Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2713 E. 2021/1600 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2713
KARAR NO : 2021/1600

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/596
KARAR NO : 2019/306
DAVA TARİHİ : 05/05/2016
KARAR TARİHİ : 14/03/2019
DAVA : Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09.12.2021
KARARIN YAZ. TARİH : 09.12.2021

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.03.2019 tarih ve 2016/596 Esas, 2019/306 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirketin döner robotu imalatı işiyle uğraştığını, dava dışı … ŞTİ’den aldığı paslanmaz saçların davalı tarafça kesimi yapılarak işlenmiş şekilde kendisine teslim ettiğini, ancak dava dışı firmadan alıp davalıya teslim ettikleri saçların eksik teslim edildiğini tespit ettiklerini, bu nedenle eksik mal tesliminden kaynaklanan 100.000 TL asıl alacak için davalı aleyhine takip başlattıklarını, davalının haksız şekilde takibe ve borca itiraz ettiğini beyanla, davalının takibe yaptığı itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesi ile; 2014-2015 yıllarında taraflar arasında ticari ilişki ve ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap bulunduğunu, davacının dava dışı firmadan aldığı ham madde şeklindeki metal ve saç ürünlerini davalıya teslim ettiğini, davalının davacı şirketten teslim aldığı ham maddeleri kesip şekillendirerek davacı şirkete teslim ettiğini, şekillendirerek teslim ettiği ürünler için fatura tanzim ettiğini, fatura ile teslim edilen ürünlere de davacı tarafından itiraz edilmediğini, ticari ilişkinin sona ermesinden sonra başlatılan takibin haksız olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle davalının davacıya borcu olmadığını beyanla davanın reddi ile davacı takibi kötü niyetle başlattığından aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 14.03.2019 tarih ve 2016/596 Esas, 2019/306 Karar sayılı kararında özetle; ‘..İncelenen icra dosyası, dosya içindeki belge, fatura ve irsaliyeler, davalı …’a ne miktar ürünün teslim edildiğine dair, teslim alındığına dair herhangi bir belge ve bilginin tespit edilemediği ve dosya içinde usulünce imzalatılmış sevk irsaliyeleri ya da teslim tutanakları da bulunmadığı için dava dışı firmadan alınan ürünlerin davalı firmaya teslim edildiğinin ispat edilemediği, davacı tarafından alacağının ispatı açısından hangi malların davalıya teslim edildiği ve iade alındığı hususunda yeterli belge ve delil sunulmadığı bilirkişi heyet raporunda da belirtilmekle, davacı taraf davasını ispat edemediğinden açılan davanın reddine ve İİK 67/2 uyarınca alacaklı, takibinde haksız ve kötüniyetli olmakla %20 kötüniyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine…’ karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarında dava dışı firma olan … ve davalının envanter defterleri incelenip stok hesaplarına bakılmaksızın eksik incelemeyle hazırlandığını, dava konusu malların teslim olgusunun iddiaları çerçevesinde bilirkişilerce incelenmediğini, eksik inceleme ile alınan ek raporla davanın reddine karar verildiğini, mahkemece alınan iki bilirkişi raporu arasında ciddi farklılıklar bulunmasına rağmen dosya yeni bir bilirkişi heyetine yerine önceki bilirkişi heyetinden ek rapor alınmak suretiyle hüküm kurulduğunu; yine kötü niyet tazminatı yasal koşullarının oluşmamasına karşın mahkemece aleyhlerine kötü niyet tazminatına hükmolunduğu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıkladıkları üzere, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava; eksik mal tesliminden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Somut olayda, davacı, döner robotu imalatı işi ile uğraştığını, dava dışı … ŞTİ’den satın aldığı ham malzemeleri işleyerek kesip saç malzemesi haline getirecek şekilde teslim etmesi hususunda davalı ile aralarında ticari ilişki olduğunu, fakat davalının dava dışı firmadan alınan malları eksik teslim ettiğini ve bu nedenle eksik mal teslimi nedeniyle uğradıkları maddi zararın tahsili için 100.000 TL asıl alacak üzerinden davalı aleyhine icra takibine geçtiğini, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı ise; davacı ile aralarında ticari ilişki ve bundan kaynaklanan cari hesap ilişkisi olduğunu kabul etmiş, ancak takibe konu edilen malların eksiksiz olarak davacıya teslim edildiğini, karşılığında fatura düzenlediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
Her ne kadar yerel mahkemece davanın reddine ve davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmiş ise de, mahkemece ulaşılan sonuç hatalıdır ve eksik incelemeyle araştırmaya dayalıdır.
