Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/580
KARAR NO : 2022/676
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1373
KARAR NO : 2019/1300
DAVA TARİHİ : 07.12.2017
KARAR TARİHİ : 19.11.2019
DAVA : Ayıba Dayalı İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 10.05.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 11.05.2022
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.11.2019 tarih ve 2017/1373 Esas, 2019/1300 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 12.02.2020 tarih ve 2020/75 Esas, 2020/117 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 07.12.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın reklam hizmetleri tanıtım organizasyon işleri yaptığını, müvekkili firmanın dava dışı … firması ile yaptığı tanıtım anlaşması gereği fuarda sergilenmek üzere flama, bayrak, giydirme cephe, 5 adet ışıklı küre ve yol takının müvekkili firma tarafından temin edilmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, davalı ile 10.08.2017 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşmeye göre küre zeplinlerin fiyatının 21.000,00 TL +KDV, yol takının fiyatının 1.800,00 TL+ KDV olarak belirlendiğini, sözleşme gereği sipariş nedeni ile 13.425,00 TL nin davalıya ödendiğini, müvekkili firmanın fuarın başlangıç tarihi olan 18.08.2017 tarihinde teslim edildiğini,Küre zeplinlerin …’a tesliminden itibaren bir çok defa şikayet aldıklarını, zeplinlerin ayıplarının bildirildiğini, davalı firmanın bir önlem almadığını, dava dışı firmanın imajının zedelenmemesi için zeplinlerin sökülerek davalı firmaya iade edildiğini,ödenen paranın iadesinin talep edildiğini, geri ödeme yapılmadığı için İzmir 6.İcra Dairesinin 2017/10960 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, icra takibinde her ne kadar 13.452,00 TL nin iadesi için takip açılmış ise de davalının yol takının bedelini ödediğinden 11.328,00 TL yönünden itirazın iptaline karar verilmesini ve alacağın %20 sinden aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
YANIT :
Davalı avukatı tarafından verilen 09.01.2018 tarihli yanıt dilekçesinde özetle; ürün kurulumu teslimi ile ilgili teknik belge ve kullanım kılavuzunun davacıya verildiğini, maksimum 5 km.üzere rüzgarda kurulum önermediklerini ancak ısrarla kurulması istenildiği için kurulumun yapıldığını, kurulum aşamasından sonra hava muhalefetinden dolayı garanti veremediklerini, balonların davacı firmanın gösterdiği yere monte edildiğini, montaj sırasında sık ağaçlar ve rüzgardan zarar görebilceğinin anlatıldığını, alacaklı olanın kendileri olduğunu davanın ve tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 19.11.2019 tarih ve 2017/1373 Esas, 2019/1300 Karar sayılı kararında özetle; “…Tüm dosya içeriğine göre; davalının davacı için dava dışı firmanın reklam tanıtımında kullanılmak üzere küre ve yol takı imal ettiği, küre ve yol takının fuar alanında davacının istediği alana monte edildiği, ancak fotoğraflardan da görüldüğü üzere zeplinlerin o günkü hava koşulları dikkate alındığında uygun olmayan hava koşullarında ve uygun olmayan mekana monte edildiği, bu konudaki sorumluluğun davalıya ait olduğu, zira davalının basiretli bir tacir gibi davranmaması ve monte edilmemesi gereken davacının istediği mekana balonları asarak bu durumu öngörememesi nedeni ile sonradan mekana gelerek teknik destek sağlamaya çalışsa bile sorumluluğun davalıda olduğunun Mahkememizce kabul edildiği, davalının delil olarak sunduğu küre ve kanatlı zeplin teknik özelliklerini içeren belgenin incelenmesinde de balonların kendi teknik ekibi tarafından uygun görülen monte edileceğinin bildirildiği, ancak buna davalının riayet etmediği, reklam verimli geçmediğinden ve balonlar indirilmek zorunda kalındığından dava dışı firmanın da balonlar için davacıya ödeme yapmadığı, yalnızca yol takının parasını ödediği, davacının da davalıdan yalnızca balonlar için talepte bulunduğu ve ilk olarak ödediği parayı iade istemesinin haklı ve yerinde olduğu anlaşılmasına göre davanın kabulüne…” şeklindeki gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı avukatı tarafından verilen 16.12.2019 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; kararın haksız olduğunu, zeplinlerin bakım ve sorumluluklarının davacıya ait olduğu, davacı firma etkilisinin zeplinlerin onların gösterdiği yere konması için ısrar ettiğini, ek rapor alınması isteklerinin haksız olarak reddedildiğini belirten gerekçelerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava, ayıba dayalı itirazın iptali davasıdır.
