Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2419 E. 2021/1436 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2419
KARAR NO : 2021/1436

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/661
KARAR NO : 2019/751
DAVA TARİHİ : 29/05/2018
KARAR TARİHİ: 11/06/2019

DAVA : 3. ŞAHIS TARAFINDAN AÇILAN MENFİ TESPİT
KARAR TARİHİ : 16.11.2021
KARARIN YAZ. TARİH : 09.12.2021

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.06.2019 tarih ve 2018/661 Esas 2019/751 Karar sayılı kararının istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi’nin 20.09.2019 tarih ve 2019/2123 Esas 2019/1700 Karar sayılı görevsizlik kararı ile, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 29.05.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı ….’nın alacaklısı olduğu İzmir 7.İcra Müdürlüğü’nün 2018/2021 Esas sayılı takip dosyasından müvekkili ….ne 08.08.2017 tarihinde 89/1 birinci haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğini, borçlu ….’ın müvekkili banka nezdinde mevcut hak ve alacaklarının haczinin talep edildiğini, bankada yapılan araştırmaya göre, takip borçlusunun müvekkili banka nezdinde hesapları olduğunu, ilgili icra dosyasına ilişkin haciz kaydının ikinci sıradan işlendiği İstanbul İcra Daireleri muhabere bürosu kanalıyla süresi içerisinde 09/03/2018 tarihinde itirazen bildirildiği, akabinde alacaklı tarafından müvekkil banka genel müdürlüğüne aynı borçlu için aynı dosya üzerinden kanuna aykırı bir şekilde 89/2 ikinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkili banka tarafından söz konusu 89/2 haciz ihbarnamesine de ayrıca itiraz edilmiş olmasına rağmen, alacaklı tarafça bu kere de müvekkil banka genel müdürlüğüne 89/3 üçüncü haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve söz konusu ihbarname 25/05/2018 tarihinde tebellüğ edildiğini, halbuki davalı tarafın alacaklısı olduğu İzmir 7.İcra Müdürlüğünün 2018/2021 Esas sayılı takip dosyasının borçlu ….’nin haciz ihbarnamelerinin gönderildiği müvekkil …. uhdesinde …. özlük numaralı hesabı bulunduğunu ve söz konusu özlük numarasına ait hesapta birinci haciz ihbarnamesinin müvekkil ….ne tebliğ edildiği 08/03/2018 tarihinde 55,26 TL olduğu, icra müdürlüğü talebi ile borçlu hesabına 2.sıradan bloke konulduğunu, bu nedenlerle İzmir 7.İcra Müdürlüğünün 2018/2021 Esas sayılı dosyasının celbi ile söz konusu takip dosyasına ibraz edilmek üzere, dava dosyası ile takip alacaklısı (davalı) aleyhine İ.İ.K 89/3.maddesi uyarınca menfi tespit davası açıldığına dair vesika verilmesini, müvekkili bankanın davalı-alacaklıya 13.286,89 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı avukatı tarafından dava dilekçesine karşı verilen yanıt dilekçesinde özetle, davacı tarafın birinci haciz ihbarnamesine 09.03.2018 tarihinde İstanbul İcra Müdürlüğü kanalı ile cevap verdiği dilekçesi ekinde sunduğu fotokopi evrak ile iddia etse de bu evrakın icra dosyasına hiç girmediğini, bu fotokopi evrak dikkatlice incelendiğinde evrak sayı numarası bölümünün de boş olduğunun açık bir şekilde görüleceğini, davacı tarafın ikinci haciz ihbarnamesine de cevap verdiğini belirttiğini, fakat ikinci haciz ihbarnamesine cevap olarak gönderildiği söylenen evrakın üzerinde ne bir kaşe ne de bir sayı numarası ya da icra dosyasına sunulduğunu gösterir herhangi bir ibare ve işaret bulunmadığını, bu güne kadar İzmir 7.İcra Dairesi 2018/2021 Esas sayılı dosyasına da böyle bir evrak girmediğini, İzmir 7.İcra Dairesinin aynı konuya ilişkin olarak memur muamelesini şikayet nedeniyle İzmir 4.İcra Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2018/539 Esas sayılı dosyasına verdiği 12.06.2018 tarihli cevabında dosyadaki ve dairedeki araştırmalar neticesinde …. tarafından birinci ve ikinci haciz ihbarlarına yapılan herhangi bir itiraza rastlanmadığını açık bir şekilde belirtildiğini, tüm bu nedenlerle kanuna aykırı ve haksız olarak açılan iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 11.06.2019 tarih ve 2018/661 Esas 2019/751 Karar sayılı kararında özetle; “davacının itirazlarını süresi içerisinde yaptığı ve borçlu hesabına bloke koyduğu kabul edilse bile, bu durumun icra dosyasına yansımadığı, ne icra müdürlüğünün, ne borçlunun bu durumdan haberinin olmadığı, dolayısı ile 3.haciz ihbarnamesinin gönderilmesinde davalının da bir kusurunun bulunmadığı, nitekim İzmir 4.