Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1759 E. 2021/1642 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1759
KARAR NO : 2021/1642

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/331
DAVA TARİHİ : 22/09/2021
ARA KARAR TARİHİ : 23/09/2021
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTEM : İhtiyati Tedbir Mahiyetinde İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 16.12.2021
KARAR YAZ. TARİHİ : 23.12.2021

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/331 Esas sayılı dosyasından verilen 23.09.2021 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin, davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, Dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM; Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden davalı tarafça müvekkiline devredilmesi gereken taşınmazların kısmen müvekkiline devredilmeyerek üçüncü şahıslara satıldığını, taşınmazların yapılması için gerekli masrafların müvekkili tarafından yapıldığını, müvekkiline devredilmesi gereken taşınmazların kısmen devredilmemesi sebebi ile davacının sebepsiz olarak zenginleştiğini bu nedenle davalının zenginleştiği oranda yapılan masraflardan şimdilik 200.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline ve davalının taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine dava değeri ile orantılı olarak ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz, mahkemece kabul görmemesi halinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI;
İlk derece mahkemesi 23.09.2021 tarihli ara kararıyla; ”…Her ne kadar davacı tarafça davalının taşınmaz malları, araçları ile hak ve alacakları üzerine dava değeri ile orantılı olarak ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz uygulanmasına karar verilmesi talep edilmiş ise de;6100 sayılı HMK’nin 389/1. Maddesinde ihtiyati tedbirin şartları belirtilmiş olup buna göre “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” İhtiyati haciz ise alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması olup, İİK nun 257. Maddesinde koşulların yasal olarak düzenlendiği ve bu madde de hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartlarının düzenlendiği, buna göre muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve rehin ile temin edilmemiş olması gerektiği, muaccel olmayan alacaklarda ise kural olarak ihtiyati haciz istenemeyeceği ancak borçlunun belirli bir adresinin bulunmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya çalışması veya kendisinin kaçmaya hazırlanması yahut kaçması ya da bu amaç ile alacaklıların haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması halinde vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verileceği yasal olarak hükme bağlanmıştır. İİK nın 258 maddesi alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur hükmünü içermekte olup, ihtiyati haciz kararı verebilmesi için alacağın varlığı hakkında Mahkemece kanaat edinilmesi gerekmektedir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuk kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulmasıdır. Özellikle hukuki bir işlem söz konusu olduğunda alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması gerekmektedir. Yasal bu düzenleme ve değerlendirmeler dikkate alındığında davacı tarafından kendisine devri yapılmayan taşınmazlar sebebi ile yapmış olduğu masrafların ödenmesinin talep edildiği dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen taşınmazların uyuşmazlık konusu yapılmadığı, taşınmazların uyuşmazlık konusu yapılmamış olması sebebi ile HMK 389. Maddesine göre tedbir kararı verilemeyeceği ve yine ihtiyati haciz yönünden de davacıya kısmen devir yapılmış olduğunun dava dilekçesi içeriğinde belirtilmiş olduğu dolayısıyla davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığının taraflar arasında yargılamaya muhtaç olduğu ve bu nedenle ihtiyati haciz koşullarının da davacı tarafından talep edilen alacak yönünden gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı tarafından ihtiyati tedbir mahiyetindeki ihtiyati haciz talebinin reddine….’ dair ara karar verilmiştir.
Bu kez mahkemenin verdiği 23.09.2021 tarihli ara karara davacı vekilinin 27/09/2021 tarihli dilekçesi ile ara karardan dönülmesi ve uygun bir teminat karşılığında davalı adına olan taşınır ve taşınmazlar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına dava değeri ile orantılı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş olmakla, yerel mahkemenin aynı tarihli ek kararıyla 23/09/2021 tarihli ara kararından dönülmesini gerektirir şekilde delil durumunda değişiklik olmadığından ve verilen karar istinaf yolu açık olarak verildiğinden, davacı tarafın 23/09/2021 tarihli ara karardan dönülmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekilinin 01.10.2021 tarihli istinaf dilekçesiyle; Yerel mahkemece verilen ara kararın kaldırılarak, davalının taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine dava değeri ile orantılı olarak ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz, mahkemece kabul görmemesi halinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (6100 sayılı HMK madde 389/1).
Dava, taraflar arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Somut olayda; ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz isteğine konu uyuşmazlık taraflar arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin olup, mahkemece ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz ve terditli ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karar verilmiş, bu ara karara da itiraz edilmesi üzerine ara kararın reddine karşı, davacı vekili tarafından yasal süresinde istinaf isteminde bulunulmuştur.
Dava alacak istemine ilişkin olup, ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulması talep edilen hak alacak ve taşınmazlar bizatihi uyuşmazlık konusu değildir. Yine İ.İ.K.’nun 257. madde koşulları mahkeme ara kararının gerekçesinin de ara kararında belirtildiği üzere gerçekleşmemiştir. Ayrıca dava konusunun da yargılamayı gerektirdiğinden, İ.İ.K 257. maddesinin gerektirdiği yasal koşulların mevcut olmadığı görülmekle her ne kadar davacı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi ara kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla davacı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/331 Esas sayılı dosyasından verilen 23.09.2021 tarihli ara kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, 97,70 TL istinaf karar ve ilam harcının davacıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 2004 sayılı İİK’nın 258/(3) ve 6100 sayılı HMK’nın 362/(1)-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 16.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.