Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1384 E. 2023/1438 K. 06.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1384
KARAR NO : 2023/1438

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/786
KARAR NO : 2021/286
DAVA TARİHİ : 18.07.2017
KARAR TARİHİ : 23.03.2021
DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 06.10.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 06.10.2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23.03.2021 tarihli 2017/786 Esas, 2021/286 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 09/05/2017 tarihinde 100m3/saat kapasiteli Full Otomotik Sabit Beton Santrali kurulması ve bunun koşulların düzenlenmesi amacı ile sözleşme akdedildiğini, müvekkilinin iş bu sözleşmenin 4.1 maddesinde belirtilen 15/07/2017 tarihli … numaralı ve 15/08/2017 tarihli … numaralı …’a ait 25.000,00 er TL iki adet çeki davalı yana teslim ettiğini, tarafların iş bu sözleşmede tesisin kurulumunda kullanılacak malzemelerin tümünü 09/05/2017 tarihinden 20 gün sonra Ankara’da satıcının fabrika sahasında tesliminin kararlaştırıldığını, teslim tarihine 2 gün kala davalının müvekkili şirketin email adresine mail atarak sözleşmeyi feshedeceğini bildirdiğini, müvekkilinin malların teslimine 2 gün kala bildirilen bu feshin kötü niyetli olduğunu, 30/05/2017 tarihinde sözleşmenin 4.2 maddesinde belirtilen ve santralin yapımında kullanılacak malzemeleri almaya geleceğini davalı yana bildirdiğini, müvekkilin 30/05/2017 tarihinde adrese tırlar ile birlikte gittiğinde davalı yanın sözleşmeye konu ekipmanları hazır etmediğini sadece 2 adet silonun hazır edildiğini tespit ettiğini, tarafların karşılıklı konuşarak 30/05/2017 tarihinde Zeyilname yaparak sözleşmede yer alan 4.2 maddesindeki süreyi 30 gün olarak değiştirdiklerini ve 30/05/2017 tarihinde sözleşme konusu Bunker İç 2 adet sol ve ekipmanlarının gönderileceğini, kalan ekipmanların ise 09/06/2017 tarihinde tır üzerinde teslim edileceğine dair ana sözleşmeye zeyilname yaptıklarını, davalı yanın zeyilnameye uymadığını ve zeyilnamenin müvekkil şirketçe imzalanmasının akabinde müvekkile malları teslim etmediğini, bunun üzerine 01/06/2017 tarihinde Kahramankazan Sulh Hukuk Mah.ne başvuru yapıldığını, davalının müvekkil ile sözleşmeyi feshetiğini ve müvekkile çeklerini iade edeceğini bildirmesine rağmen iade etmediğini, müvekkilinin zarara uğradığını, bu nedenlerle; davalı yan aleyhine tazminat davası açma haklarının saklı kalmak kaydı ile haklı davanın kabulü ile, dava konusu iki adet çek sebebi ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, işbu çeklerin dava esnasında icra takibine konu edilmesi müvekkilinin cebri icra işlemleri ile karşı karşıya kalmaması adına iki adet çekin ödemelerinin tedbiren durdurulmasına, dava konusu iki adet çekin davalıdan istirdatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini karar ve talep etmiştir.
YANIT:
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edildiği halde davaya cevap vermediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 23.03.2021 tarih ve 2017/786 Esas, 2021/286 Karar sayılı kararı ile özetle; “…Somut olayda uyuşmazlık konusu sözleşmenin feshine sebep olan olgunun davacının sözleşme konusu eseri ödeme yaparak teslim almamasından mı yoksa davalı tarafça teslime hazır bulundurulmamasından mı kaynaklandığı noktasında toplanmaktadır. Dosyaya sunulan Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/12 D.İş sayılı delil tespiti dosyasında yapılan 02/06/2017 tarihli keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda eser sözleşmesine konu bir kısım üretimin tamamlandığı, bir kısım parçaların ise üretim sürecinde olduğunun belirtildiği görülmüştür. Davalı tarafça sözleşme konusu eserin üretilerek hazır bulundurulduğu yönünde savunmada bulunulmakta ise de bu hususta geçerli bir delil sunulmadığı, davacı iş sahibinin temerrüde düştüğüne dair yeterli delilin sunulmadığı, bu yönde geçerli bir ispatın yapılamadığı değerlendirilmiştir. Dosyada yer alan ihtarname ve mail içeriklerinde taraflar arasında ödeme şekline ilişkin uyuşmazlık söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafça sözleşmeye konu çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle başkaca çek talebinde bulunulduğu görülmüş ise de bu hususta çeklerin karşılıksız çıktığı ile ilgili cevap süresi içerisinde delil gösterilmediğinden değerlendirilmemiştir. Dava konusu sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle sona erdirildiği açık olup tarafların birbirinden cezai şart veya zarar talebi dava konusu değildir. Bu durumda ifa edilmeyen sözleşmeyle ilgili olarak tarafların birbirlerinden almış oldukları ödeme veya diğer şeyleri aynen iade etmeleri gerektiği değerlendirilmiştir. Yukarıda ayrıntılı gerekçesi açıklandığı üzere dava konusu eser sözleşmesinin ifa edilmediğinin sabit olduğu, davacı tarafça ifa amaçlı olarak verilen 1 adet çekin iadesinin talep edildiği, davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığı, dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının temerrüde düştüğünün de tespit edilemediği, bu haliyle sözleşme kapsamında teslim edildiği sabit olan çeklerin bedelsiz kaldığı ve davalının iade etmekle yükümlü olduğu değerlendirilmekle davanın kabulüne,” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili tarafından verilen 13.07.2021 