Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/91 E. 2022/510 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/91
KARAR NO : 2022/510

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/143
KARAR NO : 2019/578
KARAR TARİHİ : 08/10/2019
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/03/2016
BİRLEŞEN DOSYA : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2017/361 ESAS, 2017/482 KARAR SAYILI DOSYASI
BİRL. DAVA : Alacak
BİRL. DOS. DAVA TAR. : 21/06/2017
KARAR TARİHİ : 06.04.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 28.04.2022
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.10.2019 tarih ve 2016/143 Esas, 2019/578 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin taraf avukatları tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından asıl davaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen 03.02.2015 tarihli eser sözlemesi ile, davalı şirketin, müvekkilinin … Mahallesi … Sokak … no’lu taşınmazda yapılan 22 dairelik inşaatın mutfak, banyo, vestiyer, yatak odası dolabı, mobilya kapı ve kasası örnek daire dekorasyonlarını her türlü malzeme ve işçilik dahil imalat ve montajlarının yapımını üstlendiğini, sözleşmenin 6. md. ile iş bedelinin sözlemeden kaynaklanan edimlerinin yerine getirilmesi kaydıyla 150.000,00-TL olarak belirlendiğini, sözleşmenin 4. md. ile yer teslim ve işe başlama tarihinin 04.02.2015, bitiş tarihinin 04.05.2015 olarak belirlendiğini, bu süre içinde sözleşme kapsamındaki bütün işlerin, iş programına göre bitirilmediği taktirde, davalının gecikmenin gerçekleştiği her gün için 350,00-TL gecikme cezası ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalı tarafından 04.05.2015 teslim tarihinde kadar edimlerin yerine getirilmediğini, müvekkili tarafından davalıya yükümlülüklerinin hatırlatıldığını, davalı tarafından edimlerinin 04.05.2015 tarihine kadar yerine getirilmemesine rağmen çek ile 125.000,00-TL ödeme yapıldığını, davalı tarafın talebi üzerine müvekkili aleyhine Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2015/211 D.İş s. dosyada yapılan tespit sonucu yapılan iş bedelinin 135.314,00-TL olarak tespit edildiğini, davalı tarafından 136.380,86-TL bedelli fatura kesildiğini, müvekkili tarafından çek ile yapılan ödemenin dışında 11.380,86-TL ödendiğini, sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir borç ve yükümlüğünün kalmadığını, iş bedeli 135.314,00-TL olarak tespit edilmesine rağmen müvekkiline 136.380,86-TL bedelli fatura kesildiğinden müvekkilinin tespit bedeline göre 1.066,86-TL fazla ödeme yaptığını, müvekkilinin talebi üzerine Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/185 D. İş s. dosyasında 07.10.2015 tarihinde yapılan tespit sonucu düzenlenen 19.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda işin tamamlanmadığının saptandığını, işi 228 günlük gecikme ile 18.12.2015 tarihinde teslim eden davalının gecikme bedeli ödemesi gerektiğini ileri sürerek, sözleşme gereğince belirlenen işin zamanında tamamlanmaması nedeniyle 228 günlük gecikme için hak kazandığı bedelden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00-TL, davalının fazla tutarda fatura kesmesi nedeniyle ihtirazi kayıtla ödenen 1.066,86-TL ve sözleşmenin 17.2 md. uyarınca yapılmayan eksik işler için 14.686,00-TL ceza bedelinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmakla şimdilik 3.000,00-TL olmak üzere toplam 9.066,86-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı avukatı tarafından birleşen dosyaya ilişkin verilen dava dilekçesi ile özetle, taraf şirketler arasında düzenlenen 03.02.2015 tarihli eser sözlemesi ile Çiğli … Mahallesi … Sokak … no’lu adreste kain 22 adet bağımsız bölümün mutfak, banyo, vestiyer, yatak odası dolabı, mobilya, kapı ve kasasının vadeli olarak verilecek toplam 12 adet çek ile ödenecek 150.000,00-TL karşılığında imalatında anlaşıldığını, yer tesliminin yapıldığını, çalışmaların başladığını, davalı tarafından çıkarılan engeller nedeni ile karşı tarafa 23.09.2015 tarihli ihtarname gönderildiğini, davalı tarafın 01.10.2015 tarihli karşı ihtarname gönderdiğini, mahkemenin 2015/185 D.İş s. dosyasında tespit yaptırıldığını, davalının müvekkilinin bilgisi dışında 13.11.2015 tarihinde 3. kişiye eksik yapıldığı iddia edilen işlerle ilgili olarak fatura karşılığı iş yaptırıldığını, davalının mahkememizin 2016/143 E.s. dosyasında gecikme cezası, eksik ve ayıplı iş bedelinin tahsili yönünde dava açtığını, oysa müvekkilinin edimlerini tam olarak yerine getirdiğini, davalının müvekkilinin bilgisi ve muvafakatı dışında sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, müvekkilinin sözleşmenin 17/2. md. göre 150.000,00-TL cezai tazminatı hak ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000,00-TL cezai tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesi ile, iddiaların yersiz ve haksız olduğunu, mahkememizin 2015/211 D.İş ve 2016/143 E.s dosyaları ile müvekkilinin iddialarının haklı olduğunun belirlendiğini, davacının işleri tamamlamayınca müvekkilinin daha fazla zarara uğramamak için işi 3. bir kişiye tamamlatmak zorunda kaldığını, sözleşmeden kaynaklı olarak davacıya herhangi bir borcun bulunmadığını, dosyanın mahkememizin 2016/143 E.s. dosyası ile birleştirilme talebinin reddi gerektiğini savunmuştur.
