Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/317 E. 2022/444 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/317
KARAR NO : 2022/444

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/583
KARAR NO : 2019/1432
DAVA TARİHİ : 29/05/2017
KARAR TARİHİ : 19/12/2019
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 24.03.2022
KARARIN YAZ. TAR. : 07.04.2022
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.12.2019 tarih ve 2017/583 Esas, 2019/1432 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, Dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin cam imalatı ile uğraştığını, davalı şirketin müvekkili şirketten 2015-2016 yılları arasında almış olduğu mallar karşısında müvekkili şirkete borçlandığını ve cari alacak bakiyesi olan 48.049,12 TL nin ödenmesinin talep edildiğini, ancak ödenmemesi nedeni ile İzmir 5.İcra Müdürlüğünün 2017/4259 Esas sayılı takip dosyası ile takip yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, zira davalı tarafından verilen siparişlerin müvekkili şirket tarafından imalatının yapılarak ilgili yerlere monte edildiğini, faturaların davalıya tebliğ edildiğini ve davalı defterlerine işlendiğini,bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalının İzmir 5.İcra Müdürlüğünün 2017/4259 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve kötüniyetli davalı aleyhine %40 tan aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş olmakla yapılan açık yargılama sonunda;
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketin kompozit levha ve cam döşeme işi ile iştigal ettiğini, müvekkili şirketin Çeşme ve Bornova’daki iki ayrı inşaatın dış cephe cam imalatı ve montajı işini aldığını, cam imalatı için davacı ile anlaştığını, cam siparişlerinin davacıya bildirildiğini, ancak davacının faturalandırdığı bir çok camın teslim edilmediğini, teslim edilen ürünlere ilişkin faturalarda ise cam birim fiyatları ve metrajların yanlış yazıldığını, Bornova inşaatı işinde, cam birim fiyatlarının her seferinde daha yüksek kalitedeki camların birim fiyatlarından faturalandırıldığını, Çeşme İnşaatı işinde ise cam birim fiyatlarının tuttuğunu, ancak faturalarda %35 civanda fazla metraj belirlendiğini, davalıdan faturaların düzeltilmesinin istenildiğini ve 30.12.2016 tarihli iade faturası düzenlenerek davacıya gönderildiğini, davacının iade faturasını almayarak iade ettiğini, icra takibinin haksız olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine ve %20 den aşağı olamamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 19.12.2019 tarih ve 2017/583 Esas, 2019/1432 Karar sayılı kararı ile özetle; ”…Taraflar arasındaki ticari ilişkide teslim edilen doğrama ve camlara ilişkin olarak düşük fiyatlı ürünlerin yüksek fiyatlı ürün üzerinden faturalandırılması ve fazla miktarda metre kare fatura edilmesi yani metraj miktarının yüksek tutulmasına ilişkindir. Yerinde yapılan teknik incelemede, metraj olarak Bornovadaki Davacının yaptığı İş Tutarının 46.904,48 TL olarak hesaplanmıştır. Çeşmede ki inşaatta ise davacının yaptığı iş bedelinin 107.173.95 TL olduğu, davaya konu olan yapım işinin olabilecek yapım tutarının toplam 138.670,59 TL olduğu belirlenmiştir. Davalı zaten faturalarda miktarların yanlış yazıldığını savunmaktadır. Ancak yerinde yapılan incelemede bu iki işe ilişkin 133.049,12 TL Toplam yapılan iş tutarı, Teknik olarak her iki projede davacının kullandığı cam miktarına göre fiyatlandırıldığında Piyasa şartlarına uygun olduğu, davacının cari hesapta 133.049,12 TL olarak yapılan iş tutarı kaydının teknik olarak yapılan hesaplarda yerinde ve uygun olduğu, bu cari ilişkiden kaynaklı olarak 85.000,00.-TL ödendiği, 48.049,12 TL’nin ise takibe konulduğu, davacı şirket yasal defterlerine göre davalı … Şti.’nin 21.03.2017 icra takip tarihi itibari ile 48.049,12-TL tutarında borç bakiyesi bulunduğu, dolayısı ile yapılan teknik inceleme neticesinde davacı … Şti’nin İzmir 5.İcra Müdürlüğü 2017/4259 Esas sayılı dosyasına istinaden davalı …Şti.’nden 21.03.2017 icra takip tarihi itibari 48.049,12-TL tutarında asıl alacak talep edebileceği, davalının temerrüdü söz konusu olmadığından İzmir 5.