Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1500 E. 2022/1587 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1500
KARAR NO : 2022/1587

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/878
KARAR NO : 2019/1324
DAVA TARİHİ : 01/08/2018
KARAR TARİHİ : 05/12/2019
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 25.11.2022
KARARIN YAZ. TARİHİ : 25.11.2022

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2019 tarih ve 2018/878 Esas, 2019/1324 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İDDİA VE İSTEK:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davalı şirketin fason plastik ürünleri yaparak davalıya sattığı, ancak yapılan ödemelerin bir kısmının bedelsiz kaldığı, konu ile ilgili icra takibine de itiraz edildiği” iddiası ile, itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili yanıt dilekçesinde özetle; “Taraflar arasında ticari ilişki olduğu, ancak cari hesaba göre takip konusu alacağın mevcut olmadığı” savunması ile, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 05.12.2019 tarih ve 2018/878 Esas, 2019/1324 Karar sayılı kararında özetle; “davanın kısmen kabulü ile; davalının Torbalı İcra Müdürlüğünün 2017/3010 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile 26.642,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına, hüküm altına alınan 26.642,00 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; davalı şirketçe fason üretim yapıldığı tarafların ve mahkemenin kabulünde iken, malzeme ve işçilik alacakları faturalandırılmayarak defterlere yansıtılmamış olduğundan, bu yönde inceleme yapılmamasının hatalı olduğu, keşifte davacı şirket yetkilisinin “salamura tankının davalı şirketçe üretildiği” yönünde ikrarı olduğu halde bu konuda tanık dinlenmediği, davacının fazla ödemesinin salamura tankından kaynaklandığı, bunun için tanık dinlenmesinin gerektiği, alacağın likit olmadığı, inkar tazminatı olamayacağı, yemin delillerinin hatırlatılmadığı belirtilerek, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Davacı “taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde, davalı şirketin fason plastik ürünleri yaparak kendisine sattığını, kendisinin ödemelerini eksiksiz yaptığını, ancak davalının eksik ürün verdiğini ve yapılan ödemelerin bir kısmının bedelsiz kaldığını, buna göre davalıdan alacaklı olduğunu, konu ile ilgili icra takibine ise haksız olarak itiraz edildiğini” iddia etmektedir.
Davalı ise “taraflar arasında ticari ilişki olduğu hususunun doğru olduğunu, ancak cari hesaba göre takip konusu alacağın mevcut olmadığını, davacı şirkete 10 tonluk plastik salamura tankı yapılıp verildiğini, fazla ödeme bulunmadığını, davacının fazla ödeme olarak iddia ettiği paranın da bu salamura tankının bedelinden kaynaklandığını, borçlu olmadığını” savunmaktadır.
Taraflar arasında; fason plastik ürünlerinin alım satımı ile ilgili bir ticari ilişki bulunduğu konusunda uyuşmazlık mevcut değildir.
Uyuşmazlık; bu ticari ilişki çerçevesinde davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olup olmadığı, varsa alacak miktarı hakkındadır.
İlk derece mahkemesince; tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişiye yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen 15/04/2019 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, “davalının iddia ettiği salamura tankını kendisinin yaptırdığı hususunu kanıtlayamadığı ve ticari defter kayıtları ile kanıtlandığı üzere davacının davalıya toplam 48.290 TL ödeme yaptığı, bunun davalı tarafından düzenlenen 7 adet fatura bedeli olan 21.647 TL den mahsup edildiğinde davacının davalıdan 26.642 TL miktarında alacaklı olduğu” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, bu miktar üzerinden itirazın iptali ile inkar tazminatına karar verildiği, iş bu kararın davalı vekilince istinaf kanun yoluna taşındığı görülmüştür.
İş bu karara dayanak 15/04/2019 tarihli mali müşavir bilirkişi raporu incelendiğinde; her iki tarafın ticari defterlerinin HMK.’nın 222. Maddesi gereğince usulünce tetkik edildiği, defterlerin usulüne uygun tutulmuş olduğunun ve sahibi lehine delil teşkil edeceğinin belirlendiği, davalı tarafından düzenlenen 7 adet fatura bedeli olan 21.647,10 TL’nin ödeme kaydının her iki taraf defterlerinde uyumlu olarak kayıtlı olduğunun, ancak davalının yaptığı işlere karşılık davacının 26.642 TL miktarında fazla ödemesinin bulunduğu kaydının sadece davacı ticari defterlerinde bulunduğunun, davalı defterlerinde olmadığının, bu uyumsuzluğun ise davacı tarafça sunulan çek ve banka havalesi gibi kesin delillerle kanıtlandığının belirtildiği, dolayısıyla HMK.’nın 222/2. Maddesine uygun olarak da bir belirleme yapıldığı, davalı tarafça iddia olunan “salamura tankı yapımının” ise her iki taraf defterlerinde de kaydının bulunmadığının tespit edildiği, sonuç olarak; bilirkişi raporunda ticari defterlerin yasaya uygun olarak incelendiği anlaşılmıştır.
