanda … ada … parselde davalı tarafından inşa edilen sosyal tesis ile … ada … parseldeki ticari tesisin sıhhi tesisat işlerinin yapılması amaçlı 04.05.2015 tarihinde ‘’…’’ adı altında taraflar arasında sözleşmeninde akdedildiğini, sözleşmeler gereği yapılacak ödemelerin hak ediş usulüne göre yapılacağının kararlaştırıldığını, sözleşme öncesi, taraflar arasında bir teklif süreci yaşandığını, davacının 24 kalem mal ve hizmet için davalı şirkete teklif verdiğini, işin yapımı için toplam olarak 1.019.056,60 TL’ye anlaşıldığını, 561.366,00 TL’lik fatura karşılığı ödenmediğini, faturanın 19.02.2016 tarihinde, … kargonun … şubesinden yollandığını, 20.02.2016 tarihinde davalı şirketçe kabul edildiğini, ancak bu faturaya ilişkin herhangi bir itiraz ve iade işleminin yerine getirilmediğini, davacı tarafın 04.03.2016 tarihinde, kalan borçla ilgili davalıya mutabakat mektubu yolladığını, davalı tarafın cevabında hiçbir borcun olmadığını davacıya bildirdiğini, davacının edimini sözleşme koşullarına uygun olarak yerine getirdiğini, davalı tarafça ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla İzmir 8. İcra müdürlüğünün 2016/3522 E. sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, itirazın haksız ve yersiz olduğunu, davalı tarafça yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığını, davalı şirketin internet sitesinden … A.Ş., … A.Ş, …, … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş, … A.Ş. isimli şirketlerin, aynı grubun bünyesinde olduğunun öğrenildiğini, banka dökümleri ve muhtelif e-postalarda, bazı ödemelerin, grup bünyesindeki farklı muhtelif şirketler üzerinden yapıldığının görüldüğünü, davalı taraf itirazında, ticari defterlere bakıldığında bu ticari ilişkiye dair bir delilin bulunmadığının belirtildiğini, davalının tüzel kişilik perdesini kullanarak, yaşayacakları yasal sorunları öteleyebileceklerini düşündüklerini, yapılacak defter incelemelerinde, yalnızca davalı şirketin değil, grup bünyesindeki diğer şirket defterlerinin incelenmesinin gerektiğini, belirtmiş ,davalının İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2016/ 3522 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT :
Davalı avukatı tarafından verilen 02.05.2017 tarihli yanıt dilekçesinde özetle; taraflar arasında … ili … ilçesi … Mevkiinde … ada … parselde yer alan … adet ikiz blok binanın sıhhi tesisat imalat ve montaj işlerinin yapımı için 19/06/2013 tarihli “… ” … ili … ilçesi … Mevkiinde … ada … parseldeki 84 adet evin ve … ada … parselde bulunan … adet evin yapılan peyzaj projesine uygun olarak sulama sisteminin projesinin hazırlanması ve bu projeye uygun olarak sulama sisteminin imalat ve montaj işlerinin yapımı için 04/05/2015 tarihli “… ” … ili … ilçesi … mevkiinde bulunan … ada … parselde yer alan 36 adet evin sıhhi tesisat imalat ve montaj işlerinin yapımı ile klima drenajlarının yapımı için 25/11/2014 tarihli “… ” … ili … ilçesi … mevkiinde bulunan … ada … parselde yer alan binaların içme suyu imalat ve montaj işlerinin yapımı için 06/11/2014 tarihli ” … “nin imza altına alındığını, davacının iddiası gibi … ili … ilçesi … mevkii … ada … parselde yer alan ticari tesis binasının sıhhi tesisat işlerinin yapımı için taraflar arasında herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, … ili … ilçesi … mevkii … ada … parseldeki sosyal tesis mekanik tesisat işlerinin de davacıya yaptırıldığını ancak kendilerinde taraflarca imzalanmış sözleşmeye ulaşılamadığını, dava dilekçesi ekindeki sözleşmenin kendileri tarafından imzalanmadığını, sözleşmenin herhangi bir bedel içermediğini, taraflar arasında imza altına alınan sözleşmeler sonucu ödenmesi gereken bedelin 1.019.056,60 TL olmadığını, sözleşmelerde ödemelerin hak ediş usulüne göre yapılmasının ara ödemelerin 15 günlük ara hak edişlerle yapılmasının ara hak edişlerin yapılan işlere , bu işleri gösteren metrajlara ataşmanlara ve birim fiyatlara göre davacı tarafından hazırlanarak davalıya sunulmasının davalı tarafça gerekli