Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/639 E. 2021/530 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/639
KARAR NO : 2021/530
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1205
KARAR NO : 2018/1128
DAVA TARİHİ : 26/10/2017
KARAR TARİHİ : 06/11/2018
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 08.04.2021
KARARIN YAZ. TARİHİ : 29.04.2021
İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.11.2018 tarih ve 2017/1205 Esas 2018/1128 Karar sayılı dosyasından verilen kararın davacı avukatı tarafından istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin istenilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi’nin 18.02.2019 tarih ve 2019/340 Esas 2019/405 Karar sayılı görevsizlik kararı ile, Dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 26.10.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketten tekstil ve konfeksiyon ERP çözümü adı altında … programı ve kapsamlı bir danışmanlık hizmeti satın aldığını, sözleşme kapsamında davalı şirket tarafından bahsi geçen programın kurulması, bu konuda şirket personeline eğitim verilmesi ve danışmanlık hizmeti verilmesine ilişkin olduğunu, söz konusu program ve hizmet bedelinin tamamının 18/09/2015 tarihinde 5.000 Euro, 02/11/2015 tarihinde 2.500 Euro ve 15/12/2015 tarihinde 2.500 Euro olmak üzere taksitler halinde davalı şirketin banka hesabına gönderildiğini, ancak müvekkilin edimlerini yerine getirmesine rağmen söz konusu programın tam ve eksiksiz olarak kurulmadığını, taahhüt edilen eğitim ve danışmanlık hizmetinin de verilmediğini, bu nedenle müvekkil şirketin zarara uğradığını, davalı şirketin edimini yerine getirmemesi üzerine müvekkil şirket adına İzmir …Noterliği’nden ihtarname gönderildiğini ve borçlu şirketten ödenen 10.000 Euro nun iadesi talep edilmiş ise de, müvekkilin taleplerinin geri çevrildiğini, bunun üzerine İzmir 27.İcra Dairesinin 2017/4462 Esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili amaçlı takip başlattıklarını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak borca ve ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiği, açıklanan nedenlerle, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı avukatı tarafından verilen dava dilekçesine yanıt dilekçesinde özetle; taraflar arasında sözlü olarak yapılan anlaşmanın tekstil ve konfeksiyon hizmetleri için ERP çözümü isimli … yazılımının kurulması ve bu konuda davacı şirket personeline eğitim ve danışmanlık hizmeti verilmesine ilişkin olduğunu, müvekkil firmanın KDV dahil teklifi 18.130,00 Euro iken sözlü olarak bedelin 15.000,00 Euro olarak kararlaştırıldığını ve davacı tarafından bu bedelin 10.000,00 Euroluk kısmının ödendiğini, davacının halen 5.000,00 Euro için ödeme yapmadığını, anlaşma ile kararlaştırılan bedel için kısmi ödeme yapılmasına rağmen müvekkil şirketin 08/09/2015 tarihinde sözü edilen yazılımın davacı şirket bilgisayarlarına kurulumunu tam ve eksiksiz olarak tamamladığını, davacı firma çalışanlarına anlaşmaya konu yazılım için eğitim verildiğini, davacı şirket personeline verilen eğitimlere ilişkin hizmet raporlarının müvekkil şirkette bulunduğunu, hizmet raporlarında eğitim verilen davacı şirket personelinin isim ve imzalarının yer aldığını, müvekkil şirketin, davacı şirket personelinden kaynaklanan uygulamalar için elektronik posta ve telefon yoluyla danışmanlık hizmeti verdiğini, bu kapsamda davacı personelinin veri girişlerini yapması gerektiği defalarca kez davacı şirkete bildirildiğini, davacı şirketin eğitim verilen personelinin hemen hemen tamamının işten ayrılması nedeniyle, müvekkil şirketin bildirimlerine rağmen, davacı şirket personelinin veri girişlerini tamamlamadığını, müvekkil şirketin, davacı şirkette görevlendirilen proje sorumlusunun da davacı şirketten ayrılmasından sonra personel bazında kurulum yapılan yazılım ile ilgili olarak davacı şirkette muhatap bulunamadığını, müvekkili hakkında açılmış bulunan iş bu itirazın iptali davasının reddine, davacının % 20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 06.11.2018 tarih ve 2017/1205 Esas 2018/1128 Karar sayılı kararı özetle; “davacı şirket ile davalı şirket arasında “… Programı kurulması ve şirket personeline eğitim ve danışmanlık hizmeti verilmesi” ne dair sözleşme yapıldığı, yapılan iş bu sözleşme kapsamında gerek taraf tanıklarının, gerek taraflar arasındaki yazışma içerikleri ve gerekse de mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi ve rapor içeriğine göre, her ne kadar davacıya ait bilgisayar sistemine virüs bulaşması sebebi ile yüklenmesi kararlaştırılan program içeriğine