Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1736 E. 2023/1304 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1736
KARAR NO : 2023/1304

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/886
KARAR NO : 2021/589
DAVA TARİHİ : 27/07/2018
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
DAVA : İtirazın İptali ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 21/09/2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/07/2021 tarih ve 2018/886 Esas, 2021/589 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili ile davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İDDİA VE İSTEK:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Taraflar arasındaki mobilya yapımı işi ile ilgili eser sözleşmesi gereğince; davacı yüklenicinin edimini yerine getirdiğini, ancak davalı iş sahibinin ödeme yapmadığını, bu konuda yapılan icra takibine de itiraz ettiğini” iddia ederek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “davalının davacıya 28.000 TL borcu olup ödeme emrindeki kadar borcu olmadığını, belirtilen miktarın 12.890 TL’ sini kabul etmediklerini” savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesinin 01/07/2021 tarih ve 2018/886 Esas, 2021/589 Karar sayılı kararında özetle; “Yapılan iş 6.900 TL tespit edilmiş ise de davalı tarafın meydana getirilen esere ilişkin düzenlenen faturada gösterilen fiyata açık bir itirazının bulunmadığı gözetildiğinde faturada gösterilen fiyat üzerinden davanın kabulü gerektiği yönünde vicdani kanaat oluştuğundan davanın asıl alacak yönünden kabulüne, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair bir delil gösterilmemesi nedeniyle işlemiş faiz yönünden yapılan talebin reddine” karar verilmiştir.

İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle: “faize ilişkin talebin reddinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu” ifade ederek, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili dilekçesinde özetle: “davanın kısmen kabulünde lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının olamayacağını” ifade ederek, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Taraflar arasında; mobilya yapımı işi ile ilgili olarak sözlü bir eser sözleşmesi bulunduğu, tarafların ayrıca 2017 yılından bu yana karşılıklı olarak ticari ilişki içerisinde oldukları, mobilya yapımı işinin yüklenici davacı tarafından bir kısmının yapıldığı, icra takibindeki alacak miktarının 28.000 TL’sinin davalı iş sahibi tarafından kabul edildiği konularında uyuşmazlık mevcut değildir.
Uyuşmazlık; yüklenicinin, iş sahibinin mobilya yapımı işinin ne kadarını yaptığı, bunun bedelinin ne olduğu ve söz konusu işe dair düzenlenen ve itiraz konusu olan 12.980 TL’lik fatura bedelinin ödenip ödenmediği noktalarında toplanmaktadır.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda 09/06/2019 tarihli bilirkişi raporu ile “yapılan işin 6.900 TL değerinde olduğu” belirlenmiştir.
Mahkemece, tarafların ticari defterlerini de kapsar şekilde dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesine göre düzenlenen 08/03/2021 tarihli rapor hükme esas alınarak icra takibindeki faiz dışında kalan itiraz konusu 12.980 TL’lik asıl alacağın kabulüne karar verilmiş ise de, hükme esas rapordaki tespitler yanılgılı değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Şöyle ki; HMK.’nın 222. Maddesi gereğince, tacir olan tarafların ticari defterlerinin delil olabilmesi için öncelikle noter açılış kapanış onaylarının tamamlanmış ve yasaya uygun tutulmuş olmaları, bu aşamadan sonra ise defter kayıtlarının karşılıklı olarak birbirlerini doğrulamaları, diğer bir ifade ile ispatlanmak istenen hususta aykırı hükümler içermemeleri ve aynı hükümlere yer vermeleri, ayrıca defter kayıtlarının aksinin senet ve diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Bilirkişi raporu incelendiğinde; taraflar arasındaki mobilya yapımı işi ile ilgili herhangi bir kayda rastlanmadığı, aralarındaki ticari ilişki çerçevesinde birtakım alacak, borç ve ödeme kayıtlarının bulunduğu, itiraz konusu 12.980 TL’lik faturanın davacı defterlerinde kaydı olmasına rağmen davalı defterlerinde böyle bir kaydın bulunmadığı, dolayısıyla bu konuda incelenen ticari defterlerin anılan yasa hükmü çerçevesinde delil olamayacağı ve iddia konusu hususu kanıtlamadığı anlaşılmıştır.
