Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/368 E. 2023/645 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/368
KARAR NO : 2023/645

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1307
KARAR NO : 2020/703
DAVA TARİHİ : 27.11.2013
KARAR TARİHİ : 17.11.2020
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27.04.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 28.04.2023

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.11.2020 tarihli 2015/1307 Esas, 2020/703 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı vekilleri ile davacı vekilinin tarafından istenilmesi üzerine dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından 27.11.2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin mühendislik, mimarlık ve taahhüt işleri yaptığını, davalı kooperatifin de Selçuk’ta kurulmuş bir konut yapı kooperatifi olduğunu, davacı şirket ile davalı kooperatifin, kooperatifin sahibi olduğu … ili, … ilçesi, … Mah. … Sokak … pafta, … ada …, …,… parsellerde kayıtlı taşınmaz üzerindeki 18 dairenin ince işlerinin yapımı için Selçuk Noterliğinin 04 Temmuz 2008 tarih 4688 yevmiye numaralı sözleşmesi ile anlaştıklarını, davacı şirketin taraflar arasında yapılan anlaşma uyarınca yüklendiği işleri eksiksiz ve tam olarak yerine getirdiğini ve bu nedenle de davalı kooperatif tarafından da 16 Haziran 2009 tarihinde işin geçici kabulünün yapıldığını, işin geçici kabulünün yapılmasından sonra davalı kooperatifin gerek hak edişe ilişkin yükümlülüklerini gerekse kesin kabule yönelik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacı şirketin taraflar arasındaki Selçuk Noterliğinin 04 Temmuz 2008 tarih 4688 yevmiye numaralı sözleşmesinin 11.maddesi uyarınca davalı kooperatife verilen 30.000,00-TL tutarındaki nakit teminatın iadesini ve aralarında yapılmış olan sözleşme uyarınca yapılan işler nedeni oluşan 70.000,00 TL tutarıncaki hakedişini Selçuk İcra Müdürlüğünün 2012/1686 Esas sayılı dosyası ile davalı kooperatiften talep ettiğini, açılan bu icra takibine davalı kooperatif tarafından haksız ve mesnetsiz olarak borca ve ferilerine itiraz edildiğini, bu itiraz üzerine de takibin durdurulduğunu, davalı şirketin itirazlarında haksız olduğunu belirterek davalı şirketin İzmir 25.İcra Müdürlüğünün 2012/1686 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, alacağın tahsiline ve takibin devamına, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere davacı lehine ve davalı kooperatif aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı kooperatife yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekilinin 14.09.2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının davaya dayanak icra takibini … Yapı Kooperatifi aleyhine açılan icra takibine süresi içinde yapılan itiraz dilekçelerinde davalı kooperatifin tasfiyeye girdiğini gösterir şekilde tasfiye halinde … Yapı Kooperatifi adına vekaleten itiraz edildiğini, tasfiye halindeki kooperatiflerde kooperatifi temsil yetkisi tasfiye memurlarında olduğundan tebligatın tasfiye memurlarına yapılması gerektiğini beyan ettiği, davacı tarafın kendi ticari şirketinin iş ve işlemlerini ilgilendiren hususa dayanarak işbu alacak davasını açtığını, TTK Md 3-Md 4 ve Kooperatifler Kanunu Md 99 göre taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ticari nitelikli olduğundan davanın asliye hukuk mahkemesinde değil görevli ve yetkili asliye ticaret mahkemesinde açılması gerektiğini, davanın görev yönünden reddi ile dava dosyasının görevli ve yetkili asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep edip, esasa ilişkin cevaplarını da Mahkememize beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 17.11.2020 tarih ve 2015/1307 Esas, 2020/703 Karar sayılı kararı ile özetle; “…Yapılan açıklamalar, varılan kanaatler ve yapılan tespitler neticesinde tüm dosya kapsamının bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında noterden onaylı sözleşmeye göre eser sözleşmesinin kurulduğu, bu sözleşmede davalının işveren davacının yüklenici olduğu, sözleşme ile davalıya ait yukarıda açık bilgileri belirtilen taşınmazda bir kısım ince işlerin yapılması konusunda anlaşma sağlanıldığı, söz konusu sözleşmenin dosya kapsamındaki delillerle birlikte değerlendirilmesi neticesinde sözleşmenin anahtar teslimi inşaatı yapımına ilişkin olduğu ve bu şekildeki sözleşmeye göre n ince işçilik yapılan konutların elektrik ve su abonelikleri tesis edilmiş, yapı kullanma izinleri alınmış bir şekilde teslimi gerektiği dosya kapsamında ise yapı kullanma izinlerinin alınamadığı dosyaya kazandırılan ek bilirkişi raporunda yapı kullanma izin belgelerinin alınabilmesi için bulunması gerekli koşulların ayrıntılı olarak belirlendiği bu koşulların somut uyuşmazlığa konu konutlar bakımından sağlanmadığı, dolayısıyla davacı tarafın sözleşme bedelinin tamamını davalıdan tahsili yönündeki talebinin yerinde olmadığı, davalı tarafından yapılan ödeme tutarı, davacı tarafın yapmış olduğu işlerin eksik ve ayıplı olduğu bir