Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1527 E. 2021/1465 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1527
KARAR NO : 2021/1465

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/949
KARAR NO : 2021/459
DAVA TARİHİ : 18/07/2016
KARAR TARİHİ : 27/05/2021
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18.11.2021
KARARIN YAZ. TARİH : 26.11.2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.05.2021 tarih ve 2016/949 Esas, 2021/459 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin taraf avukatları tarafından istenilmesi üzerine, Dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; Davalı firma ile müvekkili firma arasında … Belediyesi Kongre ve Kültür Sarayı yapım işi ile ilgili olarak birlikte çalıştıklarını, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre davalı tarafından taşeron sıfatıyla … Kepez Belediyesi Kongre ve Kültür Sarayı yapılan birtakım inşaat işlerinin davalı firma tarafından üstlenildiğini, davalı firmaya gönderilen ihtarname ve ihtarname ekinde gönderilen hak ediş raporuna göre, müvekkili firmanın davalı firmadan alacaklı olmasına rağmen ödenmemesi üzerine İzmir 21. İcra Müdürlüğü 2016/5969 E. Sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını beyanla davalının haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalı firmanın takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı avukatı tarafından verilen, dava dilekçesine yanıt dilekçesinde özetle; davacı tarafça açılan dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaları kabul etmediklerini, öncelikle davalı müvekkili şirketin faaliyet adresinin Antalya ilinde bulunması ve sözleşmeye konu işin Antalya’da ifa edilmesi ve yapılacak inceleme ve keşfin yine bu ilde yapılacak olması nedeniyle Antalya mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunarak davalının davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı gibi, davacı aleyhine İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2016/8314-E sayılı dosyasından başlatılan icra takibi nedeni ile alacaklı olduğunu, bu alacağın ödenmesi için önce Antalya 7. İcra Müdürlüğünün 2016/6093-E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını beyanla davanın esas yönü ile reddine, müvekkili şirket aleyhine kötü niyetle takip başlatıldığından, davacı tarafın % 20 den az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkûm edilmesini talep ederek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı icra takibinde yaptığı itirazla da icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 27.05.2021 tarih ve 2016/949 Esas, 2021/459 Karar sayılı kararında özetle; ‘…Davalı yüklenicinin yerleşim yeri adresi Antalya İli olup Eser sözleşmesine konu … Belediyesi Kongre ve kültür Sarayı yapım işinin bir kısım metal işlerinin taşeron olarak üstlenilmesi işinin Antalya ili … ilçesinde yapılmıştır. Bu durumda davalının ikametgahı Antalya ve akdin icra yeri Antalya ili … ilçesi olduğuna göre icra takibinin İzmir İcra Dairesi’nde başlatılması doğru olmadığı gibi eser sözleşmelerinden kaynaklanan bir alacakta yetkili mahkemenin tayininde 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 73 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi hükümlerinin uygulanmasının da mümkün olmadığını belirterek davalı vekilinin icra dosyasına yaptığı yetki itirazı süresinde ve yerinde olup, kabulünün zorunlu olduğunu ,Yetkili icra dairesinde icra takibinin başlatılmaması durumunda mahkemece işin esasının incelemeyeceğini , yetkili icra müdürlüğünde başlatılmış icra takibi bulunmadığından…’ bahisle itirazın iptâli davasının usulden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 12.07.2021 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde; Davacı, sözleşmede İzmir İcra daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olacağının açıkça kararlaştırılması karşısında mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı avukatı tarafından verilen 29.03.2021 tarihli, istinaf başvurusuna cevap ve karşı istinaf dilekçesinde; mahkemenin eksik harcı ikmal etmek üzere davacıya süre vermesine rağmen davacının verilen kesin sürede harcı ikmal etmediğini, mahkemece bu nedenle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken verilen 2. kesin süre içinde yatırılan harcın kabulü ile işin esasına girilmesi nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı taşeron- yapımcı şirket ile davacı yüklenici şirket arasında, yani davanın tarafları arasında tanzim edilen ‘… Belediyesi Kongre Kültür Merkezi inşaat yapılması, cam silikon cephe uygulaması sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Eldeki davada, davalı şirket itirazın iptali davasına dayanak İzmir 21.İcra Müdürlüğü’nün 2016/5969 Esas sayılı takip dosyasına süresi içinde verdiği itirazda ‘Antalya İcra Dairelerinin yetkili olduğunu beyanla icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş; Davada verdiği cevap dilekçesiyle ise, bu kez sadece mahkeme yetkisinie itiraz ederek davacı yükleniciye borcu olmadığını hatta sözleşme gereği kendilerinin davacıdan alacaklı olduğunu savunmuştur.
Taraflar şirket olup, aralarında tanzim edildiği ihtilaf ve itiraz konusu olmayan sözleşmenin bölüm “1- ihtilafların halli başlıklı maddede açıkça ‘İş bu sözleşmenin uygulanmasından dolayı doğacak ihtilaflar için İzmir mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir…’şeklinde düzenlemeye yer verildiği görülmektedir.