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Müvekkili ile davacı arasında sözleşmeye konu işlerin yapılması ve montajı için anlaşma yapıldığını, bu anlaşma neticesinde davacı tarafından müvekkili şirkete avans niteliğinde iki adet 25.000.00 TL çek keşide edilerek verildiğini, söz konusu işin yapımına başlanmış iş belirli bir aşamaya gelmiş olmasına rağmen davacı yan tarafından taahhüt edilen ödemelerin gerçekleştirilmediğini, müvekkili davacıdan aldığı çekler ticari işlerinde kullandığını, ciro yoluyla çekleri üçüncü kişiye devrettiklerini, çeki bankaya ibraz eden üçüncü kişi çekin karşılıksız olduğunu müvekkiline bildirdiğini, müvekkili buna istinaden dava dışı üçüncü kişiye söz konusu çek bedelini ödemek suretiyle çeki teslim aldığını, karşılıksızdır işlemini de yaptırmadığını, söz konusu çeklerin karşılıksız çıkması ve taahhüt edilen ödemelerin yapılmaması neticesinde müvekkili 27.05.2017 tarihinde gönderdiği elektronik posta ile sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, ancak daha sonra her iki şirket yetkilileri bir araya gelerek ve sözleşmenin devamı noktasında irade ortaya koyduklarını ve zeyilname düzenlenerek söz konusu malların 09.06.2017 tarihinde teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, dosyaya sunulan beyanlarında, çeklerin karşılıksız çıktığı ifadesine yer verildiğini, ancak bu çeklerle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına müsaade edilmeden müşterilerden bedellerinin ödenmek suretiyle teslim alındığı ifade edildiğini, bu durumda mağdur olan müvekkili şirketin bu kez de icra masrafları ve avukatlık ücreti gibi feri alacak kalemleri ile karşı karşıya kalmaması adına söz konusu çekler karşılıksızdır işlemi yapılmadan teslim alındığını, ancak mahkemece verilen kararın gerekçesinde de bu noktada bir yanılgıya düşüldüğünü, muhatap bankadan dava konusu çeklere ilişkin karşılıksızdır işlemi yapılıp yapılmadığı sorulduğunu, müvekkili şirketin davacıdan almış olduğu çekleri ciro yoluyla başka alacaklılara devretmiş ancak karşılıksız olduğunun görülmesi üzerine ciro iptal edilerek teslim alındığını, ayrıca müvekkili şirket müşterilerin talep ve projelerine özgü olmak üzere özgün tasarımlar yaptığını, davacı yanın talepleri doğrultusunda makina imalatı yaptığını, ancak davacının üzerine düşen edimleri yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmeyi feshederek söz konusu imalatları bedelinin çok çok altında piyasaya satmak zorunda kaldığını, ciddi zarara uğradığını, söz konusu imalatların sözleşmede kararlaştırılan şartlara uygun olarak yapılmasını ve teslim günü gelmesine rağmen davacı yanın ürünleri teslim almaya yanaşmadığını ve herhangi bir ödeme yapılmadığını, sözleşme bu sebeple müvekkili şirket tarafından feshedildiğini, müvekkili şirketin söz konusu malları hazır edebilmek adına 300.000 TL masraf ettiğini, ancak davacı yanın yaklaşımları nedeniyle ürünler elinde kaldığını, beklediği hakedişi de alamadığını, Davacı yan sözleşmenin sona ermesinde kendi kusurları ile sebebiyet vermiş ve müvekkilide bu sebeple zarara uğradığını, hukuka aykırı olarak tesis edilen kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Dava, eser sözleşmesi nedeniyle verilen çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından istinaf edildiği görülmüştür.
Taraflar arasında “100m3/saat Kapasiteli Full Otomotik Sabit Beton Santrali Tesisi Kurulum Sözleşmesi” yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmeye göre davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.
Taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinin 4.1 maddesinde belirtilen 15/07/2017 tarihli … numaralı ve 15/08/2017 tarihli … numaralı …’a ait 25.000,00′ er TL iki adet çekin davalı yana teslim edildiği, sözleşmede tesisin kurulumunda kullanılacak malzemelerin tümünün 09/05/2017 tarihinden 20 gün sonra Ankara’da satıcının fabrika sahasında tesliminin kararlaştırıldığı ancak 30/05/2017 tarihinde “Zeyilname” isimli belge ile tarafların bu süreyi 30 gün olarak değiştirdikleri hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı; davalı tarafça eser sözleşmesinin davacının sözleşme konusu eseri teslim almadığından bahisle feshedildiği savunulmuş ise de, eserin davalı yüklenici tarafından teslime hazır bulundurulduğu halde davacı tarafça teslim alınmadığı ve davacı iş sahibinin temerrüde düşürüldüğünün tüm dosya kapsamından ispatlanamadığı, dava konusu eser sözleşmesinin ifa edilmediği anlaşıldığından davacı tarafça eser sözleşmesi kapsamında ifa amaçlı olarak verilen 2 adet çekin bedelsiz kaldığı ve davalının iade etmekle yükümlü olduğu yönündeki ilk derece mahkemesi kararında usule ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf istemi yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamı, mahkeme gerekçesi ve yapılan değerlendirmeye göre; mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23.03.2021 tarihli 2017/786 Esas, 2021/286 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davalı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 1.707,75 TL istinaf nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 426,94 harcın mahsubu ile 1.280,81 TL harç bedelinin davalıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,

3-Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca dava değeri itibarıyla kesin olmak üzere 06.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.