incelemeler yapılarak ilgili hak edişlerin aynen veya tashihen onaylanması halinde hak edişlerin davacıya ödenmesi şeklinde kararlaştırıldığını, sözleşmede belirlenen usule göre davalı tarafından davacıya 500.970,00 TL ödeme yapıldığını, ödemelerin davalının banka hesabından davacının banka hesabına yapıldığını, davacı tarafından düzenlenen fatura toplamının da 500.970,00 TL olduğunu, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu ve ödenmesi konusunda anlaşıldığı iddia edilen kdv dahil 1.019.056,60 TL lik imzasız teklifin gerçeği yansıtmadığı gibi tarafların onay yada imzasını içeren herhangi bir ibarede olmadığını bu sebeple de hukuken hiçbir bağlayıcılığı bulunmadığını, icra takibine ve davaya konu edilen faturanın davalı şirket ticari defter ve kayıtlarında yer almadığını, davacının sözleşmeler ile üzerine aldığı işleri sözleşmeye işin gereklerine uygun yapmadığını, sözleşme ile belirlenen malzemeleri kullanmayarak … projesindeki su tesisatlarındaki ayıplar nedeniyle davalının prestij kaybına uğradığını, kendileri tarafından Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/37 D.iş sayılı dosyası ile yaptırılan delil tespiti sonucu alınan 07/11/2015 tarihli bilirkişi raporu ile 09/05/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda davacının imalatlarının ve kullandığı malzemelerin ayıplı, hatalı olduğunun tespit edildiğini, davalının davacının ayıplı ve hatalı imalatları nedeniyle oluşan zararların giderilmesi için başka firmalara imalat ve tadilatlar yaptırmak zorunda kaldığını, davacının ayıp bildiriminde bulunulmadığı yönündeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalı tarafından yaptırılan delil tespiti sonucunda ayıbın davacıya bildirildiğini, davacının mevcut boru sisteminin zarar görme sebebinin kendilerinden değil tesisat sonrası yapılan yanlış doldurma faaliyetlerinden olduğunu beyan ettiğini, bu iddiaların tespit sonucu alınan bilirkişi raporu ile birebir ters olup inandırıcılığı bulunmadığını, ödemelerin sözleşme gereği davacı tarafından hazırlanacak ve davalı tarafından onaylanacak hak ediş raporları doğrultusunda gerçekleştirilmesinin gerektiğini, davacı tarafça onaylanan ve ödemesi yapılan hak ediş raporlarından sonra başkaca hak ediş raporu düzenlenerek davalı tarafa gönderilmediğini bu sebeple muaccel hale gelmiş herhangi bir alacak bulunmadığını, davacı tarafça davalının diğer grup şirketlerinin ticari defterlerinin de incelenmesinin talep edildiğini, bu talebin usule ve hukuka uygun olmadığını, bu hususta muvafakatlarının bulunmadığını, davacı tarafça talep edilen icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığını, davacının hak ediş usulüne göre anlaşılan işler için sözleşme ve hak ediş usulü gereği düzenleyerek işverene sunması gereken hak ediş raporunu davalı şirkete sunmadığını dolayısıya vergi usulü hukuku anlamında da fatura düzenleme şartları oluşmadığını, geçerli bir alacaktan bahsedilemeyeceğini belirtmiş ,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 12.11.2020 tarih ve 2017/292 Esas, 2020/611 Karar sayılı kararında özetle; “…Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda davacı tarafça taraflar arasında imza altına alınan sözleşmelerden kaynaklanan alacağın bir bölümünün ödenmediğinden bahisle alacağın tahsiline yönelik olarak davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça itirazın iptali için eldeki davanın açıldığı, davacı … Ltd Şti. ile davalı … San. Tic. Ltd Şti. arasında … ili … ilçesi … Mevkiinde … ada … parselde yer alan … adet ikiz blok binanın sıhhi tesisat imalat ve montaj işlerinin yapımı için 19/06/2013 tarihli “…”, … ili … ilçesi … Mevkiinde … ada … parseldeki … adet evin ve … ada … parselde bulunan … adet evin yapılan peyzaj projesine uygun olarak sulama sisteminin projesinin hazırlanması ve bu projeye uygun olarak sulama sisteminin imalat ve montaj işlerinin yapımı için 04/05/2015 tarihli “… ” , … ili … ilçesi … mevkiinde bulunan … ada … parselde yer alan … adet evin