YANIT:
Davalı vekili tarafından asıl davaya ilişkin verilen 04.05.2016 tarihli cevap dilekçesi ile özetle; 03.02.2015 tarihli, 150.000,00-TL bedelli sözleşmenin 4.0 md. göre, müvekkili şirkete yer teslimi sözleşmesi ile yer teslimi yapılmadığını, sözleşmenin tanziminden sonra inşaatın devam etmesi, sıva ve yer döşeme imalatlarının tamamlanmaması sebebiyle net ölçülerin 2015 Eylül ayından itibaren alınmaya başlandığını, davacı tarafından davalı çalışanlarının iş yerine sokulmadığını, yapılan işlerin habersizce söküldüğünü, davacı tarafından yapılan engellemeler nedeniyle davalı tarafından davacıya sözleşme şartlarına uygun davranması için gönderilen ihtarnameye davacı tarafından karşı cevap verilerek eksik işlerin kaç günde yapılacağının tespiti açısından Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/185 D. İş s. dosyasında tespit edilen 10 iş gününde davacı tarafından müvekkilinin çalışması engellendiğinden eksik işlerin yerine getirilememesinden dolayı davalı tarafından davacı aleyhine yapılan işlerin tespiti açısından Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/211 E.s. dosyası ile ortalama 137.000,00-TL bedelli iş yapıldığının tespit edildiğini, davacı tarafından sözleşmenin devamı esnasında sözleşmenin 17.1. maddesine aykırı olarak 3. kişilerle imalatların yapımı için sözleşme yapılıp fiilen işe başlatılması nedeniyle yine basiretli davranılarak davacıya gönderilen ihtarname ile sözleşmeye uygun hareket etmesinin istenildiğini, davacı tarafından sözleşme ile belirlenen çek ile ödenmesi gereken 150.000,00-TL bedelin sadece 125.000,00-TL kısmının ödendiğini, davalı şirketin imalatta herhangi bir gecikmesinin bulunmadığını, yapılan imalatlara uygun fatura düzenlendiğini, davacı tarafça sözleşmeye aykırı davranılarak işin 3. kişilere yaptırıldığını, sözleşmenin haksız olarak fiilen feshedildiğini, tazminat isteminin kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 08.10.2019 tarih ve 2016/143 Esas, 2019/578 Karar sayılı kararı ile özetle; ”…Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu 03.02.2015 tarihli eser sözleşmesi kapsamında, davalı … Şti. İzmir Çiğli … Mahallesi … Sokak … no’lu adreste 22 dairelik inşaatın mutfak, banyo, vestiyer, yatak odası dolabı, mobilya kapı ve kasası örnek daire dekorasyonlarını her türlü malzeme ve işçilik dâhil imalat ve montajlarının yapılması işini üstlenmiştir. Dava eser sözleşmesinden doğan alacağın ve cezai şartın tahsiline ilişkindir.
Davacı … Şti.’nin iddiası eser sözleşmesine konu olan işin 04.02.2015 tarihinde başladığı, işin süresinin 89 gün olduğu ve 04.05.2015 tarihinde tamamlanması, gecikme cezasının 04.02.2015 tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği ve işin 228 gün geciktiğine yöneliktir. Davalı savunması ise eser sözleşmesinin 4. maddesinde yer alan yer tesliminin taraflarca yapılmadığı, bu sebeple işe başlama tarihinin uyuşmazlık kapsamında belirsiz olduğu, davacının yer teslim-işe başlama tarihini ispat ile yükümlü olduğu, mobilya üretimine kesin ölçülerin alınması ile başlanabileceğini, kesin ölçülerin alınması için davacı tarafından sıva-fayans döşeme gibi işlerin tamamlanması gerektiğine ilişkindir. Davalı … Şti. Eylül/2015 tarihinde üretime başlamak için gerekli ölçülerin alınabildiğini savunmuş, açtığı birleşen dava ile sözleşmenin karşı davalı tarafından haksız feshine dayalı olarak sözleşmenin 17/2. md. göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000,00-TL cezai tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
03.02.2015 tarihli sözleşme’nin 4. md. ile yer teslim ve işe başlama tarihi 04.02.2015, bitiş tarihi 04.05.2015 olarak toplam 89 gün süre belirlenmiştir. İşin mücbir sebepleri olmadıkça bu tarih uzatılamaz. Yüklenici bu tarihte 1 örnek daire yapmış, davacı başka imalat olmamasına rağmen 125.000,00-TL değerindeki senetlerin ödemesini yükleniciye yapmıştır. Yüklenici … Mimarlık zemin şapı ve döşemesinin, duvar sıvası ve fayanslarının bitmediği ve inşaata sokulmadıkları gerekçesi ile işi geciktirmiş, Eylül ayında ödemeler bittikten sonra imalatları yapmaya başlamış, eksik bıraktığı için davacı firma tarafından başka bir yükleniciye iş tamamlatılmıştır. Davalı tarafından 28.12.2015 tarihinde 136.380,86-TL tutarında fatura düzenlenmiştir. Davacı tarafından banka havalesi ile 19.02.2016 tarihinde ödenen 11.380,86-TL ile birlikte yapılan ödemeler toplamının 136.380,86-TL olduğu, dolayısıyla, davalı … Şti.’nin düzenlediği fatura bedelinin tamamının ödenmiş olduğu açıktır.
