Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/357 E. 2021/380 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/357 E – 2021/380 K
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/357
KARAR NO : 2021/380
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/333
KARAR NO : 2020/375
DAVA TARİHİ : 13/07/2020
KARAR TARİHİ : 22/09/2020
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 16.03.2021
KARARIN YAZ. TARİH : 23.03.2021
İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22.09.2020 tarih ve 2020/333 Esas 2020/375 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı vekili avukatı tarafından istenilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi’nin 21.01.2021 tarih ve 2021/6 Esas 2021/90 Karar sayılı görevsizlik kararı ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesi’nin 22.02.2021 tarih ve 2021/314 Esas 2021/243 Karar sayılı görevsizlik kararı Dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 13.07.2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının davalıdan mantolama işi nedeniyle alacaklı olduğunu, alacağın ödenmediğini, alacağın tahsili için İzmir 22.İcra Müdürlüğünün 2019/2548 Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
YANIT :
Davalı tarafından dava dilekçesine karşı herhangi bir yanıt sunulmadığı UYAP ve dosya kapsamından anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 22.09.2020 tarih ve 2020/333 Esas 2020/375 Karar sayılı ilamında;” Dosya kapsamına göre davalının … Apartman Yönetimi olarak gösterildiği, apartman yönetiminin tacir olmadığı, açılan davanın 6102 sayılı yasanın 4 maddesi kapsamında ticari dava niteliğinde bulunmadığı, mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla 6100 sayılı HMK nun 114/1-c, 115/2 ve 138/1 maddeleri gereğince, davacının dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakmaya görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı avukatı tarafından verilen 13.11.2020 havale tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve tensip zaptının davalıya tebliğ edilmediğini, yapılan yargılamanın bu nedenle hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf etmiştir.
YANIT :
Davacı avukatı tarafından verilen istinafa yanıt dilekçesinde özetle, davalı tarafa çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade olduğunu, mernis adresinin aynı adres olması nedeniyle T.K’nın 35.maddesine göre tebligat yapıldığını, tebligatın usulüne uygun olduğunu, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-c.maddesine göre, görev hususu dava şartlarından olup, aynı kanunun, 115.maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması ve gözetilmesi gerekmektedir.
Davanın açıldığı 13.07.2020 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1.maddesinde “Bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.” hükmü bulunmaktadır.
Kanun’un tanım başlıklı 3.maddesinin (1) bendi, “Sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, (k) bendi, “Tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, (1) bendi “Tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklindedir.
Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir. Açıklanan hususlar gözetildiğinde sözleşme ilişkisinin Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için taraflardan birinin tüketici, diğer yanın ise satıcı/sağlayıcı olması gerekir. Bu koşulların bulunması halinde tüketici işleminden ve sonuçta da görevli mahkemenin “tüketici mahkemesi” olduğundan söz edilebilecektir.
6100 sayılı HMK’nın 1/(1) maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.” (15.H.D. 2018/5411E 2019/757 K sayılı içtihadı).
Davacı tarafın dayandığı mantolama, dış cephe izolasyon yapımına ilişkin sözleşme, dava tarihi ve içeriği yukarıda açıklanan yasa hükümleri gereğince davaya bakmakla görevli mahkeme, tüketici mahkemesi olup İDM’ce Tüketici Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken Asliye Hukuk Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmesi dairemizce isabetsiz bulunmuş, davalı tarafın tebligata ilişkin itirazlarının görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı avukatı istinaf başvurusunun, esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, HMK’nın 353/(1)-a-3.maddeleri doğrultusunda kabulü ile; İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22.09.2020 tarih ve 2020/333 Esas 2020/375 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı avukatı istinaf başvurusunun, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin görev yönünden KABULÜNE,
2-İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22.09.2020 tarih ve 2020/333 Esas 2020/375 Karar sayılı kararının, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-3.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Verilen kararın niteliği gereğince istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına, davalı avukatı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf maktu karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana geri verilmesine,
5-Davalı avukatı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a.maddesi gereğince, kesin olmak üzere 16.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.