sıhhi tesisat imalat ve montaj işlerinin yapımı ile klima drenajlarının yapımı için 25/11/2014 tarihli “… “, … ili … ilçesi … mevkiinde bulunan ada … parselde yer alan binaların içme suyu imalat ve montaj işlerinin yapımı için 06/11/2014 tarihli ” … “nin imza altına alındığı, … ili … ilçesi … mevkii … ada … parseldeki sosyal tesis mekanik tesisat işlerinin de davacı tarafça yapıldığı ancak söz konusu iş ile ilgili yazılı sözleşmenin varlığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunduğu , … ili … ilçesi … mevkii … ada … parselde yer alan ticari tesis binasının sıhhi tesisat işlerinin yapımı için taraflar arasında herhangi bir sözleşme olup olmadığı konusunda da taraflar arasında ihtilaf bulunduğu, davacı tarafça sözleşme konusu işlerin tamamlandığından bahisle yapılan iş bedeline yönelik 20.01.2016 tarih ve 11182554 sıra nolu 561.366,60-TL bedelli faturanın düzenlenerek davalı hakkında faturaya dayalı İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2016/3522 E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği , itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği , davacı tarafça itirazın iptali için eldeki davanın açıldığı , taraflar arasında düzenlenen 4 adet sözleşme kapsamındaki yapılacak işlerin bedelinin sözleşmede kararlaştırılan bedeller üzerinden 532.897,11-TL, … ada … parseldeki “Sosyal ve spor tesisi” yapısındaki sıhhi tesisat, havalandırma tesisatı, yerden ısıtma tesisatı, klima tesisatı işleri ile … ada … parseldeki … adet bağımsız bölümlerin klima drenajları olarak sözleşme dışı fazladan yapılan işlerin bedelinin malzeme ve işçilik dahil işin yapıldığı 2015 yılı yerel serbest piyasa rayiçlerine göre 225.112,92.-TL, sözleşmeler kapsamında yapılan işlerin bedeli ile sözleşme dışı fazladan yapılan işlerin toplam bedelinin 758.010,03.-TL olduğu, sözleşme konusu işlerin davacı tarafından yapılarak davalı işverene teslim edildiği, teslim sonrasında ortak yerlerde ve bağımsız bölümlerdeki tesisat islerinde arızalar ve hasarlar meydana geldiği, Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/37 D. İş sayılı dosyasında düzenlenen tespit bilirkişi raporunda kusurlu işlerin ve hasarların giderilmesi için onarım bedellerinin 315.401,00 .-TL olarak belirlendiği, ortak yerlerdeki arıza ve hasarların giderim bedelinin 105.101,00 -TL, bağımsız bölümlerdeki arıza ve hasarların giderim bedelinin 209.900,00 -TL olduğu, bilirkişi kurulu raporunda da ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtildiği üzere dış hat borulamasının doğası gereği iş akışının öncelikle kazının yapılması, kumlamanın yapılması, borunun döşenmesi sonra borunun üzerine kumlama yapılması gerektiği , kazı ve kumlama işinin davalı iş sahibine ait olduğu ve yapılmadığı, davacı yüklenicinin bu hususta iş sahibini uyarması gerektiği bu hususta dosyada belge bulunmadığı, iç tesisatında iş programı gereği iş sahibinin kaba inşaatı yapması daha sonra yüklenicinin kaba tesisatı döşemesi ve iş sahibinin tekrar sıva v.b. işleri, düşük döşemede dolgu işini yapması daha sonrada yüklenicinin montaj işini yapması şeklinde geliştiği, davacının yaptığı tesisata davalı tarafından inşaat yapım aşamasında zarar verebileceği, tespit bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi merdiven kovası korkuluk montajı sırasında borunun delinmesi gibi, işin teslim aşamasında tesisatlarda basınç testinin yapılması gerektiği, davalı yüklenicinin basınç testlerini yapmadığını iddia ederken davacının da iş sahibini bağımsız bölümleri maliklere teslimde acele ederek son basınç testlerini yapmasına izin vermediğini iddia ettiği ,taraflarca sözleşmenin 10.3 ve 10.4 maddelerine göre geçici ve kesin kabul işlemlerini yapılmadığı ve sözleşmeye aykırı davrandıkları, davalı iş sahibinin kusur ihbarında bulunmadan kusurlu işleri başka yüklenicilere yaptırdığı, yapılan işin belirli aşamasını iş sahibi yaparken daha sonra yüklenicinin işe ara vererek iş sahibinin diğer imalatları yapması ve daha sonra yüklenicinin işin diğer aşamasını yapması gibi tarafların işin yapımında sürekli koordinasyon halinde olmaları ,yapılan işe zarar vermemeleri , sürekli birbirlerini denetlemeleri ve uyarmaları gerektiği hususları göz önüne alındığında tarafların birlikte kusurlu sayılmasının gerektiği, birlikte kusura göre yapılan hesaplama sonucu davacı yüklenici tarafından yapılan işlerin bedelinin 758.010,03.