Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1743 E. 2023/173 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1743
KARAR NO : 2023/173

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1440
KARAR NO : 2020/496
DAVA TARİHİ : 22/12/2017
KARAR TARİHİ : 17/09/2020
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
KARARIN YAZ. TARİHİ : 09/02/2023

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2020 tarih ve 2017/1440 Esas, 2020/496 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 24/12/2020 tarih ve 2020/2395 Esas 2020/2031 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İDDİA VE İSTEK:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince davacı şirketin davalı şirketin yapmakta olduğu inşaatlarda yaptığı bir kısım işlerin hakedişinin ödenmediğini, yapılan icra takibine de itiraz edildiğini” iddia ederek, itirazın iptali ile inkâr tazminatına karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanlarında özetle; “davacının yapması gereken işleri zamanında bitirmediğini, eksik ve ayıplı olarak yaptığını, bu eksikliklerin başka yüklenicilere tamamlattırıldığını” savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 17/09/2020 tarih ve 2017/1440 Esas, 2020/496 Karar sayılı kararında özetle; “Davanın kabulü ile ; davalının İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2017/14108 Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibine itirazının iptali ile, takibin 16.584,90 TL asıl alacak, 2.392,98 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.977,88 üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle:”Yargılama konusu davanın bir ticari ilişkiden kaynaklandığını, davacı tarafın yaptığı iş kadar kesilen faturanın da davalı şirket defterlerine işlenip karşılığının ödendiğini, başka da borç bulunmadığını” ifade ederek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali isteniğine ilişkindir.
Davacı taraf “davalı şirketin yapmakta olduğu inşaatlarda bir kısım işler yaptığını, ancak hakedişini alamadığını” iddia etmektedir.
Davalı taraf ise “davacının yapması gereken işleri zamanında bitirmediği gibi eksik ve ayıplı olarak yaptığını, bu eksikliklerin başka yüklenicilere tamamlattırıldığını” savunmaktadır.
Taraflar arasında; bir kısım inşaat işlerinin yapılması ile ilgili olarak sözlü bir eser sözleşmesi bulunduğu konusunda uyuşmazlık yoktur.
Uyuşmazlık; “davacı yüklenici tarafından davalı inşaatlarına ne miktarda iş yapıldığı, bu işlerde eksik ve ayıp bulunup bulunmadığı, yapılan iş bedelinin ödenip ödenmediği” noktalarında toplanmaktadır.
İlk derece mahkemesince; dosya üzerinden mali müşavir ve makine mühendisi bilirkişilere yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen raporlar hükme esas alınarak “davalının eksik ve ayıp iddiasını kanıtlayamadığı, davacının yaptığı iş karşılığı olarak 16.584,90 TL asıl ve 2392,98 TL işlemiş faiz borcunun bulunduğu” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve bu karar davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna taşınmıştır.
Davaya konu olan İzmir 4. İcra Dairesi’nin 2017/14108 E. Sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine 21.584,61 TL asıl alacak, 2992,02 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.576,63 TL miktar bakımından icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından takip alacağının 4.999,71 TL’si ile bunun fer’ilerinin kabul edildiği, bu miktar dışında kalan kısma ise başka borç bulunmadığı gerekçesi ile itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Mahkeme kararı istinaf sebepleri ile dosyadaki tüm bilgi ve belgeler çerçevesinde, aşağıdaki sebeplerle eksik inceleme ve araştırma nedeniyle usul ve yasaya uygun değildir:
1-Taraflar arasında “davalının inşaatlarındaki bir kısım işlerin davacı tarafından yapılması” ile ilgili sözlü bir eser sözleşmesi yapıldığı tarafların kabulünde olup, aralarında yazılı bir sözleşme bulunmadığından, götürü bedel ve birim fiyat belirlemesi olmadığı gibi davacının ne tür ve ne miktarda işler yaptığının da belli olmadığı anlaşılmaktadır.
2-Dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesine göre düzenlenen raporlarda; tarafların ticari defterlerinde örtüşen tek konunun davalının da kabul ettiği 4.999,71 TL ödeme yapıldığı hususu olduğu, bunun zaten uyuşmazlık ve dava konusu olmadığı, uyuşmazlık konuları hakkında ise defterlerde örtüşen herhangi bir kayıt bulunmadığı, dolayısıyla ticari defterlerle tarafların iddia ve savunmalarının kanıtlanamadığı görülmektedir.
3-Davacının davalı inşaatlarında bir kısım işler yaptığı, hem davalının kabulü, hem de duruşmada dinlenen davacı tanıklarının beyanları ile sabittir. Ancak, davalı yapılan işlerde eksik ve ayıplar olduğunu ve bunları başkalarına tamamlattığını savunmuştur. Taraf vekillerinin istek ve beyanları üzerine mahkemece inşaatların tamamlandığı ve iddia olunan hususların yerinde tespitinin mümkün olmadığı gerekçesi ile keşif yapılmamıştır. Oysaki, inşaatlar tamamlansa bile, taşınmaz başında keşif yapılarak ve tarafların usulünce gösterdikleri tanıkları da keşif yerinde yapılan işleri bilirkişilere göstermek suretiyle dinlenerek, yüklenicinin ne tür ve ne miktarda iş yaptığı, bu işlerde herhangi bir eksik ve ayıplı durum bulunup bulunmadığı hususları tespit edilip, eksik ve ayıplar da yine tanık ve keşif deliline göre belirlenebildiği takdirde fiziki oran yöntemine göre indirim de uygulanarak yüklenici hakedişinin belirlenmesi gerekirken, hakedişin davacı tarafça tek taraflı olarak düzenlenen faturalara ve davacının ticari defterlerindeki kayıtlara göre tespit edilmesi doğru değildir.
4-Ayrıca son olarak; davacının dava dilekçesinde yemin deliline başvurduğu görülmekle, diğer deliller değerlendirildikten sonraki aşamada, iddiaların kanıtlanamadığı kanaatine varılması halinde söz konusu yemin delilinin de hatırlatılması gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş: 2 inşaat ve 1 makine mühendisi bilirkişiden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığı ile işin yapıldığı söylenen inşaatta keşif yapılarak, davacı tarafça usulünce gösterilen ve duruşmada da dinlenen tanıkların keşif yerinde dinlenmeleri, tanıkların yapılan işleri bilirkişilere bizzat göstererek anlatmalarının sağlanması, buna göre yapılan işin tür ve miktarı ile rayiç bedelinin tespiti, ayrıca davalı tarafça savunulan eksik ve ayıp hususlarının da bu çerçevede değerlendirilmesi, eksik ve ayıbın mevcut delillerle ve yapılacak keşif ve tanık beyanı ile kanıtlanması halinde ise, yapılan iş bedelinden eksik ve ayıbın tüm işe oranına göre indirim hususunun düşürülmesi ve buna göre denetime elverişli bir rapor düzenlettirilmesi, son aşamada ise davacının yemin delili olduğu da gözetilerek, kanıtlanamayan iddialara ilişkin yemin teklifinde bulunulup bulunmayacağının hatırlatılması, yemin teklifi olması halinde davalıya usulünce yemin yaptırılması ve bütün bu araştırmalara göre hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi olmalıdır.
Bütün bu açıklamalar doğrultusunda; davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2020 tarih ve 2017/1440 Esas, 2020/496 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. Maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Verilen kararın niteliği gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davalı vekili tarafından yatırılan 269,69 TL istinaf nispi karar harcının talebi halinde yatıran davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/(1)-g maddesi gereğince, kesin olmak üzere, 09/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.