Eser sözleşmesi TBK.’nun 470-486 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yasa yüklenicinin borçlarını 471 ve 472. maddelerinde düzenlemiştir. 471/4 md. ile aksine adet ve anlaşma olmadıkça yüklenicinin, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak araç ve gereçleri kendisinin sağlamak zorunda olduğunu düzenlemiştir. 472/3 md. düzenlemesi de “işin zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen işsahibine bildirmek zorundadır, bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur hükmünü” içermektedir. Yüklenici davalı … Mimarlık, gerek kesin ölçülerin alınamaması veya montaja başlanamaması ile ilgili gecikme sebeplerini ve işin gecikeceğini işsahibi davacı … Ticaret’e bildirmekle yükümlüdür. Davalı … Mimarlık tarafından davacı iş sahibine gönderilen 23.09.2015 tarih 21782 Y.s. ihtarname kapsamında sözleşmeye konu olan mobilya işinde yapımı/montajı süren işler sıralanmış ve sözleşmeden kalan 25.000,00-TL bedel talep edilmiştir. Sözleşmesinde işin tesliminin 04.05.2015 ve davalı tarafından yapılan ilk bildirimin 23.09.2015 tarihi nazara alındığında yüklenicinin işin zamanında bitilmesinin tehlikeye girdiğini işsahibine bildirmesine ilişkin yükümlülüğü yerine getirmediği ve bundan doğan zararlardan hukuken sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Bu nedenle davacı …. Şti.’nin, sözleşmeyi haklı olarak feshettiği kanaatine varılmakla, davalı … Şti.’nin yüklendiği işin 135.314,00-TL’lik kısmını yaptığı, davacı …. Şti.’nin davalı … Şti.’ne fazladan yaptığı 136.380,86-TL – 135.314,00-TL = 1.066,86-TL ödemenin istirdadının gerektiği, anlaşılmış, 1.066,86-TL fazla ödemenin istirdatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
İşin fiili başlangıcının 04.03.2015, bitirilmesi gereken tarihin 01.06.2015 olduğu, davacı … Şti.’nin 22.10.2015 tarihinde gönderdiği ihtarda belirlili 10 gün süre ile birlikte 06.11.2015 tarihinde de işin bitirilmediği anlaşılmış, işin başlama tarihinden 06.11.2015 tarihine kadar geçen 158 gün için sözleşmenin 4. md. göre hesaplanan 158 X 350,00-TL= 55.300,00-TL gecikme cezasının davalıdan tahsiline karar verilmesi uygun görülmüştür.
Sözleşmede işin toplam bedelinin götürü olarak 150.000,00-TL olarak kararlaştırıldığı, yapılan iş bedeli toplamının 135.314,00-TL olduğu, sözleşmede kararlaştırılan 150.000,00-TL iş bedelinden, fiilen yapılan iş bedeli 135.314,00-TL düşüldüğünde = 14.686,00-TL iş bedelinin kaldığı, sözleşmenin 17/2. maddesi ile mücbir sebep olmaksızın işin tamamını veya bir bölümünü yapmaktan vazgeçerse, veya yapılan imalatlar uygun kalitede olmazsa işverene eksik yapılan iş bedelinin %100’ü oranında tazminatı ödemeyi kabul edeceği kararlaştırılmakla, davalı … Şti.’nin yapmamış olduğu 14.686,00-TL tutarında iş bedelinin tamamını ödeme yükümlülüğünün oluştuğu anlaşılmış, davacı iş sahibi … Şti. tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmesi uygun görülmüştür.
Karşı davacı yüklenici … Şti.’nin, karşı davalı … Şti.’nin sözleşmenin 17.7 maddesine aykırı sözleşmeyi tek taraflı feshetmesi sebebiyle sözleşme bedelinden o güne kadar ödenmiş olan 125.000,00-TL tutarın düşülmesi ile kalan 25.000,00-TL’nın tahsili yönünde açtığı birleşen davada; sözleşmenin 17.2. maddesinde, “,,,,,,İşveren tarafından işbu sözleşmeden tek taraflı olarak dönülmesi durumunda yüklenicinin bundan doğan müsbet ve menfi zararların yanında tüm iş bedelinin % 100’ünü cezai tazminat olarak işveren tarafından yükleniciye ödeneceği……’’ kararlaştırılmış olmakla birlikte sözleşmenin karşı davalı … Şti. tarafından haklı nedene dayalı olarak feshedilmesi karşısında karşı dava haklı bulunmamış, reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
1-Davacı-birleşen dosyada davalı avukatı tarafından verilen 18.11.2019 tarihli istinaf dilekçesi ile özetle; Yapılan yargılama sırasında ıslah yoluyla bilirkişi raporuyla tespit edilen miktar üzerinden davalarını ıslah ettiklerini, dava açarken fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, fakat mahkemece ıslah dilekçesinde faiz yönünden bir talep bulunmadığından, dava ve ıslah yoluyla talep edilen alacağın tamamı üzerinden faize hükmedilmesi gerekirken, sadece dava dilekçesinde belirtilen miktar üzerinden faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davanın kısmi dava olduğunu, bu nedenle ıslahla faiz talebi belirtilmese dahi alacağın tamamına faiz işletilmesi gerektiğini, cezai şartın hesaplanması gereken sürenin ise hatalı olduğunu beyan ederek, 05.05.2015 ile 18.12.2015 tarihleri arasındaki 228 gün için günlük 350,00 TL cezai şarta hükmedilmesi gerekirken, 01.06.2015 ile 06.11.2015(dava dışı taşeronun işi tamamlayıp teslim ettiği tarih) tarihleri arasındaki 158 güne hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davalı-birleşen dosyada davacı avukatı tarafından verilen 08.11.2019 tarihli istinaf dilekçesi ile özetle; Dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıkladıkları üzere, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Davacı yüklenici … Şti ve davalı taşeron … Şti’dir.
