Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/133 E. 2023/329 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/133
KARAR NO : 2023/329

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/459
KARAR NO : 2020/213
DAVA TARİHİ : 24.08.2016
KARAR TARİHİ: 16.09.2020
DAVA : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 08.03.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 10.03.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.09.2020 tarih ve 2016/459 Esas, 2020/213 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 24.08.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ve davalı şirket arasında 12/06/2015 ve 01/03/2016 tarihli eser sözleşmeleri imzalandığını, sözleşmeye göre aliağa’daki “… Projesi Saha Hazırlık İşleri (… Projesi)” kapsamında toplamda 35.000 metrekarelik kısmında çivili duvar uygulamalarının üzerine beton püskürtme işinde davalının davacıya sözleşmelerde belirtilen sürede ve miktarda yer ve malzeme teslim edeceğini, davacının da beton püskürtme işçiliğini ifa edeceğini, davalının bu iş için davacıya teslim etmesi gereken alanı sadece yüzölçümü olarak aylık asgari miktarda değil aynı zamanda beton püskürtme ameliyesinin ifasına müsait vaziyette/vasıfta olmasının sözleşme ve işin tabiatı gereği olduğunu, Davacı müvekkilinin sözleşmede belirtilen vasıf, miktar ve mahiyete uygun kalitedeki malzeme, işçi, vd. teçhizatını temin ettiğini, anlaşmaya uygun süre ve yerde daima hazır bulundurduğunu, davalının edimlerini geç ve/veya ayıplı ifası sebebiyle davacı müvekkilinin bu hazırlıklar bakımından olduğu kadar püskürtmeye uygun vasıfta olmayan yabancı cisimler karışmış haldeki beton malzemesinin püskürtme sırasında davacının makinelerinin aksamının bozulmasına ve sözleşmenin inıkadı anında öngörülemeyecek denli yüksek meblağlarda tamir ve onarım maliyetine sebebiyet verdiğini, bu sırada yaşanan gecikmelerinde davacının kar kaybı, iş gücü maliyetinin artması ve diğer yönlerden ayrıca zarara yol açtığını, Bu hususta davalıya İzmir 27. Noterliğinin 13/06/2016 tarihli 11711 yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini ve 15/06/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, Davalı şirketin bölünme yoluna başvurmasına ve ihtarnameye rağmen müvekkilinin 15/08/2016 tarih 60.436,00 TL meblağlı son hakediş bedeline ait faturayı da içerecek şekilde borcunu ödemediğini ve teminat da göstermediğini,Dava konusu işlerle ilgili olarak mahkememizin 2016/102 D.iş sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunulduğunu bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla,
a)Sözleşmelerin inıkadı anında davacı açısından öngörülebilecek mutad maliyetin tespiti ile davacının göze alması kendisinden beklenemeyecek ve davalının kusuru neticesinde husule gelen (malzeme, tamir, işçilik, iaşe vd.) maliyet artışı ile oluşan zarar-ziyan miktarına karşılık şimdilik 30.000,00 TL,
b)Davalının sözleşmelere aykırı, kusurlu tutumu sebebiyle davacının maruz kaldığı (kar mahrumiyeti, kaçırılan iş fırsatları vd.) her türlü zarar-ziyan miktarının tespiti ile bu meblağlara karşılık şimdilik 80.000,00 TL,
c)Sözleşmelerin yürürlükte kaldığı müddetçe davacı tarafından imal edilen sözleşme harici işlere ait miktar ve meblağın tespiti ile bu meblağa karşılık şimdilik 30.000,00 TL,
d)Sözleşme ile davacıya ödenmek üzere kararlaştırılan ancak bugüne kadar ödenmemiş olan bekleme süresi bedeli ile bunun yerine kararlaştırılan imalat artışı fark miktarının ve bunlara tekabül eden kar meblağlarının tespiti ile bu meblağlara karşılık şimdilik 30.000,00 TL,
e)1.411,76 TL tutarındaki 3 adet ihtarname masrafının,
f)2.207,90 TL tutarındaki tespit masrafının,
Ayrı ayrı temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
II-87.000,00 TL tutarındaki teminatın davacıya nakden ve defaten iadesine,
III-60.436,50 TL hakediş bedelinin davacıya nakden ve defaten ödenmesine,
IV-Yargılama sırasında davalılar arasındaki bölünme işleminin ikmal edilmesi halinde hükmedilen meblağlardan her iki şirketin de müteselsilen mesul olmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT :
Davalı avukatı tarafından verilen yanıt dilekçesinde özetle; taraflar arasında 12/06/2015 ve 01/03/2016 tarihli sözleşmelerin ikmal edildiğini, ilk sözleşmenin ifası sırasında davacının işinde aksamalar meydana geldiğini, işin yapımında gecikmeler ve davacıdan kaynaklı uzun süreli beklemeler yaşandığını, işin tamamlanması açısından ikinci sözleşmenin akdedildiğini, ikinci sözleşmenin ikmali sırasında davacı taşeronun edimlerini yerine getirmediğini, kendi basiretsizliği nedeniyle gecikmeler yaşanmasına sebebiyet verdiğini, davacının her bir talebinin haksız ve yersiz olduğunu, sözleşmenin 11.maddesinde işverenden bekleme ücreti veya başka bir talepte bulunulamayacağının belirtildiğini, kaldı ki müvekkilinden kaynaklanan gecikme ve malzeme eksikliğinin olmadığını, ayıplı malzemenin makine hasarına yol açtığı iddiasının ispata muhtaç olduğunu, müvekkilinin ayıplı ifada bulunmadığını, davacının onaylayıp ödenmemiş bir hakedişinin bulunmadığını, sözleşme ifası esnasında ve sözleşmeye uygun olarak alınan hakedişten kesilen teminatlarında yine sözleşme gereği işin ilgili idarece kesin kabulünden sonra iade edileceği açık olduğundan muaccel hale gelmediğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 16.09.2020 tarih ve 2016/459 Esas, 2020/213 Karar sayılı kararında özetle; “…Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve heyetin taktirine göre:
I-2.207,90 TL delil tespiti gideri ve 1.411,76 TL ihtarname giderinin yargılama gideri kapsamında değerlendirilmesi mümkün olduğundan bu konuda ayrıca karar verilmesine yer olmadığına,
II-Diğer taleplerle ilgili olarak:Davacının uğradığı makine tamiri nedeniyle 12.203,56 TL, sözleşmenin feshi nedeniyle tamamlanamayan imalat kaynaklı mahrum kalınan kar kaybı 51.834,59 TL, hakediş bedeli 55.360,88 TL ve teminat bedeli 43.500,30 TL olmak üzere toplam 162.899,33 TL bedelin temerrüt tarihi 18/06/2016 dan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin ve sair taleplerin REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı avukatı tarafından verilen 10.12.2020 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “…İstinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasını, Duruşmalı yapılacak istinaf incelemesi neticesinde yerel mahkeme kararının bozulmasını ve Sayın başkanlığınızca yeni karar verilmesini yahut yeniden karar verilmek üzere bozularak iadesini,…” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Davacı taşeron şirket, davalı yüklenici şirket ile Aliağa’daki … Projesi saha hazırlık işleri proje kapsamında çivili duvar uygulamalarının beton püskürtme işçiliğini ifa edeceği konusunda anlaştıkları, ödeme alamayınca ihtarname çektiğini, değişik iş dosyasından tespit yaptırarak zarar ziyan miktarını, kar mahrumiyetini, sözleşme harici işler bedelini, imalat artış fark miktarını ve diğer masrafları ile hakediş bedelini ve teminatın iadesini talep etmiş, ilk derece mahkemesi davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar vermiş, verilen kararı davalı avukatı istinaf etmiştir.
Davalı istinaf dilekçesinde;
1-Teknik olarak: betonun tedarik süresi içerisinde hazır edildiğini, davalının kusuru olmadığını, davacı …’nın, … İnşaata da iş yaptığını, iş sahasına giren betonların kontrolden geçtiğini, böylece makinenin farklı işlerde imalat da gerçekleştirdiğinin tespit edildiğini, bu nedenle kusura ilişkin kesin bilgi sunamadıkları, raporun karara esas alınmayacağını,
2-Hakediş alacağı konusunda: …’ya fazlasıyla ödeme yapıldığını, ödenmeyen hakediş bedelinin olmadığını, ödenmeyen herhangi bir hakediş bedelinin olmadığını, hatalı hesaplamalarla ulaşılan kanaatin kabul edilemeyeceğini,
3-Teminat alacağı yönünden ise: fesihte haklı oldukları halde mahkemece dikkate alınmadığını,
4-Davacının mahrum kalınan kar ve kaçırılan iş fırsatları işini savsaklayan gerektiği gibi yapmayan işveren ve ana işveren … tarafından defalarca yazılı uyarılmasına rağmen işi vaktinde tamamlamayan davacı taşeronunun yazılı beyanla uyardıklarına dair gerekçeli kararda bir cümleye bile yer verilmediğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Dava, … Proje Saha Hazırlık İşleri Çivili Duvar Uygulamaları Üzerine Beton Püskürtme işini kapsayan eser sözleşmesine dayalı bir çok kalemden oluşan zarar ziyan tazminatı, kar mahrumiyeti, harici işler bedeli, imalat artış fark bedeli gibi taleplerden ibarettir.
Davacı taşeron davadan önce Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin değişik iş dosyasından tespit yaptırmış, davasını açtıktan sonra mahkeme usul ve yasaya uygun şekilde keşif yaparak, bilirkişilerden rapor almış, tarafları dinlemiş, delillerini toplamış, nitelendirmeyi yasaya uygun olarak yaparak gerekçeli kararında delilleri tartışmış, tarafların yazılı sözleşmeye uygun olarak davacı tarafından muhtelif işler yapılmış, davalı yüklenicinin taşerona karşı edimlerini süresinde ve vasıflarına uygun bir şekilde yerine getirip getirmediğini araştırmış, irdelemiş, bilirkişiden raporunu almış, davalı, davacının herhangi bir hatalı iş ya da kusurlu imalat yaptığına dair herhangi bir tespit yaptırmadığı, tüm teknik bilirkişilerin 13.11.2020 tarihli bilirkişi ayrıntılı rapor verip talepleri kalem kalem ayrıntılı olarak incelemiş, miktarları belirlemiş, mahkeme de buna göre hüküm ve gerekçesini yerinde bir şekilde irdeleyerek kurmuş, buna göre davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar vermekle, yapılan yargılama usul ve yasaya uygun olmakla, davalı avukatının istinaf kanun yoluna başvurusunun esastan reddine karar verilmesi kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davalı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.09.2020 tarih ve 2016/459 Esas, 2020/213 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davalı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 11.127,64 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.781,91 TL harcın mahsubu ile kalan 8.345,74 TL harç bedelinin davalıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca dava değeri itibarıyla kesin olmak üzere 08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.