Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/3066 E. 2022/82 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/3066
KARAR NO : 2022/82

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/456
KARAR NO : 2019/836
DAVA TARİHİ : 23/01/2019
KARAR TARİHİ : 04/09/2019
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 18.01.2022
KARARIN YAZ. TARİH : 31.01.2022

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04.09.2019 tarih ve 2019/456 Esas 2019/836 Karar sayılı kararının istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından Urla Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan 23.01.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile karşı yan arasında 03/10/2018 tarihinde akdedilen eser sözleşmesinin işin konusu başlıklı paragrafı uyarınca yapılacak işin müvekkiline ait … Mah. … Cad. No:… … …. adresinde bulunan ve … Restaurant isimli işyerinin çelik kostrüksiyon yapı imalat ve montaj dahil iş teslimi olduğunun kararlaştırıldığını, bu paragrafın hemen altındaki not bölümünde ise tüm çelik konstrüksiyon imalatlar malzeme işçilik, astar, iki kat, son kat montaj nakliye vinç hizmetleri dahil yerine uygun şekilde … Şti. tarafından 31/10/2018 tarihinde işe başlanacağının denilerek işin kapsamı, teslim ve başlama tarihlerinin kararlaştırıldığını, iş bedelinin 7 TL+KDV olarak birim fiyat olarak belirlendiğini, müvekkilinin ödemelerini 03/10/2018 tarihinde 150.000,00 TL peşin, 30/10/2018 21/11/2018 ve 17/12/2018 tarihlerinde 41.000,00 TL lik 3 adet çek ile 123.000,00 TL ve en son olarak 31/12/2018 tarihinde 5.000,00 TL ve 22/01/2019 tarihinde 1.550,00 TL olmak üzere toplam 279.550,00 TL lik ödeme yaptığını, bakiye kalan miktarın ise işin bitiminde ödemek üzere bekletildiğini, davalının sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmedikleri, davalı tarafa 09/11/2018 tarihli ihtarname ile işi tamamlaması için süre verildiği buna rağmen işin tamamlanmamış olduğunu, taraflar arasında akdedilen 03/10/2018 tarihli sözleşme ve proje uyarınca yapılması gereken işin ne kadarlık miktarının davalı şirket tarafından yapıldığını ve işin yapılma yüzdesi ile yapılan işin maliyetini, işin tamamlanması için müvekkili tarafından yapılan harcamaların belirlenerek işin tamamına göre oranın belirlenmesi doğan cezai şart alacak miktarının tespiti, davalı şirketten ne kadarlık alacakları doğduğunun tespitinin yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Urla Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.05.2019 tarih 2019/44 Esas 2019/339 Karar sayılı ilamı ile davanın ticari dava olması nedeniyle İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmiştir.
YANIT:
Davalı tarafından dava dilekçesine karşı herhangi bir yanıt sunulmadığı UYAP ve dosya kapsamından anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 04.09.2019 tarih ve 2019/456 Esas 2019/836 Karar sayılı kararı ile; “dava dilekçesi içeriğinden arabulucuya başvurulduğuna dair bir açıklama bulunmadığı gibi UYAP sisteminden yapılan incelemede ayrıntılı dosya bilgilerinin içeriğinde de arabulucuk başvurusuna dair bir kaydın mevcut olmadığı, böylelikle arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı anlaşılmakla, 6325 sayılı yasanın 18/A-2.bendi uyarınca herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatının 21.10.2019 havale tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; tensiple davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tensip ara kararının taraflara tebliğ edilmesi gerektiğini, dava şartı olan arabuluculuk dava şartını yerine getirmeleri için süre verilerek bekletici sorun sayılması gerektiğini, aksi takdirde vekalet ücretinin kaldırılması gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
YANIT:
Davalı tarafından istinaf dilekçesine karşı herhangi bir yanıt sunulmadığı UYAP ve dosya kapsamından anlaşılmıştır.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava, tacirler arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
19.12.2018 tarihinde yürürlüğe giren 06.12.2018 tarih 7155 sayılı Kanunun 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesinde “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmüne, aynı tarihte yürürlüğe giren aynı yasanın 23. maddesiyle 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-(2) maddesinin dördüncü cümlesinde “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacının istemi tacirler arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup nispi ticari dava niteliğindedir ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan TTK’ya eklenen 5/A.maddesi uyarınca dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasına dair dava şartına tabidir. HMK’nın 115/2.maddesinde tamamlanabilir dava şartı eksikliğinin giderilmesi için davacı tarafa süre verilebileceği belirtilmiş ise de 6352 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2.maddesinde arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedileceği açıkça belirtildiğinden anılan dava şartı eksikliğinin tamamlanabilir dava şartı eksikliği olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Zira arabuluculuk, tarafların mahkeme yoluna başvurmadan uyuşmazlıkları bir araya gelerek çözmeleri, bu şekilde daha hızlı ve barışcıl yöntemlerle sonuca ulaşmaları ile mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla getirilmiş bir alternatif çözüm yoludur. Buna göre mahkemece dava tarihinden önce arabuluculuğa başvurulmaması nedeniyle arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde değildir.

Davanın usulden reddi halinde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7.maddesi uyarınca tarifenin 2.kısmının 2.bölümü gereğince maktu vekâlet ücreti tayini gerektiğinden İDM’ce davalı vekili lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum görülmemiştir.
Urla Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.05.2019 tarih 2019/44 Esas 2019/339 Karar sayılı dosyasında dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edildiği, ön inceleme duruşmasında taraf vekillerinin beyanları alındıktan sonra görevsizlik kararı verildiği anlaşılmakla İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesince tensiben arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi HMK’nun 27.maddesinde belirtilen hukuki dinlenilme hakkının ihlali olarak değerlendirilmemiştir.
Her ne kadar davacı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiş ise de, mahkemenin karar gerekçesine göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04.09.2019 tarih ve 2019/456 Esas 2019/836 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan toplam 44,40 TL harcın mahsubu ile kalan 36,30 TL harç bedelinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361/(1) maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere 18.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.