Davacı asıl davada, davalı taşeron firma ile 22 Adet dairelik binadaki inşaatın mutfak, banyo, vestiyer, yatak odası dolabı, mobilya kapı ve kasası, örnek dairede dekorasyonlarının her türlü malzeme ve işçilik dahil imalat ve montajlarının yapılması hususunda eser sözleşmesi tanzim ettiklerini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 228 günlük gecikme için gecikme tazminatı bedeli 5.000,00 TL, iş bedeli olarak fazladan ihtirazi kayıtla ödenen 1.066,86 TL bedelin iadesi, ayrıca yapılmayan ve farklı bir taşerona tamamlatmak zorunda kaldıkları eksik işler için şimdilik 3.000,00 TL olmak üzere toplam 9.066,86 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Birleşen davada, davacı taşeron şirket, davalı yüklenici şirketin kendisinin bilgisi ve izni dışında sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini beyanla, sözleşmenin 17/2.maddesine göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 25.000,00 TL cezai şartın davalıdan tahsilini talep etmiş, dosyalar birleştirilmiştir.
Mahkemece; Asıl davanın kabul ile, Taraflar arasında düzenlenen 03.02.2015 tarihli Eser Sözleşmesi’nin davacı tarafından haklı nedenle feshinin kabulüne dayalı olarak, toplam 71.052,86-TL alacağın; Davacı tarafından davalıya yapılan 1.066,86-TL fazla ödemenin 17.03.2016 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz yürütülmek sureti ile, Sözleşmenin 4. maddesi uyarınca 55.300,00-TL gecikme cezasının, 5.000,00-TL kısmına 17.03.2016 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz yürütülmek sureti ile, Sözleşmenin 17/2. maddesi uyarınca, 14.686,00-TL eksik iş bedeli tazminatının 3.000,00-TL kısmına 17.03.2016 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz yürütülmek sureti ile Davalı … Şti.’nden tahsil edilerek davacıya ödenmesine, Birleşen davanın ise reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı karşı davalı 12.09.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını rapor doğrultusunda ıslah etmiştir.
Taraf vekilleri kararı istinafa taşımıştır.
Davacı-birleşen dosya davalısı istinaf dilekçesi ile, yapılan yargılama sırasında ıslah yoluyla bilirkişi raporuyla tespit edilen miktar üzerinden davalarını ıslah ettiklerini, dava açarken fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, fakat mahkemece ıslah dilekçesinde faiz yönünden bir talep bulunmadığından, dava ve ıslah yoluyla talep edilen alacağın tamamı üzerinden faize hükmedilmesi gerekirken, sadece dava dilekçesinde belirtilen miktar üzerinden faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davanın kısmi dava olduğunu, bu nedenle ıslahla faiz talebi belirtilmese dahi alacağın tamamına faiz işletilmesi gerektiğini, cezai şartın hesaplanması gereken sürenin ise hatalı olduğunu beyan ederek, 05.05.2015 ile 18.12.2015 tarihleri arasındaki 228 gün için günlük 350,00 TL cezai şarta hükmedilmesi gerekirken, 01.06.2015 ile 06.11.2015(dava dışı taşeronun işi tamamlayıp teslim ettiği tarih) tarihleri arasındaki 158 güne hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı-birleşen dosyada davacısı istinaf dilekçesi ile, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulünü istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, 29.05.2017 tarihli 3 kişilik heyetten rapor, aynı heyetten 22.01.2018 tarihli ek rapor ve farklı 2 kişilik heyetten 11.05.2018 tarihli farklı bir rapor ve aynı heyetten 02.05.2019 tarihli ek rapor alınarak toplamda dosyaya dört adet rapor alındığı görülmüştür.