İtirazın iptali davasında, mahkemece, davaya konu icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi durumunda İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisi incelenmeli ve yetki itirazının yerinde olmadığı sonucuna varıldığı takdirde işin esasına girilerek itirazın iptali talebi hakkında bir karar verilmelidir. Aksi halde, yani icra dairesinin yetkisiz olduğunun anlaşılması halinde ise, mahkemece borcun esasına yönelik itirazın incelenmesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın bu yönden reddine karar verilmelidir.
İİK’nın 50/1.maddesinde HMK’nın yetki konusundaki hükümlerinin kıyasen uygulanacağı belirtilmiştir.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalar, HMK’nın 6. maddesine göre davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde (genel yetkili mahkeme) açılabileceği gibi HMK’nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de (özel yetkili mahkemede) açılabilir. Taraflar arasında geçerli olarak yapılmış yetki sözleşmesi varsa ve bu sözleşmede davanın sözleşmeyle kararlaştırılan yer dışında genel ve özel yetkili başka bir mahkemede de açılabileceğine dair aksine bir düzenleme yoksa, dava yalnızca sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinde açılabilir (HMK. md. 17).
Somut olayda; Dava, Davalı taşeron- yapımcı şirket ile davacı yüklenici şirket arasında yani davanın tarafları arasında tanzim edilen ‘… Belediyesi Kongre Kültür Merkezi inşaat yapılması, cam silikon cephe uygulaması sözleşmesi’nden kaynaklanan bakiye alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali davası olup, sözleşmede İzmir İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili kılındığı görülmüştür. Uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanması sebebi ile yine bu sözleşmenin genel hükümler başlığı altında düzenlenmiş bulunan “…Taraflar iş bu protokolün tatbik ve tefsirinden doğacak ihtilafların çözümünde yetkili yargı merciinin İzmir Mahkemeleri ve İcra Daireleri olmasını kabul ve beyan etmiştir…” şeklindeki münhasır yetkiye dair düzenleme uygulama alanı bulacaktır. Sözleşmenin tarafları tacir olduğundan anılan yetki şartı da 6100 sayılı HMK’nın 17.maddesi hükmüne uygun olup geçerli olduğundan mahkemece işin esasına girilerek yargılamaya devam olunması gerekirken usulden redde dair verilen karar yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiştir.
Bununla birlikte her ne kadar davalı vekilince istinafa verilen cevap ile birlikte istinaf dilekçesiyle, mahkemenin eksik harcı ikmal etmek üzere davacıya süre vermesine rağmen davacının verilen kesin sürede harcı ikmal etmediğini, mahkemece bu nedenle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, verilen 2. kesin süre içinde yatırılan harcın kabulü ile, işin esasına girilmesi nedeniyle kararın kaldırılmasını talep ederek istinaf talebinde bulunulmuş ise de; Harçlar Yasası’nın 30 ve 32. madde hükümleri uyarınca, harca tabi bir davada harç tamamlatılmadan davanın esasına girilemez, ancak bu eksikliğin giderilmesi için ilgili tarafa yöntemine uygun şekilde süre verilmesi gerekir. Buna göre Mahkemece, davacıya harcı tamamlaması için usulüne uygun olarak süre tanınmalı, yatırılması gerekli harcın miktarı hesaplanarak ilgili muhtıraya dercedilmeli ve eksik harcın belirlenecek süre içerisinde yatırılmaması halinde Harçlar Yasası’nın 30. maddesi gereğince, dosya öncelikle işlemden kaldırılıp (HMK’nin 150. maddesi), yasal süresi içinde yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmelidir.
Somut olayda Mahkemece önceden süre verilmesine karşın, 24.12.2019 tarihli ara kararla, davacı vekiline eksik peşin harcı 2 aylık kesin sürede yatırması için kesin süre verilerek, kesin süre içinde gereğinin yerine getirilmemesi halinde davanın usulden reddedileceğinin ihtar edildiği, söz konusu ara kararda yatırılması gereken harç miktarı açıkça belirtilmeksizin davacı tarafa bu konuda ödev yüklendiği görülmektedir. Ayrıca, her ne kadar ara kararda kesin sürenin sonuçlarının ihtarına denmiş ise de, eksik peşin harcın yatırılmaması halinde davanın usulden reddine değil açılmamış sayılmasına karar verileceğinden, eksik harcın tamamlanması için davacı tarafa verilen sürenin usulüne uygun olduğundan söz edilemeyeceğinden ve bu haliyle kesin sürenin hukuki sonuçlarını doğurmayacağından davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; Anlatılan nedenlerle, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken usulden redde ilişkin verilen ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-3. ve 353/(1)-a-6. maddeleri doğrultusunda kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı vekilinin istinaf taleplerinin 6100 sayılı HMK 353/(1)-b-1 maddesi esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davalı avukatının karara karşı yapmış olduğu istinaf sebepleri yerinde olmadığından, istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
a-Davalı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin olarak karşılandığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
b-Davalı avukatının istinaf kanun yoluna başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
2-)Davacı avukatının istinaf kanun yoluna başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜ İLE,
a-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.05.2021 tarih ve 2016/949 Esas, 2021/459 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/(1)-a-3. ve 353/(1)-a-6. maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
c-Verilen kararın niteliği gereğince istinaf karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf peşin karar harcının talebi halinde yatıran davacıya geri verilmesine,
d-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
3-)Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/(1)-a, 362/(1)-c ve 353/(1)-a maddeleri gereğince, kesin olmak üzere 18.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.