İcra Müdürlüğü’nün 2017/4259 sayılı dosyasından 21.03.2017 icra takip tarihi itibari ile herhangi bir işlemiş faiz talep edemeyeceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile takibin 48.049,12 TL asıl alacak üzerinden kabulüne, şartları bulunmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; Taraflar arasındaki cari ticari ilişkisini kabul etmiş, ancak davacının kestiği faturaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek, faturalardaki adette camın kendilerine teslim edilmediğini, davacı tarafın tek taraflı tanzim ettiği irsaliye altında da teslim alanın imzalarının bulunmadığını, teslim edilen camların birim fiyatlarının metraj ve kalitesine göre de fazla olduğunu belirterek, yerel mahkemece dosyaya sundukları 11.05.2016 tarihli belgenin de irdelenmediğini, kaldı ki bilirkişi raporunun içeriğinde ”davacının Bornova projesinde 266,00 m2’lik camı faturalandırdığı, bakiye cam tutarının büyük olasılıkla metraj fazlılığı iddiası dikkate alındığında Çeşme projesindeki camlar ilave edilerek bu cam fiyatları üzerinden faturalandığı gibi bir durumla karşılaşılmıştır.” şeklindeki beyanında iddialarını destekler nitelikte olduğunu, fakat rapordaki bu tespit gözardı edilerek davalı iddiası ve tanıkları dikkate alınmadan eksik inceleme ve gerekçe ile karar verildiğini, bununla birlikte bilirkişi heyetinin hazırladığı raporun miktar olarak da uyumsuz ve tutarsız olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunduğu görülmüştür.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında;z HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava, davacı şirketin davalı şirketten olan cari hesap alacağından kaynaklanan ve faturalandırdığı bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla açılan takibe itirazın iptali davasıdır.
Davacı şirket cam imalatı yapmaktadır. Davalı ise, binaların dış cephesine kompozit levha ve cam döşemesi işi ile iştigal etmektedir. Davalı ve davacı şirket arasında cam üretim ve temini hususunda taraflar arasında süregelen ticari bir ilişki bulunmaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının kendisinden satın aldığı camlardan kaynaklanan bakiye 48.049,12 TL borcunu ödememesi sebebiyle davalı aleyhine İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün 2017/4259 takip sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, müvekkili şirketin camları eksiksiz şekilde teslim ederek faturalandırdığını, faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı şirket kayıtlarına da işlenerek itirazda bulunmadıklarını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini beyanla, takibe itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile; davacının davasının haksız olduğunu, davacı üretici şirketin imalat yaparak kısmi teslimatlarda bulunduğunu, davacı tarafça faturalandırılan bir çok camın da teslim edilmediğini, davacı dayanağı irsaliyelerde de teslim alan imzası bulunmadığını, teslim edilen ürünlere ilişkin faturalardaki cam birim fiyatlarının takılan camlara göre çok yüksek olduğunu ve cam metrajlarının da yanlış yazıldığını belirtmişlerdir. Bununla birlikte davalı cevap dilekçesi ekinde 14.05.2016 tarihli davacı beyanı ve fatura iadesi ile dayanak ihbarnameyi dosyaya ibraz etmiştir.
Davalı dayanağı İzmir 30. Noterliği’nin 19.01.2017 tarihli 1919 nolu fatura iadesi konulu ihtarnamesi ile davacı şirketin davalı … tarafından düzenlenen 30.12.2016 tarih ve A156 seri nolu fatura ve fatura içeriğini kabul etmediğini beyan ettiği görülmektedir. İhtara konu faturanın tetkikinde ise, davalının davacıya iade ettiği faturada ”Metraj ve fiyat farkı” açıklamasıyla 39.968,65 TL faturanın iade edildiği anlaşılmaktadır.
Yine davalı dayanağı davacı tarafça tanzim edilen 14.05.2016 tarihli adi yazılı belgede, aynen… ”Cari çalışmakta olduğumuz … Şti’ne 2015 ve 2016 yıllarında düzenlemiş olduğumuz faturalarda bulunan birim fiyatlardaki farklı yazılan tutarların düzenlenmesiyle bu camların yerinde yapılan metrekarelerin dikkate alınarak, yapılacak hesap sonrası … firmasının iade fatura düzenleme hakkı vardır. Bu hesap sonrası bakiye ödeme yapılacaktır.” şeklinde yazıldığı, altında davacı şirket adına … tarafından imzalandığı görülmüştür. Yapılan yargılama sırasında bu belge ve altındaki imzaya herhangi bir itirazda bulunulmamıştır.