29.05.2017 tarihli 3 kişilik heyetten alınan birinci raporun tetkikinde; gecikme süresine ilişkin yapılan incelemede, gecikmeye esas süre sözleşmede işin teslimi için kararlaştırılan 04.05.2015 tarihinden, dava dışı taşeronun eksik işleri asıl dosya davacısı yükleniciye eksiksiz şekilde yaparak teslim ettiği, 18.12.2015 tarihleri aralığındaki 228 gün kabul edilerek davacının talebinden farklı şekilde bu süre aralığına denk gelen pazar günü ile, şeker, kurban, 30 Ağustos, 29 Ekim bayramı gibi resmi tatiller ve hafta sonu tatili çıkarılacak şekilde 189 gün üzerinden, yine sözleşmede her gecikme günü için kararlaştırılan 350,00 TL’lik tutarın çarpımı neticesinde bulunan 66.150,00 TL’lik gecikme cezası heyetçe kabul edilmiştir.
22.01.2018 tarihli 3 kişilik heyetten alınan ek raporun gecikme cezası yönünden tetkikinde; yine önceki rapor tekrar edilerek, fakat gecikme cezası yönünden bu kez taşeronun montaja başlayacağı tarihin 03.07.2015 tarihi olduğu ve bu tarihten itibaren mobilya işlerinin montajının tamamlanması için 45 iş günü gerektiği, bu durumda eser sözleşmesine konu işin 07.09.2015 günü tamamlanması gerektiği, dolayısıyla 07.09.2015 tarihinden eserin teslim edilmesi gerekirken 18.12.2015 tarihi nazara alındığında bu kez 66 iş günü geciktiğini belirterek, yine 350,00 TL üzerinden 23.100,00 TL’lik gecikme cezası hesapladıkları görülmüştür.
İtirazlar üzerine iki kişilik heyetten alınan 11.05.2018 tarihli raporda ise, taşeronun işe başlayabildiği tarih olarak 04.03.2015 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, işin bitirilmesi gereken tarihin 89 günün eklenmek suretiyle 01.06.2015 tarihi olduğu, fakat noterle davacı yüklenici tarafından taşerona verilen 10 günlük sürenin bitiminin 06.11.2015 olduğu, bu haliyle cezai şartın işletilebileceği dönemin 01.06.2015 ile 06.11.2015 tarihi aralığındaki 158 gün olup, günlük 350,00 TL’den 55.300,00 TL cezai şartın hesaplandığı görülmüştür.
İki kişilik heyetten alınan 02.05.2019 tarihli ek raporda ise, ek raporda, kök raporda bir değişiklik yapılacak bir durum olmadığının tespit edildiği görülmüştür.
Mahkemece iki kişilik heyetten alınan rapora itibar edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
11.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda;
”…F)-Tarafların karşılıklı olarak çektikleri noter ihtarnameleri ;
*** Davalı, … mimarlık şirketi tarafından işveren … inşaata Karşıyaka 3. Noterliğinden 23.09.2615 tarikinde çekilen ihtarname ;
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 4.0 Maddesine göre Müvekkiline yer tesliminin yapılmadığını, sözleşmenin tanziminden sonra gerek inşaatın devam etmesi gerekse, sıva ve yer döşemelerinin yaplmakta olması sebebiyle alınması gereken net ölçülerin alınamadığını, nihayetinde kısa süre önce net ölçülerin alınarak müvekkili tarafından mobilya imalatlarının aşağıda belirtilenler dışında testim edildiğini,
1-Daire içi kapılarının imalatlarının tamamlanmış olduğunu, yerine montaj için beklediklerini,
2-Vestiyer imalatları ve ayna imalatlarının hazır olduğunu, yerine monte edilmeyi beklediklerini,
3-Yatak odası dolapfarının inşaata sevk edildiğini montajını beklediklerini, Belirtilen imalatların kısa sürede montajını yapacaklarını,
Müvekkiline sözleşme gereği 150.000.00TL tutarında çek verilmesi gerekirken 125.000.00TL. tutarında çek verildiğini, kalan 25.000.00TL bedelin en kısa sürede müvekkiline ödenmesini, aksi halde yasal yollara başvuracaklarını muhataba ilettikleri anlaşılmıştır.
** 23.09.2015 tarihinde çekilen ihtara davalı şirket vekilinin cevabı ;
İzmir 9. Noterliğinden 01.10.2915 – tarihinde davacıya gönderilen ihtarnamede;
-Tarafların imzaladıkları sözleşmeye göre yer tesliminin ve işe başlama tarihinin 04.02.2015 tarihi olduğunu ve işin bitiş tarihinin ise 04.05.2015 tarihi olduğu yani 89 gün içerisinde tamamlanması gerektiğinin sözleşmede açıkça belirtildiğini,
-İnşaatın devam etmesi, sıva ve yer döşemelerinin imalatlarının yapılmakta olması nedeniyle net ölçülerin alınmadığına itirazları olduğunu çünkü, zaten işe başlama tarihinde gerekli olan ölçülerin alındığını, ihtarnamede birtakım işlerin yarım kaldığını ve bekletildiği yönündeki ifadelerinin üstlendiği işi henüz tamamlayamadığının göstergesi olduğunu, oysa sözleşme gereği işin 04.05.2015 tarihinde tamamlanması gerektiğini,
– 6.3 Maddede belirtilen ödemeyle ilgili konunun 150.000.60 TL’yi ödediklerini, ödenmeyen bir borçları kalmadığını, süresi geçmiş olan işin zamanında yapılmaması için her türlü haklarını saklı tuttuklarını davalının davacıya çektiği ihtarnameden anlaşılmıştır.