-TL,kusurlu işler ve meydana gelen zararlardan davacı sorumluluğunun 157.700,50.-TL olduğu, iş bedelinden kusurlu iş bedelinin düşülmesi halinde kalan iş bedelinin 600.309,53.-TL olduğu, bu rakamdan davalı tarafından iş bedeli olarak ödenen 503.996,00 TL’nin düşülmesi halinde davacı alacağının 96.313,53.-TL olduğu bu miktar üzerinden davalı tarafça icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu, dava ve takip konusu edilen alacak eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak olup alacağın miktarını belirlemenin yargılamayı gerektirdiği, alacağın likit alacak niteliğinde bulunmadığı ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin yasal koşulların oluşmadığı incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış davanın kısmen kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 15.12.2020 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “…Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1) Gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmesine,
2) İstinaf başvurumuzun kabulü ile İzmir 1. Asliye Ticaret 2017/292 E. 2020/611 K. sayılı kararın müvekkil aleyhine olan kısımlarının kaldırılmasına,
3) Haklı davamızın bütünü ile kabulüyle takibin İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2016/3522 E. Sayılı dosyası üzerinden devamına,
4) Borçlunun borca itirazının haksız ve kötüniyetli olması ile alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
5) Yargılama ve vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına…” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı avukatı tarafından verilen 19.01.2021 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “…Yukarıda sunulu nedenlerle, yasaya aykırı Yerel Mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın tamamı ile reddine…” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Davacı … Şirketi, davalı … Şirketi ile …’da … adet bağımsız bölüm … parselde, diğer parselde … adet bağımsız bölümün içme suyu şebeke imalat ve montaj işleri için 3 adet sözleşme yaptıklarını, ayrıca sosyal tesis ve ticari tesis sıhhi tesisat işlerinin yapılması hususunda ve sulama sistemi hususunda sözleşme yaptıklarını, bütün bu işler için anlaşma yaptıkları, ödenmeyen faturalar için icra takibine başvurduklarını, itirazla takibin durduğundan bahisle itirazın iptali ve takibine devamına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi davacının davasının kısmen kabulüne karar vermiş, verilen karara karşı her iki taraf vekili de istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili dilekçesinde;
1-Vekil eden … Şirketi’nin üzerine düşen ifa görevini sözleşmeye uygun olarak yerine getirdiğini, davalı …’nın ise edimini yerine getirmediğini,
2-Kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalının TTK’na uygun ayıp ihbarını yerine getirmediğini, aykırı davrandığını,
3-İşçi alacakları konusunda itirazları üzerine ek rapor için bilirkişiye dosya tevdi edilmiş ise de bu hususun aydınlatılmadığını,
4-İcra inkar tazminatını hak ettiklerini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili dilekçesinde;
1-Sözleşme ve sözleşme dışı yapılan işlerin bedellerinin tespiti yapılırken hataya düşüldüğünü,
2-Alacak miktarı ve kusur da düzgün şekilde tespit edilmediğini, kusurun tayininin alacak miktarını belirleyecek güce sahip olduğunu, değişik iş dosyasında yaptırdıkları tespitin hiç dikkate alınmadığını belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Dava, sıhhi tesisat işlerini kapsayan eser sözleşmesine dayalı alacağın takibi nedeniyle yapılan itirazın iptali ve devamı talebinden ibarettir.