ulaşılamamış ise de, programın davalı şirketçe, davacı sistemine yüklendiği, yine gerek bir kısım davacı tanıkları, gerekse de davalı tanıkları beyanları içeriğine göre, davalı şirketin programın kullanımına ilişkin olarak, davacı şirket personeline eğitim hizmeti sunduğu, bu kapsamda davalı şirketin edimlerini yerine getirdiği, ancak programın davacı şirket tarafından kullanımının durdurulduğu, programa sistem üzerinden virüs nedeniyle erişilemediğinden, programın kullanımının durdurulmasının davalı şirketin kusurlu ve ayıplı ifasından kaynaklandığının tespit edilemediği, davacı tarafın ayıplı ve eksik ifa iddiasını kanıtlar mahiyette delil sunamadığı, iş bu nedenle icra takibinde haksız ve ağır kusuru olduğu kanaatine varılmakla davanın reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 21.12.2018 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde; davacı müvekkil, davalı şirket ile danışmanlık ve hizmet sözleşmesi verilmesi hususunda anlaşmış, ancak davalı sözleşmede kararlaştırılan edimleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini, kurulması gereken yazılımın sadece demosunun kurulduğunu, yazılımın kendisinin kurulmadığını, icra takibi öncesinde davalı tarafa gönderilen ihtarnameye de olumlu cevap verilmediğini, eksikliklerin giderilmediğini, bilirkişi raporunun hatalı ve çelişkili olduğunu, mali inceleme sonucunda davalının davacıya 10.000 Euro borçlu olduğunun tespit edildiğini, oysa bilirkişi raporunda da herhangi bir fatura kesilmediğinin belirtildiğini, davacı firma ödediği 10.000 Euro’ya rağmen tam ve eksiksiz hizmet alamadığını, itirazın iptali davasına konu icra takibi haklı olup alacaklının kötüniyetli olduğundan bahisle tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
YANIT:
Davalı tarafından istinaf dilekçesine karşı herhangi bir yanıt sunulmadığı UYAP ve dosya kapsamından anlaşılmıştır.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında, HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ayıplı olduğu iddia edilen bilgisayar yazılım programının kullanılamaması nedeniyle ödenen bedelin iadesi için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı taraf davalı tarafça kurulumu yapılan bilgisayar programının ayıplı olup çalışmaması nedeniyle karşı tarafa ödenen bedelin iadesini talep etmiş, davalı taraf davanın reddini savunmuş, mahkemece kurulumu yapılan bilgisayar programının ayıplı olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Eser sözleşmelerinde ayıp, eserin sözleşme ile işin niteliğine göre bulunması gereken bazı vasıfların bulunmaması ya da olmaması gereken bazı bozuklukların bulunması olarak tanımlanır. Ayıp ihbarının yapılması ve eserin teslim ya da iadesi, maddi vakıa niteliğinde olduğundan bunların her türlü delil ve tanık beyanı ile ispatlanabileceği kabul edilmektedir. Mahkemece kurulumu yapılan bilgisayar programı üzerinde konusunda uzman teknik bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak davalı yüklenici firmanın edimlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirip getirmediği, eserin ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği ve ayıplı ise TBK’nın 475.maddesi hükmüne göre iş sahibinin eserin reddi ve bedel ödemekten kaçınma, bedelden tenzil ve ücretsiz onarım ya da onarım bedeli seçimlik haklarından hangisini kullanabileceği konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması, yine kabule göre de yasal koşulları oluşmadığı halde davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi dairemizce isabetsiz görülmüştür.
22/07/2020 tarihli ve 7251 Sayılı Yasa ile Değişik HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesinde ise; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” halinde HMK 353/(1)-a-6.bendi uyarınca bölge adliye mahkemesinin, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği yönünde düzenleme getirilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece verilen karar, usul ve yasaya uygun bulunmadığından davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı avukatının istinaf kanun yoluna başvurusunun KABULÜNE,
2-İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.11.2018 tarih ve 2017/1205 Esas 2018/1128 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6.maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Verilen kararın niteliği gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davacı avukatı tarafından yatırılan 676,00 TL istinaf nispi karar harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a.maddesi gereğince, kesin olmak üzere 08.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.