** İzmir 9. Noterliğinden davacı tarafından davalıya 22.10.2015 gönderilen ihtarnamenin incelenmesi :
-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/185 Dİş sayılı dosyası gereği 07.10.2015 tarihinde yaptırılan tespit neticesinde ”Tarafların aralarında yaptıkları sözleşmeye göre, gecikme durumu karşısında günlük olarak 350.00TL cezai şart olduğunu işlemin tespit tarihine göre (07.10.2015) 102 iş günü geciktirdiğini,
-Tespit sırasında taşerona ait 3 kişinin inşaatta çalıştığını montajlara devam edildiğini, iç kapılar dışında tüm malzemelerin inşaatta hazır olduğunu ancak montajlarının eksik olduğunu, tüm montaj işinin tamamlanması için en fazla 10 gün içerisinde tamamlanacağının belirtildiği,
-İhtarname tarihi itibarıyla ( 22.10.2015 ) şantiyede halihazırda çalışan işçilerinin olmadığını ve montaja devam edilmediğini, İş bu ihtarnameye konu olan işlerin 10 gün içerisinde tamamlanması gerektiğini aksi takdirde 3.şahıslara tamamlatacaklarını davacıya çekilen ihtarnameden anlaşılmıştır.
**Davalı … Mimarlık şirketi tarafından davacıya çekilen ihtarnamenin incelenmesi;
-Sözleşme konusu olan işlerin %95’inin tamamlandığını, Bununla birlikte davacının müvekkil şirket çalışanlarını işyerine sokmadığını, eksik kalan işlerin hazır olduğunu ve montajının yapılmadığını, muhatabın bu davranışları nedeniyle işlerin tamamlanamadığını,
-Muhatap tarafından çalışanlarının iş yerine sokulmaması nedeniyle ve hatta kalan işleri 3. şahıslara yaptırıldığının fark edilmesi durumunda müvekkilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/211 D.İş sayılı dosyasıyla tespit yaptırdığını bu tespite göre, yapılan işlerin miktarının ve eksik işlerin tespitinin istendiğini, buna göre müvekkilinin 137.000.00 TL’lik iş yaptığının tespitinin yapıldığını,
-Muhatap tarafından sözleşme gereği 150.000.00 TL, çek verileceğinin kararlaştırıldığını fakat, 125.000.00TL’lik çek verildiğini, kalan bakiye bedel olan 12.000.00TL’nin müvekkiline ödenmesini ve bununla birlikte çalışanlarının işyerine sokulmaması nedeniyle her türlü haklarını saklı tuttuklarına” dair çektikleri ihtarnameler olduğu görülmüştür.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 17.2 maddesinde; ‘Taşeron (davalı-birleşen dosya davacısı) sözleşme imzalandıktan sonra veya iş esnasında yasada belirtilen mücbir sebepler olmaksızın işin tamamını veya bir bölümünü yapmaktan vazgeçerse veya yapılan imalatlar uygun kalitede olmazsa iş verene eksik yapılan iş bedelinin %100’ü oranında tazminatı ödemeyi kabul eder. İş bu sözleşmenin tanzimi ile birlikte yüklenici (davalı-birleşen dosya davacısı) tarafından tüm ham madde temin edilecek olduğundan ve ölçüye göre imalat yapılacak olduğundan, işveren (davacı-birleşen dosya davalısı) tarafından iş bu sözleşmeden tek taraflı olarak dönülmesi durumunda yüklenicinin (davalı-birleşen dosya davacısı) bundan doğan müspet ve menfi zararların yanında tüm iş bedelinin %100’ünü cezai tazminat olarak işveren (davacı-birleşen dosya davalısı) tarafından yükleniciye (davalı-birleşen dosya davacısı) ödeneceğini taraflar kabul ve taahhüt eder.’şeklinde düzenleme vardır.
Davacı-birleşen dosya davalısının istinaf sebeplerinin incelenemesinde;
1-)Davacı dava dilekçesiyle fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 9066,86-tl lik kısmı dava ederek dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiş,12.09.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle toplam alacak talebini 71.052,86 TL’ye çıkarmış (55.300-TL+14.686-TL) ancak ıslah dilekçesiyle arttırdığı miktar yönünden ıslah dilekçesiyle ayrıca faiz talep etmediği görülmüştür.
Dava dilekçesi içeriği ve dava konusu nazara alındığında alacağın miktar ve değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olduğundan HMK’nın 107. maddesine göre belirsiz alacak davacı açılamayacağı, ancak belli bir miktar gösterilerek talepte bulunulduğundan davacının davasının 6100 sayılı HMK 109. maddesinde ifade edilen kısmi dava niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde belirttiği kısım için dava tarihinden itibaren faiz talep etmekle dava kısmi dava niteliğinde olduğundan ve belirsiz alacak davası olmadığından geriye yürüyemeyeceğinden ıslahla arttırdığı kısım yönünden ayrıca faiz talep edilemediğinden kabul edilen alacağın dava dilekçesinde istenilen kısmına dava tarihinden yasal faiz uygulanması şeklinde verilen yerel mahkeme ilamı bu yönüyle doğrudur. (Yarg.15 HD. E:2020/2618 K:2021/2642), (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 10.07.2013 gün 2012/6728 Esas 2013/4521 Karar sayılı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.03.2016 gün 2014/15 Karar 2014/439 Esas, 2016/207 Karar sayılı ilamları).