İcra Hukuk Mahkemesinin kararı ile de aynı kanaate varıldığı, iki itiraz dilekçesinin de dosyada bulunmadığı ve davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği anlaşıldığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve takdiren taraf vekillerine ücreti vekalet takdirine yer olmadığına, dava esas bakımından konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı avukatı tarafından verilen 04.07.2019 havale tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; davacının İzmir 7.İcra Müdürlüğü’nün 2018/2021 Esas sayılı takip dosyası üzerinden gönderilen 1.ve 2.haciz ihbarnamelerine itiraz etmediğini, 3.haciz ihbarnamesine karşı menfi tespit davası açtığını, mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, haklılık durumu dikkate alındığında vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının vekalet ücreti ve yargılama masrafları yönünden ortadan kaldırılmasına karar verilmesin beyan etmekle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
YANIT:
Davacı avukatı tarafından, istinaf başvuru dilekçesine verilen yanıt dilekçesinde özetle, davanın konusuz kaldığını, borcun ödendiğini, konusuz kalma sebebinin davacıdan kaynaklanmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğunu, istinaf talebinin reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, İİK 89/3.maddesi gereğince açılan menfi tespit isteğine ilişkindir.
İİK’nın 89/3.maddesi;”Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./18.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir.” şeklindedir.
Açılan dava niteliği itibariyle İİK’nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit isteğine ilişkin bulunmakta olup, içeriği yukarıda açıklanan madde kapsamında da açıkça belirtildiği üzere, davacı üçüncü kişi, takibin yapıldığı yer veya kendi ikametgahı mahkemesinde bu davayı açabilir.
İlk Derece Mahkemesi’nce icra dosyasında alacaklı konumunda bulunan …. ‘nın alacağını tahsil ettiği, davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına, 3.haciz ihbarnamesinin gönderilmesinde tarafların bir kusurunun bulunmadığı, davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği anlaşıldığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve takdiren taraf vekillerine ücreti vekalet takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi halinde, yargılama giderleri ile bunun kapsamına dahil olan vekalet ücreti (HMK m. 323/1-ğ) hakkında, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu nazara alınarak hüküm tesis edilmelidir.(HMK m. 331/1).Somut olayda üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiği tarih itibariyle davacı ….’ın alacaklı tarafa borcunun bulunup bulunmadığının araştırılarak haklılık durumunun tespit edilmesi, buna göre vekalet ücreti ve yargılama masraflarının takdir edilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi dairemizce usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
22/07/2020 tarihli ve 7251 Sayılı Yasa ile Değişik HMK’nın 353/(1)-a-6.maddesinde ise; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” halinde HMK 353/(1)-a-6.bendi uyarınca bölge adliye mahkemesinin esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği yönünde düzenleme getirilmiştir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere aykırı olarak karar verilmiş olması nedeniyle, davalı avukatının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı avukatının istinaf kanun yoluna başvurusunun KABULÜ ile,
2-İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.06.2019 tarih ve 2018/661 Esas 2019/751 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Verilen kararın niteliği gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davalı avukatı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf maktu karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran davalıya geri verilmesine,
6-Davalı avukatı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a.maddesi gereğince kesin olmak üzere, 16.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.