Davacı cevaba cevap dilekçesi ile özetle; Her ne kadar davalı tarafça fatura iadesine delil olarak dayanıldıysa da, davalı tarafından kötüniyetli olarak kesilen iade faturasının geri iade edilerek fatura içeriğine de itiraz edildiğini, bununla birlikte her ne kadar davalı camların kalite ve metraj farkı bulunduğunu iddia etmiş ise de, bu hususun davalı tarafça ispatlanması gerektiğini, davacı şirket yetkilisi tarafından iyiniyetle imzalanan 11.05.2016 tarihli belgenin de bu hususun ispatı aracı olamayacağını beyan etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında bilirkişi heyetinden tek rapor alınmıştır. 01.10.2019 tarihli bilirkişi heyet raporu ile; ”… Teknik Olarak Yapılan İncelemede; Teknik olarak her iki Projede kullanılan cam miktarı ve cinsleri bakımından yerinde yapılan tespitler ve Dosya muhteviyatına göre davacının yaptığı iş Mertebesinin miktar ve Fiyat olarak, Heyetimizce hesaplanan imalat metraj ve tutarları ile karşılaştırıldığında makul olduğu, İmalatın davacı tarafından yapılmış olduğu, her iki proje kapsamında çıkartılan metraj ve yapılan fiyatlandırmalara göre yapılan iş tutarının Serbest Piyasa şartlarında 138.670,59 TL mertebesinde olabileceği, Davacının İcra takip Dosyasında yapılan incelemede bu iki iş için cari toplam tutarın 133.049,12 TL olduğu, yani davacının yaptığı işe ilişkin cari hesap toplamının teknik olarak Piyasa rayiçlerine de uygun olduğu, işin yapılmış ve kalite olarak Standartlara uygun olduğu tespit edilmiş olup,
Yapılan teknik inceleme neticesinde davacı … Şti’nin İzmir 5.İcra Müdürlüğü 2017/4259 Esas sayılı dosyasına istinaden davalı, … Şti.’nden 21.03.2017 icra takip tarihi itibari 48.049,12-TL tutarında asıl alacak talep edebileceği,
Davalının temerrüdü söz konusu olmadığından İzmir 5.İcra Müdürlüğü’nün 2017/4259 sayılı dosyasından 21.03.2017 icra takip tarihi itibari ile herhangi bir işlemiş faiz talep edemeyeceği” görüşü bildirilmiştir.
”…- Davacı … Şti.’nin 2014-2015-2016-2017 yıllarına ait yasal defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, yevmiye defteri kayıtları ile kebir defterlerinin uyumlu olduğu,
– Davalı … Şti.’nin 2014-2015-2016-2017 yıllarına ait yasal defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, yevmiye defteri kayıtları ile kebir defterlerinin uyumlu olduğu, yasal defterlerin mühürlü olan sahifelerin mühürsüz olan arka taraflarına çekilmiş olduğu, bu durumda işbu yasal defterlerin sahibi lehine delil vasfı olup olmadığı konusundaki hukuki yorumun takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
– Taraflar arasında Binaların Dış Cephesine Kompozit Levha ve Cam Döşeme İşi ile ilgili yazılı olmayan ticari bir ilişki kurulduğu,
– İşbu raporun Tarafların yasal defterleri arasındaki fark başlıklı İ bölümünde ayrıntısı ile belirtildiği gibi,
* Davacı yasal defterlerine göre davalı … Şti.’nin 21.03.2017 icra takip tarihi itibari ile 48.049,12-TL tutarında borç bakiyesi bulunduğu,
* Davalı yasal defterlerine göre davacı … Şti.’nin 21.03.2017 icra takip tarihi itibari ile borç yada alacak bakiyesi bulunmadığı,
– Buna göre davacı şirketin İzmir 5.İcra Müdürlüğünün 2017/4259 Esas sayılı dosyasından 21.03.2017 icra takip tarihi itibari ile 48.049,12-TL tutarında asıl alacak talep edip edemeyeceği yada talep edebileceği alacak tutarının ne olacağı hususunun yapılacak teknik incelemeler neticesinde ortaya çıkacağı,
– Davalının temerrüdü söz konusu olmadığından İzmir 5.İcra Müdürlüğünün 2017/4259 sayılı dosyasından 21.03.2017 icra takip tarihi itibari ile herhangi bir işlemiş faiz talep edemeyeceği” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile takibin 48.049,12 TL üzerinden devamına karar verildiği, icra inkar tazminatının reddine karar verildiği görülmüştür.
Davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; taraflar arasındaki cari ticari ilişkisini kabul etmiş, ancak davacının kestiği faturaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek, faturalardaki adette camın kendilerine teslim edilmediğini, davacı tarafın tek taraflı tanzim ettiği irsaliye altında da teslim alanın imzalarının bulunmadığını, teslim edilen camların birim fiyatlarının metraj ve kalitesine göre de fazla olduğunu belirterek, yerel mahkemece dosyaya sundukları 11.05.2016 tarihli belgenin de irdelenmediğini, kaldı ki bilirkişi raporunun içeriğinde ”davacının Bornova projesinde 266,00 m2’lik camı faturalandırdığı, bakiye cam tutarının büyük olasılıkla metraj fazlılığı iddiası dikkate alındığında Çeşme projesindeki camlar ilave edilerek bu cam fiyatları üzerinden faturalandığı gibi bir durumla karşılaşılmıştır.” şeklindeki beyanında iddialarını destekler nitelikte olduğunu, fakat rapordaki bu tespit gözardı edilerek davalı iddiası ve tanıkları dikkate alınmadan eksik inceleme ve gerekçe ile karar verildiğini, bununla birlikte bilirkişi heyetinin hazırladığı raporun miktar olarak da uyumsuz ve tutarsız olduğunu beyanla, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı yargılama sırasında verdiği beyan dilekçeleriyle taraflar arasındaki cari ticari ilişkisini kabul etmiş, ancak davacının kestiği faturaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek, faturalardaki adette camın kendilerine teslim edilmediğini, davacı tarafın tek taraflı tanzim ettiği irsaliye altında da teslim alanın imzalarının bulunmadığını, teslim edilen camların birim fiyatlarının metraj ve kalitesine göre de fazla olduğunu belirterek, yerel mahkemece dosyaya sundukları 11.05.2016 tarihli belgenin de irdelenmediğini, kaldı ki bilirkişi raporunun içeriğinde ”davacının Bornova projesinde 266,00 m2’lik camı faturalandırdığı, bakiye cam tutarının büyük olasılıkla metraj fazlılığı iddiası dikkate alındığında Çeşme projesindeki camlar ilave edilerek bu cam fiyatları üzerinden faturalandığı gibi bir durumla karşılaşılmıştır.” şeklindeki beyanında iddialarını destekler nitelikte olduğunu ifade etmiştir.
Mahkemece alınan raporda takibe konu faturaların tamamının davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davaya konu olan yapım işinin olabilecek yapım tutarının toplam 138.670,59 TL olduğu, davalı zaten faturalarda miktarların yanlış yazıldığını savunmaktadır. Ancak yerinde yapılan incelemede bu iki işe ilişkin 133.049,12 TL toplam yapılan iş tutarı, teknik olarak her iki projede davacının kullandığı cam miktarına göre fiyatlandırıldığında piyasa şartlarına uygun olduğndan bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak sadece davacı defterlerinde yapılan incelemeyle alınan rapor faturaya konu camların tamamının ve belirlenen kriterlerde teslim edildiğini ispatlamak için yeterli değildir. Davacının tek taraflı düzenlediği faturaların bir kısmının altında davalı tarafın imzasının bulunmadığı görülmektedir. Ayrıca söz konusu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı bulunmadığı gibi davalı tarafça itiraz edilmek suretiyle iade olunduğunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı, fatura edilen malların tamamının teslim edilmediğini savunmaktadır. Davacı, tek taraflı tanzim ettiği fatura ile malların tamamını teslim ettiğini ispatlayamamıştır. Bu haliyle akdi ilişkinin kurulduğu sabit ise de takibe konu edilen malların tamamının belirlenen fiyatlandırmada teslimi usulünce ispat edilebilmiş bulunmadığından teslim olgusu davacı taraf ispatlamalıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığından sair tüm deliller değerlendirilip bilirkişiden cevap dilekçesi de nazara alınarak gerekirse ek rapor alınarak, bu kez tarafların defter kayıtları incelenmek suretiyle iş için kararlaştırılan camların tamamının teslim edilp edilmediği, inşaat alanındaki tüm camların davacı yana ait olup olmadığı, takılandan daha kaliteli cam üzerinden fiyatlandırma yapılıp yapılmadığı faturada belirtilen adette cam teslimi olup olmadığı hususunda inceleme yapılarak hasıl olacak onuca göre davalının bu yöndeki itirazları tek tek değerlendirilip karar verilmelidir. Bu nedenle davalı avukatının istinaf sebeplerinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı avukatının istinaf başvurusunun, KABULÜ ile,
2-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.12.2019 tarih ve 2017/583 Esas, 2019/1432 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Verilen kararın niteliği gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davalı tarafından yatırılan toplam 820,56 TL istinaf nispi peşin karar harcının istek halinde yatıran davalıya geri verilmesine,
5-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a maddesi gereğince, kesin olmak üzere, 24.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.