2-)Yine; Sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 106. maddesinde, karşılıklı yükümlülükleri içeren sözleşmelerde borcun yerine getirilmemesi veya gecikme halinde, alacaklının hakkını nasıl kullanacağı düzenlenmiştir. Özellikle BK’nın 106/II. maddesinde borcun yerine getirilmesinde direnilmesi halinde alacaklıya, üç seçimlik hak verilmiştir: bunlar,
1-Her zaman gecikmiş işi yerine getirme (ifayı) ve gecikme tazminatı isteme;
2-Sözleşmenin yerine getirilmesinden vazgeçilerek olumlu (müsbet) zararını isteme;
3-Sözleşmeden dönme (fesih) ve olumsuz (menfi) zararı isteme olarak açıklanmıştır.
Hukuk öğretisinde ve Dairemizin yerleşmiş görüşüne göre borcun yerine getirilmemesi halinde, alacaklı, BK 106/II’deki hakkını “her zaman” kullanabilir; ancak kullanmak zorunda da değildir. Bu nedenle alacaklı borcun yerine getirilmesini (ifayı) ve gecikme tazminatını zamanaşımı içerisinde isteyebilir davacı olan alacaklı, bu seçimlik hakkını kullanmadığı takdirde, sözleşmenin yerine getirilmesini ve tazminat istediği yolunda “bir karinenin varlığı kabul edilir. Bu karinenin dayanağı da yüklenicinin “özen borcu” dur. Eser sözleşmelerinde yüklenici, kural olarak, işin görüşülmesi ve tesliminde işçiye göre “daha yüksek özen” göstermelidir ( BK. m. 356/I ). Yüklenici bir işi üstlenirken, kendi bilgisinin, uzmanlığının ve parasal gücünün o iş için yeterli olduğunu iyice tartmak ve bunlar yetersiz ise sözleşmeyi yapmaktan kaçınmak zorundadır. Aksi halde özen borcuna aykırı davranış olur ve borçlu bundan sorumlu tutulur. Özen borcu, işin teslimine kadar devam eder (Emsal Yargıtay HGK 1991/15-340 Esas 1991/467 Karar 09.10.1991 tarih) Yüklenicinin bu sorumluluğunun bulunması nedeniyle iş sahibi fesih hakkını kullanmaması nedeniyle zararın artmasına sebep olmakla kusurlu kabul edilemez.
Somut olayda mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı-birleşen dosya davalısı sözleşmeyi haklı nedenle fesih etmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ayakta olduğu sürece gecikme cezasına isteme hakkına sahip olduğundan sözleşmeyi tek taraflı ve haklı nedenle fesih eden davacı-birleşen dosya davalısının artık sözleşme ayakta olmadığından sözleşmede öngörülen gecikme cezasını talep etme hakkı yoktur.(Yarg.15. HdEsas N: 2017/353 Karar : 2018/1820)Bu nedenle mahkemenin gecikme cezasının kabulü dosya kapsamına uygun düşmediğinden davalı-birleşen dosya davacısının istinaf sebeplerinin yerinde olduğu görülmüştür.
3-)Bununla birlikte kabule göre de gecikme tazminatının kabul edilmesi halinde bile; İşin süresi taraflar arasında akdedilen sözleşmede aynen ‘yer teslim ve başlama tarihi; 04.02.2025 bitiş tarihi; 04.05.2015 (toplam 89gün) olarak kararlaştırılmıştır. Yani yer tesliminden itibaren 89 gün olarak kararlaştırılmıştır. Sözleşmede bu süre tespit edilirken sözleşmeye “İş günü” ibaresi eklenmemiştir. Bu nedenle gecikme cezasının tespitinde resmi tatil ve haftasonu tatilini mahsup eden 3 kişilik heyetten alınan rapor ve ek rapordaki bu yöndeki tespitlerin yerinde olmadığı görülmektedir. Yani taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri dikkate alınacağından hafta sonu ve resmi tatilleri kapsamayan hesaba göre cezai şart alacağı hesaplanamaz. (Yarg. 15. HD. Esas: 2016/6264 Karar: 2017/1986) Ancak burada da istenebilecek ya da mahsup edilebilecek miktar, eksik ve kusurların tamamlanması için verilen sürenin geçmesinden sonra işin başka bir yükleniciye tamamlattırılması için sözleşme yapılması ya da dava açılması gereken makul süre sonundaki sözleşmede öngörülen günlük cezai şart bedeli olmalıdır. Aksinin kabulü iş sahibinin kusuruyla artan zarardan yüklenicinin sorumlu tutulması sonucunu doğuracaktır. (Yarg. 15 HD. E-: 2017/1675 -K-: 2017/4546) Dosyanın tetkikinde ise tespit raporunda eksik işlerin 10 günlük makul sürede bitirilebileceğinin belirtildiği; 1. heyet raporunda resmi tatiller ve hafta sonu tatili çıkarılacak şekilde 189 gün üzerinden, yine sözleşmede her gecikme günü için kararlaştırılan 350,00 TL’lik tutarın çarpımı neticesinde bulunan 66.150,00 TL’lik gecikme cezası heyetçe kabul edilmiştir. 22.01.2018 tarihli 3 kişilik heyetten alınan ek raporun gecikme cezası yönünden tetkikinde; yine önceki rapor tekrar edilerek, fakat gecikme cezası yönünden bu kez taşeronun montaja başlayacağı tarihin 03.07.2015 tarihi olduğu ve bu tarihten itibaren mobilya işlerinin montajının tamamlanması için 45 iş günü gerektiği, bu durumda eser sözleşmesine konu işin 07.09.2015 günü tamamlanması gerektiği, dolayısıyla 07.09.2015 tarihinden eserin teslim edilmesi gerekirken 18.12.2015 tarihi nazara alındığında bu kez 66 iş günü geciktiğini belirterek, yine 350,00 TL üzerinden 23.100,00 TL’lik gecikme cezası hesapladıkları görülmüştür. 