Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1191 E. 2022/1218 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1191
KARAR NO : 2022/1218

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1277
KARAR NO : 2020/212
DAVA TARİHİ : 15/12/2015
KARAR TARİHİ: 10/03/2020
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 30.09.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 30.09.2022

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.03.2020 tarih ve 2015/1277 Esas, 2020/212 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin taraf avukatları tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Milli Savunma Bakanlığı’na ait Foça Deniz Tesisleri 3. Kısım inşaatının bazı işlerinin yapılması konusunda taraflar arasında düzenlenen taşeron sözleşmesi gereğince, davacı yüklenicinin edimini eksiksiz yerine getirdiğini, ancak davalının davacıya ait bir kısım hakediş miktarını ödemediğini” iddia ederek, toplam 86.135,87 TL alacağın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

YANIT :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “davalının, davacıya ait hakediş fatura bedellerinin tamamını gerek nakden, gerekse banka havalesi ile ödediğini, herhangi bir borcunun bulunmadığını” savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 10/03/2020 tarih ve 2015/1277 Esas, 2020/212 Karar sayılı kararında özetle; “davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 30.743,77 TL asıl alacak 4.346,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.090,21 TL alacağın asıl alacağa dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “bilirkişi raporlarının çelişkili olup bu çelişki giderilmeden raporlardan birine itibar edilmesinin usule aykırı olduğunu, delillerin gereği gibi değerlendirilmediğini, dava dilekçesinde keşif yapılması istenilmesine rağmen keşif yapılmadan evrak üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığını, bilirkişi heyetinde işin niteliği gereği makine mühendisi bulunması gerektiğini, ayrıca; davalı şirket yetkilisi tarafından gönderilen e-mail üzerindeki kalemle ilave edilen yazılar incelenmeden karara verildiğini, açıklanan eksik araştırmalardan dolayı yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu” ifade ederek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz ve denetime elverişsiz olduğunu, davalı şirketin tüm ödemelerinin raporda irdelenmediğini, esasen davalının ödemelerinin tam olup davacıya herhangi bir borcunun kalmadığını, mahkemece hatalı rapora dayanılarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu” ifade ederek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir.
Taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince; Foça Deniz Tesisleri 3. kısım inşaatının bazı işlerinin yapılmasına dair anlaşma sağlandığı, yapılan işte davalının … İnşaat – Muhlis …. ortaklığı ile yaptığı sözleşme çerçevesinde alt yüklenici olup bir kısım işleri de taşeron olarak davacıya verdiği, asıl iş sahibinin …. olduğu, dosyadaki tüm belgelerden anlaşılmaktadır.
Davaya konu sözleşme gereğince taşeron olan davacının kararlaştırılan işi tamamlayarak davalıya teslim ettiği, dolayısıyla üzerine düşen edimi yerine getirdiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık; “davalı tarafından davacıya hak edişin tam olarak ödenip ödenmediği, bu anlamda iddia olunan alacağın varlığı ve miktarı” noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece; her iki taraf tacir olup, aralarındaki eser sözleşmesi de ticari işletmeleri ile ilgili olmakla, ticari dava niteliğindeki davaya ticaret mahkemesi olarak bakılması ve tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılması yöntem olarak doğrudur. Ayrıca, işin yapılıp bitirildiği ile ilgili olarak uyuşmazlık bulunmadığından; keşif yapılması gerekli olmadığı gibi, ödeme savunmasının irdelenmesi bakımından defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılacağından, bilirkişi kurulunda mutlaka bir makine mühendisinin bulunması da zorunlu değildir.
Diğer taraftan; davacı vekilince ileri sürülen “e-mail olarak gönderilen belgedeki ilave yazıların incelenmesi” hususunun da, HMK.’nın 202. Maddesinde düzenlenen “delil başlangıcı” niteliğinde olabilecek bir veri olması ve bunun ancak takdiri bir delil olan tanık dinlenmesini gerektirmesi, iki tarafı da tacir olan davadaki alacağın varlığı ve miktarı hakkındaki uyuşmazlığın ise HMK.’nın 222. Maddesinde öngörülen prosedür çerçevesinde ticari defterlerin incelenmesi ile çözümlenecek ve defter kayıtlarının aksinin takdiri delil ile değil, ancak senet veya diğer kesin delillerle kanıtlanacak olması karşısında, önem arz etmediği değerlendirilmiştir.
Ancak; mahkemece her ne kadar 19.06.2019 tarihli 2. rapor ile 04.12.2019 tarihli ek rapor hükme esas alınmış ise de, yargılama aşamasında daha önce farklı bir bilirkişi kurulundan alınan 01.03.2017 tarihli 1. rapor ve 16.02.2018 tarihli ek rapor ile hükme esas alınan raporlar arasında alacak miktarı bakımından çelişki olup bu çelişki giderilmeden, kaldı ki aşamalarda alınan tüm raporlarda ticari defterler HMK’nın 222. maddesi içeriğine uygun bir şekilde incelenmeden, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle taraf vekillerinin istinaf başvuruları yerinde olup, söz konusu eksikliklerin giderilmesi bakımından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş: Hükme esas alınan 19.06.2019 tarihli 2. rapor ve 04.12.2019 tarihli ek rapor ile yargılama aşamasında daha önce farklı bir bilirkişi kurulundan alınan 01.03.2017 tarihli 1. rapor ve 16.02.2018 tarihli ek rapor arasındaki çelişkilerin giderilmesi bakımından, yeniden görevlendirilecek bir bilirkişi kuruluna, tarafların ticari defterlerinin ve ödemeye ilişkin sair belgelerinin HMK’nın 222. maddesi içeriğine uygun bir şekilde (kanuna göre usulüne uygun tutulmaları, açılış kapanış onaylarının yapılması, defter kayıtlarının birbirini doğrulaması, kayıtların aksinin kesin delillerle çürütülmemesi vs.) incelenmesi suretiyle rapor düzenlettirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi olmalıdır.
22/07/2020 tarihli ve 7251 Sayılı Yasa ile Değişik HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” halinde HMK 353/(1)-a/6. bendi uyarınca bölge adliye mahkemesinin, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği yönünde düzenleme getirilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmadığından, davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın dairemiz kararına uygun olarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ ile,
2-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.03.2020 tarih ve 2015/1277 Esas, 2020/212 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Verilen kararın niteliği gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davacı vekili tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf maktu karar harcı ile davalı vekili tarafından yatırılan toplam 599,40 TL istinaf nispi karar harcının talepleri halinde yatıran davacı ve davalıya iadesine,
5-Davacı vekili ve davalı tarafından ayrı ayrı yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a maddesi gereğince, kesin olmak üzere, 30.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.