Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1459 E. 2021/1406 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1459
KARAR NO : 2021/1406

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

MAHKEMESİ : İZMİR 7.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/639
DAVA TARİHİ : 23.11.2020
ARA KARAR TARİHİ : 03.02.2021
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Menfi Tespit
İSTEM : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 09.11.2021
KARARIN YAZ. TAR : 01.12.2021

İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/639 Esas sayılı dosyasından verilen 03.02.2021 tarihli ara kararının istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine Dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 23.11.2020 tarihli ihtiyati tedbir istemli (asıl dosya yönünden) dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında çelik kafes sisteminin imalat, nakliye, montaj ve sökülmesi işlerine ait 30.09.2020 tarihli sözleşme imzalandığını, davacının iş sahibi, davalının yüklenici olduğunu, davacının davalıya iş bedeli karşılığında … Bankası … Şubesine ait 82.500,00 TL’lik üç adet çek verdiğini, davalının sözleşme konusu işe hiç başlamadığını, malzeme dahi alınmadığını, davalının çekleri elinde tutmaya devam ettiğini, müvekkilinin keşideci olduğu çeklerin bedelsiz kaldığını iddia ederek çekler nedeniyle davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, söz konusu çekler hakkında ödeme yasağı ve icra takibine konu edilmemesine yönelik ihtiyadi tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davacı avukatı tarafından verilen 18.12.2020 tarihli ihtiyati tedbir istemli (birleşen dosya yönünden) dava dilekçesinde özetle; asıl dosyada dava konusu edilen çeklerin ciro yoluyla başka kişilere intikal ettiğini, cirantaların davacı müvekkili hakkında icra takibi başlattıklarını, çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, çeklerin davacıya iadesine, mümkün olmadığı takdirde iptaline, 2666 numaralı çek bedelinin ödenmesi nedeniyle 82.500,00 TL’lik çek bedelinin istirdatına, söz konusu çekler hakkında ödeme yasağı ve icra takibine konu edilmemesine yönelik ihtiyadi tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı avukatı tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 03.02.2021 tarihli ve 2020/639 Esas sayılı dosyasından verilen ara kararında özetle;”ihtiyati tedbir kararı üçüncü kişilerin ve cirantaların hukukunu etkileyemeyecektir. Somut olayda ihtiyati tedbir kararı asıl dosya davalısı ve lehtar olan … Şti. yönünden verilmiştir. Bu tedbir kararından sonra açılan davada davalı bulunan cirantaları bu tedbir kararı bağlamayacaktır. Bu kişiler yönünden mahkememizce verilmiş herhangi bir tedbir kararı bulunmamaktadır. Zira dava dilekçesindeki anlatıma göre birleşen davanın davalıları cirantalardır. Zaten bu kişiler yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesi hukuken mümkün değildir. Davacı taraf daha önceden verilen ihtiyati tedbir kararını daha sonradan açılan davalardaki davalılara teşmil ettiremez. Eğer bu davalılar yönünden de ihtiyati tedbir talep edilir ise mahkemece bu hususa ilişkin elbette bir değerlendirme yapılacaktır. Bu hususlar gözetilerek davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 05.02.2021 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; asıl dosyada dava konusu edilen çeklerin ciro yoluyla başka kişilere intikal ettiğini, cirantaların davacı müvekkili hakkında icra takibi başlattıklarını, söz konusu çekler hakkında ödeme yasağı ve icra takibine konu edilmemesine yönelik ihtiyadi tedbir kararı verilmesi gerektiğini, birleşen davanın davalılarından … A.Ş. tarafından Ankara 3.İcra Müdürlüğünün 2021/526 Esas sayılı takip dosyası üzerinden icra takibine geçildiğinden icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389.maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
İİK md. 72/2 ”İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir”.
Davacı vekili tarafından çeki ciro ile devralan üçüncü kişi tarafından başlatılan takiple ilgili olarak açtığı ve lehtara karşı açılan asıl dava ile birleştirilen menfi tespit davasında İlk Derece Mahkemesi’nce cirantalar tarafından yürütülen icra takibinin tedbiren durdulmasına yönelik tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Çeki ciro ile devralan kişilerin lehtara karşı açılan menfi tespit davasına dahil edilmesi mümkün olmayıp, tedbir kararının çekleri ciro yoluyla iktisap etmiş üçüncü kişi konumunda bulunan birleşen dosya davalılarını bağlamayacağı, ihtiyati tedbir kararının üçüncü kişilerin ve cirantaların hukukunu etkileyemeyeceği, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, İDM’ce 03.02.2021 tarihli kararda aynı doğrultuda gerekçe oluşturulduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf istemlerinin HMK 353/(1)-b-1.maddesi gereğince reddi gerektiği kanaatine dairemiz tarafından ulaşılmıştır .
Her ne kadar davacı tarafça istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiş ise de, mahkemenin ara karar gerekçesine göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ihtiyati tedbirin talebine ilişkin ara kararın reddine dair ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/639 Esas sayılı dosyasından verilen 03.02.2021 sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf kanun yoluna başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf kanun yoluna başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f.maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 09.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.