bütün olarak değerlendirildiğinde ise her ne kadar davacı tarafça sözleşme bedelinden arta kalan 70.000,00 TL asıl alacak ve sözleşmenin imzalanması ile davalıya verilen 30.000,00 TL teminat mektubu asıl alacağının davalıdan tahsili istemi ile yukarıda belirtilen icra dosyası aracılığı ile takibe girişilmiş ise de anahtar teslimi sözleşme şartlarının yerine getirilmemiş olması nedeni ile davalının gerek teminat bedeline davalıdan tahsilini talep etmesi gerekse yerine getirilmeyen sözleşmeden kaynaklı eksik sözleşme bedelinin tahsilini istemesi hususunun yerinde olmadığı kanaatine varılarak açılı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve ayrıca alacak yargılamayı gerektirdiğinden ve yasal şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davalı vekilleri ile davacı vekilinin tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekilleri tarafından verilen 19.02.2021 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Davacı yanın davalı yan kooperatifine ait 18 adet dairenin ince inşaat işleri ile ilgili Selçuk Noterliğinin 04.07.2008 tarih 4688 yevmiye numaralı sözleşme gereklerini yerine getirdiğini fakat sözleşmenin 11. Maddesi uyarınca davalı yanca iade edilmesi gereken 30.000,00 TL teminatın iadesi ile sözleşme uyarınca yapılan işler nedenine bağlı oluşan 70.000,00 TL tutarındaki hak edişin tahsili için Selçuk İcra Müdürlüğü’nün 2012/1686 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı kooperatif tarafından borca ve ferilerine itiraz edilmesi nedeni ile İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1307 Esas sayılı dosyasında itirazın iptalinin talep edildiğini, davalı yanın davanın reddini talep edildiğini, yapılan yargılamada keşif ve bilirkişi incelemeleri yapıldığını, davacı yanın davasının reddine dair karar verildiğini, mahkemece verilen kararın hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, bu kararın bozulması gerektiğini, taraflar arasında 04.07.2008 tarihinde davalı tarafın tapu kaydı ile sahibi olduğu … ili … ilçesi … Mahallesi … sokakta bulunan … ada …,…,… parsellerde kayıtlı taşınmaz üzerindeki 18 adet konutun ince işlerinin yapılımını içeren Selçuk Noterliğinin 04.07.2008 tarih ve 4688 yevmiye sayılı ile onaylama şeklinde sözleşme yapıldığını, sözleşmede yapılacak işlerin bedeli 500.000,00 TL olarak kararlaştırılıp kesin teminat miktarı %6 olarak belirlendiğini, ve yüklenicinin 30.000,00 TL teminatı nakit olarak verdiğini sözleşmede kayıt altına alındığını, yapılan yargılamada mahkemece keşif yapılarak bilirkişi raporları temin edildiğini, mahkemeye sunulan bilirkişi raporlarına karşı sunulan beyan ve itirazları dikkate alınmadan karar verildiğini, hukukun aradığı koşullara uygun olmayan bilirkişi raporları hükme esas alınması hatalı hüküm kurulmasına neden olacağını, davacı yanın davalı yana ait inşaatta ince işlerin yapılını yüklenmiş ve yüklendiği işleri de tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, mahkemece yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeniden keşif yapılması gerekirken yapılmadığını, raporlar arasında açıkça ortada olan çelişki giderilmeden eksik ve hatalı hüküm kurulduğunu, davacı yanın sözleşme ile yüklendiği işleri tam ve eksiksiz olarak fazlası ile yerine getirdiğini, taraflar arasında yapılan sözleşme noterde yapıldığını, istinaf kanun yoluna başvuru dilekçelerinin kabulünü, ilk derece mahkemesi kararına dayanılarak icra takibi başlatılma ihtimali ile istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar icranın geri bırakılmasını, yerel mahkeme kararı ile ilgili kararının istinaf kanun yolu ile incelenerek kaldırılmasını, ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine dair karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili tarafından verilen 28.02.2021 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Davacı davasında taraflar arasında akdedilen kooperatife ait ince işlerin yapımına dair inşaat sözleşmesi uyarınca yaptığı işler nedeniyle 70.000,00 TL hak ediş bedelinin ödenmediğini, sözleşme uyarınca kooperatife verdiğini iddia edilen 30.000,00 TL teminat bedelinin iade edilmediğini, hak ediş bedelinin ve teminatın iadesi için İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2012/4273 Esas dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu davalının haksız ve kötü niyetli takibe itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava ettiklerini, müvekkili verdiği cevapta davacının anahtar teslimi şartı ile imzaladığı sözleşme uyarınca üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğini, yaptığı imalatların ayıplı olduğunu, bir kısım imalatların ise hiç yapmadığını eksik imalat yaptığını, davanın SGK’ya olan borçlarını ödemediği için ilişiksiz yazının alınmaması nedeni ile taşınmazların oturma ruhsatlarının alınmadığını, inşaat yapım sözleşmesine göre davacının ince işleri 500.000 TL karşılığında yapılacağını, ayıplı ve eksik imalata rağmen müvekkilinin davacıya sözleşme bedelinin tamamını ödediğini, sözleşmede