Davacının sözleşmeden kaynaklı icra takibi başlattığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, davacının itirazın iptali davası açtığı, davacı yüklenici ile davalı iş sahibinin … ada, … parselde … adet ikiz blok binanın sıhhi tesisat imalat ve montaj işleri ile yine …’da … ada, … parselde 84 adet meskenin ve … ada, … parselde … adet meskenin sulama sisteminin imalat ve montaj yapımı için anlaştıkları, … ada, … parselde bulunan sosyal tesis mekanın tesisat işlerini de yüklenici davacı tarafça yapıldığı, ancak bu işle ilgili yazılı sözleşmenin varlığı konusunda taraflar arasında ihtilaf olduğu, yine … ada, … parselde yer alan ticari tesis binasının sıhhi tesisat işlerinin yapımı için yazılı bir sözleşmenin olduğu taraflar arasında ihtilaf bulunduğu;
Davacı sözleşmeye dayalı ve üzerine düşen edimlerini eksiksiz yerine getirdiği, bu nedenle fatura düzenlendiği, bedeli ödenmediğinden bahisle İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nde icra takibi başlattığı, davalının itirazıyla takibin durduğu, taraflar arasında düzenlenen 4 adet sözleşme kapsamında yapılması gereken işlerin bedelinin 532.897,11 TL olduğu, sosyal tesislerdeki işler ile klima drenajları olarak sözleşme dışı yapılan işlerin bedeli malzeme ve işçilik dahil yapıldığı yıl olan 2015 yılı yerel serbest piyasa rayiçlerine göre 225.112,92 TL olduğu, böylece sözleşme kapsamında yapılan işlerin bedeli ile sözleşme dışı fazladan yapılan işlerin toplam bedeli, 758.010,03 TL olduğu, sözleşme konusu işlerin davacı tarafından yapılarak iş sahibine teslim edildiği, bilahare tesisat işlerinde arızalar ve hasarlar meydana gelmesi üzerine davalının Urla Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tespit yaptırdığı bilirkişi raporuna göre kusurlu işlerin hasarının giderilmesi için onarım bedelinin 315.401,00 TL olarak belirlendiği, ortak yerlerdeki arıza ve hasarın giderim bedeli 105.101,00 TL olarak belirlendiği, bağımsız bölümlerdeki arıza ve hasar giderim bedelinin 209.000,00 TL olduğu bilirkişi kurulunca tespit edildiği, döşenen borularla ilgili kazı ve kumlama işinin davalı iş sahibine ait olduğu, davacı yüklenicinin bu hususta iş sahibini uyarması gerektiği, uyardığına dair dosyada herhangi bir belge olmadığı, aynı şekilde boruların basınç testlerinin yapılması konusunda davalı tarafına bildirilmediğini, davacı da daireleri erken teslim ettiğini, sözleşmenin 10. maddesinin 3 ve 4. fıkralarına göre kesin ve geçici tespitlerin yapılmadığı, davalı iş sahibinin kusur ihbarında bulunmadan kusurlu işlerini başka yüklenicilere yaptırdığı, tarafların arasında koordinasyon olmadığı, yapılan işe bu nedenle zarar verdikleri, sürekli birbirlerini denetlemeleri ve uyarmaları gerektiğini göz önüne almadıklarını, bu nedenle birlikte kusurlu sayılmaları gerektiği buna göre birlikte kusura göre yapılan hesaplama sonucu davacı yüklenici tarafından yapılan işlerin bedelinin 758.050,03 TL kusurlu işler ve meydana gelen zararlardan davacı sorumluluğunun 157.700,50 TL olduğu, böylece iş bedelinden kusurlu iş bedelinin düşülmesi halinde kalan iş bedelinin 600.309,53 TL olduğu, bu rakamdan davalı tarafından iş bedeli olarak ödenen 503.996,00 TL’nin düşülmesi halinde davacı alacağının 96.313,53 TL olduğunun mahkemece tespit edildiği, bu tespit işlemleri içinde yargılama gerektirdiğinden, likit olmadığından, icra inkar tazminatının reddine karar verilmesi talebi de usul ve yasaya uygun bulunduğundan, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 30.06.2015 tarih ve 2015/2879 Esas, 2015/3815 Karar sayılı kararına uygun şekilde tarafların birlikte kusurlarının tespiti amacıyla ayrıntılı bilirkişiden rapor aldığı, bu rapora ve içtihada uygun şekilde karar verildiğinden, taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar taraf avukatları istinaf dilekçelerinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiş iseler de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, taraf avukatlarının istinaf taleplerinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.11.2020 tarih ve 2017/292 Esas, 2020/611 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, taraf avukatlarının bu karara karşı yapmış oldukları istinaf kanun yoluna başvurularının, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile kalan 125,50 TL harç bedelinin davacıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 6.579,17 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.644,79 TL harcın mahsubu ile kalan 4.934,38 TL harç bedelinin davalıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın, dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361/(1) maddesi gereğince, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere 24.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.