2. Heyet raporunda ise taşeronun işe başlayabildiği tarih olarak 04.03.2015 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, işin bitirilmesi gereken tarihin 89 günün eklenmek suretiyle 01.06.2015 tarihi olduğu, fakat noterle davacı yüklenici tarafından taşerona verilen 10 günlük sürenin bitiminin 06.11.2015 olduğu, bu haliyle cezai şartın işletilebileceği dönemin 01.06.2015 ile 06.11.2015 tarihi aralığındaki 158 gün olup, günlük 350,00 TL’den 55.300,00 TL cezai şartın hesaplandığı, fakat taraflarca çekilen ihtarlar, ihtarların kapsamı ve eksik işlerin tamamlanması için verilen sürenin geçmesinden sonra işin başka bir yükleniciye tamamlattırılması için sözleşme yapılması ya da dava açılması gereken makul sürenin hesaplanmadığı gibi 2 ve 3 kişilik heyet raporları arasındaki açık çelişki giderilmeden son alınan 2 kişilik rapora itiraz üzerine tanzim edilen 4. rapora itibar edilerek karar verilmesi hatalıdır.
Yukarıda belirtilen istinaf sebepleri dikkate alınarak ve bu sebeplerle sınırlı şekilde asıl davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine; Asıl davada davalı avukatının istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesine gereğince kabulüne, yine birleşen davada ise davacı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede;
A-Asıl davada davacı avukatının istinaf başvurusunun değerlendirmesi;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.10.2019 tarih ve 2016/143 Esas, 2019/578 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan asıl davada davacı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl davada davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harç bedelinin mahsubu ile kalan 36,30 TL’nin asıl davada davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Asıl davada davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
B-Asıl davada davalı avukatının istinaf başvurusunun değerlendirmesi;
1-Asıl davada davalı avukatının istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.10.2019 tarih ve 2016/143 Esas, 2019/578 Karar sayılı kararının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile,
-Asıl davada gecikme tazminatı talebinin REDDİNE,
-Taraflar arasında düzenlenen 03.02.2015 tarihli Eser Sözleşmesi’nin davacı tarafından haklı nedenle feshinin kabulüne dayalı olarak, toplam 71.052,86-TL alacağın;
a)Davacı tarafından davalıya yapılan 1.066,86-TL fazla ödemenin 17.03.2016 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz yürütülmek sureti ile,
b)Sözleşmenin 17/2. maddesi uyarınca, 14.686,00-TL eksik iş bedeli tazminatının 3.000,00-TL kısmına 17.03.2016 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz yürütülmek sureti ile,
-Davalı … Şti.’nden tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
4-Kabul edilen bedel üzerinden alınması gereken 4.853,62-TL nispi harçtan, davacı tarafından yatırılan 154,84-TL peşin harç ile 1.059,00-TL ıslah harcı toplamı 1.213,84-TL harcın mahsubu ile, eksik 3.639,78-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, (mükerrer harç tahsilinin önlenmesi için ilk derece mahkemesi tarafından harç tahsil müzekkeresi yazılmış ise işlemsiz iadesinin istenmesine, harç tahsil edilmiş ise yatırana iadesine),
5-AAÜT gereğince, kabul edilen bedel üzerinden 8.165,81-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
6-Davacı tarafından sarf edilen 154,84-TL peşin harç, 1.059,00-TL ıslah harcı, 29,20-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 2.500,00-TL bilirkişi ücreti, 570,60-TL tebligat+müzekkere ve tanık ücreti gideri toplamı 4.313,64-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Asıl dosyada davalı avukatının istinaf isteminin kabulüne karar verildiğinden davalı tarafından yatırılan 909,95 TL istinaf karar harcının kararı kesinletiğinde ve talep halinde yatıran davalıya geri verilmesine,
8-Asıl dosyada davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 34,30 TL dosyanın istinafa gönderme masrafından oluşan toplam 155,60 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-HMK’nın 333/(1).maddesi gereğince, artan gider avansının davacıya iadesine, artan delil avansının davalılara iadesine,
C-Birleşen davada davacı avukatının istinaf başvurusunun değerlendirmesi;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.10.2019 tarih ve 2016/143 Esas, 2019/578 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan birleşen davada davacı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Birleşen davada davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harç bedelinin mahsubu ile kalan 26,30 TL’nin birleşen davada davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Birleşen davada davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361/(1) maddesi gereğince, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere, 06.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.