Mahkemece; usulünce incelenmiş ticari defter kayıtlarına göre hüküm kurulmuş ise de, davalı tarafın temel savunması olan “davacının fazla ödeme olarak nitelendirdiği paranın10 tonluk salamura tankı bedeli olduğu” hususu üzerinde yeterince durulmadığı, bu konuda davacı şirket yetkilisi …’in keşifte alınan beyanında “tankın malzemelerinin kendileri tarafından alındığı, tank kalıbının fason üretim ve iç temizliği için davalı şirkete gönderildiği, ancak şirketin kalıbı eksik ve ayıplı olarak kendilerine teslim ettiği” yönündeki beyanı doğrultusunda tarafların bu konudaki delillerinin toplanıp değerlendirilmemesi doğru olmamıştır.
Ayrıca kabule göre de; davalı vekili cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmış olup, mahkemece “salamura tankının davalı tarafından yapıldığı ve davacı ticari defterlerinde görünen fazla ödemenin bundan kaynaklandığı” yönündeki savunmanın ile ilgili olarak davacı tarafa yemin teklif edip etmeyeceği konusunda hatırlatma yapılmaması doğru olmadığı gibi, ticaret şirketi olan taraflar arasındaki cari hesap çerçevesinde çek ve banka havalesi ile kanıtlanan ticari defter uyumsuzlukları söz konusu olup alacak yargılamayı gerektirmiş olup likit nitelikte olmadığından, icra inkar tazminatına hükmedilmesi de yasaya aykırı olmuştur.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş:
1-Öncelikle, davalı şirket savunması ile davacı şirket yetkilisinin keşifteki beyanı doğrultusunda “10 tonluk salamura tankının davalı şirket tarafından yapılıp yapılmadığının” tam olarak belirlenmesi bakımından; taraf vekillerine “bu tankın malzemeleri ve ayıplı yerlerinin onarımı ile ilgili varsa fatura, makbuz ve sair belgelerini sunmaları” için süre verilerek bu delillerinin toplanarak incelenip değerlendirilmesi,
2-Bu konuda ayrıca; dilekçelerinde delil olarak dayanmış olmaları koşuluyla taraf vekillerinin gösterecekleri en fazla ikişer tanıklarının usulünce dinlenmesi,
3-Yukarıdaki 2 maddedeki delillerle söz konusu savunmanın kanıtlanamadığı kanaatine varılması halinde, davalı vekiline yemin deliline başvurma olanağının sağlanması,
4-Bu aşamadan sonra ise; “salamura tankının tamamının ya da bir kısmının davalı tarafından üretildiğinin” kanıtlanması halinde, makine mühendisi bilirkişiden “tankın daha önce keşfen belirlenen ayıpsız bedeli ile ispat sonucu ortaya çıkacak ayıplı ve duruma göre malzeme hariç veya dahil bedelleri arasındaki farka göre sonuç değerinin belirlenmesi” yönünde ek rapor alınması,
5-Ek rapordaki tespit edilen tank bedelinin ticari defter incelemesi ortaya çıkan 26.642 TL bedelden mahsup edilmesi,
6-Son olarak da; yukarıdaki araştırmalara göre, salamura tankının davalı tarafından üretildiğinin kanıtlanıp kanıtlanmaması durumuna uygun oluşacak sonuç dairesinde hüküm kurulması olmalıdır.
22/07/2020 tarihli ve 7251 Sayılı Yasa ile Değişik HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesinde ise; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” halinde HMK 353/(1)-a-6. bendi uyarınca bölge adliye mahkemesinin, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği yönünde düzenleme getirilmiştir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle mahkemece esasa ilişkin deliller toplanıp değerlendirilmeksizin karar verilmiş olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun, HMK’nın 353/(1)-a/6.maddesi gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın dairemiz kararına uygun olarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2019 tarih ve 2018/878 Esas, 2019/1324 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Verilen kararın niteliği gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davalı tarafından yatırılan 454,98 TL yatırılan istinaf nispi karar harcının istek halinde yatıran davalıya geri verilmesine,
5-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a maddesi gereğince, kesin olmak üzere, 25/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.