Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1612 E. 2022/1824 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1612
KARAR NO : 2022/1824

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1419
KARAR NO : 2019/1497
DAVA TARİHİ : 20.12.2017
KARAR TARİHİ: 26.12.2019
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 29.12.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 06.01.2023
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.12.2019 tarih ve 2017/1419 Esas, 2019/1497 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 04.11.2020 tarih ve 2020/1620 Esas, 2020/1182 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 20.12.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı borçlu aleyhine İzmir 22. İcra Dairesinin 2017/6401 E. Sayılı dosyası ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan faturalara yönelik takip başlattığını, borçlu davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, davalının işbu itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili ile davalı arasında 08/11/2016 tarihinde düzenlenen iş sözleşmesine göre … Sanayi Bölgesinde davalı firmadaki alt yapı yangın işlerinin yapılması konusunda mutabık kalındığını ve tarafların bu sözleşmeyi imza altına aldığını, müvekkilinin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmiş olmasına rağmen davalı yanın verilen hizmet ve temin edilen malların ödemesini yapmadığını, borçluya 44229-44261-44218-44217-44260 nolu faturaların kesildiğini ve davalının cari hesap borcu olarak 72.999,90 TL borçlu olduğunu, müvekkili firmaya da işbu dava konusu borcun doğduğu sözleşmeye konu işte kullanılan malzemelerin borcunun ödenmediğinden bahisle icra İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2017/6806 sayılı dosyası ile takip yapıldığını, buna itiraz edildiğini ve İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/607 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası derdest bulunduğunu, müvekkili firmanın bu konuda büyük zarara uğradığını belirterek davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun borcu takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ödemesine, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, borçlu firmanın tespit edilecek taşınır ve taşınmaz malları üzerine 3. Kişilere devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama ve avukatlık ücretlerinin karşı taraf uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT :
Davalı avukatı tarafından verilen tarihli dilekçesinde özetle; İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2017/6401 E. Sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde alacaklı …, borçlu …. Şti olup işbu icra dosyasına 22/05/2017 tarihinde itiraz ettiklerini, bu icra dosyası esas alınarak açılan bu davada davacı olarak görünen … Şti’nin taraf ehliyeti olmadığını, Husumet ehliyeti davanın geçerlilik şartı olduğunu, yokluğu kanuna aykırılık teşkil etmesi hasebiyle usulen davanın reddi sebebi olduğunu, müvekkili ile davacı arasında 08/11/2016 tarihinde iş sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye dayalı olarak şirket adına teklif veren ve şirket adına hareket eden …’a bu sözleşmeden kaynaklanan tüm ödemelerin yapıldığını, müvekkilinin borcu olmadığını, ekte sunulmuş olan itfaiye raporunda yangına karşı alınmış tedbirlerin yetersiz olduğunun tespit edildiğini, ve raporun sonunda halkın can ve mal güvenliği açısından sakıncalı olduğu yazıldığını bu nedenle eksik iş söz konusu olduğunu, şirketin işi tam olarak bitirmediğini belirterek açılan davanın reddine, yargılama giderleri, tazminatın ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 26.12.2019 tarih ve 2017/1419 Esas, 2019/1497 Karar sayılı kararında özetle; “…Davacı defterleri üzerinde SMM bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmış, davacı defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, kapanış tasdiklerinin süresi içinde yapılmadığı, defterlerin usulüne uygun olarak tasdiklerinin yapılmadığının bildirildiği, davalı defterleri üzerinde yapılan incelemede, davalı defterlerinin gerek 6102 sayılı TTK 64/3 uyarınca mevzuata göre Noter açılış ve kapanış onaylarının alınmış olduğu, defterlerin 6100 sayılı HMK 222 maddesine göre delil niteliğine haiz olduğu ve takip tarihi itibariyle davacı şirkete 135.000,00-TL lik fatura kaydına karşılık 145.900,00-TL ödeme kaydının bulunduğu, ödemelerin kısmen nakit olarak kasa tediye fişleri ile ve kısmen çeklerle teslim alan olarak … imzasıyla yapıldığı, buna göre takip tarihi itibariyle davalı ticari kayıtlarında, davacıya borç kaydının tespit edilemediğinin bildirildiği, ödeme alan …’ın, davacı firma işlemlerini, personel ünvanı ile takip ettiği, fiyat teklifinde, teklif veren olarak isminin bulunduğu ve davacı firma ödemelerinin, belgelerde adı geçen …’a yapıldığı anlaşılmakla, Davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, uyumlu olmadığı ve davacının İzmir 22. İcra Müd nün 2017/640 sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğunu, usul ve yasaya uygun delillerle ispatlayamadığından davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 03.03.2020 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “…Müvekkil Şirket Usul Ve Yasaya Uygun Olarak Ticari Defterlerini Tutmuştur. Dosyada Eksik İnceleme Yapılmıştır.
Yerel mahkemece müvekkil şirketin sunmuş olduğu ticari defterler eksik incelenmiştir. Kararın gerekçesinde belirtilenin aksine ticari defterlerin kapanış tasdikleri yapılmıştır ve dosyaya sunulmuştur. Dosya içerisinde mevcut deliller incelendiğinde bu husus açıkça ortaya çıkacaktır. Dosyada var olan kapanış tasdiklerine rağmen davanın, ticari defterlerin kapanış tasdiklerinin olmadığı gerekçe gösterilerek reddine karar verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. HMK’nın 353. Maddesi gereğince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması Bölge Adliye Mahkemesi’nin esası incelemeden kararı kaldırmasına davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilmesini gerektirir. HMK’nın ilgili hükmü gereğince delillerin eksik incelenmesi istinaf talebimizin kabulünü gerektirmektedir.