Buna göre davalının davacıya eser sözleşmesi gereğince 12.980 TL’lik iş yaptığı hususunda kanıt bulunmamaktadır. İşin kapsamı ve bedeli keşif sonucunda düzenlenen 09/06/2019 tarihli rapor ile 6.900 TL olarak tespit edildiği için, bu bedelin ödendiğini ispat külfeti de davalı tarafta olduğundan ve ödeme ispatı bulunmadığından, davacı yüklenicinin davalı iş sahibinden 6.900 TL miktarında alacaklı olup bu miktara yönelik itirazında haksız olduğu kabul edilmelidir. Hal böyle iken mahkemece yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davanın kısmen kabulü kısmen reddi halinde her iki tarafa da yargılama gideri ve vekalet ücreti verilmesi gerekirken sadece davacı lehine bu hükümlerin kurulması doğru olmayıp, yine dava konusu alacak yargılamayı gerektirdiği ve likit olmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedilmesi de hatalı bir uygulama olmuştur.
Bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde olup ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmektedir.
Davacı vekilinin istinaf sebebi ise, takip öncesi borçlu temerrüdü tespit edilemediğinden faiz hükmü kurulmaması doğru olmakla, yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Bu durumda yapılması gereken iş: Davada araştırılacak başka herhangi bir husus bulunmadığından, iş bedeli 6.900 TL kabul edilmek suretiyle, bu bedelin iş sahibi tarafından ödendiğinin kanıtlanamaması nedeniyle davanın anılan miktar üzerinden kısmen kabulüne, itirazın bu miktar yönünden iptaline ve icra inkar tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi olmalıdır.
Her ne kadar davacı vekili tarafından dairemize “tarafların anlaşmış olmaları nedeniyle davanın ve istinaf başvurusunun konusuz kaldığı” yönünde dilekçe verilmiş ise de, bu konuda davalı tarafça herhangi bir dilekçe verilmemesi ve davacı vekilinin dilekçesinde de istinaf başvurusundan açıkça feragat edilmemesi karşısında, yukarıda açıklandığı şekilde taraf vekillerinin istinaf başvurularının değerlendirilmesi gerekmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dairemizce HMK.’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince “davanın kısmen kabulü” yönünde karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b/1. Maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile;
3-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/07/2021 tarih ve 2018/886 Esas, 2021/589 Karar sayılı kararının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1)-b/2. Maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B) Esasa ilişkin aşağıdaki şekilde yeni hüküm tesisine:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; İzmir 23.İcra Dairesi’nin 2018/7439 Esas sayılı dosyasındaki davalı itirazının 6.900 TL asıl alacak miktarı yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteğinin REDDİNE,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı isteğinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 471,34 TL ilam harcının, peşin alınan 535,67 TL harçtan mahsubu Hazineye gelir yazılmasına, kalan 64,33 TL’nin istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 471,34 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yargılama sırasında davacı tarafça yapılan ve ayrıntıları Uyap sisteminde kayıtlı bulunan toplam 2.075,63 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmına göre belirlenen 1.100,08 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan ve ayrıntısı Uyap sisteminde kayıtlı bulunan 46,70 TL yargılama giderinin, davanın reddedilen kısmına göre belirlenen 21,95 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine ve davanın kabul edilen kısmına göre belirlenen 6.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine ve davanın reddedilen kısmına göre belirlenen 6.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının ilgililerine ödenmesine,
C- İstinaf Yargılaması Bakımından:
1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne karar verilmiş olmakla, istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına, davalı vekili tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf peşin karar harcının, talebi halinde yatıran davalıya geri verilmesine,
2-Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan toplam 59,30 TL istinaf maktu harcın mahsubu ile kalan 210,55 TL harç bedelinin davacıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333/(1) maddesi uyarınca, davacı tarafından yatırılan artan gider avansının davacıya; artan delil-gider avansının davalılara geri verilmesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 21/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.