TTK 18/2 “Her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir ” hükmünü içerir.
Somut olayda davacı şirket vekili davalı şirket ile aralarında 10.08.2017 tarihli reklam için toplam 26904 götürü bedelli mavi küre zeplin ve yol tık yapılıp teslim edilmesi için sözleşme imzalanıp davalıya 13.425,00 TL’nin peşin ödendiğini, 18.08.2017 tarihinde teslim yapıldığını, ancak zeplinlerin ayıplı olduğunu, dava dışı firmanın itibarının zedelenmemesi için zeplinlerin sökülüp, davalı firmaya iade edildiğini, ancak paranın kendilerine iade edilmediğini, bunun üzerine İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2017/10960 Esas sayılı dosyasında takibe geçildiğini, borçlunun itiraz ettiğini belirtip itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle mevcut davayı açmış, davalı vekili, 5 km üzere rüzgarda kurulum önermediklerini, ancak davacının ısrarla kurulumu istediğini, hava muhalefeti için garanti vermediklerini, kendilerinin alacaklı olduğunu belirtip davanın reddini istemiştir. Mahkeme ise bilirkişi raporunu dikkate alarak davanın kabulü ile davalının itirazının kısmen iptali ile takibi 11.328,00 TL üzerinden devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili, 5 KM’yi geçen rüzgarlarda balon ve zeplin sorumluluğunun davacı firmaya ait olduğunu, ek rapor istemlerinin dikkate alınmadığını öne sürmüştür.
Zeplin davalı firmaya iade edilmiştir. Yine yol takı bedelinin (1.800,00 TL) davacıya iade edildiğinde ve davacı tarafından 13.452,00 TL’nin davalıya ödendiğinde ihtilaf yoktur.
Bilirkişi raporu davalıyı kusurlu bulmuştur. Raporda müşterinin isteğine uyacak diye uygun olmayan alana zepline takılmasında kusurlu tarafın davalı olduğunu bildirmiştir. Tacirin basiretli davranması TTK 18/2 maddesi uyarınca yasal gerekliliktir.
Sözleşmenin tek taraflı feshi mümkündür. Bu durumda taraflar aldıklarını geri iade ederler. Sözleşmesinin feshinde kusursuz taraf menfi zararlarını talep edebilir. Davacı zeplini ve dava konusu emtiaları iade etmiştir. Ama davalı sadece yol takının bedelini iade etmiş, zeplinin bedelini iade etmemiştir ve basiretli bir tacir gibi davranarak, davalı şirketin kurulmaması gerekli alana zeplini kurmaması davalının kusurudur. Bu nedenle mahkemenin davanın kabulüne karar vermesi doğrudur (Takipte faiz istenmemiştir.)İl derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun nitelikte olup istinaf isteminin HMK 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddi gerektiği kanaatine dairemiz tarafından ulaşılmıştır.
Her ne kadar davalı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davalı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.11.2019 tarih ve 2017/1373 Esas, 2019/1300 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davalı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 773,81 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan toplam 193,45 TL harcın mahsubu ile kalan 580,36 TL harç bedelinin davalıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca dava değeri itibarıyla kesin olmak üzere 10.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.