1-)Eldeki davada davacı, malın eksik teslim edildiğini ve bu nedenle davalıdan alacaklı olduğu için icra takibine geçtiğini, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, 2014-2015 yıllarında taraflar arasında ticari ilişki ve ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap bulunduğunu; davacının dava dışı firmadan aldığı ham madde şeklindeki metal ve saç ürünlerini davalıya teslim ettiğini, davalının davacı şirketten teslim aldığı ham maddeleri kesip şekillendirerek davacı şirkete teslim ettiğini, teslim ettiği ürünler için fatura tanzim ettiğini, fatura ile teslim edilen ürünlere de davacı tarafından itiraz edilmediğini, ticari ilişkinin sona ermesinden sonra başlatılan takibin haksız olduğunu beyanla açıkça aradaki ticari ilişkiyi kabul ederek malı eksiksiz teslim edip karşılığında fatura düzenlediklerini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, ikinci heyetten alınan ek rapor esas alınmak suretiyle davacının davalıya hangi malları teslim ettiği ve teslim aldığı hususunda yeterli belge olmadığından davacının davasını ispatlayamadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ayrıca davalı lehine de kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir.
Oysa ki; Davalı, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi inkar etmemekte, davacı tarafla aralarındaki ilişki nedeniyle kendisine işlenmesi için teslim edilen malların tamamını teslim ettiğinden dolayı borcu olmadığını iddia etmektedir. TMK’nun 6.maddesi gereğince, kural olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.
Buna göre; ispat yükünün akdi ilişkiyi inkar etmeyip malları teslim ettiğini iddia eden davalıda olduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken, aksine düşünceyle ispat yükünün ters çevrilerek davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.(Yarg. 3. HdE: 2012/19388 K: 2012/26121) (Yarg. 3. Hd .E : 2012/ 19388 -K: 2012/26121)
2-)Bununla birlikte; Yargılama sırasında ilk heyetten alınan raporda davacının davalıdan toplam 203.469.00 TL alacaklı olduğunun tespit edilmesine karşın itirazlar üzerine ikinci heyetten alınan rapor ve ek raporla da davacının davalıya hangi malları teslim ettiği ve teslim aldığı hususunda yeterli belge olmadığından davacının alacağı olmadığının tespit edildiği görülmüştür.
Bu haliyle iki farklı heyet raporunun arasındaki tespitler ve ulaşılan sonuç arasında açık bir şekilde çelişki bulunduğu anlaşılmakla; İspat yükünün davalıda olduğu gözetilerek, davalının malların teslimi ile ilgili delilleri sorulup, varsa ibrazı için süre verilerek; Davacının dava dışı … Şti. defter ve kayıtlarına da delil olarak dayandığı nazara alınmak suretiyle davacıdan temin edilen kayıtlarla yetinilmeksizin gerekirse bilirkişilere dava dışı şirkete ait defter ve kayıtları yerinde inceleme yetkisi tanınarak, 6100 sayılı HMK’nın 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından bu dosyadaki ihtilâfla ilgili yeniden oluşturulacak konusunda uzman farklı (3.) bilirkişi kurulundan ilk ve ikinci heyet ile asıl ve ek raporlar arasındaki farklılığı ve çelişkiyi giderecek gerekçeli, tarafların tüm iddia ve itirazlarını karşılayacak ve denetime elverişli yeni bir rapor alınarak, açık çelişkiyi giderecek biçimde gerekçeli ve denetimine elverişli rapor alınıp değerlendirilerek davanın sonuçlandırılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırıdır.
3-)Keza; Mahkemece itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi yanında davalı lehine %20 oranında kötü niyet tazminatına da hükmedilmiştir. İİK’nın 67. madde hükmüne göre davacı alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız bulunması yeterli olmayıp aynı zamanda kötü niyetli olduğunun da kanıtlanması gerekir. Somut olayda davacı alacaklının kötü niyetli olduğuna dair dosyada herhangi bir kanıt ileri sürülmediği gibi mahkemece de gerekçesinde bu konuda davacının kötü niyetini gösterecek bir husus açıklanmamıştır. Dolayısıyla mahkemece, dosyanın mevcut haliyle kötü niyet tazminatını kabul etmesi de yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 15hd. 2008/3682 Esas- 2008/6852 Karar).
Yukarıda açıklanan sebeplerle, davacı avukatının istinaf kanun yoluna başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı avukatının istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.03.2019 tarih ve 2016/596 Esas, 2019/306 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Verilen kararın niteliği gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin karar harcının isteği halinde yatıran davacıya geri verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a maddesi gereğince, kesin olmak üzere, 09.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.