yazılı olan 30.000,00 TL nakit verildiği ibaresine rağmen davacının teminat olarak 30.000,00 TL nakit vermediğini, eksik ve ayıplı işler bedelinin 2013 yılına göre 42.000,00 TL olduğunu, dosyaya sunulan bilirkişi raporuna bakıldığında davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğini, imalatları hatalı ve eksik olduğunu, sözleşmenin anahtar teslimi şartı ile imzalandığını, davacının imalatları anahtar teslimi olacak şekilde teslim etmediğini. Taşınmazların oturma ruhsatlarının alınmadığını, oturma ruhsatlarının alınması için SGK’dan İlişiksiz Belgesi Alması gerektiğini, ilişiksiz yazısı olanması için davacının SGK prim borçlarını ödemesi gerektiğini, sözleşme bedelinin 500.000,00 TL olduğunun belirtildiğini, davacı kooperatife ait ince işlerin yapımı için imzalanan sözleşme sırasında müvekkili kooperatife 30.000,00 TL nakit teminat vermediğini, davacı da nakit teminat vermediğini bildiğini, davacı nakit teminat vermediğini bildiği halde nakit teminatın iade edilmediği gerekçesi ile takip başlatmasının davacının kötü niyetinin sonucu olduğunu, davacının kendi tasarrufunda olan defter ve kayıtlara göre sözleşme bedelinin tamamını aldığını bildiğini, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılması gerektiğini, davanın esastan reddini, müvekkili lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
YANIT:
Davacı vekili tarafından verilen 01.03.2021 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesine yanıt ile özetle; Dilekçelerinde ayrıntılı olarak belirttikleri üzere davalı yanın istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesine cevaplarının kabulü ile, davalı yanın istinaf taleplerinin reddini, yerel mahkemenin ilgili kararının istinaf kanun yolu ile incelenerek kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulünü, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) ise 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen “Eser sözleşmesi” yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Her iki tarafa karşılıklı borç yükleyen bir tür iş görme sözleşmesi olan eser sözleşmesinde “eser” ve “bedel” olmak üzere iki temel unsur vardır. Bu sözleşmelerde yüklenici, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine, fen, teknik ve sanat kurallarına uygun olarak yapıp zamanında tamamlayarak teslim etmeyi, iş sahibi de bu çalışma karşılığında ivaz ödemeyi üstlenmektedir. Hukukumuzda egemen ilke “şekil serbestisi” olup, kural olarak eser sözleşmesi herhangi bir geçerlilik şartına tabi değildir. Yasada aksi öngörülmedikçe, sözlü veya yazılı yahut resmî biçimde yapılabilir. Bununla birlikte bazı sözleşmelerin geçerli olabilmesi için yasada belirlenen şekle uygun olarak yapılması zorunludur.
Somut olayda, taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi kurulduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşif sonucunda alınan bilirkişi raporuna göre taraflar arasındaki anlaşma gereğince üstlenilen işin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Taraflarca hazırlanan geçici kabul tutanağında davalının işi teslim alırken ihtirazi kayıt koyduğu görülmektedir. Yine, davalı tarafça yaptırılan delil tespiti dosyasında da ayıplı iş bedeli 12.900,00-TL olarak tespit edilmiştir. Eser sözleşmesinin tarafı olan yüklenicinin, sözleşme gereğince bedel isteğinde bulunabilmesi için öncelikle yüklendiği edimi taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine, fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapıp, iş sahibine teslim etmesi gerekir. Yüklenicinin edimini tam olarak yerine getirmediği, yüklenicinin edimlerini tamamen yerine getirmeden kalan bedelin ödenmesini ve teminat iadesini talep edemeyeceği, davacı tarafça davalıya 30.000,00-TL teminat verildiğinin de ispat edilemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi doğru olduğu gibi, takibin kötü niyetle başlatıldığı ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi de doğrudur.
Dosya kapsamı, mahkeme gerekçesi ve yapılan değerlendirmeye göre; mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davacı vekili ve davalı vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurularının HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.11.2020 tarihli 2015/1307 Esas, 2020/703 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilli ile davalı vekillerinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekillerinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alının 59,30 TL istinaf maktu karar harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL harç bedelinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alının 59,30 TL istinaf maktu karar harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL harç bedelinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı ile davalı tarafından ayrı ayrı yatırılan 162,10’ar TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/(1)-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere 27.04.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.