Müvekkil Şirkete Ait Ticari Defterlerin Kapanış Tasdikleri Hakkında Noterden Usulüne Uygun Olarak Yapılıp Yapılmadığı Sorulmamıştır.
Yerel Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan 07/10/2019 tarihli ek raporda bilirkişi kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığının ilgili noterden sorulabileceğine kanaat getirmiştir bilirkişi. Raporun tarafımıza tebliğini takip eden celsede tarafımızca kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığının noterden sorulmasını , noterden yanıt geldikten sonra esasa ilişkin rapor alınmasını talep etmiştik. Ancak davanın seyrini değiştirecek derece önemli olan talebimiz reddedilerek davamızın reddine karar verilmiştir. Eksik inceleme yapılmıştır. HMK’ya göre davanın esasını etkileyecek delillerin toplanıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak yapılan yargılamada tarafımız lehine çok önemli olan, haklılığımız en büyük ispatı olacak deliller toplanmamış eksik inceleme ile hatalı karar verilmiştir. Ayrıca 11/09/2019 tarihli ek rapor talebimizi içeren dilekçemizde ayrıntılı olarak açıkladığımız üzere bilirkişiye defterler şirketin geçirmiş olduğu denetim sebebi ile karışıp eksik teslim edilmiştir. Daha sonra eksik kalan sayfalarda tamamlanarak dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bu hususta sehven yapılan hatamızı düzeltmiş bulunmaktaydık. Ancak yukarıda da belirttiğimiz üzere yerel mahkeme tüm bu delillerimizi incelemeden hatalı olarak karar vermiştir.
Davalı Tarafın ‘sizinle Şirketimiz Adına Muhatap Olacak Kişi …’dır ‘ Beyanını Kabul Etmiyoruz. … Şirket Adına Para Almaya Yetkili Kişi Olmadığı Gibi Şirket Çalışanı Da Değildir.
Davalının cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasında belirttiğinin aksine … şirket çalışanı olmadığı gibi firma adına tahsilat yapmaya , makbuz düzenlemeye yetkili biri değildir. Dolayısı ile yaptıklarını iddia ettikleri ödemeler müvekkil şirkete yapılmamış , borç tam ve düzgün bir şekilde yetkili kişiye ifa edilmemiştir. Önceki beyanlarımızda da belirttiğimiz ve yargılama aşamasında dikkat alınmayan husus ise davalı tarafın tacir olduğu , basiretli bir iş adamı gibi davranıp ödeme yaptığı kişinin şirket yetkilisi olup olmadığını kontrol etmesi gerektiğidir. Aksi durumda ticari hayatta her üçüncü bir kişiye makbuz düzenlettirip borcunu ödemekten imtina etme yoluna gidilecektir bu durum elbette kabul edilebilir değildir.
Sonuç Ve İstem :Yukarıda açıkladığımız ve re’sen gözetilecek sebeplerle istinaf taleplerimizin kabulü ile İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1419e 2019/1497k sayılı ilamının kaldırılmasına , haklı davamızın kabulüne karar verilmesini masraf ve ücreti vekaletin karşı taraf uhdesinde bırakılmasına…” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Davacı yüklenici şirket eser sözleşmesinden kaynaklı, davalı şirkete karşı alacak nedeniyle takibe giriştiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, bu sefer davacının itirazın iptali davasını açtığı, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı avukatı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı avukatı dilekçesinde;
1-Mahkemenin eksik inceleme yaptığını, kendilerinin defteri usul ve yasaya uygun olarak tuttuklarını,
2-Defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığının noterden sorulmadığını,
3-… isimli şahsın şirket çalışanı olmadığı, parayı almaya yetkili olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dava, yangın için alt yapı işi nedeniyle eser sözleşmesi kaynaklı yüklenici şirketin, iş sahibi şirketten alacağına ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Taraflar aralarında yaptıkları iş sözleşmesi ile … Sanayi Bölgesi’nde altyapı yangın işleri yapılacağı hususunda anlaştıkları, işin tamamlandığı, bedeli ödenmediği iddiasıyla davacı 72.999,90 TL cari hesap alacağını icra takibine koyduğu, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, davacının da bu davayı açtığı, mahkemece bilirkişiden raporlar ve ek raporlar alındığı, buna göre davalı şirkete ait 2017 defterlerinin Ticaret Kanunu’na göre noter açılış ve kapanış onaylarının alındığı ve delil niteliğine haiz olduğu, buna göre de davacı şirkete 135.001,00 TL fatura kaydına karşılık, 145.900,00 TL ödeme kaydığı bulunduğu, çeklerle teslim alan olarak … imzasına yapılmış olduğu, buna göre takip tarihi itibariyle davalı ticari kayıtlarında, davacıya borç kaydı olmadığı, …’ın davacı şirketin personeli unvanı, fiyat teklifi veren olarak da ismi bulunduğu, davacı firma ödemelerinin de belgelerde adı geçen …’a yapıldığı, böylece davacı alacağını ispat edemediğinden, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı avukatının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.12.2019 tarih ve 2017/1419 Esas, 2019/1497 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile kalan 26,30 TL harç bedelinin davacıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca dava değeri itibarıyla kesin olmak üzere 29.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.